
"AK PARTİ’NİN SİYASİ GEÇMİŞİ BAŞKANLIK SİSTEMİ’NE GEÇİŞ YAPACAĞININ GÖSTERGESİ”
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Şentop, konuşmasında şu görüşlere yer verdi: "Geçmişteki diğer seçimler gibi bu seçimin de birçok tartışılacak konusu var; içlerinde başrolü alacak gündem, Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi’dir. 2002, 2007, 2011’de milletimiz bu ülkenin temel sorunuyla ilgili onu çözecek yönde sandıktan cevap çıkartmışsa bu seçimde de inşallah Yeni Anayasa’yı AK Parti’nin tek başına yapacağı bir çoğunluğu parlamentoda oluşturacak. Siyasi geçmişimize baktığımızda bunun geleceğinin böyle olacağını tahmin edebiliyoruz.
"NEDEN YENİ ANAYASA’YI KONUŞUYORUZ?”
Anayasa Türkiye’de bir kanun değil siyasi metindir. Türkiye’de tarihi dönüşümü sağlayacak olan bir metni bizim bir seçimde halledebilmemiz kifayet etmez. O nedenle özellikle iki seçimdir üst üste konuşuyoruz. Yeni Anayasa’yı tartıştıkça Anayasa üzerindeki siyaset tartışmalarına katkı sağlıyoruz. Anayasa’yı ne kadar çok tartışırsak Yeni Anayasa’yı o kadar yapabilir hale geliyoruz.
"BİZ 'ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ' DEMİYORUZ, 'YENİ ANAYASA' DİYORUZ"
Anayasa’yla ilgili sorun, metninde ya da maddelerinde değil; zihniyetinde, felsefesinde, ruhunda. Anayasa başlangıç kısmında, "Bu anayasa sözüne ve ruhuna sadakatle anlaşılır ve uygulanır.” diyor. Anayasa’nın sözü; maddeleri, ruhu ise darbecilerin anayasaya koydukları felsefedir. Anayasa, devletin yapısı, işleyişi ve temel haklarla ilgili bir metindir. En üst kanun metnidir o bakımdan Anayasa’nın üstünlüğü prensibi, kanunların Anayasa’ya uygunluğu gibi bir mecburiyet vardır. Ama Türkiye’de Anayasa böyle bir metin değil, ilk yapıldığı 1876 tarihinden beri her zaman siyaset metni olmuştur.
"‘EGEMENLİK MİLLETE AİTTİR’ HÜKMÜ SLOGANDIR!”
Anayasa’nın ruhu Cumhuriyet’in ilk anayasası olan 1924 Anayasası’nda saklı. "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” diyor. Bu bir slogandır, pozitif hukuk ve uygulama bakımından bir kıymeti yok! Bugün bütün diktatörlüklerin anayasasında bu ifade yazar. Önemli olan; millete ait bu egemenliğin nasıl kullanılacağı meselesidir. Türkiye’de 78 milyon insan yaşıyor, egemenlik herkese ait. Demokrasi teorisindeki formül şudur; büyük topluluklarda hep birlikte yasama faaliyeti ve yargılama yapabilmek, hükümet kurabilmek mümkün değil. Bunun için bu yetkinin birilerine verilmesi lazım. Seçilecek temsilciler eliyle egemenlik yetkisinin kullanılması gerekir. 1924 Anayasası bu teoriye uygun olarak egemenlik maddesini doğru düzenlemiş. ‘Millet egemenlik yetkisini TBMM eliyle kullanır.’ deniyor ve bu doğru bir formül.
"ANAYASA BİR İKTİDAR KAYNAĞI HALİNE GETİRİLMİŞ”
Seçimle iktidara gelemeyen bir siyasi düşünceyi seçimi kaybetse de iktidara getirecek bir formül arayışının adı ‘Anayasa’dır Türkiye’de. Anayasa’nın egemenlik maddesi bu bakımdan çok önemli. 1924’teki o ifadeyi, ‘Millet egemenlik yetkisini Anayasa’da gösterilen organlar eliyle kullanır’ şeklinde değiştiriyorlar. Yani millet egemenlik yetkisini anayasaya devrediyor ve daha sonra Anayasa’dan bu yetkiyi kullanılmak üzere çeşitli kurumlara ve kişilere dağıtılıyor. Milletin iradesine paralel yeni bir meşrutiyet zemini Anayasa’yla oluşturulmuş oluyor.
"DOĞRUDAN MİLLETTEN YÖNETME YETKİSİ ALMAYI ÖNERİYORUZ”
2002’den bu yana AK Parti’nin millet iradesine dayanan meşrutiyet anlayışıyla elde etmiş olduğu mesafeyi tescil etmek için Yeni Anayasa diyoruz yani milletten değil de Anayasa üzerinden yönetme yetkisi alma anlayışını terk edecek ve doğrudan milletten yönetme yetkisi almayı anayasa hükmü haline getirecek bir paradigmayı öneriyoruz. Bu aynı zamanda Cumhuriyetin kuruluş felsefesidir.
"HÜKÜMETİ AK PARTİ KURACAK”
Yeni Anayasa’nın en önemli bölümü devletin yapısı ve hükümet sistemiyle ilgili olan kısmıdır. O yüzden Yeni Anayasa demekle yetinmiyor Başkanlık Sistemi diyoruz. 7 Haziran’da hükümeti seçmiyor, meclisi seçiyoruz. Hükümet parlamentonun içerisinden çıkacak. 7 Haziran’da inşallah AK Parti Yeni Anayasa’yı yapacak bir çoğunlukla kazanacak ve tabi ki AK Parti hükümeti kuracak. 2002’den bu yana AK Parti’nin hükümet kuracak bir çoğunluğa sahip olması sebebiyle bir belirlilik var.
"BAŞKANLIK SİSTEMİ, İSTİKRARLI BİR HÜKÜMET MODELİ ÜRETİYOR”
Eğer Başkanlık Sistemi olsaydı 7 Haziran’da iki oy kullanacaktık. Bir oyumuzla meclisi, bir oyumuzla hükümeti seçecektik. Başkan kabinesiyle beraber hükümeti oluşturacaktı. 1999 seçimlerine kadar Türkiye 4,5 yıllık bir süre içerisinde 4 tane hükümet kurmuş.
Dolayısıyla bu sistemle istikrarlı bir hükümet üretilemiyor. Ancak AK Parti gibi milletin özel teveccühüne mazhar olmuş partiler bir istikrar üretebiliyor. İstikrarı kendisi garanti edecek sistem Başkanlık Sistemi’dir. Aslında bu sistemi yerel seçimlerden tanıyoruz. Belediye seçimlerinde ilçelerimizde belediye meclisini ayrı başkanı ayrı seçiyoruz. İşte yerelde Türkiye’nin alışık olduğu bu sistemi biz merkezi hükümetin belirlenmesinde uygulayalım diyoruz.
"VESAYETÇİ MÜDAHALELERE KAPALI BİR SİSTEM”
Başkanlık Sistemi, Türkiye’de parlamento dışı güçlerin hükümete müdahalesini engelleyecek. Hükümet düşmüyor çünkü hükümeti doğrudan millet seçiyor ve bir dahaki seçime kadar da hükümet görevde kalıyor.
Başkanlık Sistemi, belirsizliği ve istikrarsızlığı ortadan kaldırdığı gibi vesayetçi müdahalelere imkan tanımayacak bir sağlamlık ortaya çıkartıyor. AK Parti olarak bu seçimi kazanacağımızdan tereddüdümüz yok. Hedefimiz; Yeni Anayasa’yı tek başımıza yapacak bir çoğunluk sağlamak, bunun için çalışıyoruz.”
Şentop, konuşmasının ardından katılımcıların konuyla ilgili merak ettikleri sorularını yanıtladı.
Haber:
Hazal BAŞARAN