“Ekrem İmamoğlu’yla uğraşmak, 15,5 milyon vatandaşla uğraşmaktır”

“Ekrem İmamoğlu’yla uğraşmak, 15,5 milyon vatandaşla uğraşmaktır”

14.05.2025 13:33:33

CHP Silivri İlçe Başkanı İbrahim Kömür, Metropol FM'de Kamil Bilici'nin konuğu olarak Ekrem İmamoğlu'na yönelik siyasi müdahaleleri eleştirdi: “Bu süreç sadece bir kişiye değil, halkın iradesine yöneliktir. Ekonomiyi çökerten, toplumu geren bu yaklaşım yerine erken seçimle milletin sözü esas alınmalıdır” dedi.
CHP Silivri İlçe Başkanı İbrahim Kömür, Metropol FM'de Kamil Bilici'nin konuğu olarak katıldığı programda dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Yayında yerel yönetim projelerinden deprem riskine, CHP'nin kurultay sürecinden Genel Başkan Özgür Özel'e yapılan saldırıya, Ekrem İmamoğlu hakkında yürütülen yargı süreçlerinden Türkiye'nin ekonomik ve demokratik yapısına kadar birçok başlıkta değerlendirmelerde bulunan Kömür, Silivri'nin sanayi ve ekonomik yüküne de vurgu yaptı.
Özellikle 23 Nisan'da yaşanan 6.2 büyüklüğündeki deprem sonrası belediye ve kaymakamlığın kriz yönetimini takdir eden Kömür, “Silivri'de 710 binanın acil dönüşüme girmesi gerekiyor. Her binada ortalama dört kişi yaşasa, 30 bin canı konuşuyoruz. Bu, sadece Silivri'nin değil, Türkiye'nin meselesidir” dedi.
Kömür, Silivri'nin Türkiye'nin gayrisafi milli hasılasına %3.7'lik katkı sunduğunu hatırlatarak, bu yönüyle ilçenin kentsel dönüşümde özel olarak ele alınması gerektiğini vurguladı. CHP'nin iktidara yürüyen politikalarını da savunan Kömür, “Genel Başkanımız Özgür Özel kongreden güven tazeleyerek çıktı. Partimiz artık Türkiye'nin birinci partisidir. Yüzde 65 nüfusu yönetiyoruz” ifadelerini kullandı.
Kamu kaynaklarının amacı dışında kullanılmasını da eleştiren Kömür, “Deprem vergileri başka alanlarda harcandıysa bu, devlete olan güveni zedeler. Devlet ile iktidar ayrı tutulmalı” diyerek merkezi hükümete çağrıda bulundu.
KÖMÜR: BORA BAŞKAN, 101 PROJESİNİ ADIM ADIM HAYATA GEÇİRİYOR
Kamil Bilici:Seçim sürecini Bora Balcıoğlu ile birlikte yönettiniz. “101 yılda 101 proje” başlığıyla kamuoyuna sunulan vaatler vardı. Şimdi bu projelerin bazıları başladı, bazıları içinse henüz önümüzde 4 yıl gibi bir süreç daha var. Peki bu vaatlerin hayata geçme süreci nasıl ilerliyor?
İbrahim Kömür:Şunu açıkça söylemeliyim; Bora Başkan'ın seçilmesiyle birlikte toplumda çok yüksek bir beklenti oluştu. Halkımız, Bora Başkan'ı hem başarılı hem de bu işlerin üstesinden gelebilecek bir lider olarak gördüğü için, birçok şeyin hemen bir yıl ya da iki yıl içinde tamamlanmasını bekliyor. Ancak bazı projeler vardır ki, adım adım, sağlam ilerlemek gerekir.
Bora Başkan, “101 Proje” kapsamında çalışmalarını büyük bir titizlikle sürdürüyor. En büyük başarımız sosyal projeler alanında oldu. Vatandaşa dokunmak, temas etmek, onun derdiyle dertlenmek, aslında bizim en önemli projemizdir. Ve Bora Başkan bu noktada olağanüstü bir çaba gösteriyor. Ev ziyaretleri yapıyor, düğünlere, nişanlara katılıyor, yoksul ailelerle birebir ilgileniyor. Öğrencilere burs desteği veriliyor, sabahları çorba ikramları yapılıyor, öğrenci kahvaltıları düzenleniyor. Bunlar, sosyal belediyeciliğin en güçlü örnekleridir.
Kamil Bilici:Belediyenin fiziki yatırımlarında ne gibi gelişmeler var?
İbrahim Kömür:Şu ana kadar 10'dan fazla yeni park yapıldı ve ciddi bir yeşil alan Silivri'ye kazandırıldı. Bunun dışında geçmiş dönemden devralınan Gençlik Merkezi projesi var. Kültür Merkezi ile birlikte bu proje, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin desteğiyle yeniden ele alındı. Protokol yapıldı. Sanıyorum önümüzdeki yıl bu gençlik merkezi tamamlanır. Böylece Silivri'deki gençler artık tiyatroya ya da sinemaya gitmek için Çekmece'ye, Çorlu'ya gitmek zorunda kalmayacak. Tam tersine, oralardaki gençler Silivri'ye gelmek isteyecek.
Kamil Bilici:Peki, 101 proje içerisinde yapılmayacak bir başlık var mı sizce?
İbrahim Kömür:Kesinlikle yok. Bora Başkan, önündeki 4 yıl boyunca 101 projenin tamamını gerçekleştirecek güçtedir. En ağır ekonomik koşullarda bile... Onun çok net bir ifadesi var: “En zor şey, parasızlığı yönetmektir.” Evet, merkezi hükümetin İller Bankası üzerinden yaptığı kesintilerle belediyelerin gelirleri azalıyor. Ama Bora Başkan, belediyenin kendi gelirlerini en verimli şekilde kullanarak, Silivri halkına hizmet etmeye devam edecek.
Silivri'de oluşturulan kent rantı artık halkın lehine kullanılacak. Bora Başkan, bu dönüşümün ve bu anlayışın öncüsüdür. Hem projelerle hem sosyal adaletle Silivri'nin geleceğini inşa ediyor.
“GEÇMİŞİMİZ GELECEĞİMİZİN TEMİNATIDIR”
Kamil Bilici:Az önce projelerin gidişatına dair konuştuk. Siz de başkanın ve tüm ekiplerin gece gündüz çalıştığını belirttiniz. Belediyedeki motivasyon ve kararlılık hakkında neler söylemek istersiniz?
İbrahim Kömür:Evet, gerçekten de Bora Başkan bu konuda gece gündüz demeden büyük bir çaba sarf ediyor. Geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabımda da bir paylaşım yaptım. Bu vesileyle bir kez daha hem kendisine, hem meclis üyelerimize, yönetim kurulu ve örgütümüze, hem de belediye personelimize teşekkür ediyorum. Tüm belediye personeli, Bora Başkan'ın direktifleri doğrultusunda özveriyle çalışıyor. 101 projenin tamamının 4 yıl içerisinde tamamlanacağına gönülden inanıyorum. Çünkü Bora Başkan, yapamayacağı hiçbir şeyi söylemez. O güveni Silivri halkına verdi, bizlere verdi. Ben de o inançla, “101 değil, 110 projeyi bile hayata geçirir” diyorum.
KÜLTÜR MERKEZİ EKSİKLİĞİNE DİKKAT ÇEKTİ
Kamil Bilici:Programın başında gençlik merkezinden bahsettiniz Başkanım. Ben de bu vesileyle şunu eklemek isterim: Silivri Belediyesi'nin Kültür Merkezi eksikliği uzun zamandır hissediliyor. Ben de çocukluğumu Silivri'nin eski kültürevlerinde geçirmiş biriyim. İstanbul'un 39 ilçesinin neredeyse tamamında, hatta bazı ilçelerde 5-10 adet kültür merkezi varken Silivri'de bugüne kadar bir tane bile olmamış olması gerçekten üzücü. Oradan yetişecek gençlerin neler başarabileceğini çok iyi biliyoruz. Özcan Işıklar döneminde yapılan tiyatro ve sergi salonlarını da unutmamak lazım. Umuyorum ki, hem Gençlik Merkezi hem de diğer projeler en kısa sürede hayata geçer.
İbrahim Kömür:Kesinlikle katılıyorum ve bu noktada önceki dönem Belediye Başkanımız Özcan Işıklar'a da teşekkür etmek isterim. Özellikle iki dönemlik başkanlığı süresince tarım yatırımları, fuaye salonlarının kazandırılması, köy meydanlarının düzenlenmesi gibi çok kıymetli işler yapıldı. Bugün her köyümüzde bir meydan varsa, çocukların, gençlerin futbol oynayabileceği sahalar varsa, kulüplerin kendi imkanlarıyla faaliyet sürdürebilecekleri alanlar varsa, bu Özcan Başkan'ın emeğidir. Hatta şu anda o alanların yerlerini tekrar satın almak istesek, belediyenin bugünkü bütçesi yetmez.
Bu anlamda, Özcan Bey'in Silivri'ye kazandırdığı kent rantını halka döndüren projeler için kendisine teşekkür ediyorum. Bora Başkan'ın da aynı anlayışı sürdüreceğine ve çok daha başarılı olacağına inanıyorum. Çünkü bizler için geçmiş, geleceğimizin teminatıdır. Önceki başkanların birikimi, bugünün kararlarına yol gösterir. Bu nedenle ben her iki belediye başkanımızın da Silivri için önemli işler yaptıklarını düşünüyor ve onlara güveniyorum.
“EKREM İMAMOĞLU'YLA UĞRAŞMAK, 15,5 MİLYON VATANDAŞLA UĞRAŞMAKTIR”
Kamil Bilici:Gündem gerçekten çok yoğun... Tüm bu yerel gelişmelerin yanı sıra siz bizzat, başka bir yoğunluğun da içindesiniz. Özellikle yakın zamanda başlayan bir süreç var: Ekrem İmamoğlu hakkında önce diploma iptali, ardından gözaltı süreci gündeme geldi. Biliyorum ki, bu süreçte günde 4-5 kez cezaevine gidip geldiğiniz zamanlar oldu. O süreci nasıl değerlendirirsiniz?
İbrahim Kömür:Burada artık siyasetin ötesinde bir şey konuşmak istiyorum. Yerel yöneticilere zarar vermek, onları çalıştırmamak, görevden almak, aslında yöneticilere değil, doğrudan o yöneticinin başında bulunduğu şehre, ilçeye zarar verir. Ekrem İmamoğlu'na yönelik hiçbir gerekçeye dayanmayan, 31 yıl önce yapılmış bir başvuru ve 35 yıl önce alınmış bir diplomayla ilgili iptal çabasını doğru bulmuyorum. Bu tür girişimlerin ne iktidara, ne muhalefete faydası olur. Bu sadece toplumu çıkmaza sürükler, gerginliği artırır.
Bakın, daha önce bir başka kişinin 21 yıl önce aldığı bir diplomada, YÖK uygun görmese bile "zaman aşımı" gerekçesiyle işlem yapılmadı. Ama Ekrem İmamoğlu'nun denkliğini aldığı, kriptolu belgelerle başvurduğu bir üniversite diplomasını iptal etmeye kalkıyorsunuz. Hem de bunu yetkisi olmayan bir komisyona yaptırarak... Aradan iki ay geçti, resmi olarak iptal kararını gönderemediler. Çünkü hukuken altı boş, siyaseten de çöküşü beraberinde getirecek bir adımdı.
“ÜLKENİN EKONOMİSİ 150 MİLYAR DOLAR ZARARA UĞRADI”
Ekrem Bey'in gözaltına alınması, sadece bireysel bir mesele değildir. Ülkenin ekonomisi üzerinde doğrudan etkileri oldu. Bugün Mehmet Şimşek, ülke ülke dolaşarak yatırımcı arıyor. Çünkü Türkiye'de artık güven yok. Para milliyetçi değildir. Paranın dini, ırkı, mezhebi olmaz. Para yalnızca huzur ister, güven ister. Hukuk ister. Siyasi istikrar ister. Ekrem Bey'i hedef almak, doğrudan Türkiye'ye yatırım yapmak isteyen sermayeyi kaçırmaktır.
Merkez Bankası, dövizi bu seviyede tutabilmek için 50 milyar dolar rezerv satmak zorunda kaldı. Toplam zararın boyutu 150 milyar dolara ulaştı. Sadece bir insanı sindirmek uğruna bu ülkenin geleceğiyle oynanır mı? Ekrem Bey bir günde yapılan seçimle, 15,5 milyon insanın oyunu alarak Cumhuriyet Halk Partisi'nin Cumhurbaşkanı adayı oldu. Onunla uğraşmak, 15,5 milyon insanla uğraşmaktır.
“BU ÜLKENİN ÇIKIŞ YOLU: ERKEN SEÇİM VE DEMOKRATİK İRADE”
İktidar bu işin içinden çıkamıyor. Ellerinde bir bomba var, kucağında buldular ama nasıl bırakacaklarını bilemiyorlar. Buradan iktidar mensuplarına sesleniyorum: Eğer bu süreci nasıl yöneteceğinizi bilmiyorsanız, ben sade bir ilçe başkanıyım, gelin size anlatayım. Bu yol çıkmaz. Ekrem İmamoğlu artık sadece CHP'nin adayı değildir, toplumun adayına dönüşmüştür. Bugün mitingleri hep birlikte görüyoruz. Saraçhane 60 bin kişiyle başladı, 1 milyon 200 bin kişiyle tamamlandı. Yozgat'ta, Konya'da on binlerce insan meydanları doldurdu. Bu halkın sesi, bu halkın kararlılığıdır.
Toplum nefes almak istiyor. Siyasetin gerginlik değil çözüm üretme alanı olması gerekir. Ekonomik tablo ortada. İnsanlar evine ekmek götüremiyor, elektrik faturasını ödeyemiyor, bankalara borçlarını kapatamıyor. Sanayici yüzde 60 faizle kredi alamıyor. Esnaf dükkânını döndüremiyor. Devlet, yakında vergi toplayamaz hale gelir, maaş ödeyemez duruma düşer.
Bu yüzden herkesin sağduyuyla hareket etmesi, çemberi genişletmesi ve milleti öncelemesi gerekiyor. Önce vatan, önce millet diyerek sakin sakin düşüneceğiz. Bu cumhuriyeti, bu laik demokratik yapıyı korumak için her şeyin çözümünü sandıkta arayacağız. Artık erken seçime gidilmelidir. Direnmenin, inatlaşmanın kimseye faydası yok.
“GENEL BAŞKANIMIZ ÖZGÜR ÖZEL GÜVEN TAZELEDİ, PARTİMİZ
Kamil Bilici:Ekrem İmamoğlu sürecinin hemen ardından Cumhuriyet Halk Partisi'nde bir genel kurul süreci yaşandı. Siz de bizzat Ankara'da bulundunuz, yakından takip ettiniz. Genel Başkan Özgür Özel yeniden güven tazeledi. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
İbrahim Kömür:Genel kurul süreci, partimizin iç dinamikleri açısından oldukça önemliydi. Elbette zaman zaman yaşanan parti içi tartışmalar, kulislere yansıyan duyumlar olabiliyor. Genel Başkanımız Özgür Özel, bu söylentilere karşı son derece hızlı ve kararlı bir adım attı. Ciddi duyumlar vardı; barolara ve partimize kayyum atanabileceği yönünde iddialar gündeme geldi. Bu süreçte Genel Başkan, Saraçhane'deki mitingde net bir duruş sergileyerek, “Olağanüstü kurultaya gidiyoruz” dedi ve kamuoyunun önüne çıktı.
Parti içindeki tartışmalara son vermek ve yoluna daha güçlü bir şekilde devam etmek adına, “Gelin kongrede aday olun, ben güven tazelemek istiyorum” dedi. Ve gerçekten de 1.171 oy alarak kurultaydan büyük bir destekle çıktı. Bu, Özgür Özel'in partimiz içinde ne kadar güçlü bir karşılık bulduğunun da göstergesidir.
“SİYASET CİDDİYET GEREKTİRİR, PARTİYİ ÖNCELEMEYEN BAŞARILI OLAMAZ”
Siyaset, sokak dedikodularıyla, kulis söylentileriyle yürütülecek bir alan değildir. Ciddi bir iştir, sorumluluk gerektirir. Ben bugün CHP Silivri İlçe Başkanı olarak, sadece partime değil, 63 bin seçmenin oy verdiği Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu'nun temsil ettiği halka da karşı sorumluluk taşıyorum. O seçmenin her birinin sorunu, omuzlarımdadır.
Bora Başkan'a verilen 63 bin oyun üzerine, biz cezaevindeki seçmenlerden Ekrem Bey'e de 10 bin oy daha kazandırdık. Toplamda 78-79 bin arası bir seçmen desteğinden bahsediyoruz. Bu çok ciddi bir güven ve sorumluluk anlamına geliyor.
Bugün CHP'nin üye sayısı artıyor, oy oranı yükseliyor. Silivri'de olduğu gibi Türkiye'nin genelinde de bu yükselişi görüyoruz. Ve biz, bu sorumlulukla hareket ediyoruz. Kişisel çıkarlar, koltuk hesapları değil; partiyi, halkı ve Türkiye'nin geleceğini düşünerek hareket ediyoruz. Çünkü başarı, ancak bu bilinçle mümkündür.
“CHP ARTIK TÜRKİYE'NİN BİRİNCİ PARTİSİDİR”
Bugün geldiğimiz noktada, Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye'nin birinci partisidir. Yerel yönetimlerde nüfusun %65'ini, gayrisafi milli hasılanın ise %68'ini yöneten bir partiyiz. Bu çok büyük bir sorumluluk demektir. İktidarın bu başarı karşısında içine düştüğü telaş ve hırs, belediyelere gönderilen İller Bankası kaynaklarını kesmeye kadar varmıştır. Ancak bu ne CHP'yi ne de halkı durdurabilir.
Bizim amacımız, kaynakları adaletli kullanmak, kent rantını halkın lehine dönüştürmek ve ülkeye gerçekten hizmet etmektir. Siyasi iktidarların da bu anlayışla hareket etmesi gerekir. Benim temennim budur. Ben siyasetimi böyle yapıyorum. Herkesin de bu sorumluluk bilinciyle hareket etmesini diliyorum.
“GENEL BAŞKANIMIZA YAPILAN SALDIRIYI ŞİDDETLE KINIYORUM”
Kamil Bilici:Sayın Genel Başkan Özgür Özel, kurultaydan büyük bir destekle çıkarak güven tazeledi. Sonrasında da Silivri, Ankara ve İstanbul arasında yoğun bir mesai yürüttü. Ancak bu süreçte, AKM çıkışında hiçbirimizin tasvip etmeyeceği, hain bir saldırıya da maruz kaldı. Sadece siyasi değil, insani olarak da asla kabul edilemeyecek bir durumdu. Siz nasıl değerlendirdiniz bu saldırıyı?
İbrahim Kömür:Bu olay, asla tasvip edilebilecek bir şey değildir. Ortada bir cenaze var. Üstelik bu cenaze, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekilliği yapmış, Türk siyasetinin saygın bir ismine ait. O ortamda, bizim Genel Başkanımıza yumruk atılması sadece onun yüzünü acıtmaz; bu, toplumun vicdanını acıtır, ülke demokrasisini yaralar.
Özgür Özel bu süreci büyük bir olgunluk ve sağduyuyla karşıladı. Ben de bu saldırıyı, kamuoyuyla birlikte en güçlü şekilde kınadım. Buradan bir kez daha söylemek istiyorum: Bu saldırı sadece CHP Genel Başkanı'na değil, hangi partiden olursa olsun, hiçbir siyasetçiye yapılmaması gereken bir davranıştır. Demokratik siyaset böyle bir şiddeti hak etmez. Bu olayda yer alanları lanetliyorum, şiddetle ve nefretle kınıyorum.
“SİLİVRİ, 6.2'LİK DEPREMDE BAŞARILI BİR KRİZ YÖNETİMİ SERGİLEDİ”
Kamil Bilici:Sayın Başkan, programın sonlarına yaklaşırken siyaset üstü bir konuyu da gündeme getirmek istiyorum. Silivri, Marmara'daki fay hattının tam üzerinde yer alıyor. 2009'da yaşadığımız depremin ardından, geçtiğimiz 23 Nisan'da bu kez 6.2 büyüklüğünde ikinci bir deprem yaşadık. Deprem öncesi ve sonrası kriz yönetimi anlamında Silivri'deki hazırlıkları nasıl değerlendiriyorsunuz?
İbrahim Kömür:Evet, 23 Nisan günüydü. Silivri Belediyesi, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla sahilde şenlik düzenliyordu. Biz de sahadaydık. Saat 13.30 civarıydı, çok ciddi bir sarsıntı oldu. İnsanların panik içinde evlerinden dışarı fırladığını kendi gözlerimle gördüm. Hemen Belediye Başkanımızı aradım, ardından Afet Koordinasyon Merkezi'ne gittim.
Oraya gittiğimde gördüğüm tablo gerçekten gurur vericiydi. Belediye, Kaymakamlık, Emniyet Müdürlüğü, Ordu Komutanlığı ve tüm ilgili birimler koordineli bir şekilde görev başındaydı. Belediyemiz ekranlardan Silivri'nin tüm mahallelerini, sokaklarını, binalarını izleyebilecek bir sistem kurmuş. O anda herhangi bir kriz, ihbar ya da risk durumunda hemen müdahale edebilecek hazır bir yapı mevcuttu.
Vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak için herkes görevdeydi. Depremde iki vatandaşımız panikle balkondan atlayarak bacaklarını kırdı, bunun dışında can kaybı yaşanmadı. 12 binada hafif hasar oluştuğu bilgisi paylaşıldı. Çok hızlı, etkili ve başarılı bir süreç yönetildi.
“DEPREM SADECE SARSINTI DEĞİL, BİR YEREL YÖNETİM TESTİDİR”
Deprem, sadece yerin sarsılması değildir. Bu bir yönetim testidir. Altyapıdan afet planlarına, kentsel dönüşümden halkla iletişime kadar birçok alanda gerçek bir sınavdır. Silivri Belediyesi, 23 Nisan'daki 6.2'lik depremde bu sınavı başarıyla vermiştir. Vatandaşlarımız şundan emin olsun: Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu ve ekibi, olası her afete karşı hazır bir organizasyon yapısı kurmuş durumda.
“SİLİVRİ, 3.7'LİK GSYH PAYIYLA ÖNCELİKLİ BÖLGE OLMALIDIR”
Kamil Bilici:Türkiye, bir depremi daha kaldıramaz. 1999 Gölcük depremi, Yalova depremi ve son olarak yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli afetler sonrası vatandaş, yıllardır ödenen deprem vergilerinin nereye harcandığını soruyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
İbrahim Kömür:Deprem sonrası iki kez ek vergi alındı. Ancak bugün baktığımızda, o vergilerin deprem hazırlığı için değil, başka alanlarda kullanıldığını görüyoruz. Bu doğru bir yaklaşım değil. Burada “devlet” ile “iktidarı” birbirinden ayırmak gerekir. Devlet kalıcıdır, iktidarlar gelip geçicidir. Devlete ödenen vergilerin amacı dışında kullanılması halkta güvensizlik yaratır.
Deprem meselesi sadece bir bakanlığın işi değildir. Bu, merkezi hükümetten yerel yönetimlere kadar herkesin ortak sorumluluğudur. Deprem siyaset üstü bir konudur. AFAD'dan Çevre Şehircilik Bakanlığı'na, ilçe belediyelerinden büyükşehirlere kadar ortak akılla hareket edilmesi gerekir. Deprem geldiğinde sadece CHP'li değil, AKP'li de MHP'li de hayatını kaybeder. Dolayısıyla bu konu siyaset üstüdür. Silivri'de 710 binanın kentsel dönüşüme girmesi gerekiyor. Her binada ortalama 10 daire olduğunu varsayarsak, bu 7.100 daire demek. Her dairede ortalama dört kişi yaşasa, bu 30 binden fazla insanın can güvenliğinden bahsediyoruz. Bu sayı, bir ilçenin geleceği için büyük bir risktir.
“KENTSEL DÖNÜŞÜMDE BELEDİYE TEK BAŞINA BIRAKILMAMALI”
Bu 710 binayı Silivri Belediyesi'nin tek başına dönüştürmesi mümkün değil. O yüzden Çevre Şehircilik Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ve ilgili tüm devlet organlarının birlikte hareket etmesi gerekir. İstanbul'un 39 ilçesi için bu geçerli, ama Silivri biraz daha özel bir konumda. Depreme karşı yapılacak her hazırlık, sadece bir ilçe için değil, ülkenin tamamı için önemlidir.
“SİLİVRİ, GSYH'NİN %3.7'SİNİ SAĞLIYOR — BU GÖZ ARDI EDİLEMEZ”
Kamil Bilici:Başkanım çok önemli bir noktaya daha değindiniz. Sanayi bölgesi olarak Silivri'nin özel bir yükü ve katkısı var. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
İbrahim Kömür:Evet, Silivri'de kayıtlı yaklaşık 700 sanayi kuruluşu bulunuyor. Bu kuruluşlarda 35 ila 40 bin kişi istihdam ediliyor. Silivri sanayisi, Türkiye'nin gayrisafi milli hasılasının %3.7'sini karşılıyor. Bu, bir ilçe için son derece önemli bir oran. Bu nedenle Silivri'nin özel bir konumda değerlendirilmesi gerekiyor.
Bu verileri içeren bir rapor hazırlanarak ilgili bakanlıklara sunulması gerektiğini Belediye Başkanımız Bora Balcıoğlu'yla da görüştük. Bildiğim kadarıyla böyle bir rapor hazırlandı ve iletildi. Eğer bu rapor ilgili kurumlara ulaştırıldıysa, bu çok olumlu bir adımdır. Çünkü burada sadece Silivri'nin değil, ülke ekonomisinin güvenliği söz konusu.
Silivri'de bir felaket yaşanırsa, sadece İstanbul değil Türkiye çöker. Bu yükü hiçbir hükümet taşıyamaz. Bu yüzden Silivri, kentsel dönüşüm sürecinde öncelikli bölge ilan edilmeli ve gerekli adımlar hızla atılmalıdır.
Kamil Bilici:Sayın Başkan, programımıza katıldığınız, hem Silivri kamuoyunun hem de ulusal gündemin önemli konularını bizlerle paylaştığınız için teşekkür ederiz. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
İbrahim Kömür:Ben de sizlere teşekkür ediyorum. Bizi dinleyen, izleyen herkese saygılar, sevgiler sunuyorum. Umarım bu program vesilesiyle hem Silivri'yi hem de şahsımı biraz daha yakından tanıma fırsatı olmuştur.

 Sevginar SALİ

 

 

 

YORUM YAP