Bu Kadar Kahpe Siyaset Olmaz

Bu Kadar Kahpe Siyaset Olmaz

01.09.2010 10:33:04


CHP İlçe Başkanı Selami Değirmenci, Referandumdan Evetlerin çoğunlukta çıkma durumunu geri dönüşü olmayan bir süreç olarak değerlendirirken, Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, 12 Eylül’de seçmene yöneltilen 26 soruya istenilen tek cevabı ahlaksız teklif olarak yorumladı.

 

CHP Silivri İlçe Başkanı Selami Değirmenci ve Yönetim Kurulu üyeleri, Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, Belediye Meclis Üyeleri ve partililer ile gerçekleşen ziyarete eski Milletvekili, Eski Disk Genel Başkanı ve halen Tekstil İşçileri Sendikası Genel Başkanı Rıdvan Budak da katılarak, çalışmalara destek verdi, referandumla ilgili halkı bilgilendirdi.

 

Silivri’nin tüm köy ve mahallelerinde gece, gündüz devam eden CHP İlçe Örgütü çalışmalarının konuğu Rıdvan Budak’tı. 12 Eylül Referandum çalışmaları kapsamında Silivri ilçe örgütüne destek vermek üzerede ilçede bulunan Budak, Çeltik ve Yolçatı köylerinde yaptığı konuşmalarla halkı 12 Eylül’de neden Hayır demeleri konusunda bilgilendirdi.

Vatandaşın yoğun ilgi gösterdiği toplantılarda CHP İlçe Başkanı Selami Değirmenci ve Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar da birer konuşma yaptı.

 

DEĞİRMENCİ: 24 MADDEYE

DİYECEK HİÇBİR ŞEY YOK

CHP İlçe Başkanı Selami Değirmenci, “Referandum bir seçim değil seçimden çok farklı bir tarafı var. Anayasa değişikliğindeki 24 madde için hiçbirimizin diyecek hiç bir şeyi yok, bunun için referanduma bile gitmeye gerek yok, milyonları sokağa atmaya gerek yoktu” diyerek, başbakanın bu seçimle amacının diğer iki maddeyi halkın gözünden kaçırmak, bir başka deyişle zehri şekere sarmak olduğunu söyledi.

 

“ÜLKE REJİMİ TEHLİKEDE”

“Akp’ye oy vermiş olabilirsiniz ancak düşünmelisiniz ki kontrolü kaybetmiş olan başbakana bu kez dur demezseniz bu ülkenin sonu karanlığa varacak” diyen Değirmenci, anayasa değişikliğinin gerçekleşmesi durumunda ülkenin bölünmeyle karşı karşıya kalacağını ve rejim değişikliğine gidileceğini ifade ederek halkı duyarlı olmaya çağırdı.

 

“GERİ DÖNÜŞÜ YOK!”

Değirmenci, “Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var buna hiç kimse itiraz etmiyor, ama tek parti diktasını, başbakanın orada sürekli kalmasını sağlayacak yasal düzenlemeleri yapmasını kabul etmek mümkün değil” diyerek referandumun çok iyi değerlendirilmesini, bunun her ne kadar bir seçim olmasa da hükümetin karnesine verilecek bir puan olarak bakılması gerektiğini vurguladı. CHP İlçe Başkanı, ayrıca AKP iktidarının halkı 2002’den bu yana ne hale getirdiğini sorgulayarak ülkedeki işsizlik ve yoksulluk oranına da dikkat çekti ve düşünülerek karar verilmesi gerektiğini ve bir daha geri dönüşü olmayacağını söyledi.

 

DEĞİRMENCİ’DEN HAYIR ÇAĞRISI

Selami Değirmenci, “Kendimize bu yaşam koşullarını layık görmüyor daha iyi şartlarda yaşamak, çocuklarımızın daha iyi şartlarda iş bulabilmesini istiyorsak, ürünümüz değer yapsın biz de eskisi gibi ürünümüzle geçimimizi sağlayalım, refah seviyemiz yükselsin diyorsak bu anayasaya ‘HAYIR’ diyelim” şeklinde halka çağrıda bulundu.

 

IŞIKLAR: BU AHLAKSIZ BİR TEKLİF

Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar böyle bir dönemde ülkeyi referandum sürecine sokarak gerginlik yaratmanın hiçbir anlamı olmadığını söyleyerek tarihten yaşanmış bir olayı anlattı:

“Romalılar bir kasabayı işgal ediyor. Bölgenin yardım, yemek gelecek olan yolunu, suyunu keserek açlığa mahkum olmasını istiyorlar. Bu mahkum olan halk sonunda açlıktan kırılıp teslim olmayı seçer. Onlara da bir oylama sunarlarmış. Derlermiş ki “Sizin yolunuzu açalım mı? Suyunuzu verelimi? 18 yaş üstündeki bütün erkeklerinizi askere alalım mı?”

Bunun üçünü beraber sorarlarmış. Ya evet diyecekler ya hayır. Bunu Roma’ya uygulamak istemişler. Roma halkı demiş ki; “Bu ahlaksız bir teklif. Ben ikisine evet, birine hayır demek istiyorum. Neden ayrı ayrı değil de beraber oylamaya sunuluyor?”

2000 sene önce ahlaksız bulunan bir teklifi şimdi bu zihniyet önümüze getiriyor. Devletin temel kurumları içersindeki kadroları kendi tarikatlarının renklerine göre dağıtarak paylaşmış şimdi geriye adalet kaldı. Hukuku kendi hegomonyası altına alarak bizi millet alan değerleri yok ederek bizi karanlığa mahkum etmek niyetindeler. Hiçbir zaman ağzından millet lafı çıkmaz, vatanı vatan yapan hiçbir değeri savunmazlar. 10 Kasım’larda saygı duruşunu, İstiklal Marşı’nda ayakta durmayı gereksiz sayan bir anlayış bu.

 

“YARDIMLAŞMA KÜLTÜRÜMÜZÜ

SADAKA KÜLTÜRÜNE ÇEVİRDİLER”

Dersim’den bugüne toplumu sağ-sol diye bölen zihniyet bu kez inanan- inanmayan, Kürt- Türk diye ayırıyor. Bu laboratuvar ortamında yapay olarak hazırlanan ve bizim damarlarımıza verilmek istenen bir zehir gibi. Böyle bir üstünlük mücadelesi yok, ayrışma yok! Biz yıllardır aynı topraklarda yaşıyoruz. Ötekileştirme-yabancılaştırma-düşmanlaştırma sonra da ortadan kaldırma anlayışını getirmeye çalışıyor. Bunun yanına fakirliği, çaresizliği de koyuyor.

Bu sokaklara masa- sandalye koyarak 365 günün 1 gününde insanlara sadaka verir gibi yemek vererek onları teslim almaya çalışan bir anlayış. Fakirlik sokaklara taşmış durumda. Yardımlaşma kültürümüzü sadaka kültürüne çevirdiler. Bizim toplumuzda sağ elin verdiğini sol el bilmez.

 

“BİZ YARDIMLARIMIZI

REKLAM ETMİYORUZ”

Arkadaşımız gazetede diyor ki; “Söyleseydiniz iftar yemekleri konusunda biz size destek olur yemek verdirtirdik.”

Biz 2400 haneye 10 bin nüfusa gıda giyim konusunda bir yıldır düzenli olarak yardım ediyoruz. Muhtarlarım ve alanlar bilir bunu, çünkü biz hiçbir zaman reklam etmedik. Belediyenin koridorlarında gıda yardımı, iş için gelenleri göremezsiniz artık. Yaşlı engellilere yardımda 1000 haneye ulaştık. İftar çadırına ihtiyaç yok artık, yatağa aç giren insan yok.  Bunu ayırmadan, nereden geldiğine, kime oy verdiğine bakmadan kamu tarafsızlığıyla yapıyoruz. Onlar insanların kafasını boşlatıp karnını doyurup %47’leri yoksulluğun üzerinde bina inşa etmeye çalışıyor.

 

“BU ANAYASA DEĞİL

 AKP OYLAMASI”

Anayasa oylaması filan değil bu. Bu memleketi 8 yıldır 8 kat fakirleştiren, borcunu 6 kat büyüten, bütün ulusal değerlerini haraç mezat satan AKP anlayışının oylaması. 26 soruyu sorup bir cevap isteyen, 2000 yıl önce dahi ahlaksızlık bir teklif olarak görülen bu anlayışa ‘HAYIR’ diyeceğiz. Çocuk istismarını önlemeyle, anayasa mahkemesine seçilecek üyelerin ne alakası var?

 

“BÖYLE DÜŞMANCA SİYASET

ANLAYIŞI GÖRÜLMEDİ”

60’tan bu yana hiç böyle bir partizanlık böyle düşmanca bir siyaset anlayışı görülmedi. Silivri’de bir tercih yapıldı ve aydınlık geleceğe yol açıldı. Bunlara rağmen Silivri cezalandırılmaya devam ediliyor. Ama biz teslim olmayacağız. Biz ezan sesinde susuyoruz, İstiklal Marşı’nda susuyoruz ama 12 Eylül’de susmayacağız. Yüksek sesle ‘HAYIR’ diyeceğiz.”

 

BUDAK’TAN DEĞİRMENCİ

VE IŞIKLAR’A ÖVGÜ

Eski Disk Genel Başkanı ve halen Tekstil İşçileri Sendikası Genel Başkanı Rıdvan Budak, sözlerine Değirmenci ve Işıklar’a yönelttiği övgü dolu sözlerle başlayarak, “Bir partinin ilçe başkanı ve belediye başkanı ancak bu kadar yetenekli olabilir ve hukuk devleti bu kadar iyi anlatılıp temsil edilebilir. Bundan daha iyisi olamaz. Hakikat olmayana sığınmayıp Türkiye’nin doğrularını anlattılar” dedi. 

 

BUDAK: “BİZ BU MİLLETİ

KANDIRACAĞIZ” DİYORLAR

Budak konuşmasına şöyle devam etti: “1980’den önce bu ülkede çalışanların %50 den fazlası grevli, sözleşmeli sendikal haklara sahipti. Şimdi %5’i bile bu haklardan yararlanamıyor. Diyorlar ki; “Biz bu anayasa değişikliği ile memurlara toplu sözleşme hakkı yok.” Böyle bir şey yok. Toplu görüşme hakları zaten var. İfade ve karşılık olarak farklı değil. Sayın Başbakan ve Çalışma Bakanı bunu o kadar ballandıra ballandıra anlatıyor ki, gözümüzün içine baka baka “biz bu milleti kandıracağız” diyorlar.

 

“TÜRKİYE’DE İLK DEFA ANAYASA

DEĞİŞİKLİĞİ YAPILMIYOR”

Mevcut anayasa 177 madde. 16 defa değişikliğe uğradı bu 17. si olacak. Bu güne kadar 83 maddesi değişti. Sanki Türkiye’de ilk defa anayasa değişiyormuş gibi yansıtıyorlar. CHP’nin de diğer muhalefet partisinin de dedikleri hep aynı şey. Bunun 24 maddesini geçirelim 2 maddesini halk oyunu götürelim. Ama cevap hayır.

 

“BİZİM DERDİMİZ HUKUKLA

İLGİLİ MADDELER”

Bizim derdimiz hukukla ilgili maddeler. Birisi siyasi partilerin kapanmasıyla ilgili ki o zaten mecliste düştü. Diğer ikisinden birisi; anayasa mahkemesinin şekillenmesi. Öbürü ise hakimlere savcılara sicil veren HSYK’nın seçilmesi ve oluşturulması. İki madde gibi gözüküyor. Eh o 24 madde de fena değil. Ancak 24 madde içinde de sendikalaşma grev hakkı yok. Sempati grevi, destek grevi diyorlar, siz grev yapanlara destek verebilirsiniz diyorlar. Bunların anayasada değişmesi bir şey ifade etmiyor bir de kanunlarının değişmesi lazım.

 

“ESAS MESELE MAHKEMELERİ

TESLİM  ALMAK”

Esas mesele mahkemeleri teslim almak. Neden mahkemeleri teslim almak istiyorsunuz? Çünkü biz Cumhuriyet’in bu işleyişinden memnun değiliz. Çünkü biz parlamenter sistemi böyle düşünmüyoruz. Biz anayasa mahkemesinin 19 üyesinden 10’unu mecliste seçmek istiyoruz. Siz meclisin hükümetin siyasetçilerin yaptığı yanlışlarını değerlendirip cezası verecek mahkemeyi siyasetçilerin seçimine bırakırsanız orada adalet kalır mı? Salt çoğunluğa dayandırılmış iktidar yanlısı bir mahkeme çıkacak ortaya.

 

“SİZ NİYE ŞİKAYETÇİSİNİZ?

DÜNE KADAR İŞBİRLİKÇİYDİNİZ”

12 Eylül darbesiyle Evren Paşa ve arkadaşları bizim hepimizi tutukladılar. Şimdiki DİSK Başkanı 28 yaşındaydı ben 29 yaşındaydım. 4 yıl hapis yattık, suçumuz sendikacılık yapmaktı. Eğer konu askerden sıkıntı çekmekse, bunu bu ülkede en çok sosyal demokratlar, solcular çekti. Bugünkü arkadaşlar 12 Eylül hareketiyle iş birliği yapıp, bizi ispiyonladılar. Ülkücüler Ankara’da sıkıntı çektiler. Ama kendilerine muhafazakar diyen arkadaşların hiçbirisi hiçbir sıkıntı çekmedi. Şimdi ordudan şikayetçiler. Ordudan şikayetçi olacaksak 70’te 80’de her seferinde bize vurdu. Siz niye şikayetçisiniz? Düne kadar işbirlikçiydiniz.

 

“SİYASETE MAHKEME

BIRAKILMAZ”

Diyorlar ki; “Biz anayasa mahkemesini, HSYK’yı şekillendirip oy çokluğuna dayalı olarak seçeceğiz.” Peki, sizin seçtiğiniz hakimler ve savcılar size uyarsa hukuk nerede kalacak? Bu millet hakkını nerede arayacak? Siyasete mahkeme bırakılmaz. Koskoca Osmanlı hakimi padişah bile kadı’nın işine karışmamış. Biliyor ki karışırsa başı belaya girecek. Balyoz Davası’nda aynı hukuk fakültesinde okumuş, aynı bina içinde görev yapan hakimlerden biri tutukluyor diğeri nasıl oluyor da kanıt yoktur diyerek serbest bırakıyor. Siyasetin mahkemelere müdahalesi budur. Aramanıza gerek yok.

 

“BU CUMHURİYET DEVLETİNİ

ÇAĞDAŞ DEMOKRASİNDEN

ALIKOYMAYIN”

Mecliste milletvekilleriyle ilgili 650 tane dosya var. En çok da iktidar partisinin milletvekilleriyle ilgili var. Hadi dokunulmazlıkları kaldıralım. Hayır diyorlar.

Dokunulmazlığı kalkmayan, hakkında 650 tane dosya olan milletvekili anayasa mahkemesinin, HSYK’nın üyelerini seçerse orada hukuk ve adalet kalmaz. Bu bir parti meselesi değil. Hangi partiye oy verirseniz verin bu cumhuriyet devletini çağdaş demokrasinden alıkoymayın.

 

“BU KADAR KAHPE

SİYASET OLMAZ”

Hukuk ne Sayın Erdoğan’a ne Sayın Kılıçdaroğlu’na ne de Sayın Bahçeli’ye teslim edilemez.

Hukuk bu devletin çimentosu. Biz doğulu- batılı, Alevi- Sünni, sağcı-solcu oluruz ama bu topraklar üzerinde siyaset kaşımadıkça kavga etmedik. Ne zamanki siyaset girdi işin içine o zaman başladı kavgalar. Şimdi başbakan aldı eline kaşağı, alabildiğine kaşıyor. Bu millet kavga etsin, bölünsün diye. Buna fırsat vermeyin. Siyaset; ekonomiyi, eğitimi, meclisi, hükümeti, sağlığı yönetsin. Siyaset dünyanın her yerinde hayatı iyileştirmek için var. Bu kadar kahpe, bu kadar kötü siyaset olmaz.

Budak, sözlerini “Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu laik ve demokratik cumhuriyeti yaşatmak hepimizin namus borcudur” diyerek noktaladı.

 

IŞIKLAR: NEYLE MÜCADELE

ETTİĞİMİZİ BİLELİM

Yöneltilen soru üzerine Selami Değirmenci AKP’nin belediyenin kasasından çıkan İBB yardımlarıyla yapılan iftar programlarını eleştirerek cevap verirken, Belediye Başkanı Özcan Işıklar AKP tarafından kiralanan billboardlar konusuna değinerek “Bu provokasyon şeklinde arkasında büyük kaynakları ve kara parası olan bir güç. Neyle mücadele ettiğimizi bilelim. Eşit şartlarda değiliz” açıklamasında bulundu.

 

DEĞİRMENCİ: VERDİKLERİ

İFTARLARDA UTANMADAN

SİYASET YAPIYORLAR

Değirmenci yöneltilen bir soru üzerine şöyle konuştu: “Mega Saray’da 14 Ağustos’ta İBB kasasından parti gecesi yaptılar. Biz bunu İBB olarak veriyoruz demiyorlar. AKP orada burada iftar verdi diyorlar. O verdiği yemeğin parasında bütün vatandaşların vergisi var. İçinde MHP’lisi CHP’lisi BDP’lisi Demokrat Parti’lisi de var. Utanmadan o verdikleri iftarlarda bir de siyaset yapıyorlar. Haram olsun.

 

“ANLAYIŞ FARKI ORTADA”

B.Çekmece Belediye Başkanımız Hasan Akgün’ün verdiği iftar yemeğine üzerinde “HAYIR” yazan t-shirtlerle CHP’li arkadaşlarımız iftara alınmamış. “Ben burada iftar veriyorum burası siyaset yeri değil. İsterseniz o t-shirtleri çıkarın ya da tersini giyip gelin” demiş.

Öteki iftara çağırıp “EVET” diyeceksin diye zorla kafasına sokuyor. Diğeri bırak konuşmayı t-shirtle bile içeri almıyor. Anlayışa bakın. Bizim belediye başkanımız da belediye imkanları ile iftar verip siyaset yapabilir. Anlayış farkı ortada onu ifade etmeye çalışıyoruz.”

 

IŞIKLAR: EŞİT

ŞARTLARDA DEĞİLİZ

Söz alan Işıklarlar, şu açıklamada bulundu: “İlçenin bölünmüş bir şekilde dört yanında billboardlar var. Her bir tarafının 12 tanesi 35 bin TL. İsteyen parti gidecek billboardu alacak kiralayacak. Billboardlar belediyenin malı ancak bir şirkete kiralı durumda. Bu tüm belediyelerde böyle reklam karşılığı verilir. Biz bu bedeli karşılayamadığımız için kiralayamadık. AKP sadece Silivri için 140 bin TL vererek kiraladı. Bu provokasyon şeklinde arkasında büyük kaynakları ve kara parası olan bir güç. Neyle mücadele ettiğimiz bilelim. Eşit şartlarda değiliz.”

Senem MARMARA

  • ETİKETLER
PAYLAŞ
« Önceki
Sonraki » Chp, Hayır İçin Selimpaşadaydı

YORUM YAP