“Bir yumrukta çakılacak birisi değilim”

“Bir yumrukta çakılacak birisi değilim”

03.06.2012 10:39:56


Ve ekledi: "Vekilimizin, ilçe binasında bana karşı bahsettiği eylemi hiç
denememesini tavsiye ederim. Ben
bir yumrukta çakılacak birisi değilim. Böyle düşük seviyeli konuşmalara
çok fazla da cevap vermek istemiyorum. Bu tarz bir konuşmayı kınıyorum.”

Dalyan ile aralarında geçen sürtüşmeye AK Parti Meclis Üyesi İnci Aydar'ın şahit
olduğunu belirterek kendisini arayan Işıklar, yaşananlar hakkında
anlattıklarının haklılığını da teyit ettirdi. Dalyan'lı 19 Mayıs'ın Silivri yankıları
sürüyor.

GÜLAY Dalyan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu'nun Silivri
ziyaretinde, dün gazetemizde yer verildiği üzere ilçe gündemine oturan bir gafa
imza attı.

Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ile 19 Mayıs Gençlik Yürüyüşünde aralarında
geçtiğini iddia ettiği tartışmaların ardından Dalyan, "Olay daha fazla
büyüseydi, zaten şu kadar, çivi gibi
çakacaktım” söylemiyle büyük tepkiler topladı.

Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, Dalyan'ın söz konusu açıklamalarına dün cevap
verdi. Dalyan'ın ifadelerini talihsizlik olarak yorumlayan Işıklar, "Bana
saygısızlık yapmaya ne cüreti, ne de yetkisi var” dedi.

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunduğu esnada yaşananların en yakın tanığı olan AK
Parti Meclis Üyesi İnci Aydar'ı da telefonla arayan Işıklar, kendi ifadelerini
teyid ettirdi. Aydar, olayların kesinlikle Işıklar'ın anlattığı gibi olduğunu
ve Dalyan'ın iddia ettiği şekilde "abuk sabuk” konuşmaların yaşanmadığını ifade
etti.

IŞIKLAR: MİLLETVEKİLİ DENİNCE AKLA
SAYGIN BİR KONUM GELİR

Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, 19 Mayıs Gençlik Yürüyüşünde meydana gelen ve
dün gazetemizde AK Parti Milletvekili Gülay Dalyan'ın anlatımlarıyla yer alan
konuyla ilgili şunları söyledi: "Sizlerin yazdıklarından okuduklarım karşısında
çok şaşırdım. Açıkçası bir milletvekiline bu sözleri yakıştıramadım.
Milletvekilleri 75 milyon içerisinden 550 kişi olarak seçiliyorlar.
Milletvekillerinin bizim geleneğimizi, göreneğimizi, hasretlerimizi,
hassasiyetlerimizi temsil etmesi lazım. Çünkü seçildiği konum bunu gerektirir.
Milletvekili geniş görüşlü, hoşgörülü, kucaklayıcı olmalı. Buğday taneleri
boşken dik durur, doluyken iken eğilirmiş. Eğilmesini de bilmek lazım bu
hayatta. Biz böyle öğrendik ve gördük. Milletvekili denince saygın bir konum
akla gelir ve gelmeli de.”

"RESMİ BİR TÖREN DEĞİLDİ Kİ!”

19 Mayıs Gençlik Yürüyüşünün resmi bir tören olmadığına da vurgu yapan Işıklar, "Önce
bunu bilmek ve anlamak lazım. Herkesin istediği yerde durmak gibi bir
özgürlüğü, serbestisi var orada. Bizim bu anlamda hiçbir yönlendirmemiz olmadan
yürüyüşe başlandı. Yaklaşık olarak daha 100 metre gidemeden eşim üzerime doğru
gelmeye başladı. Neredeyse düşecek gibi oldu ve hemen ben kendisini tuttum. O
esnada eşimin "Ben başkanın eşiyim” dediğini ve Dalyan'ın da "Ben de
milletvekiliyim” dediğini duydum. Ben de konunun uzamasına hiç fırsat vermeden
eşimi tutarak sağ tarafıma aldım. Anladım ki orada bir sıkıntı var. Ki
Silivri'de benim eşimi çok iyi tanımıştır. Ne bir polemiğe girer, ne kendisini
hissettirir. Öne çıkmayı sevmeyen bir yanı vardır” şeklinde konuştu.

"EN YAKIN TANIĞI İNCİ ABLADIR”
Işıklar açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Ogün orada resmi bir protokol olmamasına rağmen
milletvekilinin neden eşimi ittirdiğini anlayamadım. Resmen omuz attı ve bunu
görenler var. Bunlardan birisi de İnci Aydar'dır. İnci Hanım'ın da bu olay
üzerine, orada milletvekilinin kusurunu örter gibi, olaydan utanır gibi bir yüz
ifadesini ve tavrını hissettim. İnci abla da sanırım bunu inkâr etmez.

"İLÇE BİNASINDA İFADE ETTİĞİ KONUŞMALAR
ARAMIZDA HİÇ GEÇMEDİ”

Yürüyüşte Dalyan, elindeki bayrağı sallarken kasti olarak başımın üzerine getiriyor,
taciz ediyor. Bir iki oldu bakıyorum anlamıyor. Napolyon'un bir sözü var; "Düşmanın
hata yapıyorsa rahatsız etme” der. Ben de öyle davrandım. Hatasını insanlar
görsün istedim ve rahatsız da etmeyecektim aslında. Sonunda dayanamayarak,
bayrağı kafamın üzerinden çekmesini söyleyince "O zaman eşiniz arka taraf
geçsin” dedi. Eşimle mevcut durumun ne ilgisi olduğunu sorduğumda da "Rahatsız
oluyorsan sende arkaya geç” dedi. Ben de bunun üstüne "Hanımefendi benim
nerede duracağıma vatandaş karar verir. Siz karar veremezsiniz. Böyle bir şeyi
ilk defa duyuyorum” dedim. Kendisi de bana cevaben "Daha çok duyacaksın” dedi.
Aramızda geçen konuşma bu. Bunun dışında, kendisinin ifade ettiği gibi bir
tartışma geçmedi. Bana söylediğini ifade ettiği şekilde aramızda konuşma dahi
geçmedi. Benim abuk sabuk şeyler söylediğimi beyan etmiş. Doğru değil, resmen
atmış yani.

"BU YAŞANANLARIN ALTIN KOMPLEKS VAR”

Bunun altında bir kompleks, bir hazımsızlık ve hoşgörüsüzlük var. Azınlığın
haklarının çoğunluğa karşı korunmasının adıdır demokrasi. Bu yaşananlar bir
telaşın, paniğin, halkın bu konuda tamamıyla karşılarında olmasının ürünüdür.
Cumhuriyetin temek değerlerini ortadan kaldırmaya tevessül eden bir anlayışa
karşı oluşturulan tepkinin, onlar tarafından dışa vuruşudur.

"MİLLETVEKİLİNİN GENELGEDEN HABERİ YOK”

Çelenk töreninde de aynı şeyler yaşandı. Sanırım milletvekilinin genelgeden de haberi
yoktu. Olsaydı oradaki ısrarını yapmazdı. Çelenk koyan kurum orada durur
protokolde. Zaten genelgeye göre Kaymakamın, Garnizon Komutanının ve benim
orada olmamamız gerekiyor. Kaldı ki, eğer çelenk koymayacaksanız da, sizden
daha alttaki bir kurumun arkasında durulmaz. Ben de kendisine bunu hatırlattım.
Ama ben çelenk koymayacağımı bile bile vatandaşlarımın yanında olayım istedim.
Bir 19 Mayıs'ta o meydanda bulunmamayı içime sindiremedim açıkçası. Tabi bu
benim siyasi olmamın bir avantajı aslında. Gittim vatandaşlarımın arasında
durdum.

"CUMHURİYET DEĞERLERİNE BİRAZ OLSUN
BAĞLI OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜM!”

Milletvekili geldi kolumdan çekerek "haydi başkanım” dedi. Ben orada duramayacağımı,
genelgenin öyle olmadığını söyledim. "Olur, mu böyle Atatürk'ün karşısında?”
dedi. Bende karşılığında "O zaman bunu o genelgeyi yazana söyleyeceksiniz”
şeklinde cevap verdim. Anladım ki milletvekili de genelgenin içeriğini
bilmiyor. Hani yeni doğan bebekleri güneşe çıkarttığınızda doğal bir refleksle
gözünü kırpar ya, vekilin "olur mu böyle Atatürk'ün karşısında” sözlerinden o
genelgeyi kendisinin de beğenmediğini, 19 Mayıs'ın ve Atatürk'ün bu kadar
aşağılanamayacağı konusunda bir fikri olduğunu düşündüm. Cumhuriyet değerlerine
biraz olsun bağlılığının olduğunu hissettim.
Benim orada durmamamı ve gitmememi hazmedemediği için sonrasındaki
yürüyüşte bu tatsızlığın yaşandığını düşünüyorum.

"BANA SAYGISIZLIK YAPMAYA NE YETKİSİ NE
DE CÜRETİ YOK”

Bu devran döner. Türkiye çok iktidarlar gördü. Herkes kendi kusurunun hesabını
halka kendisi verir. Halkın değerlerine ve seçtiklerine saygılı olmayı
öğreneceğiz. Her ikimize de verilen oylar meşrudur. Onun ki meşru benim ki
gayrimeşru değildir. Ben kendisine bu anlamda saygısızlık yapmadım. Onun da
bana saygısızlık yapmaya ne cüreti ne cesareti ne de yetkisi yok.

"KULLANDIĞI ÜSLUBU TALİHSİZLİK OLARAK
DEĞERLENDİRİYORUM”

Kullanmış olduğu ifadeyi de büyük bir talihsizlik olarak görüyorum. Vekilimizin, ilçe
binasında bana karşı bahsettiği eylemi hiç denememesini tavsiye ederim. Kimin
nerede ne yapacağı hiç belli olmaz. Gücün kudretin deneneceği yer meydanlar
değil. Biz aklımızla, beynimizle, projelerle mücadele edelim. Halka hizmet için
mücadele edelim. Kendisi bu anlamda güreş milli takımında falan çalışmış
herhalde ki, bu kadar güveniyor kendisine. Ben bir yumrukta çakılacak birisi değilim. Böyle
olmadığını da göstereceğiz seçimlerde. Böyle düşük seviyeli konuşmalara çok
fazla da cevap vermek istemiyorum. Bu tarz bir konuşmayı kınıyorum, en hafif
kelimeyle. Kendisi bu bölgeye atanmış bildiğim kadarıyla. Bölgenin seçilmiş
insanlarına saygısı olmayan birisinin, burada ne kadar başarılı olacağını hep
birlikte yaşayarak göreceğiz.”

AYDAR, IŞIKLAR'I TEYİT ETTİ

Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, görüşmemiz esnasında telefonla AK Parti Meclis
Üyesi ve aynı zamanda olayın en yakın görgü tanıklarından İnci Aydar'a
bağlanarak konuyu aktardı. Aydar, Başkan Işıklar'ın açıklamalarını teyit
ederek, bir şekilde Dalyan'ın Aksu'ya aktardıklarının doğru olmadığını
onaylamış oldu.

"BAKANIMIZDA BENİ ONAYLADI”

Aydar,"Dün biliyorsun, Abdülkadir Aksu'da buradaydı. Olayı Sayın Bakanımıza
aktarıyorlardı. Ben de senin söylediklerine katılarak "Başkanın eşinin
protokolde çok hakkı vardır ve başkanın yanında durur. Rahmetli babam 5 yıl
annemin elini hiç bırakmadı ve protokolde hep yanındaydı” dedim. Sayın
Bakanımız da benim söylediklerimin doğruluğunu onaylayarak, doğrusunun bu
şekilde olduğunu orada ifade etti. Ben parti içerisinde de bu düşüncelerimi
dile getirdim. Belki milletvekilimiz biraz alındı ama sonuçta Bakanımız da,
Tülay Kaynarca'da beni bu konuda desteklediler” dedi.

"KAYNARCA OLSA BU OLAY YAŞANMAZDI”

Aydar, Başkan Işıklar'ın "Gazetede kendisine abuk sabuk konuştuğumu beyan etmiş. Oradaydınız
böyle bir şey oldu mu?” şeklindeki sözleri üzerine de; "Hayır, ben bunu asla
kabul etmem. Asla ve asla böyle bir konuşma yaşanmadı. Böyle bir şey olmadı.
Hatta ben olayı Tülay Kaynarca'ya da anlattım ve o olsaydı böyle şeylerin
yaşanmayacağını ifade ettim. Tülay Kaynarca'da aynı benim gibi düşündüğünü ve
Esma Hanım'ın başkanın yanında olmasından daha doğal bir şeyin olmadığını
söyledi” şeklinde konuştu.

Tolga EMEK


YORUM YAP