“Sorunların çözümü üretim ve refahtır”

“Sorunların çözümü üretim ve refahtır”

20.07.2016 14:24:09

Bu yıl Gümüşyaka Tarım Üretim Merkezinde ilki gerçekleştirilen Lavanta Hasadında konuşan Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, yerel yönetim olarak tarımın geliştirilmesi adına çabalarının süreceğini anlattı ve “Tüm sorunların çözümü; üretim ve refahtır” dedi.

 Silivri Belediyesi, TÜRAM'da teşvik etmek amacıyla örnek olarak ürettiği Lavantaların hasadını vatandaşlarla birlikte gerçekleştirdi. Bölgemizin verimli topraklarında tarımın daha etkin değerlendirilmesine yönelik yerel yönetim çabası Türkiye geneli ve yurt dışında da örnek olmayı sürdürüyor.

Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar'ın ev sahipliği yaptığı etkinliğe Rumeli Üniversitesi Rektörü Profesör Doktor Salih Aynural, Namık Kemal Üniversitesinden Prof.Dr. Canan Sağlam ve Doç.Dr. Gülen Özdemir, Bezmialem Üniversitesinden Prof.Dr. Murat Kartal, CHP İlçe Başkanı Suna Göçengil, Belediye Başkan Yardımcıları, meclis üyeleri, Muhtarlar Dernek Başkanı Ömer Ercan ve muhtarlar, Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Nuray Koçer, Sanayi Sitesi İşletme Kooperatifi Ercan Çalışkan, Ziraat Odası Başkanı Metin Gürsu katılanlar arasındaydı.

 

IŞIKLAR: TARIM BİZİM EKONOMİK VAR OLUŞ SEBEBİMİZ

Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, göreve gelir gelmez tarım projelerini hayata geçirdiğini vurgularken yapılanları ve amacını şöyle paylaştı: “Yıllardır bir tarım ülkesi olan Türkiye'nin tarım dışına çıkmış bir hale geldiği zamanda kentin çeperinde bu projeyi hayata geçirmek ve yürütmek gerçekten çok zormuş. Göründüğü kadar kolay değilmiş. Büyük bir zorluğu aşmamıza katkıları olan başta Canan hocam, Mete ağabeyimiz, Namık Kemal Üniversitesi şahsında bütün öğretim üyelerimiz, Murat hocamız ve emeği geçen bütün dostlarımıza teşekkür ediyorum. Bunun yanı sıra oda başkanlarımız, muhtarlarımız, en başta destek veren Ziraat Odamız, Yağlı Tohumlar, Tarım Kredi Kooperatifleri gibi kurumların el birliğiyle yapıldı bu proje. Hepsinin katkıları çok büyük. Bu anlamda burada bizleri onurlandıran bütün misafirlerimize tekrar hoş geldiniz diyorum. Bu projemizin önemini her platformda anlatmaya çalıştım. Tarım bizim ekonomik var oluş sebebimiz. Bir taraftan da ülkemizin bütün olaylarına temelden çözüm bulacak bir proje gibi bakıyorum.

 

“SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ ÜRETİM VE REFAHTIR”

Bugün Türkiye'nin üretimi konuşulmuyor terör konuşuluyorsa, her gün yüreğimizi yakan haberler geliyorsa, neredeyse uçurumdan dönmüş bir demokrasi varsa ben inanıyorum ki bunun altından daha çok üretmekle kalkabiliriz. Bunun çözümü refahtır. Bu devasa güç bastırılmak istendiği için içerden ve dışardan tehditler geliyor. Ülkemizi itibarsızlaştırarak, inandığımız bütün değerleri yok etmeyi amaçlıyorlar.

 

“HALKIN UMUDUNUN VE GELECEĞE OLAN İNANCININ ÜRETİMDEN GEÇTİĞİNİ GÖRDÜK”

Darbenin her türlüsüne karşı olduğumuzu gösterdik ama sadece karşı olmak yetmiyor. Demokrasinin, üretimin, refahın, adaletin, eşitliğin, hukukun, yaşam biçimindeki zenginliğin sadece parayla olmadığını gördük. Halkın diyalogunun, yaşam umudunun ve geleceğe olan inancının üretimden geçtiğini gördük. Çok yakın bir zaman önce tarımda verimli üretim modeliyle fark yaratan Hollanda'da incelemelerde bulunduk.

Konya ilinden küçük yüz ölçümüne sahip olmasına rağmen bizim neredeyse 10 katımıza yakın üretim yapabilir durumda. Tarımı yaşam biçimi haline getirmişler. 8 Milyon'luk bir ülkenin sürdürülebilir gıda politikasıyla da tarımdan edindiği zenginliği adaletle dağıtabilmesinin çok güzel örneklerini gördük. Topraklarını kalkınma projesi haline dönüştürmüş. Burada yaptığımız işin orada nasıl sonuçlar getirebileceğini, domino etkisiyle hangi sektörleri geliştireceğinin sonuçlarını orada gördük.

“TARIMDAN BAŞKA KURTULUŞUMUZUN OLMADIĞININ FARKINDA OLMALIYIZ”

Verimli toraklara ve büyük bir zenginliğe sahip bir ülkede yaşadığımızın, tarımdan başka kurtuluşumuzun olmadığının farkında olmalıyız. Toprak üstünde bitmek tükenmek bilmez bir zenginliğe sahibiz. Bunu eğitimle taçlandırabilirsek kaderimizi kırabileceğimize inanıyorum. Kentin yanı başında devasa beton yığınları arasında bu olur mu? Orada toprağın olmadığı yerlerde bile ürün yetiştiriliyor. Katma değeri yüksek ürünlere dönüştürerek üretmenin büyük bir refah kapısı açtığını ve yaşam biçiminin değiştiğini ete kemiğe büründüğü yerlerde görmek daha çok heyecan veriyor. Biz daha fazlasını yapabiliriz.

 

“YEREL YÖNETİM OLARAK TARIMA VERDİĞİMİZ ÖNEMLE ÖRNEK OLUŞTURDUK”

Yerel yönetim olarak tarıma verdiğimiz önemle örnek oluşturduk. Bunun çok basit bir nedeni var. Bu toprakları seviyoruz. Yaşam bulduğumuz bu toprakların korunmasını istiyoruz. Yoğun konut ve rant baskısı altında yaşam biçimini kimliksizleştiren anlayışa karşı direnç oluşturmak istiyoruz. Gelecek için kurmak istediğimiz dünya aslında elimizde. Tarım kentin yanı başında olmalı ki kolayca ulaşabildiği bilgi, teknoloji, iletişim ve insan zenginliğinden öğrendiklerini Anadolu'ya transfer edebilsin.

Belediyenin TÜRAM'da sattığı bir şey yok, yatırdığı büyük bir emek var. Sıkıntılı bir dönem olmasına rağmen bunu yürütmek için gösterdiği bir çaba var. Tek istediğimiz çok değerli hocalarımızın bize öğrettiklerini çiftçimize anlatarak ekim yapmalarını sağlamak.

 

“BU PROJEYE SAHİP ÇIKAN HERKESE TEŞEKKÜRLER”

Bu proje sadece belediyenin yönetim anlayışı içinde sıkışıp kalmamalı. Hatta biraz daha olgunlaştığında dileğim, yurtdışındaki gibi binlerce hemşerimizin ortaklığındaki bir kooperatife devretmek. Bu fikrin oluşması ve kolaylaştırıcı görevimizden sonra yönlendirici görevimizi de tamamlamış olmamız gerekiyor. Böyle bir muradımız var. Burası göreve gelmeden önce arkadaşlarımızla planlayarak hayata geçirmek istediğimiz bir projeydi. Tesadüfen yapalım demedik. Siyaseten oya tahvil olacak da hiçbir getirisi yok ama emeği çok. O anlamda sahip çıkan halkımıza, kurumlarımıza, bilim insanlarımıza, emeği geçen tüm dostlarımıza huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyorum. Bizim buradaki çabamızı görmek için aramızda bulunan bütün konuklarımıza da saygılar sunuyorum.”

 

SAĞLAM: ÇİFTÇİMİZİN KÜÇÜK ALANLARDA YÜKSEK KÂR POTANSİYELİNE ULAŞMASI AMACIYLA ALTERNATİF TESPİT ETMEYE ÇALIŞTIK

Namık Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Canan Sağlam, etkinlikte söz alarak lavanta üretimi ve hasadı hakkında şunları anlattı: “Ayçiçeği ve buğdaydan yeterli gelir elde edemeyen çiftçimizin küçük alanlarda daha yüksek kâr potansiyeline ulaşması amacıyla alternatif ürünleri tespit etmeye çalıştık. Sayın Başkan ve ekibi de bu konuda Namık Kemal Üniversitesine gelmişlerdi. Biz de ortak proje dahilinde burada farklı bitkilerin üretimi için çalışmaya başladık. Bir takım fikirlerin canlı olarak hayata geçmesi burada başarıldı. Şu an lavanta hasadı için toplandık ama burada adaçayından kekiğe kadar çok farklı tıbbi aromatik bitki yetiştiriliyor. TÜRAM sayesinde hepsinin bu bölge için verimlerini belirleme şansımız var. Lavanta sıcağa dayanıklı, ilk yılı dışında çok fazla su istemeyen bir bitki. Hem tohumla hem çelikle üretme imkanı var. Çelik ve fide üretimi burada da yapılabiliyor. Gördüğünüz alanın büyük kısmı kendi üretimidir TÜRAM'ın. Başlangıçta fideler dışardan getirtildi sonra dışardan getirtilen fidelerle üretim genişletilerek diğer alanlara yayıldı. Alanlar geniş olsa hasat makinelerimiz de mevcut; biçme makineleri veya tam kombine hasat makineleri gibi. Onun dışında el aletleriyle de küçük alanda hasatlar yapılabilir. Lavantanın uçucu yağı çok önemli. İyileştirici, antiseptik ve karaciğer üzerinde olumlu bir takım etkileri var.  Parfümeri sanayinde çok kullanılıyor yani ekonomik anlamda da önemli bir bitki. Buğday ve ayçiçeğiyle karşılaştırıldığında katma değer açısından daha yüksek bir bitki. Lavantayı, bölgede küçük alanlar için tavsiye ediyoruz. Burada böyle bir fırsatı elde edebildiğimiz için ben gerçekten çok mutluyum. Sayın Başkana ve proje içinde yer alan herkese çok teşekkür ediyorum.”

 

ÖZDEMİR: ÜRETİMDEN KOPTUĞUNUZ ZAMAN İNSANLIĞINIZI UNUTUYORSUNUZ

Doç. Dr. Gülen Özdemir, Lavanta üreticilerinin kooperatifleşme sürecine ışık tutarken şu bilgileri aktardı:

“Başkanımızın söylediği gibi üretim son derece önemli. Üretimden koptuğunuz zaman insanlığınızı unutuyorsunuz. Üretmek bence dünyanın en güzel işi. Yerel yönetimin öncü olması ve bu kadar ilgi görmesi beni ayrıca memnun etti.

“KÜÇÜK ÜRETİCİLER İÇİN KOOPERATİFÇİLİKTEN BAŞKA ÇIKAR YOL YOK”

Tarım ekonomisti ve asıl branşımın kooperatifçilik olması sebebiyle üretimden sonraki kısım beni daha çok ilgilendiriyor. Ürünün pazarlanması da son derece önemli. Son zamanlarda geleneksel ürünlerden yeterli ürün elde edilemiyor o nedenle küçük alanlarda değeri giderek artan tıbbi bitkilerin yetiştirilmesi önem kazandı. Pazarlama konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Özellikle küçük üreticiler ve kadınlar işin içinde olduğu zaman ben kooperatifçiliği öneriyorum. Yaşanabilir dünya ülkelerine baktığınızda kooperatifçiliğin son derece geliştiğini görürsünüz. Bu nedenle ürettikten sonra pazarlama aşamasında küçük üreticiler kooperatifleşecekler. Büyük üreticiler şirket kurabilir, kendi kendine pazarlayabilirler ama küçük üreticiler için kooperatifçilikten başka çıkar yol yok. Yerel yönetimin bu işin içinde olması daha da kolaylaştıracaktır. Halka yaygınlaştırmak ve sürdürülebilirliği sağlamak açısından kooperatifçilik son derece önemli olacaktır.”

KARTAL: BİR BELEDİYENİN BÖYLE BİR GİRİŞİMDE BULUNMASI, ÖRNEK OLMASI İNANILMAZ GÜZEL BİR ŞEY

Bezmi Alem Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Kartal, tıpta ve ilaç sanayisinde lavanta kullanımı hakkında bilgiler verdi ve Silivri Belediyesinin tarım çalışmalarından övgüyle söz ederken şunları söyledi: “Öncelikle böyle bir etkinliğe ev sahipliği yapan Silivri Belediyesine çok teşekkür ediyorum. Buraya geldiğimde çok mutlu oluyorum çünkü yerel bir belediyenin böyle bir girişimde bulunması, örnek olması inanılmaz güzel bir şey. Bu projeden sonra Silivri'ye yerleşmeye karar verdim. Bu sene emekli oluyorum, burada tıbbi ve aromatik bitkilerle ilgili tarım yapacağım. Başkanıma söz verdim burada yetişen bitkileri farklı firmalara vereceğiz yani tıbbi ve aromatik bitkileri pazarda görebileceksiniz. Burada çalışan arkadaşlarımızın çok büyük emeği var. Çok kaliteli ürün yetiştiriyorlar.

 

“LAVANTA HEM GIDADA, HEM KOZMETİKTE, HEM İLAÇ SANAYİNDE KULLANILAN BİR BİTKİ”

Lavanta Latince lavare kelimesinden üretilmiş, yıkanmak ve arınmak anlamına geliyor. Binlerce yıldır antidepresan olarak kullanılmış ve ilk olarak Almanya ilaç ruhsatını almış. Lavanta yağı ilacının uykusuzluk, sinir bozuklukluları, gerginlik gibi psikolojik sorunlarda şikayetlerin hafifletilmesi ve tedavisinde güvenilir ve yan etkisiz bir tercih olduğu bilimsel çalışmalarla ortaya konulmuş. Artık insanlar doğal bitkileri ilaç olarak kullanıyor. Bu yaklaşık 107 Milyar Dolarlık bir pazar. Türkiye sadece tıbbi ve aromatik bitkilerin satışından 200 Milyon Dolarlık bir para kazanıyor. Bitkisel ürünlerimize sahip çıkmalı, sağlığa olan etkilerini araştırmalı bunları ekonomimize kazandırmalıyız. Bunun için Bezmi Alem Üniversitesinde Fitoterapi Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi kurduk. Burada çeşitli ilaç hammaddelerini üretmeye başladık ve daha bir sene geçmeden 6-7 tane bitkisel hammaddeyi ilaç firmalarına satmaya başladık. Lavanta hem gıdada, hem kozmetikte, hem ilaç sanayinde kullanılan bir bitki.

 

“İNŞALLAH SİLİVRİ TIBBİ VE AROMATİK BİTKİLERİN YETİŞTİRİLDİĞİ, HAMMADDELERİN, UÇUCU YAĞLARIN ELDE EDİLDİĞİ BİR MERKEZ OLUR”

Silivri'de gelecekteki çok büyük işlerin tohumunun atıldığına inanıyorum. İnşallah bu bölge farklı tıbbi ve aromatik bitkilerin yetiştirildiği, hammaddelerin, uçucu yağların elde edildiği bir merkez olur. Çiftçilerimizin bu tip ürünlerin yetiştirilmesi için çaba göstermesi gerektiğine inanıyorum. Ondan sonra da yolumuzun açık olduğuna inanıyorum. Bana bu imkanı verdiği için Silivri Belediyesine teşekkür ederim.”

Konuşmaların ardından lavanta üreticilerimizden Beynur Coşar, Teslime Acar, H. Ahmet Özdemir, Mert Aykanat, Sibel Ercan, Kemal Demirel, Zeki Yıldır, Ayhan Yıldır, Necdet Yılmaz Terzioğlu ve Behice Öztuna ile belediye arasında iyi niyet sözleşmeleri yapıldı.

Lavanta hasadı ile devam ederken programda alana lavanta suları püskürtüldü, lavanta yağ damıtılması, lavanta sabunları, nikah şekerleri, takı tasarımları yapıldı. Silivri Belediyesi Resim Atölyesi de alanda açık hava çalışması gerçekleştirdiler. Misafirlere melisalı limonata, lavanta çayı, köy ekmeği, köy peyniri ve salçası ikramları yapıldı.

 

 

 

 

 

 

YORUM YAP