
CHP İlçe Başkanı Selami Değirmenci, Referandumdan Evetlerin
çoğunlukta çıkma durumunu geri dönüşü olmayan bir süreç olarak
değerlendirirken, Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, 12 Eylül’de seçmene
yöneltilen 26 soruya istenilen tek cevabı ahlaksız teklif olarak yorumladı.
CHP Silivri İlçe Başkanı Selami Değirmenci ve Yönetim Kurulu
üyeleri, Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, Belediye Meclis Üyeleri ve
partililer ile gerçekleşen ziyarete eski Milletvekili, Eski Disk Genel Başkanı
ve halen Tekstil İşçileri Sendikası Genel Başkanı Rıdvan Budak da katılarak,
çalışmalara destek verdi, referandumla ilgili halkı bilgilendirdi.
Silivri’nin tüm köy ve mahallelerinde gece, gündüz devam
eden CHP İlçe Örgütü çalışmalarının konuğu Rıdvan Budak’tı. 12 Eylül Referandum
çalışmaları kapsamında Silivri ilçe örgütüne destek vermek üzerede ilçede
bulunan Budak, Çeltik ve Yolçatı köylerinde yaptığı konuşmalarla halkı 12
Eylül’de neden Hayır demeleri konusunda bilgilendirdi.
Vatandaşın yoğun ilgi gösterdiği toplantılarda CHP İlçe
Başkanı Selami Değirmenci ve Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar da birer
konuşma yaptı.
DEĞİRMENCİ: 24 MADDEYE
DİYECEK HİÇBİR ŞEY YOK
CHP İlçe Başkanı Selami Değirmenci, “Referandum bir seçim
değil seçimden çok farklı bir tarafı var. Anayasa değişikliğindeki 24 madde
için hiçbirimizin diyecek hiç bir şeyi yok, bunun için referanduma bile gitmeye
gerek yok, milyonları sokağa atmaya gerek yoktu” diyerek, başbakanın bu seçimle
amacının diğer iki maddeyi halkın gözünden kaçırmak, bir başka deyişle zehri
şekere sarmak olduğunu söyledi.
“ÜLKE REJİMİ TEHLİKEDE”
“Akp’ye oy vermiş olabilirsiniz ancak düşünmelisiniz ki
kontrolü kaybetmiş olan başbakana bu kez dur demezseniz bu ülkenin sonu
karanlığa varacak” diyen Değirmenci, anayasa değişikliğinin gerçekleşmesi
durumunda ülkenin bölünmeyle karşı karşıya kalacağını ve rejim değişikliğine
gidileceğini ifade ederek halkı duyarlı olmaya çağırdı.
“GERİ DÖNÜŞÜ YOK!”
Değirmenci, “Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var
buna hiç kimse itiraz etmiyor, ama tek parti diktasını, başbakanın orada
sürekli kalmasını sağlayacak yasal düzenlemeleri yapmasını kabul etmek mümkün
değil” diyerek referandumun çok iyi değerlendirilmesini, bunun her ne kadar bir
seçim olmasa da hükümetin karnesine verilecek bir puan olarak bakılması
gerektiğini vurguladı. CHP İlçe Başkanı, ayrıca AKP iktidarının halkı 2002’den
bu yana ne hale getirdiğini sorgulayarak ülkedeki işsizlik ve yoksulluk oranına
da dikkat çekti ve düşünülerek karar verilmesi gerektiğini ve bir daha geri
dönüşü olmayacağını söyledi.
DEĞİRMENCİ’DEN HAYIR ÇAĞRISI
Selami Değirmenci, “Kendimize bu yaşam koşullarını layık
görmüyor daha iyi şartlarda yaşamak, çocuklarımızın daha iyi şartlarda iş
bulabilmesini istiyorsak, ürünümüz değer yapsın biz de eskisi gibi ürünümüzle
geçimimizi sağlayalım, refah seviyemiz yükselsin diyorsak bu anayasaya ‘HAYIR’
diyelim” şeklinde halka çağrıda bulundu.
IŞIKLAR: BU AHLAKSIZ BİR TEKLİF
Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar böyle bir dönemde
ülkeyi referandum sürecine sokarak gerginlik yaratmanın hiçbir anlamı
olmadığını söyleyerek tarihten yaşanmış bir olayı anlattı:
“Romalılar bir kasabayı işgal ediyor. Bölgenin yardım, yemek
gelecek olan yolunu, suyunu keserek açlığa mahkum olmasını istiyorlar. Bu
mahkum olan halk sonunda açlıktan kırılıp teslim olmayı seçer. Onlara da bir
oylama sunarlarmış. Derlermiş ki “Sizin yolunuzu açalım mı? Suyunuzu verelimi?
18 yaş üstündeki bütün erkeklerinizi askere alalım mı?”
Bunun üçünü beraber sorarlarmış. Ya evet diyecekler ya
hayır. Bunu Roma’ya uygulamak istemişler. Roma halkı demiş ki; “Bu ahlaksız bir
teklif. Ben ikisine evet, birine hayır demek istiyorum. Neden ayrı ayrı değil
de beraber oylamaya sunuluyor?”
2000 sene önce ahlaksız bulunan bir teklifi şimdi bu
zihniyet önümüze getiriyor. Devletin temel kurumları içersindeki kadroları
kendi tarikatlarının renklerine göre dağıtarak paylaşmış şimdi geriye adalet
kaldı. Hukuku kendi hegomonyası altına alarak bizi millet alan değerleri yok
ederek bizi karanlığa mahkum etmek niyetindeler. Hiçbir zaman ağzından millet
lafı çıkmaz, vatanı vatan yapan hiçbir değeri savunmazlar. 10 Kasım’larda saygı
duruşunu, İstiklal Marşı’nda ayakta durmayı gereksiz sayan bir anlayış bu.
“YARDIMLAŞMA KÜLTÜRÜMÜZÜ
SADAKA KÜLTÜRÜNE ÇEVİRDİLER”
Dersim’den bugüne toplumu sağ-sol diye bölen zihniyet bu kez
inanan- inanmayan, Kürt- Türk diye ayırıyor. Bu laboratuvar ortamında yapay
olarak hazırlanan ve bizim damarlarımıza verilmek istenen bir zehir gibi. Böyle
bir üstünlük mücadelesi yok, ayrışma yok! Biz yıllardır aynı topraklarda
yaşıyoruz. Ötekileştirme-yabancılaştırma-düşmanlaştırma sonra da ortadan
kaldırma anlayışını getirmeye çalışıyor. Bunun yanına fakirliği, çaresizliği de
koyuyor.
Bu sokaklara masa- sandalye koyarak 365 günün 1 gününde insanlara
sadaka verir gibi yemek vererek onları teslim almaya çalışan bir anlayış.
Fakirlik sokaklara taşmış durumda. Yardımlaşma kültürümüzü sadaka kültürüne
çevirdiler. Bizim toplumuzda sağ elin verdiğini sol el bilmez.
“BİZ YARDIMLARIMIZI
REKLAM ETMİYORUZ”
Arkadaşımız gazetede diyor ki; “Söyleseydiniz iftar
yemekleri konusunda biz size destek olur yemek verdirtirdik.”
Biz 2400 haneye 10 bin nüfusa gıda giyim konusunda bir
yıldır düzenli olarak yardım ediyoruz. Muhtarlarım ve alanlar bilir bunu, çünkü
biz hiçbir zaman reklam etmedik. Belediyenin koridorlarında gıda yardımı, iş
için gelenleri göremezsiniz artık. Yaşlı engellilere yardımda 1000 haneye
ulaştık. İftar çadırına ihtiyaç yok artık, yatağa aç giren insan yok. Bunu ayırmadan, nereden geldiğine, kime oy
verdiğine bakmadan kamu tarafsızlığıyla yapıyoruz. Onlar insanların kafasını
boşlatıp karnını doyurup %47’leri yoksulluğun üzerinde bina inşa etmeye
çalışıyor.
“BU ANAYASA DEĞİL
AKP OYLAMASI”
Anayasa oylaması filan değil bu. Bu memleketi 8 yıldır 8 kat
fakirleştiren, borcunu 6 kat büyüten, bütün ulusal değerlerini haraç mezat
satan AKP anlayışının oylaması. 26 soruyu sorup bir cevap isteyen, 2000 yıl
önce dahi ahlaksızlık bir teklif olarak görülen bu anlayışa ‘HAYIR’ diyeceğiz.
Çocuk istismarını önlemeyle, anayasa mahkemesine seçilecek üyelerin ne alakası
var?
“BÖYLE DÜŞMANCA SİYASET
ANLAYIŞI GÖRÜLMEDİ”
60’tan bu yana hiç böyle bir partizanlık böyle düşmanca bir
siyaset anlayışı görülmedi. Silivri’de bir tercih yapıldı ve aydınlık geleceğe
yol açıldı. Bunlara rağmen Silivri cezalandırılmaya devam ediliyor. Ama biz
teslim olmayacağız. Biz ezan sesinde susuyoruz, İstiklal Marşı’nda susuyoruz
ama 12 Eylül’de susmayacağız. Yüksek sesle ‘HAYIR’ diyeceğiz.”
BUDAK’TAN DEĞİRMENCİ
VE IŞIKLAR’A ÖVGÜ
Eski Disk Genel Başkanı ve halen Tekstil İşçileri Sendikası
Genel Başkanı Rıdvan Budak, sözlerine Değirmenci ve Işıklar’a yönelttiği övgü
dolu sözlerle başlayarak, “Bir partinin ilçe başkanı ve belediye başkanı ancak
bu kadar yetenekli olabilir ve hukuk devleti bu kadar iyi anlatılıp temsil
edilebilir. Bundan daha iyisi olamaz. Hakikat olmayana sığınmayıp Türkiye’nin
doğrularını anlattılar” dedi.
BUDAK: “BİZ BU MİLLETİ
KANDIRACAĞIZ” DİYORLAR
Budak konuşmasına şöyle devam etti: “1980’den önce bu ülkede
çalışanların %50 den fazlası grevli, sözleşmeli sendikal haklara sahipti. Şimdi
%5’i bile bu haklardan yararlanamıyor. Diyorlar ki; “Biz bu anayasa değişikliği
ile memurlara toplu sözleşme hakkı yok.” Böyle bir şey yok. Toplu görüşme
hakları zaten var. İfade ve karşılık olarak farklı değil. Sayın Başbakan ve
Çalışma Bakanı bunu o kadar ballandıra ballandıra anlatıyor ki, gözümüzün içine
baka baka “biz bu milleti kandıracağız” diyorlar.
“TÜRKİYE’DE İLK DEFA ANAYASA
DEĞİŞİKLİĞİ YAPILMIYOR”
Mevcut anayasa 177 madde. 16 defa değişikliğe uğradı bu 17.
si olacak. Bu güne kadar 83 maddesi değişti. Sanki Türkiye’de ilk defa anayasa
değişiyormuş gibi yansıtıyorlar. CHP’nin de diğer muhalefet partisinin de
dedikleri hep aynı şey. Bunun 24 maddesini geçirelim 2 maddesini halk oyunu
götürelim. Ama cevap hayır.
“BİZİM DERDİMİZ HUKUKLA
İLGİLİ MADDELER”
Bizim derdimiz hukukla ilgili maddeler. Birisi siyasi
partilerin kapanmasıyla ilgili ki o zaten mecliste düştü. Diğer ikisinden
birisi; anayasa mahkemesinin şekillenmesi. Öbürü ise hakimlere savcılara sicil
veren HSYK’nın seçilmesi ve oluşturulması. İki madde gibi gözüküyor. Eh o 24
madde de fena değil. Ancak 24 madde içinde de sendikalaşma grev hakkı yok.
Sempati grevi, destek grevi diyorlar, siz grev yapanlara destek verebilirsiniz
diyorlar. Bunların anayasada değişmesi bir şey ifade etmiyor bir de kanunlarının
değişmesi lazım.
“ESAS MESELE MAHKEMELERİ
TESLİM ALMAK”
Esas mesele mahkemeleri teslim almak. Neden mahkemeleri
teslim almak istiyorsunuz? Çünkü biz Cumhuriyet’in bu işleyişinden memnun
değiliz. Çünkü biz parlamenter sistemi böyle düşünmüyoruz. Biz anayasa
mahkemesinin 19 üyesinden 10’unu mecliste seçmek istiyoruz. Siz meclisin
hükümetin siyasetçilerin yaptığı yanlışlarını değerlendirip cezası verecek
mahkemeyi siyasetçilerin seçimine bırakırsanız orada adalet kalır mı? Salt
çoğunluğa dayandırılmış iktidar yanlısı bir mahkeme çıkacak ortaya.
“SİZ NİYE ŞİKAYETÇİSİNİZ?
DÜNE KADAR İŞBİRLİKÇİYDİNİZ”
12 Eylül darbesiyle Evren Paşa ve arkadaşları bizim hepimizi
tutukladılar. Şimdiki DİSK Başkanı 28 yaşındaydı ben 29 yaşındaydım. 4 yıl
hapis yattık, suçumuz sendikacılık yapmaktı. Eğer konu askerden sıkıntı
çekmekse, bunu bu ülkede en çok sosyal demokratlar, solcular çekti. Bugünkü
arkadaşlar 12 Eylül hareketiyle iş birliği yapıp, bizi ispiyonladılar.
Ülkücüler Ankara’da sıkıntı çektiler. Ama kendilerine muhafazakar diyen
arkadaşların hiçbirisi hiçbir sıkıntı çekmedi. Şimdi ordudan şikayetçiler.
Ordudan şikayetçi olacaksak 70’te 80’de her seferinde bize vurdu. Siz niye
şikayetçisiniz? Düne kadar işbirlikçiydiniz.
“SİYASETE MAHKEME
BIRAKILMAZ”
Diyorlar ki; “Biz anayasa mahkemesini, HSYK’yı şekillendirip
oy çokluğuna dayalı olarak seçeceğiz.” Peki, sizin seçtiğiniz hakimler ve
savcılar size uyarsa hukuk nerede kalacak? Bu millet hakkını nerede arayacak?
Siyasete mahkeme bırakılmaz. Koskoca Osmanlı hakimi padişah bile kadı’nın işine
karışmamış. Biliyor ki karışırsa başı belaya girecek. Balyoz Davası’nda aynı
hukuk fakültesinde okumuş, aynı bina içinde görev yapan hakimlerden biri
tutukluyor diğeri nasıl oluyor da kanıt yoktur diyerek serbest bırakıyor. Siyasetin
mahkemelere müdahalesi budur. Aramanıza gerek yok.
“BU CUMHURİYET DEVLETİNİ
ÇAĞDAŞ DEMOKRASİNDEN
ALIKOYMAYIN”
Mecliste milletvekilleriyle ilgili 650 tane dosya var. En
çok da iktidar partisinin milletvekilleriyle ilgili var. Hadi dokunulmazlıkları
kaldıralım. Hayır diyorlar.
Dokunulmazlığı kalkmayan, hakkında 650 tane dosya olan
milletvekili anayasa mahkemesinin, HSYK’nın üyelerini seçerse orada hukuk ve
adalet kalmaz. Bu bir parti meselesi değil. Hangi partiye oy verirseniz verin
bu cumhuriyet devletini çağdaş demokrasinden alıkoymayın.
“BU KADAR KAHPE
SİYASET OLMAZ”
Hukuk ne Sayın Erdoğan’a ne Sayın Kılıçdaroğlu’na ne de
Sayın Bahçeli’ye teslim edilemez.
Hukuk bu devletin çimentosu. Biz doğulu- batılı, Alevi-
Sünni, sağcı-solcu oluruz ama bu topraklar üzerinde siyaset kaşımadıkça kavga
etmedik. Ne zamanki siyaset girdi işin içine o zaman başladı kavgalar. Şimdi
başbakan aldı eline kaşağı, alabildiğine kaşıyor. Bu millet kavga etsin,
bölünsün diye. Buna fırsat vermeyin. Siyaset; ekonomiyi, eğitimi, meclisi,
hükümeti, sağlığı yönetsin. Siyaset dünyanın her yerinde hayatı iyileştirmek
için var. Bu kadar kahpe, bu kadar kötü siyaset olmaz.
Budak, sözlerini “Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının
kurduğu laik ve demokratik cumhuriyeti yaşatmak hepimizin namus borcudur”
diyerek noktaladı.
IŞIKLAR: NEYLE MÜCADELE
ETTİĞİMİZİ BİLELİM
Yöneltilen soru üzerine Selami Değirmenci AKP’nin
belediyenin kasasından çıkan İBB yardımlarıyla yapılan iftar programlarını
eleştirerek cevap verirken, Belediye Başkanı Özcan Işıklar AKP tarafından
kiralanan billboardlar konusuna değinerek “Bu provokasyon şeklinde arkasında
büyük kaynakları ve kara parası olan bir güç. Neyle mücadele ettiğimizi
bilelim. Eşit şartlarda değiliz” açıklamasında bulundu.
DEĞİRMENCİ: VERDİKLERİ
İFTARLARDA UTANMADAN
SİYASET YAPIYORLAR
Değirmenci yöneltilen bir soru üzerine şöyle konuştu: “Mega
Saray’da 14 Ağustos’ta İBB kasasından parti gecesi yaptılar. Biz bunu İBB
olarak veriyoruz demiyorlar. AKP orada burada iftar verdi diyorlar. O verdiği
yemeğin parasında bütün vatandaşların vergisi var. İçinde MHP’lisi CHP’lisi
BDP’lisi Demokrat Parti’lisi de var. Utanmadan o verdikleri iftarlarda bir de
siyaset yapıyorlar. Haram olsun.
“ANLAYIŞ FARKI ORTADA”
B.Çekmece Belediye Başkanımız Hasan Akgün’ün verdiği iftar
yemeğine üzerinde “HAYIR” yazan t-shirtlerle CHP’li arkadaşlarımız iftara
alınmamış. “Ben burada iftar veriyorum burası siyaset yeri değil. İsterseniz o
t-shirtleri çıkarın ya da tersini giyip gelin” demiş.
Öteki iftara çağırıp “EVET” diyeceksin diye zorla kafasına
sokuyor. Diğeri bırak konuşmayı t-shirtle bile içeri almıyor. Anlayışa bakın.
Bizim belediye başkanımız da belediye imkanları ile iftar verip siyaset
yapabilir. Anlayış farkı ortada onu ifade etmeye çalışıyoruz.”
IŞIKLAR: EŞİT
ŞARTLARDA DEĞİLİZ
Söz alan Işıklarlar, şu açıklamada bulundu: “İlçenin
bölünmüş bir şekilde dört yanında billboardlar var. Her bir tarafının 12 tanesi
35 bin TL. İsteyen parti gidecek billboardu alacak kiralayacak. Billboardlar
belediyenin malı ancak bir şirkete kiralı durumda. Bu tüm belediyelerde böyle
reklam karşılığı verilir. Biz bu bedeli karşılayamadığımız için kiralayamadık.
AKP sadece Silivri için 140 bin TL vererek kiraladı. Bu provokasyon şeklinde
arkasında büyük kaynakları ve kara parası olan bir güç. Neyle mücadele
ettiğimiz bilelim. Eşit şartlarda değiliz.”
Senem MARMARA