
Artık gelsin diye öfkeli ve hırçın olmayı bile göze alıyoruz...
Ne yapsak nafile (!)
Bir bakıyoruz ki çok uzaklardan, dalgaların taşıdığı yitirilmiş umutlarla,
küçücük bir bedende, ‘ölü olarak’ sahile vuruyor.
Öylece, bir kez daha, toprağın yağmuru beklemesi ve istemesi gibi yaralı, sessiz
kalakalıyoruz.
Vurulan umudumuzla, mülteci sevgilerimizle, gövdemizin yelkenini dolduran temiz rüzgarımızla nereye tutunacağımızı bilmeden;
Ayırdına varıyoruz:
"Dünyada kötülük, iyilikten daha örgütlüymüş" meğer.
İçimin bütün merdivenleri taşımasız, çıkışsız, ölgün.
Bütün iyi niyetim mumyalanmış, gelecek zaman yaşayanlarına otopsi malzemesi olsun diye sanki.
Ne bilebilirdim ki dalgalarla gelen çocuğun bize kaybettiğimiz sevgiyle, sabırla çoğaltmaya çalıştığımız iyi niyeti ölü olarak getireceğini.
Hiç farkına varamadık "insanlığımızın" uzaklarda, derinlerde ve bilinmezde kaldığını.
Fark edemedik insanlığın kaybettiği değerleri küçücük bir bedenin bize
ölümüyle yüzümüze tüküreceğini.
Utanıyorum...
Ruhumun kepengini hırsla çektim, kapattım.