“CHP'li belediyeler abluka altında, hizmet üretmek mucizeye dönüştü”

“CHP'li belediyeler abluka altında, hizmet üretmek mucizeye dönüştü”

07.07.2025 10:14:25

Silivri'nin üç dönem belediye başkanlığını, CHP ilçe başkanlığı ve milletvekili adaylıkları bulunan Selami Değirmenci, Metropol FM'de katıldığı programda yerel seçim sürecini, CHP'li belediyelerin yaşadığı sıkıntıları ve Silivri'deki siyasi atmosferi değerlendirdi. “Bugün belediyeler sadece maaş ödeyebiliyorsa bu bile başarı sayılıyor” diyen Değirmenci, hizmet eksikliğinin sorumlusunun iktidar baskısı olduğunu vurguladı.

Silivri'de 1989-2004 yılları arasında üç dönem belediye başkanlığı görevinde bulunan Selami Değirmenci, Metropol FM'de Kamil Bilici'nin sorularını yanıtladı. Türkiye'nin içinden geçtiği siyasi ve ekonomik atmosferin yerel yönetimler üzerindeki etkilerini anlatan Değirmenci, özellikle CHP'li belediyelerin ağır bir mali ve siyasi abluka altında olduğunu söyledi. Değirmenci, "Artık bir belediyenin maaşları ödeyebilmesi bile başarı olarak görülüyor. Bu şartlarda hizmet üretmek mucizeye dönüştü" ifadelerini kullandı.

DEĞİRMENCİ: BU ŞARTLARDA HANGİ BAŞKAN OLURSA OLSUN HİZMET ÜRETME ŞANSI ÇOK DÜŞÜK
Kamil Bilici: Silivri, hiç kuşkusuz, geride bıraktığımız bir yıl içerisinde önemli bir yerel seçim süreci yaşadı. Bu süreci nasıl değerlendirdiniz?
Selami Değirmenci: Ortaya çıkan sonuçlara saygı duymak gerekir. Halkın tercihi ne yöndeyse, buna herkesin saygı göstermesi gerekir. Ancak gelinen noktada, özellikle CHP'li belediyeler iktidarın tam anlamıyla kıskacı altına alınmış durumda. Sadece Silivri için söylemiyorum; Türkiye'nin birçok yerindeki CHP'li belediyeler benzer bir tabloyla karşı karşıya. Bu yüzden belediye başkanlarını “şu hizmeti yapmadı” diye eleştirmek artık kolay değil. Çünkü olağanüstü bir abluka altındalar.
Mali imkanlar tamamen kısıtlandı. Belediyelerin çalışma koşulları son derece zorlaştı. Öyle bir hale gelindi ki artık bir belediye maaşları ödeyebiliyorsa, bu bile başarı olarak görülüyor. Bu gerçekten çok üzüntü verici bir durum. Eğer şartlar normal olsaydı, bir belediye başkanının hizmetlerini başarılı ya da başarısız bulmak mümkün olurdu. Ama mevcut şartlarda kim olursa olsun, çok fazla hizmet üretme şansı bulamayacaktır. Ellerindeki kıt imkanlarla idare etmeye çalışıyorlar.
“VATANDAŞ HER ŞEYİN FARKINDA VE CHP'Lİ BELEDİYELERE SAHİP ÇIKIYOR”
Eksikler yok mu? Elbette var. Her dönemde eksikler oldu, bu dönemde ise biraz daha fazla olması çok doğal diye düşünüyorum. Çünkü koşullar her zamankinden daha ağır. Elbette bu durumun faturası yine vatandaşa çıkıyor ama vatandaş da artık olup bitenlerin farkında. Belediyelerin bu hale neden düştüğünü, kimlerin düşürdüğünü çok iyi biliyorlar.
Son aylarda yapılan mitingler, eylemler, halkın her şeye rağmen CHP'li belediyelerin arkasında durduğunu açıkça gösteriyor. Hatta öyle ki, geçmiş dönemlere göre daha fazla destek verdiklerini söylemek mümkün. Bu tavrın, mevcut genel iktidarın lehine değil, aksine aleyhine olacağını düşünüyorum.
Silivri Belediyesi özelinde şu an için değerlendirilecek somut bir şey göremiyorum. Bugün Bora Balcıoğlu görevde, yarın başka biri olabilir. Kim olursa olsun, daha fazlasını yapabilir miydi, bunu net olarak söyleyemem. Çünkü belediyenin elindeki imkanların ne kadar kısıtlı olduğunu görüyorum.
Eksikleri saymaya kalksak elbette çok şey söylenebilir. Ancak bir yöneticinin eli kolu bu kadar bağlanmışken, ne yapabilir ki? Bu nedenle bu konuda fazla bir değerlendirme yapamıyorum.
“BİZİM DÖNEMİMİZDE DE TEHDİTLER VARDI AMA BU KADARI DEĞİLDİ”
Aynı şeyleri biz 1989'da da yaşamıştık. O dönem rahmetli Turgut Özal, gazetelere sayfalar dolusu ilan veriyordu: “SHP'li belediyeleri seçerseniz, elleri kolları bağlı olur, hizmet yaptırtmam” diyordu. Ama tüm bu söylemlere rağmen biz seçildikten sonra çok büyük bir engelleme yaşamadık. Bugün ise CHP'li belediyelere yapılanları üzüntüyle izliyorum. Durum gerçekten çok daha ağır. Bu yüzden yaşanan bazı eksiklikler ya da olumsuzluklar üzerinden çok sert eleştirilerde bulunmayı doğru bulmuyorum. Çünkü şartlar adil değil.
“HİZMET YETMEZ, VATANDAŞLA İLİŞKİ ESASTIR”
Kamil Bilici: Önceki MHP'li Volkan Yılmaz dönemini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Selami Değirmenci: Volkan Yılmaz, Milliyetçi Hareket Partisi'nin İstanbul'daki tek belediye başkanı olması avantajını iyi değerlendirdi. Ayrıca Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ve özellikle Cumhurbaşkanı'nın büyük ölçüde desteğini alması sayesinde çok güzel hizmetlere imza attı. Gerçekten olumlu işler yapıldı.
Ancak şunu sormak gerekir: Madem bu kadar güzel işler yapıldı, neden bu kadar farkla seçim kaybedildi? Burada devreye giren çok önemli bir unsur var: İnsan ilişkileri. Vatandaş yalnızca yapılan hizmetlere bakmıyor; kendisiyle kurulan iletişime, gösterilen ilgiye de büyük önem veriyor.
Bu seçim, bunun çok net bir örneğidir. Eğer sadece hizmetler belirleyici olsaydı, sonuç tam tersi olurdu ve belki de Volkan Bey çok büyük farkla kazanırdı. Ama görüldü ki, seçmenin tercihini belirleyen yalnızca hizmet değil; onun yanında kurulan sıcak ve güven verici ilişkilerdir.
Elbette Volkan Bey'in bir başka dezavantajı da vardı: Cumhur İttifakı'nın belediye başkanı olması bir yandan hizmet üretmede avantaj sağladıysa da, öte yandan seçimi kaybetmesinde de belirleyici bir etken haline geldi.
“SEÇMEN TEPKİSİNİ CUMHUR İTTİFAKI'NDAN YERELDE ÇIKARDI”
Vatandaş artık Cumhur İttifakı'ndan öyle bir gına getirmişti ki yaşanan ekonomik sıkıntılarla birlikte öfke birikimi zirveye ulaştı. Bu tepki, doğrudan merkezi hükümete yönelikti ama yereldeki seçim sandığına yansıdı. Yani seçmen, Cumhur İttifakı'na olan tepkisini Silivri'deki belediye başkanından çıkardı.
İnsan ilişkileri elbette çok önemliydi, bu konuda zaten fikir birliğindeyiz. Ancak en az onun kadar belirleyici olan bir diğer unsur da Cumhur İttifakı'na duyulan öfke ve memnuniyetsizliktir. Ben, bu memnuniyetsizliğin Volkan Bey'in seçim sonuçlarına doğrudan yansıdığını düşünüyorum.
“GENEL KONJONKTÜR SEÇİM SONUÇLARINDA BELİRLEYİCİ OLDU”
Kamil Bilici: Bu yerel seçimde ise CHP'de aday adaylığı süreci yaşandı, sonrasında Bora Balcıoğlu'nun adaylığı netleşti ve İlçe Başkanı İbrahim Kömür'ün koordinasyonuyla başarılı bir seçim kampanyası yürütüldü. Özellikle de Balcıoğlu, bugüne kadar hiçbir CHP'li belediye başkanının alamadığı kadar yüksek oy aldı. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
Selami Değirmenci: Son seçimde genel konjonktür çok önemli bir rol oynuyor. Hüseyin Turan'ın kaybettiği döneme bakacak olursak, o dönem belde belediyeleri kapatılmış ve merkezi belediyeye bağlanmıştı. Silivri'ye o süreçte 8 belde bağlandı; yalnızca biri Büyükçekmece'ye geçti. Bu beldelerin hiçbirinde CHP güçlü değildi; o bölgelerin seçmeni ağırlıklı olarak CHP dışı partilere oy veriyordu. Ancak buna rağmen CHP yine seçimi kazandı. Çünkü belde belediyelerinin kapatılması, halkta ciddi bir rahatsızlık yarattı ve bu da CHP'ye güçlü bir destek olarak yansıdı. Hüseyin Bey'in kaybetmesinde en önemli etkenlerden biri de buydu.
CHP ÖRGÜTÜ SAHADA ETKİLİYDİ
Bu dönem ise elbette CHP örgütü ciddi bir çalışma yürüttü. Özellikle kadın kolları çok aktifti. Cumhuriyet Halk Partisi, bu dönemde sahada çok başarılı çalışmalar ortaya koydu.
“KÖMÜR'ÜN BAŞARISI DEĞİL, KONJONKTÜRÜN YANSIMASI”
Burada mesele İbrahim Kömür'ün bireysel başarısı değil. Asıl mesele, Cumhur İttifakı'na duyulan yoğun tepkinin toplumun her kesimini sokağa dökmesi ve bu tepkinin sandığa yansımasıdır. Bugün mitinglerde de bunu açıkça görebiliyoruz. Son Saraçhane mitingine bakın, ya da Bayburt, Yozgat gibi daha önce CHP'nin hiç seçim kazanmadığı, milletvekili dahi çıkaramadığı illerde bile artık olağanüstü bir halk desteği oluşmuş durumda. Bu, tamamen siyasi konjonktürün ortaya çıkardığı bir tablo.
Bora Balcıoğlu da bu konjonktürel rüzgârın avantajını yakaladı. Aynı zamanda on yıl belediye başkan yardımcılığı yapmış bir isim olarak, halkla sıcak ilişkileri, sahadaki sempatisi ve tanınırlığı da vardı. Tüm bunlar birleşince, ortaya bu kadar farklı bir seçim sonucu çıktı.
“FESTİVALLER GÜZEL AMA ÖNCELİKLER DOĞRU BELİRLENMELİ”
Kamil Bilici: Siz de belediye başkanlığınız döneminde Yoğurt Festivali'ni uluslararası boyuta taşımıştınız. Bugün düzenlenen festivalleri ve bu alandaki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Selami Değirmenci: Festivaller aslında çok güzel etkinliklerdir. Kent halkının, hangi siyasi görüşten olursa olsun, hangi bölgeden gelirse gelsin bir arada eğlenmesini, keyif almasını sağlar. Bu yönüyle sosyal dayanışmayı güçlendiren anlamlı organizasyonlardır.
Ancak bir başka açıdan baktığınızda, bu kadar yaygınlaştırılmasına gerçekten gerek var mı, diye düşünmeden edemiyorum. Belediyelerin yatırımlar konusunda bu kadar zorlandığı, hizmet üretmekte güçlük çektiği bir dönemde – ki bunu sadece bu yıl için değil, geçmiş yıllar için de söylüyorum – festivallere harcanan bütçeleri gereksiz buluyorum.
Birçok alanda ciddi eksiklikler varken, bazı temel yatırımlar yapılamazken, bu kadar kaynak ayrılan etkinliklerin öncelikler açısından tekrar değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
“BUGÜN EĞLENCE DEĞİL, MATEM ZAMANI”
Bu seneye gelirsek, durum daha da farklı. Festivallerin yapılmasını bu yıl özelinde değerlendirdiğimizde, ortada çok daha hassas bir tablo olduğunu görüyoruz. İstanbul'un bir ilçesi olarak düşünelim: Bugün İstanbul'da 10 ilçe belediye başkanı ve bir Büyükşehir Belediye Başkanı tutuklu. Böyle bir ortamda biz burada eğlence yapıyoruz.
Silivri Belediyesi'nde ise ya geçmiş dönemden yarım kalmış işler var ya da bu dönemde başlatılıp sonuçlandırılamayan projeler duruyor. Herhangi bir yatırımın tamamlandığını pek göremiyoruz. Bu işler beklerken, festivallere kaynak aktarılmasını hiç doğru bulmuyorum.
Yatırımlardan feragat edilebilir belki ama şu an adeta bir matem dönemi yaşıyoruz. Daha dün yapılan miting “100 Kara Gün” başlığıyla organize edildi. Böyle bir atmosferde eğlence odaklı etkinlikler yerine, daha anlamlı ve duyarlı yaklaşımlar sergilenmesi gerekir.
“ESER BIRAKMAK, FESTİVALDEN DAHA KALICIDIR”
Türkiye kara günlerden geçiyor ve İstanbul bu süreci çok daha ağır bir şekilde yaşıyor. Biz ise İstanbul'un bir ilçesi olarak bu atmosferde eğlenmeye çalışıyoruz. Bunu gerçekten eleştirmek zorundayım. Ne yapılan eğlenceyi ne de harcanan paraları doğru buluyorum.
Önceliğin yatırımlara verilmesi gerekir. Festivaller yapılır, evet; büyük alkışlar da alınır ama üç ay, beş ay sonra unutulur gider. Oysa bir eser yaparsınız, onu tamamlar ve halkın hizmetine sunarsınız; o yıllarca yaşar. “Bu şu dönemde yapılmıştı” denir ve adınız o işle birlikte anılır.
Bu nedenle Sayın Belediye Başkanı'nı, özellikle festivaller konusunu bir kez daha düşünmeye davet ediyorum. Önceliğimizin kalıcı hizmetler ve yatırımlar olması gerektiğini düşünüyorum.
(Devam edecek…)

 

Sevginar SALİ

YORUM YAP