Bıyıklı: Gümüşyaka, üniversiteyi bekliyor

Bıyıklı: Gümüşyaka, üniversiteyi bekliyor

17.12.2014 11:48:37

Silivri siyasetinin engebeli yolları, CHP’nin heyecanını yitirmeyen iç devinimleri ve iktidar sancısı süreçlerinde yetişen bir siyasetçi; Zafer Bıyıklı. Silivri ve özelinde Gümüşyaka’da olup bitenler, siyasetin kimyası ve insanların beklentilerine ilişkin Bıyıklı’nın yanıtları şöyle:

Sevginar SALİ: Zafer Bıyıklı kimdir?
Zafer BIYIKLI: 4 Şubat 1978 İstanbul doğumluyum. İlk ve orta öğretimimi Gümüşyaka’da bitirdim. Rahmetli Hacı Yusuf Ölçer’lerin yaptığı ortaokulun ilk mezunlarındanım. Okulun açılışını yapan Kenan Evren’dir. Bende bir anısı da var; Kenan Evren gelecek, 10 tane çocuğa soru soracak diye bizi bir sınıfa ayırdılar. Herkes Kenan Evren’i gördü, biz göremedik. Bize gelmedi. Seçildik ama sadece çıkarken görebilme şansımız oldu programının yoğunluğundan dolayı herhâlde. Helikopterle gelmişti o zaman. Bizim bölgedeki insanların çoğu Silivri Lisesi’nde öğrenim görüyordu. Şu anki AK Parti Meclis Üyemiz Lütfü Vardar, Serkan Uçkun, Hüseyin Agu eski Belediye Başkanının oğlu Mehmet Agu, ‘Herkes Silivri Lisesi’ne gidiyor biz başka bir yere gidelim’ dedik. Çorlu’yu denedik olmadı. Sonra dördümüz de Tekirdağ Ticaret Lisesi’ne gittik.
Üç erkek kardeşiz. Evliyim, bir kız bir erkek çocuğum var. Eşimle birlikte çalışıyorum.

"SADECE FIRSATLARI DEĞERLENDİRMEDİM YARATTIM DA”
Sevginar SALİ: Silivri’de aktif siyaset hayatınız nasıl başladı?
Zafer BIYIKLI: 2001’de askerden geldim, eski Belediye Başkanım Hüseyin Agu’nun fabrikasında çalışmaya başladım. 2004 yılında bir sigorta acentalığında çalışırken Mali Müşavirlik belgemi de o arada aldım. 2005’te Silivri’ye geldim. Mali Müşavirlik Bürosu açtım. Burada başladım. Siyasileri hep gözlemliyor, takip ediyordum; Selami Değirmenci’yi, Mümin Tuğlu’yu… Bunların telefonlarını alır bayramlarda mesaj atardım. Açıkçası ‘Ben buradayım’ demeye çalışıyordum. 2007’de milletvekili seçimleri olacağı zaman Hasan Özvarnalı’nın orada yer almıştık. Erdal Sezgin’le de komşuyuz. Erdal Hocam sağ olsun hep dışarıda beni anlatıyormuş ‘Ya bir genç var...’ gibilerinden. 2007 seçimlerinde Varyemez’in orada toplantı olacaktı. Arkadaşlarla organizasyon yapmıştık. Hüseyin Şahin de vardı. ‘Bekleyin Zafer bir organizasyon yaptı’ demiş. Çayırdere, Sayalar, Beyciler, Seymen köylere araba göndermiştim. Biraz gecikmeli gelmişler. ‘Kim bu Zafer Bıyıklı, neyi bekliyoruz?’ demişler. Allah’tan otobüsten dolu inince insanlar bir şekilde, bir adım olmuş oldu Silivri’nin eski siyasetçilerinin gözüne girdim. Erdal Hoca da çok anlatmış, orada Selami Bey, ‘Tanışalım Zafer’le’ diyor. Bir gün Hüseyin Şahin’le beraber ofisime geldiler. Tanıştık, çay içtik. Selami Değirmenci de o zaman partiye yeni dönmüştü. O süreç, arkadaşlık, dostluk başladı. Ben geldiğimde 2007’de şimdiki CHP Meclis Üyelerimiz Doruk Bulut ve Devrim Uzun vardı. Süreç 2009’a kadar geldi. 2009’da meclise aday adayı olduk. Olmadı Selami Bey olmayınca. Bizim durumumuz olabilirdi çünkü kapanan belde belediyeler vardı oralardan birer kişinin gireceği konuşulmaya başlanmıştı. Eski belde olarak CHP deyince Gümüşyaka’da Zafer Bıyıklı akıllara gelmeye başladı. Bir de topluma baskıyı yaratmaya başladık, ‘O olacak’ diye. O zamanki şartlarda en sonunda bir olmama noktasına geldi. Yine de bırakmadık, devam ettik. 2010’da İlçe Kongresi seçimine girdik. O da süreci devam ettirdi. Fırsatları sadece değerlendirmek değil, yaratmak için gerekenleri yaptık, emek de harcadım tabi.

"TOPLUMDA KARŞILIĞI OLAN İNSANLAR KAZANDI”
Sevginar SALİ: 2014 seçimlerinden önceki ön seçimi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Zafer BIYIKLI: Olması gereken oldu. Toplumda karşılığı olan insanların bir yere gelme mantalitesi açısından bence çok önemliydi ön seçim. Yani hak eden gelsin. Bizde hep tepeden atama şeklinde. Her zaman aynı sorunu yaşamıyor muyuz? Karşılığı yok bir yere getiriyorsun. Bu sefer halktan uzaklaşma ve tepkisine karşı saçma durumlar oluşuyor. Vatandaşa dokunmama ve hissettirmeme konularından hep şikâyetler geldi. Ön seçim sürecini CHP’de bir avantaj olarak gördüm. Örgütle, toplumla iç içe olan insanlara şans gibi gördüm. Selami Bey’in bize o süreçte öğütlediği ‘insanlara gidin, insanlardan uzakta durmayın’ nasihatini iyi değerlendirdiğimize inanıyorum. Kendi mahallemizdeki siyasete devam ettik ama köyleri de gezmeye başladık. Devrim’le beraber Çavuşlu’da güzel bir ekip kurduk, çalışma arkadaşları yarattık. Orada Tufan diye bir arkadaşımız vardı. Gittiğimiz zaman onu bulduk. O bize bir ekip oluşturdu. Bölgesel olarak mesela Ortaköy’den İbrahim abi gittiğimizde bizi Ortaköy’e tanıttı. Yakın bölgesi Kadıköy’dür Kavaklı’ya soktu. Doğu- batı iki bölge ve merkezdeki siyaset olarak bakmak lazım. Biz batı bölgesinde Çanta, Değirmenköy, Çavuşlu organizasyonları yaparken diğer taraftan da orman köyleriyle bağlantıyı hiç koparmadan devam ettik. Buradaki arkadaşlarımız oraya gitti, onlar bize geldi. Değişik insanları tanıma şansımız oldu.
Son süreçte Silivri’de siyaset biraz merkezin inisiyatifinden çıktı. Kapanan belde belediyelerindeki ve köylerdeki insanlar ‘bizler de siyaset yapabileceğiz’, ‘söz sahibi oluruz’ duygusuna kapıldı. Tanıdığımız birileri siyaset yapsın anlayışına döndü. O sinerjide ön seçimde sandığa güzel bir şekilde yansıdı. Ama gerçekten orada 1-2 günlük bir çalışma yoktu. Birikim vardı. İnsanlara gittik.

"DEĞİRMENCİ’Yİ ATLAMA ŞANSIMIZ YOK”
Sevginar SALİ: Düşünüldüğünde Zafer Bıyıklı’nın siyasi hayatında mutlaka önemli süreçler ve kişiler olmuştur. Bunlar kim ve neler?
Zafer BIYIKLI: Selami Değirmenci faktörünü bir kere bu konuda hiç atlama şansımız yok. 2007’deki tanışma sürecinden siyasetin insani yönden yapılması, yani insana dokunarak yapılması gerektiğini en çok ondan aldığımı söyleyebilirim. İnsanları karşılama, yaklaşım ve davranış konularında çok inceydi. Şimdi bir görmek var bir de uygulamak. İnsanlara mesafeli davranmanın bir faydası olmadığını gördük. Olmayacağını da gördüm. Eski kapanan belde belediyeleri seçimlerinde kaybedenler oldu. Neden kaybettiklerini analiz etme durumumuz oldu. İnsanlardan uzaklaşma, tepeden bakmanın zararlarını kabul etmeliyiz… 1989’dan gelen İsmet abi, Adnan Üstün, babamlarla bunlar siyaset yaptığı için onlarla da hep bir diyalogumuz vardı; benim siyaset çizgimi etkileyen isimler olarak sayabilirim. Çanta-Değirmenköy olarak düşünürseniz ‘Bu çocuklardan adam olur’ açısından var olan bir yaklaşım söz konusuydu; biz de çalışmalarımızı onların verdiği heyecanla yerel ağırlıklı yaptık.

"VAAT EDİLEN ŞEYLERİN OLMAMASI KIRGINLIK YARATTI”
Sevginar SALİ: Geçen dönem Gümüşyaka’da yapılan en önemli yerel çalışma ve bu dönem mutlaka yapılması gerekenler neler?
Zafer BIYIKLI: Gümüşyaka’da 2009 -2014 arası üniversite gelme konusu sürekli gündemde kaldı. O arada TAVAK geldi gitti derken, olmadı. İnsanlarda bu beklenti moral açısından çok üst seviyeye yerleşmişti. Fakat bir tarih konularak sürecin ilerlemesi  sonrasında tahsis iptali üzüntüyle karşılandı. Moral bozukluğu oluştu. Ticari hayat da artık ister istemez durma noktasına geldi. Bir de mali müşavir olduğum için bölgedeki insanların geçim şeklini biliyorum. Devamlı küçülerek gidiyorlar. 50-100 dönüm çiftçilik yapan insanın anca kendine yeter durumu var. Önceden 100 dönüm tarlası olan kişi sene sonunda bir araba alırdı. Ama şimdi o durum kalmadı. Bu sefer insanlar parselini satarak geçimini sağlamaya çalıştı, elindeki araziler dışarı çıkmaya başladı. Vaat edilen şeylerin olmaması insanlarımızda bir kırgınlık yarattı.
İsmet Kirazpınar daha sonra Hüseyin Agu’nun üç dönem belediye başkanlığı döneminde yapılmayanlar belki imkânsızlıklardan yapılmamıştır. Bir park düzenlemelerinin bile olması insanları çok mutlu etti. Hep, ‘belediyecilik park, yol yapmak değildir’ diyoruz. Ama insanların bu da çok hoşuna gitti. ‘15-20 yılda yapılmayanlar 5 yıllık süreçte yapıldı’ demeleri insanlara güven de verdi.

"EN BÜYÜK BEKLENTİ ÜNİVERSİTE”
Üniversite konusunda bir algı yaratılmış olabilir ama bunun da zamanla aşılacağına inanıyorum. İnsanların imar konusunda bir beklentileri var. İmardan önce şimdi en büyük beklentimiz üniversite. Gümüşyaka’daki insanlar sadece üniversiteye kitlendiler.
Yaklaşık 1 aydır çalıştığımız bir proje var; Gümüşyaka Çift Yönlü Meydan Düzenlemesi. Ekonomik açıdan insanların zor durumda olduğu bir dönemde yapacağız bunu. İşlerde bir durgunluk var. Fakat ister istemez insanlar ekonomik açıdan masraf yapacak. En son Aydın Üniversitesi’yle bir tahsisimiz oldu. Onun beklentisiyle yine hevesliler. Bu umutlarını yok etmememiz lazım.

"İYİ TARIM UYGULAMALARININ MEYVELERİNİ ALMAYA BAŞLADIK”
Sevginar SALİ: Gümüşyaka’da örnek tarım projesi var, etkisi ne oldu?
Zafer BIYIKLI: O konuyu Özcan Başkanımla da yetkili arkadaşlarla da konuştuk. Yaklaşık 240 dönümlük bir arazide değişik bitkiler üzerine üretimler yapılıyor. Bu üretimlerin meyvelerini daha yeni almaya başladık. Gümüşyaka’da tarımla uğraşan insanlara 2015’te, ‘Arkadaşlar şu ürünü ekerseniz ektiğiniz buğdaydan daha fazla kar getirebilir’ durumuna geldi. Çayı demledik. Şu an demli halde sunuşunu yapma durumuna geldik. Adamın 50 dönüm arazisi vardır, 5 dönümde deneme yapacak duruma geldi. 2015-2016 hasat döneminde bunları uygulattırmaya başlayacağız. Muhtarımız da çiftçilikle uğraştığı için deneme konusuna kendisinin bu sene başlayacağını söyledi. Birkaç tane büyük çiftçimizle de görüştük. Dediğim gibi 50-100 dönüm tarımla uğraşan kişinin başlama şansı yok ama adamın 500 dönüm yeri vardır 20 dönüme yapar. Örneklemeyi sunmakta her zaman fayda var. Bu dönem örneklemeler yapılacağına inanıyorum.


"KAPALI PAZAR SORUNU ÇÖZÜLÜYOR”
Sevginar SALİ: Kapalı Pazar alanı sıkıntınız vardı, çözüldü mü?
Zafer BIYIKLI: Onun sıkıntısı çözüldü. Şu an Kapalı Pazar Alanı belediyenin işletmesine geçti. En son Büyükşehir Belediyesi kanununda kapalı pazar alanlarıyla ilgili bir madde vardı. Pazarcılığı pazarla uğraşanlar yapacak diye. Burada da bizim yatırımcı diye tabir ettiğimiz insanlar tapu mahiyetinde yer aldılar. En son mecliste Pazar yerimiz gıda ve giyim pazarı olarak ikiye bölünerek bu sorun da çözülmüş olacak.

Sevginar SALİ: Zafer Bıyıklı’nın hayalleri var mı?
Zafer BIYIKLI: Mutlaka. Gece yatınca çok düşünürüm. Bunu öyle mi/ şöyle mi yapayım diye kendi kendime çok konuşurum. Tabiri caizse tilkiler gezinir aklımda. Geceden yarının veya bir haftanın programını yapmaya çalışırım. Rahatlığımla ilgili hayattan bir beklentim yoktur. İnsanların sorunlarını çözüme kavuşturmanın mutluluğu yetiyor bana.

"HEYECAN VE HAREKETLİLİK GEREKİYOR”
Sevginar SALİ: CHP bir sürece girdi. Milletvekili adaylarınız çıkacak. Nasıl bir İlçe Başkanı olması gerekiyor CHP’nin başında?
Zafer BIYIKLI: 2010 kongresinde Mümin Koçoğlu’nu aday olarak çıkardık. Partideki genç oluşumun olması açısından. Eski siyasetçilerimiz demeyeceğim mevcut ağabeylerim olarak konuşuyorum; 1989’dan beri Selami Değirmenci, Erdoğan Ataç, Adnan Üstün, İsmet Kirazpınar, Talat Soyaslan’lar tabuyu kırarak siyasete başlıyorlar. Onlar da bir mücadeleyle geliyorlar. En son ki ilçe kongresinde bunu düşünerek hareket ettik. Aramızdan bir arkadaşımızı çıkardık; Mümin Koçoğlu. Ben yine kadronun aktif, enerjik ve genç olması taraftarıyım. Mümin Başkanımızın partide çok emeği var. Ağabeylik de yaptığına inanıyorum. Fakat yönetim içerisinde, şu anki çalışma sisteminde de olabilir, kendi içlerinde değişik süreçler oldu. İstifalar gerçekleşti, yedekler geldi. Bir heyecan gerekiyor. İlçe örgütünün ateşlenmesi gerekiyor. İlla kadroların değişmesi gerekmiyor, sistem ve yöntemin yenilenmesiyle de beklenen heyecan ve hareketlilik sağlanabilir.
Biz 2010’da İlçe Yöneticiliği yaptık. İlçe Başkan Yardımcılığı görevimiz oldu. Her hafta bir programımız vardı. En basit olarak sağlık taramasını söyleyebilirim. Belediyeden destek aldık. Ama aktif hale getirmeye çalıştık. Mega Saray’da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yaptığımız bir program vardı. Bence muhteşemdi. Minibüs bulup insanları getiremeyecek duruma geldim. Aldığımız küçük hediyeleri yetiştiremedik. Siyasette heyecanı yitirmemeliyiz.

"TABANININ İSTEKLERİ, TAVANDA BELİRLEYİCİ OLMALI”
Sevginar SALİ: Silivri siyasetini uzun zamandır gözlemliyorsunuz. AK Parti’de neler oluyor?
Zafer BIYIKLI: AK Parti’nin iç yapısını medyadan takip ediyoruz. Kongre var. Dilek Demiral aday değildi. Vazgeçmişti. Ataması geldi. Bana göre değişik bir sürpriz oldu. Gördüğüm kadarıyla onlar da kendi içlerinde değişiklik ve heyecan istiyor. Şu anda ‘Biz atamalara karşıyız!’ diyen bir grup olduğunu görüyoruz. Bana göre gayet demokratik. İnsanların kendisini özgürce ifade etme şansı vermeyen partinin Silivri’de başarılı olmasına imkan vermiyorum. Tabanının istekleri, tavanda belirleyici olmalı; aksi durumda bir gelişme ve ilerleme olmaz.

"TRAFİK SORUNLARI ÇÖZÜLMELİ, İMAR AÇILMALI”
Sevginar SALİ: Bu dönem meclis olarak çözüme kavuşturmalıyız dediğiniz Silivri’nin en önemli sorunu sizce ne?
Zafer BIYIKLI: Ekonomik kısmı çok ayrı bir olay, girmeyeceğim. Trafik sorunumuz çok acil çözüm gerektiriyor. Bunu 2014’te stratejik planlar içerisinde zaten belirledik. Otopark sorunun bir an önce çözülmesi lazım, trafik artık iyice taşımaz hale geldi. Düzenlemeler açısından bir sıkıntı olduğunu sanmıyorum. Zaten gözüken bir şey yok. Özellikle kapanan köy ve beldelerdeki imar sorunlarının da bir önce çözülmesi lazım. İmarın olması demek; inşaatın olması. İnşaatın olması demek; nalburun, kalfanın, minibüsçünün iş yapması demek. Önceki yıllarda sabah 07.30’da minibüsler Silivri’den Gümüşyaka’ya dolu gelirdi. İnşaat işçileri gelip giderdi. Şimdi sadece öğrencilerle gidip geliyor. İnşaat sektörünün canlanması gerekiyor.


"HİZMET İÇİN UYUM ŞART”
Sevginar SALİ: Özcan Işıklar nasıl bir belediye başkanı?
Zafer BIYIKLI: Özcan Başkanımla 7-8 aydır beraber çalışıyoruz. Olumsuz bir tartışmamız olmadı. Dışarıda ‘kendi bildiğini yapıyor’ algısı var. Fakat oturup konuşulduğunda da ikna olacak birisi. Yani yanlışları/doğruları ben bu zamana kadar konuştum. Oturup konuşulduğunda doğruyu bulma noktasında olduğuna inanıyorum.

"KÜSLÜKLE İYİ SİYASET OLACAĞINA İNANMIYORUM”
Bir konuya daha açıklık getirme gereği hissediyorum; Selami Değirmenci’nin ekibinden gelip Özcan Işıklar’la uyumlu çalışmamız bazıları için eleştiri konusu haline geldi. Bölge halkına yararlı bir şeyler üretmek için seçildik. 2014 seçimi öncesi parti üyeleri tarafından tercih edildik. Bu üyelerin bir baskısı var. Bir şeylerin yapılması için beklenti içinde insanlar. Seçilmişim, muhalefet mi yapmam lazım? Belediyenin en alt kademesinde çalışan personelinden en üst kademesine kadar uyum içerisinde çalışırsam insanların beklentilerine cevap verme durumum olur. Vatandaşın beklentisine cevap vermediğimiz zamanlar oldu. Ben birim müdürünü, başkan yardımcısını dahi alıp giderek insanlara neden olamadığını anlatabildim. Gayet de mutlu oldu insanlar. Bu uyumu bozmaya gerek yok. Kimi olumsuzluklar olmuştur ama kavgasını içeride yapmışızdır. Bir gemiye bindik. Bu gemiyi götürmemiz lazım. Halkın verdiği 5 yıllık bir süreç var. ‘Bu arkadaşı meclis üyesi olarak gönderdik. 5 yıl boyunca ne yaptı?’ dedirtmemiz gerektiğine inanıyorum. Burası bir ekip oldu artık. Özcan Başkan ile Selami Başkan’ın araları kötü, isterim ki onlar da barışsın. Silivri’ye daha faydalı olacaklarına inanıyorum. Küslükle iyi siyaset olacağına inanmıyorum. Siyasi çekişmeler, tartışmalar, fikir ayrılıkları olur. Örgüt içinde seçim olur, yine ekipleşme olur ama sonuçta biri kazandığı zamanda onun yanında devam edersin. Saygı duymak zorundayız en azından. En son İlçe Kongresi’nde Mümin Koçoğlu’nu çıkardığımız zaman kaybettik. Mümin Tuğlu’ya küstük mü? İlçe Başkanımız.

"İNSANLARIN TALEPLERİ MÜTEVAZİ; YAPMAMIZ GEREKİYOR”
Bundan sonra yapılacak yatırımların daha da güzel olacağını düşünüyorum. Yerinden yönetimin faal olması gerektiğine de inanıyorum. Yaklaşık 1 aydır 45 gün sürecek bir köy-belde toplantıları var. Yerinden yönetim dediğimiz olayın birinci ayağında Muhtar, ikinci ayağı Kent Konseyleri var. Bunlarla ayda bir toplantı yapılıyor. Şu an ki düşünce Kent Konsey Toplantılarını halkla beraber yapmak. Bizim Kent Konseylerinde öğretmen, doktor, imam, sivil toplum kuruşlularından insanlar var. Bu toplantıları biz Gümüşyaka’da şu an 18-19 kişi ile yapıyoruz. Bir ay sonra bir kahvede yapabiliriz bu toplantıları. Her kesimden insanın daha değişik görüşleri olabilir. Toplumun kanaat önderleri kamuoyunda duyduklarını Kent Konseyinde dile getiriyor. Meclis üyesi olarak belki göremediğiniz bir şey orada söyleniyor. Anında müdahale olur. Sadece Kent Konseyi değil belediye çalışanlarımızdan örnek vereyim; bir temizlik personeli arkadaşımız yolu süpürürken bir çöp kovasının yamuk olduğu görüyor. Bu konuda birim amirine sorunu iletmesi gerekir ki bir duyarlılık içine girilsin. Halkın şikâyeti nedir? Özellikle kapanan köy ve beldelerde ‘yolum çamur-bozuk’, ‘etraf ot oldu’ tarzında. Çok ufak meseleler. Yapılmayacak işler istemiyorlar bizden. İnsanlarımız mütevazı. O mütevaziliklerine belediye ekibi olarak cevap vermemiz gerekiyor.

Sevginar SALİ: Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Tamer BIYIKLI: Teşekkür ederim; Silivri için her şeyin en güzeli ve iyisini diliyorum. Bu konuda katkımız olursa ne mutlu. İnsanlarımız bunu hak ediyor...

YORUM YAP