“Tıp Bayramı çarelerin arandığı günlere dönüştü”

“Tıp Bayramı çarelerin arandığı günlere dönüştü”

14.03.2015 11:49:43

14 Mart Tıp Bayramı Anıtsal töreni dün gerçekleştirildi. Sağlıkçılara Eğitim Sen Silivri Temsilciliği de katılarak destek verdi.
Tören İstanbul Tabip Odası, Kolan Hastanesi ve Serene Tıp Merkezi temsilcilerinin Atatürk Anıtı’na çelenk sunumlarıyla başladı. Ardından Atatürk, hasta yakınları tarafından Dr. Ersin Arslan, Bakanlığın baskıları sonucu yaşamına kıyan Dr. Melike Erdem ve Büyükçavuşlu Aile Sağlık Merkezi’nde çalışırken kaybettiğimiz Dr. Atakan Karanfin şahsında tüm yitirilen sağlık çalışanları anısına saygı duruşunda bulunuldu. Ardından İstiklal Marşı okundu. İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Adına Dr. Fethi Bozçalı bir konuşma yaptı.

FİLİZ: TIP BAYRAMLARI ÇARE ARAMA GÜNLERİNE DÖNÜŞTÜ
Bozçalı’nın ardından 14 Mart Tıp Bildirgesi Dr. Mehmet Ali Filiz tarafından okundu. Bildirgede şu ifadeler yer aldı: "14 Mart günü, hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının giderek artan, dayanılmaz hale gelen sorunlarını, sağlık hizmetlerinin halka yansıyan olumsuzluklarını sizlerle, kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz.
Ülkemizde modem anlamda ilk tıp okulu (Tıbbiye i Amire), 14 Mart 1827'de II. Mahmut döneminde açılmış; tıp eğitiminin modernleşmesinin başlangıcı olarak kabul edilen 14 Mart, ülkemizde 1919’dan beri her yıl 14 Mart Tıp Bayramı olarak kutlanmaya başlandı.
Ancak, sağlık çalışanlarının gün geçtikçe artan sorunları, halkın sağlığını daha da kötüleştiren sağlık hizmet anlayışı, 14 Mart kutlamalarını, bu sorunlara çarelerin arandığı günlere dönüştürmüştür. Hekimler ve diğer sağlık çalışanları, tüketim çılgınlığına dönüştürülen sağlık hizmetlerinden, sağlık ortamında yaratılan tahribattan, rahatsız, mutsuz, kaygılı ve artık tükenme noktasına gelmiştir. Ülkemizde geçen yıl yaklaşık 650 milyon kişi sağlık hizmeti almış, bu hastalara 2 milyar kutu ilaç yazılmış, 10 milyon MR çekilmiş ve diğer birçok milyonlarca tetkik yapılmıştır. Bu sayıların her geçen yıl artarak devasa rakamlara ulaşması bu sistemi sürdürülebilir olmaktan çıkarmıştır.

"BAŞKA ÇAREMİZ KALMADI”
Giderek artan sağlık tüketimi, 5 dk altına düşen muayene süreleri, halkın cebinden katkı, katılım, fark, özelişlem, ilaç farkı adlar altında alman paralar sayesinde sağlık sistemi adeta sürümden kazanan karlı işletmeler haline getirilmiştir. Sağlık çalışanları, gece gündüz esnek ve fazla çalıştırılarak, mesleklerinin bilimsel kriterlerine göre yeterince sunamamanın üzüntüsünü yaşamaktadır. Sağlık çalışanları, sebepsiz yere işten atılmakta, ücretlerini alamamakta, yeterli düzeyde mesleki eğitim ve mezuniyet sonrası eğitim görememektedirler. Sağlık çalışanları,yitirdikleri mesleki bağımsızlıkları idarecilerden gördükleri baskılar,hastalarından gördükleri şiddet çekilemez hale gelmiştir. Maalesef her fırsatta dile getirdiğimiz, Sağlık Bakanlığına bizzat ilettiğimiz sorunlarımız, taleplerimiz karşılık görmemiş, defalarca yargı tarafından haklı görülmemize rağmen adeta hukuki girişimlerimiz işlevsiz kılınmıştır. Sesimizi duyurabilmek, taleplerimize karşılık bulabilmek için üretimden gelen gücümüzü kullanmaktan başka çaremiz kalmamıştır. Bunun için 13 Mart 2015 Cuma günü tüm yurtta TTB ve diğer 30 sağlık alanında örgütlü sendika ve demeklerin öncülüğünde acil, yoğun bakım gibi birimler dışında tüm yurtta bir günlük sağlık hizmet üretmeyeceğiz.
Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı Merkezi ve Toplum Sağlığı Merkezlerinde çalışan on binlerce sağlık çalışanı, Sağlık Bakanlığının hafta içi 40 saat çalışmaya ek olarak 3 Ocak 2015 tarihinde Cumartesi günleri ‘nöbet’ adı altında başlattığı fazla çalışma dayatmalarına karşı, Cumartesi günleri ASM lerini açmayarak yaptıkları başarılı direniş, 14 Mart Cumartesi günü ve bundan' sonraki Cumartesi günleri de ayrıca sürdürülecektir.
ACİL TALEPLERİMİZ:
1-Tüm sağlık çalışanları insanüstü bir çabayla, performans/ciro baskısı altında, şiddet baskısı altında, sağlıksız koşullarda, taşeron sistemiyle çalıştırılmaktadır. Çalışma koşullarımızın acilen düzeltilmesini talep ediyor; Sağlık Bakam ve tüm yetkilileri yeni angaryalar yükleme, nöbetler ekleme gayretleri yerine, taşeron sistemine "çağdaş köleliğe” son vermeye çağırıyoruz.
2- Çalışırken de emeklilikte de insanca yaşayabilecek güvenceli bir gelir istiyor; emekliliğe yansıyan temel ücretlerimizin artırılmasını talep ediyoruz.
3-Yıllarca haftada 40 saatlik yasal sürenin çok üzerinde ve ağır koşullarda çalıştığımız halde bugüne dek bir türlü verilemeyen "fiili hizmet zammını" talep ediyoruz.
4-Sağlık alanındaki mesleki eğitimin niteliğinin giderek bozulduğunu, bunun halkımızın geleceğini tehdit ettiğini görüyoruz. Sağlık eğitiminde meslek örgütleriyle ve.ilgili kuruluşlarla işbirliği yapılmasını, sayıyı değil niteliği önceleyen bir politikayı talep ediyoruz.
5-Katkı, katılım paylarıyla, istisnai hizmet tanımıyla, fark ücretleriyle, 5 dakikalık randevu süreleriyle halkımızın nitelikli sağlık hizmetine erişimi kısıtlanmaktadır. Nitelikli sağlık hizmetine bütün yurttaşlarımızın ücretsiz ulaşabilmesini talep ediyoruz. Böyle çalışma ortamı olmaz! Böyle sağlık hizmeti olmaz! Hekimler ve diğer sağlık çalışanları, insani çalışma koşulları için sürdürdükleri hak arama mücadelesini ve halkın eşit, ücretsiz, ulaşılabilir iyi sağlık hizmeti alma hakkını savunmaya devam edecektir. Halkımızın sağlık çalışanlarını anlaması, destek sunmasını bekliyoruz.” 13 Mart Cuma günü (bugün) tüm yurtta sağlık çalışanları talepleri için hizmet üretmeyecek.                       
Renginar M.SALİ

YORUM YAP