“Kurultay kararını olumlu bulmuyorum”

“Kurultay kararını  olumlu bulmuyorum”

08.09.2014 10:47:14


Silivri festivallerle şenlenirken, CHP’de kurultay sancısı hakim. İlçe gündemi ile Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında milletvekilliği hazırlıklarına ilişkin Hürhaber’in sorularını yanıtlayan Işıklar, görüşlerini ortaya koydu, son gelişmeler hakkında bilgi verdi.

"‘ÇATI ADAY’ FORMÜLÜ ÖNEMLİ BİR BAŞARIYDI”
Sevginar Uygun: CHP’nin kurultay kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Özcan Işıklar: 5-6 Eylül tarihleri arasında CHP Kurultaya gidiyor; genel başkanımızın daveti tüm delegelere ulaştı. Tüzükte değişiklikler öngörülüyor, kurultayda içerikleri tartışılacak. İlk gün genel başkan, ikinci gün parti meclisi seçimi var. CHP’nin Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde MHP ve diğer 9 parti ile ortaya koyduğu ‘çatı aday’ çabası Türkiye tarihinde bir ilktir. Büyük bir uzlaşma kültürünü yansıtması açısından ‘çatı aday’ çalışmasını çok önemli ve başarılı buluyorum.

"%51,5 YERİNE %65’LE SEÇİLME TEHLİKESİ ÖNLENDİ”
Toplumda bu ilk etapta tam olarak anlaşılamadı. Hatta bazı eleştiriler var, deniyor ki; ‘Biraz matematik bilinseydi ilk turda her parti kendi adayını çıkartır, alınan sonuca göre, ikinci turda ortak aday konusunda uzlaşma sağlanmalıydı’. Ama siyaset sadece bir matematik değil, bu işin sosyolojisinin de olduğunu hatırlatmak lazım. CHP ilk turda kendi adayıyla çıksaydı, oy oranı %28 olduğunu varsayarsak, MHP de kendi adayıyla -17 oy alırdı. HDP adayının %7-8 aldığını düşünürsek geriye %48 kalıyor ve ikinci tura giderdik. Ama o zaman %51,5 seçilen bir Cumhurbaşkanı yerine, %65’le seçilmiş biriyle karşı karşıya kalabilirdik. Bu noktadan sonra dengesiz, orantısız bir gücü ortaya getirip onarılmaz bir yaraya sebebiyet de verilebilirdi. Maalesef Türkiye’de gücün, iktidarın kullanılması demokrat dinamitlere göre çalışmıyor. Kuvvetler ayrılığı prensibi yerle bir edilmiş, adalet, basın, yargı, yürütmenin ne kadar büyük bir baskı altında olduğunu biliyoruz.

"BAŞARISIZLIK SÖZ KONUSU DEĞİL”
Orantısız bir kampanya süreci yaşandı. Devletin bütün olanaklarıyla, görevdeyken seçime girmiş bir adayın karşısında ‘çatı adayı’nın Türkiye açısından çok da iyi sonuç aldığını düşünüyorum. Kesinlikle bir başarısızlık söz konusu değil.

"SEÇİMİN SONUCUNU OY KULLANANLAR DEĞİL KULLANMAYANLAR BELİRLEDİ”
CHP’yi kurultaya götüren süreci iyi değerlendirmek lazım. Örneğin 13 Milyon insan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sandığa gitmedi. Bunun nedeninin araştırılması lazım. Eski Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer’in bile gidip de oy kullanmamasını ibretle karşılıyor, söyleyecek söz bulamıyorum. Seçimin sonucunu bana göre oyunu kullananlar değil, kullanmayanlar belirledi. 13 Milyon insan bir Avrupa ülkesinin bırakın seçmenini, toplam nüfusundan bile fazla.
Recep Tayyip Erdoğan AKP olarak yerel seçimlerde 20 Milyon 500 bin oy aldığı oranı %43. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yine 20 Milyon 500 bin oy aldı oranı %51.5. Seçimlere katılmayanların bu oranı yükselttiği çok açık.

"KURULTAY KARARI BİR DİZİ ADALETSİZLİĞİN TARTIŞILMASI ÖNÜNDE KALKAN OLDU”
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı belirlemesi ve seçim sonucunu başarısızlık sayıp da buna dayalı bir kurultaya gidilmesini yanlış buluyorum. Kurultay amacının tartışılmasını önleyen bir unsur olarak görüyorum. Kurultaya gidişimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın seçilirken yaşadığı süreci, yaptığı propagandayı ve başbakan ataması gibi antidemokratik birçok olayın tartışmasını ve toplumun bunları görmesini önleyen bir kalkan gibi oldu. CHP yerine cumhurbaşkanlığı seçiminin gerekçe ve sonuçlarını tartışması lazımdı toplumun.Bir çok görüştüğüm vatandaş da bunu teyit ediyor, partinin temsilcisi olarak bana bununla ilgili tepkisini ifade ediyor. Bence de genel seçimlere 8 ay kala, erken kurultaya gitmek yerine konularını iyice içinde akılcı platformlarda tartışıp, sindirip, bunlardan dersler çıkartıp, toplumun yapı ile dokusunu iyi tahlil edip fırsat olarak kullanılsaydı bu süreç. Ve kurultay da genel seçimlerin ardından olağan döneminde yapılsaydı. Benim bakış açım bu.

"KURULTAY KARARINI OLUMLU BULMUYORUM”
Kim kazanır, kim kaybeder, hangi adayı destekliyorsunuz gibi bir soruyu da anlamsız buluyorum. Buna cevap vermek, görüş belirtmek eleştirdiğim sürecin parçası olmak anlamına gelir. Olağan üstü kurultay karar sürecini çok olumlu bulmuyorum. Bir şeyleri tartıştırmadığını, perdelediğini bildiğim bu durumda "Kimi destekliyorsunuz?” gibi mantıksız bir süreci de desteklemek istemem.

"KILIÇDAROĞLU DA İNCE DE CHP’YE LAZIM”
Bu partinin bir genel başkanı var ve seçimlere gidiyor. Seçimlere kadar olan zamanın parti içi dinamitler açısından değerlendirilmesini çok daha doğru ve faydalı olacağını düşünüyorum. Bana göre Kemal Kılıçdaroğlu da Muharrem İnce de bu partiye lazım. Bizim birbirimizi bölerek, parçalayarak, kırarak tartışma gibi bir kültür zenginliğimiz yok! Türkiye’nin yaşadığı sorunlar ışığında CHP içinde kişiselliğe dönük tartışmaları "O gitsin”, "Bu gelsin” gibi gereksiz, kısır tartışmaları gereksiz buluyorum. Parti içinde tartışmamız gerekenler; yeni bir sentez, toplumun ihtiyaç ile beklentilerini karşılayacak projelerdir. Toplumdaki gelir dağılımı adaletsizliğini ortadan kaldıracak, basını baskı altında olmaktan kurtaracak, işsizliğe çare olacak, dış politikanın içinde bulunduğu Ortadoğu çıkmazından kurtaracak çözüm önerilerini tartışmalı CHP.
CHP kurultaya gidecekse; genel başkanının kim olduğunun çok önemli olmadığı, kendi dinamitleri içinde güçlü kurumsal bir yapının daha da sağlamlaştırılması adına bir zemin olarak kullanmalıydı bu süreci. Maalesef öyle bir görüntü görmüyorum. CHP’nin daha çok içeriye dönük, topluma mesaj veren, önüne proje koyan bir yapıya dönüştürülmesine fırsat yaratır inşallah kurultay sonuçları itibariyle!

"GENEL SEÇİMLERDE AKLI SELİM İNSANLARA ÇOK İŞ DÜŞÜYOR”
Toplumun önüne onu ötekileştiren, ayrıştıran, farklılaştıran, bölerek, yüzde 50’nin karşısına başka bir %50 koyan ülkemizin geleceği için umut vaat etmeyen bir seçim sürecinden çıktık. İnsanın içini ısıtmayan şeyler yaşadık. Cumhurbaşkanının ilk defa halk tarafından seçiliyor olmasının getirdiği olumlu bir hava ve etki yok toplumda. Biz bunları tartışamadık ama seçim süreci çok katı bir ayrışma ile geçti. Toplumda da ileriye dönük bir heyecan umut vaat edemedi maalesef. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardında da parlamenter demokrasi sınırlarını zorlayan, Anayasada olmayan yetki ve anlayışla başbakan seçimi yaşadık. Ancak genel seçimlerden sonra Türkiye’nin raylarına oturmaya çalışacağını düşünüyorum. Genel seçimlerde aklıselim, duygusallıkla bakmayan insanlarımıza çok iş düşeceğine inanıyorum.

"UMARIM KURULTAY, TÜRKİYE SORUNLARININ ÇÖZÜMÜNE FIRSAT OLUŞTURUR”
Kurultayımızın partimizin bir iç çalışması şeklinde olmasını temenni ediyorum. Gelecek seçimlere kadar CHP’nin, toplumun beklentilerine dönük projelendirme tartışma, iç ve dış politikayı şekillendiren, enerji, Türkiye’nin Güneydoğu sorununu, Ortadoğu ve Avrupa Birliği bakışını netleştirmesi, kafa karışıklıklarını da ortadan kaldırması gerekiyor. İçe dönük istihdamı, üretimi arttırıcı, yerle bir olmuş tarımı iyileştirici projeler geliştirmesi lazım. 75 Milyon nüfuslu, sanayileşmiş bir ülke için sadece 5 Milyon kişinin bu alanda istihdam edilişinin ne kadar düşük bir rakam olduğu anlaşılmalı. Sanayileşme ve tarımsal üretime önem vermemiz gerekiyor. İstihdamı arttırıp, işsizliği azaltacak çözümler bulmalıyız. Milli eğitim ve sağlık konusunda temel politikalarımızı gözden geçirmemiz lazım. En önemlisi de gelir dağılımı adaletsizliğini tartışıp çözümlerini hayata geçirmeliyiz. Umarım CHP’nin kurultayı Türkiye’nin bu acil sorunlarının çözümüne yönelik fırsatlar oluşturur.

"SİLİVRİ’DEN BİR CHP’Lİ MİLLETVEKİLİ ÇIKMASINI ARZU EDİYORUZ”
Sevginar Uygun: Kurultayın, genel seçimlerde milletvekili belirlemelerine etkisi ne olur?
Özcan Işıklar: Milletvekilliği ile ilgili kurultayda bir kota belirleneceğini, geri kalanlarının da ön seçimle seçileceği konusunda duyumlar alıyoruz. Eğer tüzükte bir değişiklik olmazsa aday belirlemelerinin ön seçim ağırlıklı olacağını biliyoruz. Umarım Silivri’den de, ilçemizi temsil eden bir milletvekili adayımız olur. Kışın 200 bin, yazın 500 bin nüfuslu bir yer olarak Silivri’den de bir milletvekilinin çıkmasını çok arzu ediyoruz. AKP’den var, CHP’den de olmalı.

"SİSTEM DEĞİŞİYOR BAHANESİYLE MİLLİ EĞİTİMDE KIYIM YAPILDI”
Sevginar Uygun: Genel seçimlere giderken, Silivri’de de hissedilen genel anlamdaki yönetim sorunları neler sizce?
Özcan Işıklar: Milli eğitim ve "Çözdük” denilen sağlık alanındaki sorunlar hat safhada. Sağlıkta bugün tekrardan ‘paran yoksa öl’ anlayışı hortlamış durumda. Aile hekimleri aynı vaziyette, üniversite hastaneleri özelleştirilmek üzere. Türkiye’de müthiş bir varlıklarından vazgeçme, zenginliklerini satmak, kaynakların çarçur edilmesinin dışında ‘zenginliklerinin transferi’ anlamına gelecek uygulamalar yapılıyor.
Eğitimde de bu kadar yasa, liyakat, geçmişteki başarıyı tanımaz, tecrübeye, emeğe saygı duyulmayan bir anlayışla karşı karşıyayız. Son örneği ilçemizde milli eğitim ve okul müdürlerimize yapılanlar. Sistem değişiyor bahanesiyle Silivri’de de hissettiğimiz Türkiye genelinde bir kıyım yapıldı. Devleti partileştirmek mi, partiyi devletleştirmek mi dersiniz ama her ikisinin anlamına da gelebilecek şeyler yapılıyor. Ciddi bir kıyım oluştu. Yeni gelen arkadaşlara bir şey söylemiyorum ama emek harcayanların gidiş şekli kaygı verici. Bu kadar rütbe tenzili yapılan bir yerde izahını yapmazsanız, yapamazsanız kanamaya, acıya sebebiyet vermektir bu. İlçe Milli Eğitim müdürümüz, Esin İbak ve diğer okul müdürlerimizde bunların örneklerini gördük. Çok başarılı çalışan örneklerin siyasete kurban gittiğini, hatta bir ilçe başkanının tarif ederek ve üstünü çizerek yıllara dayanan emeği yok saydığını hazmetmek ve tepkisiz izlemek mümkün değil. Acımasızca insanları ziyan zebil etmenin mutlaka bir karşılığı olacaktır. Bunu yapanlar siyasi tatmine ulaşmış olabilirler ama öğrencilerin eğitimine verdikleri zararı hesap etmeliler. Milli eğitim kadrolaşmasında bir zarar ve yozlaşma yaratılıyor ne yazık ki. Ben imam hatiplere karşı değilim ama dışarda kalan her öğrenciyi de zorla oraya kaydettirmek özellikle Alevi toplumda infial yaratmıştır. İnançlara saygılı bir memlekette siz bu zorunlulukla laik devlet anlayışını temelden yıkmış olursunuz.

"UZLAŞMA YERİNE YAPIYI DAHA KIRILGAN HALE GETİRME ISRARI KAYGI VERİCİ”
Demokrasi çoğunluğun azınlığa tahakkümünü önlemek için vardır. Çoğunluk her yerde var. Sistemi demokratik yapan azınlıkların haklarının güvence altına alınmasıdır. 30 Milyon Alevi’yi azınlık olarak değerlendirmiyorum tabi. Uzlaşma yerine kadrolaşma ile sıkıntılı olan yapıyı daha kırılgan bir hale getirme yöntemlerindeki ısrarı gelecek ile ilgili iyi ve umut mesajları vermiyor. Hükümetle yerel anlayışların bu kadar zorlandığı bir zamanda Türkiye’nin gidişatının da insanın içini ısıtan, yaşama umudu veren, ileriye umutla bakabilen bir durumda olmadığı çok açık görülüyor. Toplumdaki bu yılgınlığı, bezginliği bir fırsata dönüştürüp ‘Nasıl olsa sessizleşmiş baskı altına alınmış’ bir toplumdan çıkan sonucu kimse başarı gibi göstermeye çalışmasın. Çünkü fırtına öncesi sessizliğe dönüşen bir enerji birikmesi var. Genel seçimlerde bunun fark edileceğine inanıyorum. Toplumun bu kadar duyarsız olabileceğine inanmıyorum. Bir Taksim örneği var önümüzde. Toplumumuzda tepkisini gerektiği şekilde gösterme refleksi var.

"İHALE YENİLENECEK”
Sevginar Uygun: Silivri kamuoyunda özellikle muhaliflerinizin gündemde tuttuğu bir çöp ve temizlik ihalesi var. Bu sürecin son durumu hakkında bilgi verir misiniz?
Özcan Işıklar: İhale yapıldı. Yasal bir takım değişiklikler söz konusu; komisyondan geçen TBMM’ne gelmek üzere olan. Bu kararlardan dolayı çöp ihalesini yenileme kararı aldı komisyon. Daha çok firmanın katılımıyla rekabeti arttırmak gerekiyor. Ve de tazminatların hesaplanması eklenecek. Tazminatlar daha önce ihale şartlarına konmadan ödeniyordu şimdi konulacak; yasal olarak zorunlu hale geldi. Komisyondan geçen karar yasallaşacak büyük ihtimalle, TBMM açılır açılmaz da geçecek. Hizmet alım süresi üç yıldan az olamayacak ve tazminatlar da konulmak zorunda olduğu için ihalenin yenilenmesi komisyon tarafından uygun görüldü. Sürecin yasa ile eşleşmesi bakımından ihalenin yenilenmesine karar verildi. Bu konu hakkındaki söylentilerin hepsi bir amaca yönelik olup, spekülasyondan ibarettir. Yasal sürecin dışına çıkmamız söz konusu değil. İsteyen de ihtiyaç duyduğu bilgiyi ilgili müdürlük ve başkan yardımcımızdan alabilir. 6. Yılımız oldu Silivri Belediyesinde hiçbir zaman bu kadar siyasi inisiyatiflerden uzak, saydam bir yönetim şekli ve ihale anlayışı uygulanmamıştır.

"FARKLI SİYASİ GÖRÜŞLERİN BİRBİRİNE HOŞGÖRÜSÜ SİLİVRİ’NİN ZENGİNLİĞİ”
Sevginar Uygun: MHP’yi kontrol altında tuttuğunuz yönündeki yorumlardan sonra, şimdi de AKP’yi dizayn etmeye çalıştığınız şeklindeki söylemler söz konusu. Bunları nasıl yorumluyorsunuz?
Özcan Işıklar: Silivri’de farklı siyasi görüşteki insanların bir araya gelip, konuşabiliyor, tartışabiliyor olması çok güzel bir zenginlik. AKP İlçe Başkanlığına adaylığını ilan eden Bulut Banazılı’yı yeni tanıdım. Silivri’de siyaset yapan diğer arkadaşlarımızla yıllardır hoşgörü içerisinde siyasi mücadelemizi sürdürüyoruz. Siyasette el sıkacak mesafeyi bırakmayan, diyalog içinde olmayan, yüz yüze bakamayacak durumdaki insanlar zaten siyaset yapmasın. Türkiye’nin de Silivri’nin de böyle siyasetçilere ihtiyacı yok. Farklılıklarına, ayrı düşüncelerine rağmen, bir araya gelebilen ve bunu çağdaş, modern, demokrat anlayışla tartışabilen insanlara ihtiyacımız var.
Bulut arkadaşımıza başarılar diliyorum. Talip olduğu makama gelip gelmemesine parti yetkilileri ve teşkilatı karar verir; bunu belirleyecek kişi ben değilim.
AKP’nin ilçe başkanlarıyla Silivri’nin konularını açık, her vatandaşımızın ulaşıp katılabileceği ortamda konuşabilmeyi eğlerim. Gizli kapılar ardında pazarlıklar yaparak Silivri’nin siyasi kültür gelişimine katkı sunamazsınız, zaten bunu yapan insanların derdi de ancak kişisel çıkarları olur kamu yararı yoktur gündemlerinde; bunun örneklerini özellikle seçim zamanlarında da diğer dönemlerde de ziyadesiyle gördük. Çay bahçesinde Silivri’de siyaset yapan veya geçmişte aktif siyasette sorumluluk üstleen insanlarla, sıradan vatandaşlarla kentimizin geleceğini konuşmaktan her zaman keyif alırım. AKP’li veya başka partili olup da bana oy vermediğini bildiğim insanlar olmasına karşın, hoşgörü içinde bir arada olup birbirimize saygı ve sevgiyle yaklaşmak çok önemli bir meziyettir.
Basına yansıyan aralarında geçmiş dönemlerde DYP’de siyaset yapmış olan, Milli Görüş geleneğinden gelen, MHP ve AKP’li arkadaşlarımızla yaptığımız sohbet tesadüfen gelişti. Hatta ben arkadaşları gördüm geçtim rahatsız etmemek için. Onların daveti ve teklifi üzerine sohbet etmeye koyulduk. "Size oy vermeyebiliriz ama biz de Silivri’de yaşıyoruz bizim de sorunlarımız var” diyerek esprili bir sitemle onlar teklifte bulundu. Ben de ‘Memnuniyetle dinlerim’ dedim.

KURBAN SATIŞ YERLERİ KURAYLA BELİRLENECEK
Sevginar Uygun: Kurban Bayramı hazırlıkları ve kurbanlık satışı ile ilgili düzenlemeler başladı mı?
Özcan Işıklar: Son güne kadar herkes gelip kurbanlık satış yeri ile ilgili müracaatını yapacak daha sonra mecliste herkesin huzurunda kura çekimi ile yerler belirlenecek. Önce ve sonra para yatıranın bir ayrıcalığı olmayacak. Kurban satış yerimiz aynı, hijyen ve sağlık koşullarına uygun olarak bölgede düzenlememizi yapacağız.

"ORASI BİR BALIKÇI BARINAĞI”
Sevginar Uygun: Balıkçılar çarşısında yıkım beklentisi var buradaki durumla ilgili ne söyleyeceksiniz?
Özcan Işıklar: Orası ‘balıkçılar çarşısı’ şeklinde değil ‘balıkçı barınağı’. Balıkçı barınağında 5 şey olur; tuvalet, buzhane, balıkçılar kahvesi, balık satış ve ağ koyma yeri. Bizim oradaki yerlerimiz balıkçı barınağında balık satış yeri. Balığı pişmiş de çiğ de satarsınız. Alan kişi evine götürmek de isteyebilir orada tüketmek de. Balıkçılar kooperatifi ile fikir birliğine vararak bu yerleri yaptık. Sonradan ticari beklentilerle çıkılan fazlalıklar oldu. Şikayetler oluştu ve eski haline dönmesi konusu gündeme geldi. İBB’nin de uyarısı var biz de bunu haklı bulduk.

"DEVİR MÜMKÜN DEĞİL MADURİYETLER YAŞANMASIN”
Balıkçılara da özellikle ‘Bu şartları zorlamayın burası balıkçı barınağı’ diye defalarca anlattım. Restoran işlemeciliği, alkol satışı gibi beklentilere girilerek burada devir işlemlerinin yapılmaması gerektiği konusuna bir kez daha dikkat çekmek istiyorum; böyle bir şey mümkün değil. Bazı duyumlar alıyorum kimse oraya paralar vererek devir almasın. Böyle bir devir hakkını asla vermeyeceğiz, mağdur olur.

"YELKEN BORÇLARINI ÖDEDİ, MADO GELİYOR”
Sevginar Uygun: Yelken’in yerine Mado’nun gelmesi ile ilgili süreç ne durumda?
Özcan Işıklar: Hukuki süreç tamamlandı. İşletme sahibi geldi borçlarını ödedi. Orası anonim şirket. Burada iki ayrı iş yeri var. Türk Ticaret Kanununa göre anonim şirkette herkes hisselerini devir hakkına sahip. Bizim durumumuzda devir söz konusu değil esasen. Burası yap-işlet-devret yöntemiyle yapılan bir yer. 10 yıllık süre tamamlanmadı. 6. yıldayız 4 yıl daha var. 4 yıl süreyle bu adamın devir hakkı var. Yeri kendi yaptı. 4 yıllığına başkasına devredebilir bu süreç bizim onayımıza bağlı. Borçların birikme sebebini de açıklayalım. Rakamları inşallah yanlış söylemiyorumdur; orası 1 Milyon 200 Bin TL’ye ihale edildi. Yatırımcı 1 Milyon 600 Bin TL masraf etti. Fazladan ettiği masrafı faturalandırıp bize getirdi ve kiradan düşülmesini istedi. Biz de böyle bir şey mümkün olmayacağını o günkü ihale şartlarına göre ilave yapı masraflarının kiradan düşülemeyeceğini söyledik. Kendisi de hukuken görüş aldıktan sonra dava açmaktan vazgeçti. Mahkeme sürecinde para tenzil edilir düşüncesiyle kirayı yatırmamıştı. Bir tarafı balık lokantası olmayı sürdürecek, Mado diğer kısma geliyor.

DOMATES FESTİVALİ BUGÜN BAŞLIYOR…
Sevginar Uygun: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Özcan Işıklar: 29-30 Ağustos tarihlerinde düzenleyeceğimiz 30. Değirmenköy Domates Festivalive 2. Tarım Fuarı’na tüm halkımızı davet ediyorum. Üç gün sürecek etkinlikler kapsamında tarım ürünlerinin sergileneceği fuar, paneller, En İyi Domates Üreticisi, Domates Güzeli yarışması ve konserler yer alacak.

YORUM YAP