
Uzuner’in romanındaki olaylar, bugün Anadolu’da yaşayan halk kültürlerinin hepsinin günlük yaşam adetlerine yansıyan kadim Türk Kaman gelenekleri ve Orta Asya-Sibirya mitolojileri ile M.Ö. 1650-1200 yıllarında bugünkü Çorum’da başkent kurup, Anadolu ve Mezopotamya’da hüküm sürmüş Hitit İmparatorluğu mitolojisinden esinlenerek kurgulandı.
Çorum’da Hitit dönemine ait büyük bir tarihi eser hırsızlığını araştıran gazeteci Defne Kaman’ın kaybolmasının ardından izinde Anadolu’da sürükleyici bir maceraya kapılacaksınız. Tohumdan-insana bütün canların yuvası olan Toprak, bu romanda ekolojik bir alt metin okuması da sunuyor.
Romandan sizler için aldığım bazı notlar şöyle;
"Burası Anadolu; şimdiye kadar hiçbir sır uzun süre saklı kalmadı bu topraklarda!” Sayfa 13
"İnsanların, çocukluk yıllarının geçtiği coğrafyaya coğrafyaya duydukları duygusal bağ ve aidiyet hissi yerçekimi gibidir.” Sayfa 17
"Tarih hırsızlığının adı definecilik olamaz!” Sayfa 27
"Gençken okulda veya mahallede ya da ailede ve kitaplarda iyi bir yöndeşe rastlamak, hayattaki tek mucizedir.” Sayfa 34
"Fakat siz sakın Karaca’nın öyle durgun, iddiasız olduğuna bakmayın vali bey, o çocuk ‘vitrini olmayan zeki kişiler’dendir.” Sayfa 87
"Başlangıçta Toprak vardı. Toprak ki; ondan geldik, ona gideriz, milyonlarca yıldır borcunu ödemeyen kiracısıyız. Toprak ki; Anadır. Doğumdur. Toprak ki; Rahimdir, Su’yun da yatağı, yuvası, anası…” Sayfa 132
"Ben böylece Toprak’ı öğrendim, anladım sevdim, Toprak’ı saydım, yaşlı bir nine gibi hürmet ettim ve korudum, Toprak’ı ziyan etmedim, edenlere karşı yaşantım boyunca mücadele için ant içtim.” Sayfa 138
"Eğer çoğunluktan farklı düşünen ve farklılığını yaşamak isteyen biriysen, seni mutlaka herkese benzetmeye azimli insanlar tarafından sahiplenirsin! Bunu sadece yardımsever oldukları için yaptıklarına kendileri bile o kadar inanırlar ki, sonunda o yardım denizinde boğulma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını anlarsın!” Sayfa 148
"Ergenlik, bir bakıma çocukluk denen cennetten atılmak olduğu için insanın öfkesinin en şiddetli olduğu zamandır.” Sayfa 156
"Dünyayı değiştiren zeki ve yeni fikirlerin hiçbiri, kendi çağının kural ve inançlarına körü körüne itaat eden uyumlu çoğunluk arasından çıkmadı. Doğruluğuna inanılan fikirleri sorgulayıp, ötesini merak eden milletler dünyanın beyin gücüdür, diğerleriyse tarih boyunca hiç istisnasız onları taşıyan beden olmuştur!” Sayfa 169
"Şimdi muhafazakarlık, ‘conserve’ etmek, muhafaza etmek, korumak anlamına gelir, di mi? Ancak, konserve kutusunda, tarihi geçtiği için bozulan yemek de adamı zehirler, öldürür. Doğru mu?” Sayfa 171
"Hasreti soğuyan ayrılıklar, acısı kabuk bağlayan yaralar ve nefesi soğumuş özürlerin artık değeri azalmış, eskimiştir.” Sayfa 219
"Dünyaya ve hayata şükranımı evlat yetiştirmek yerine tabiat ve adalet için sorumluluk üstlenerek sunuyorum…” Sayfa 238
"Yoksa aşk hiç bitmez; zamanın götürdüğü her şey çekilir, geçer gider, kurur, kaybolur ama eğer gerçekten var olmuşsa aşk mutlaka kalır!” Sayfa 271
"Şiir, insanın en büyük icadıdır. Şiir mucizedir, şiir dertlere deva ve ruhlara şifadır. Şiir yatıştırıcı hapların anasıdır. Zaten bu yüzden bütün Kamlar ozandır, bütün ozanlar doğuştan sihirbazdır.” Sayfa 442
Keyifle okumanız dileğiyle…