
Yerel basın ile geride bıraktığı 3 aylık görev süresince yapılan çalışmaları paylaşan Belediye Başkanı Özcan Işıklar, yerel seçimlerde halkın umut ışığı olduklarını söyledi ve özenli bir alt yapı hazırlığının
ardından Silivri'nin gelecek beklentilerine en doğru şekilde cevap vermeye hazır olacaklarını ifade etti.
Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, Başkan Yardımcıları Ayhan Otlatıcı, Yılmaz Kandemir, Elif Uzun, Başkan Koordinatörü Zafer Ercan, Planlama Müdürü Berrin Papila, Park ve Bahçeler Müdürü Zerrin Budak, Fen İşleri Müdürü Hasan Solak'nın katılımıyla bir basın toplantısı düzenledi. 72. günlük görev süresi içinde yapılan çalışma ve geleceğe yönelik planlama önceliklerini basın mensupları ile paylaşan Işıklar, seçim sürecinden başlayarak, yönetim anlayışını değerlendirdi: Işıklar şöyle konuştu:
"1 Nisan 2009 tarihinde mazbatamızı aldıktan sonra görev süremizin 72. gününü tamamlamış bulunuyoruz. Aslında 100. günde genel bir değerlendirme yapmayı düşünüyorduk ancak, özellikle bazı konularda sizlerden gelen haklı talepler doğrultusunda bugün bir araya gelmeyi uygun bulduk. Kamuoyunun anlamakta güçlük çektiği bazı sıkıntılı durumlar oluştu. Beldelerin birleşmesi yeni fiili bir durum yarattığı için, bunun tamamlanması bizim bir mutfak hazırlığımızı, takım oluşumunu getirdi.
Her seçimin bir gündemi vardı. Buna ilişkin sorular soruldu. Biz de gündeme bazı iddia ve projelerimizi taşıdık. Bir yönetim biçimi, yönetişimi hedefleyen politikalarımızı söyledik. Bunlar çok sıradan, duymaya alıştığımız kampanya döneminde duymaya alıştığımız için içeriği konusunda çok detaylı açıklamalar yapamadık. Bunlar nerede mümkün oldu? Daha uzmanlaşmış, konuya yakın kuruluşlar veya ilgi odakları gelişmiş açıklamalarımız oldu. Örneğin iş adamlarımızla Silivri'nin sanayi ve ekonomik politikalarını değerlendirdik. Hizmet sektörüne yönelik çalışmalarımızı orada daha detaylı anlatma fırsatımız oldu. Ama genelde Silivri'de 52 günlük kampanya süresince bizim Silivri'de yaratmak istediğimiz konsept, Silivri'nin sosyal bir proje laboratuarına dönüştürülmesine yönelikti bir öngörüydü. Bugüne kadar yapılmış bütün çalışmaları ret etmeyen, bunları içine alan ama farklı bir anlayışla tekrardan, yeniden konumlandırma yapılması önerisiydi. Zaten hepiniz taktir edersiniz, siyasete giriş biçimi, insana verilen heyecan budur. Çevresini yeterli bulmayan, değiştirmek, dönüştürmek isteyen, kalıcı üstünlükler sağlayan bunun dönüşümünü yaratmak isteyen insanların işidir siyaset. Biz de böyle bir iddiayla gündeme geldik. Her ne kadar kendimi siyasetçi ve politika yapan biri olarak tanımlamak istemesem de, sonuçta bir kentin dokusuyla ilgili, insanlardan, yerin üstündeki varlıklarıyla, varılmak istenen hedefleri, yapılabilir halde projelendirip, bunları geleceğe taşıma iddiasıdır siyaset.
Seçim kampanyasında kesinlikle işin hümanizm kısmına odaklanarak, buradan bakarak yaklaştık. Bu son derece düşünülerek geliştirilmiş bir stratejiydi. Sunduğumuz proje ve verdiğimiz bilgilerin çoğu daha önceden Silivri'nin dokusuna uygun şekilde toparlanıp, geliştirilmiş düşüncelerdi. Var olan farklılıklara çözüm, bunları belli bir anlayışa kanalize iddiasını taşımıştık. Bu iddianın merkezinde insan vardı. Bizim en büyük projemiz; İnsan. Kentin ihtiyaçlarını karşılamak da başlı başına insan odaklı bir projedir. Konulara tek bir bakış açısı yerine bir çok açıdan bakmanın önemini sürekli vurguladık. Tüm bunlar seçim döneminde kaldı. Ancak değerlendirmelerime buradan başlamamın sebebi; dün de söylüyorsak bugün de aynı noktada olduğumuzu ifade etmek içindi. Dünden bugüne taşıdığımız iddialarımızı artık hayata geçirme vaktidir. Bunun bir konsensüs ile yapılması gerektiğini anlatmak için konuya girdim.
Seçim döneminde konuştuklarımızı ara başlıklarla hatırlatmak istiyorum;
En büyük projemiz insan dedik. İnsanı sosyalize eden, toplumun çeşitli zararlı unsurlarından arındıran, hemşerilik bilinci yaratarak, yaratacağımız farklılıkları kentimizin bize sunacağı bir çok ayrıntıyı, pragmatik olarak bize yarar sağlayacak unsurlarını açığa çıkartmayı hedefliyoruz. Bunu açık bir toplum yapısı, dayanışma, yönetişim içerisinde gerçekleştirmek amacındayız. Yönetişim tek taraflı bir mekanizma değil; Hizmeti yapan, alan ve bu süreci denetleyeni içerir. Karar ve uygulamanın birlikte paylaşılması demektir. Bir yönetişim ve farklılık oluşturalım iddiasıyla geldik. Bu iddiamız seçim sonucuna göre de söyleyecek olursak çok ciddi bir taleple karşılaştı kamuoyu tarafından.
Bir seçim analizi yaptım, bugün sunacağım bilgiler bunun çok ufak bir kısmı. 100. gün toplantımızda çok daha kapsamlı bir bilgilendirme gerçekleştireceğiz. Geride bıraktığımız 2 ay içerisinde son derece güzel, bizi de heyecanlandıran gelişmeler var sizinle paylaşmak istediğimim. Bilgilendirme için 100 gün beklememizin nedeni beldelerden gelen bilgi akışında yaşanan yavaş gelişme. Bütün bilgi ve belgeleri bir yere toplayarak, aynılaştırdıktan sonra kamuoyuna bilgi vermeyi uygun bulduk ancak taleplerin aciliyeti gündeme geldi. Bu konuda beklentiler başladı, mutfak çalışmaları da keza öyle sürüyor.
FİİLİ DURUM
Selimpaşa, Gümüşyaka, Büyükçavuşlu, Kavaklı, Ortaköy, Çanta ve Değirmenköy bize bağlanan beldeler bunlar. Mahalle olarak gelenler de var ama bunlara nazaran daha küçük, aynı büyüklükte değil. Beldelerden Selimpaşa'nın 12 bin, yaz nüfusu 33 bin. Gümüşyaka'nın kış nüfusu 6 bin, yaz nüfusu 30 bin. Büyükçavuşlu 3 bin 700 yazın 4 bin 500. Değirmenköy'ün yaz kış nüfusu değişmiyor, Kavaklı'nın 4'de 7 bin. Çanta'nın 6 bine 16 bin. Ortaköy'ün 7 bin 500, 16 bin 500. Değişim oranları en fazla Selimpaşa ve Çanta'nın. Toplamda 170 bin yerleşik nüfusumuz var. 850 km2'lik bir alanımız var. Bu yüzölçümünün derinliği ortalama 22 km. Genişliği 45 km sahil bandına sahip olan bir büyüklük. Bu İstanbul ilçeleri arasında 2. olan büyüklük yüzölçümüdür. Bu büyüklük içerisinde daha önce yapılanmış olan belediye yönetimlerini tamamen yok saymanız gerekiyor. Bir belediye görevlisinin hizmet verdiği kişi sayısı 205 kişiye tekabül ediyor. Ortalama 340 olan yaz nüfusuna göre bir belediye personelinin hizmet verdiği kişi sayısı 560'a çıkıyor. Personel başına yaz kış farklılıkları yüzde 75 fark artışı gösteriyor. 96 bağımsız biriminiz var. Bu yüzde 100 artış anlamına geliyor.
Söndürülen belediyelerde farklılaşmış yönetim modeline uygun rapor, hazırlanan çalışmalar arasında. Çeşitli çalışma gruplarıyla birlikte oluşturduğumuz mevcut duruma uygun raporlar bunlar. Öngördüğümüz sosyal bir kent anlayışına dönük, verilerin oluştuğu, envanterin toplandığı, çapraz kontrollerin yapılarak (alan ve eldeki bilgilerin karşılaştırılarak) gerçekleştirilen bir çalışma oldu. Bu raporların belli kısımlarını CD halinde basına 100. gün toplantısında dağıtacağız. Beklememizin sebebi, maalesef beldelerden gelen bilgi akışı tahmin ettiğimiz hızda gerçekleşmedi. Bunun sebebi de gittiğimiz entegrasyonda farklı program kullanmaları. Beldelerin farklı yönetim anlayışlarına maalesef kişisellik, yorum farkı yansımış. Bu durum entegrasyonu yavaşlattı. Bilgi akışını tam alalım diye tüm beldelerdeki durumu aynılaştırdık. Ama geriye dönük, yapılmış bütün işlemleri, özellikle, yer, mülkiyetle ilişkili olan bütün dosyaları teslim almak gibi bir zorunluluğumuz oldu. Nüfusu 50 bini aşan, 50 yıllık belediyeleri devralıyoruz. Çok detaylı, dikkat ve kontrol gerektiren bir çalışma içerisindeyiz. Büyük bir çoğunluğunu gerçekleştirdik, tamamlamak üzereyiz. Birleşmenin sonuçlarını süreç tamamlandıktan sonra dijital ortamında kamuoyuyla basın aracılığı ile paylaşacağız. Birleşme raporlarının sonraki süreçte yapılacak çalışmaların değerlendirilmesinde son derece büyük önemi var.
Belediyelerin işletmelerine, personel ve idari yapısına, muhasebe kısmı ile beldelerin geçmişte yaptığı uygulamaların taşıdığı risklerin, dava ile alan, alt yapı bilgilerinin, bütün bilgileriyle envanterini hazırlamak zorundaydık. Bunu tamamlamak üzereyiz.
Belde belediyelerin kapatıldıktan sonra Silivri'ye bağlanması ilk defa karşılaştığımız bir durum. Şu anda çok büyük bir sıkıntıyı yaşıyor olabiliriz. Bu gelecekte çok büyük fırsatların olduğunu gösteriyor. Rakamsal büyüklüklerin aslında Silivri'nin bugününü gerçek anlamda karşılamadığını gördüm. Silivri çok daha büyük bir yapıya, gelişim dinamitlerine sahip. Özellikle bütçe anlamında sahip olduğumuz rakamlar bizleri tanımlamıyor. İnsanların işgücüne katılma, varlıklarının, değerlerinin yeterince sistem içinde yer bulamadığına, bunun gerek planlama ile de yapılamadığını görüyoruz. Beldelerin farklı planlama süreci içerisinde bulunmaları bütünleşmenin sağlanmasını engelledi. Genel bir yönetim ve idare anlayışının yeniden yapılanmasına ihtiyaç var. Silivri'nin yeniden bir sosyo-psikolojik yapılanmaya ihtiyacı var. Çünkü beldeler kapanmış olmasına rağmen halen kendini belde ve isimiyle tanımlıyor. Bütünleşmeyi algılama sorunu var. Beldeler kapatıldı kimse bir şey anlamadı. Ama hizmetin veriliş ve bütünleşme sürecinde gerçek durum ortaya çıkacak. Kavaklı tabelasının değişeceğini duyup da kapımızda ağlayan bir vatandaşımızı duydum. Belde belediyelerinin kapatılmasının duygusal yönleri de var. Yaşanmış çok şeyin sona ermemesine yönelik bir durum söz konusu. Tutuculuk gibi algılıyoruz ama değil, yeni bir durum ile karşı karşıyayız. Bunun için bazı mahalle isimlerini kaldırmayalım, birlikte kullanalım diye bir öneri geçti meclisimizden.
"İNSANLARIN UMUDUNA
CEVAP VERDİK"
1960'tan bu yana yapılan seçimlerde en yüksek oyu alarak seçildik. Bunun anlamı şöyle; ben bunu kendi üzerime almıyorum, bir takım başarısı sağlanan. Ben sadece seçimin sözcülüğünü yaptığımı söylemiştim. Belli bir siyasi anlatımı, projelerini doğru, anlaşılır bir biçimde halka sunduk. Belli bir mantık ve strateji içerisinde. Tabi bunların içerisinde uzun yıllar Silivri'de yaptığımız gözlemlerin de etkisi yer aldı. Yüzde 50 ve çok üstüne çıkan bölgelerimiz de oldu. Merkez oylarımız yüzde 56'yu buluyordu. Bu durum şunu tarif ediyor; eğer Silivri'de geleceğe dönük ve insanların umuduna, yaşam koşullarını çevreleyen iyileştirmeye, dönüştürme ve geliştirmeye çalışan bir anlayışı ortaya koyduğumuzu düşünüyorum. Bunun da bir toplumsal mutabakatla şekillendiğini görüyorum. Toplumun çok geniş ve daha önce uzlaşmaz denilen kesimlerini aynı noktada buluşturacak bir iddiayı ortaya koyduğumuzda ben bunun bir halk bütünleşmesi olduğunu söyleyebilirim. Ben seçim sonucunun toplumsal bir mutabakata dönüşeceğini söylemiştim bu gerçekleşti. Şimdi bu yapışı tutmak, gerekli hoşgörü ortamını oluşturmak Silivri'nin genel çıkarlarında buluşmak, beklentilerin aynılaştığı noktada son derece önemsediğimiz başka bir konu. Bir uzlaşma kültürünün bu ilçenin kılcal damarlarına kadar var olduğunu bu seçim sonucunda gördüm. Bundan sonra bu anlayışı, oya donüşsün dönüşmesin, hiçbir siyasi gelecek beklentisi içinde olmadan önü sürdüğümüz kriterlerle yönetmek önemli olan. Bunu hep birlikte açık bir yapıyla, katılımcı, sürdürülebilir şekle dönüştürmek istiyoruz.
"YERİNDEN YÖNETİMİ
ÖNEMSİYORUZ"
Bunun ayaklarını da, beldelerde oluşturacağımız mahalle yönetimleri. Orada oluşturacağımız halk danış büroları. Özellikle mahalle konseylerini kuracağız. Bunu yapmak isteme nedenimiz burada oluşacak talep ve beklentileri, ileriye dönük bütün projeksiyonları, vatandaşlarımız ile birebir ve günü birlik, yaşayan bir organizma şeklinde, canlı tutarak, kamuoyu kontrolünü daha rahat sağlayabilecek bir yapıya dönüştürmek istiyoruz. Mahalle yönetimleri yerindeki yönetim ve merkez ile sürekli irtibat halinde olacak. Mahalle temsilciliklerini, kent konseyine getireceğiz, bunu bir teşkilatlanma önerisi olarak planladık ve yönetmelikle kesinleştireceğiz. Bu teşkilatlanma önerisinin gerekçeleri var onları da öne süreceğiz.
"BORÇ 34 MİLYON TL ACİL,
ALACAK 23 MİLYON TAHSİLİ
UZUN VADEDE MÜMKÜN"
Geldiğimiz noktada belediyelerin varlıklarıyla teslim alınmasından söz ettik. Beklediğimizin üzerinde bir mali tablo, borçla karşılaştık. Bize söylenen rakam o günü tarif etmiş olabilir. Birçok alacağın yansımadan yapılan bir hesaplama olduğu anlaşılıyor. Bu da kesin değil ama toplam 34 Milyon bir borç. Alacaklarımız Silivri'nin 11 Milyon, beldeler ile birlikte yaklaşık 12 beldelerin, toplamda alacak da 23 Milyon TL çıktı. Borçlardan tahsil edilebilir durumda olan 14 Milyon. Bu da ancak uzun bir sürece yayılarak mümkün. Şöyle bir sıkıntı var borçlar çok sıcak, acil alacaklar uzun vadeye yayılmış durumda. Ekonomik sıkıntıları da göz önüne alırsanız toplamak çok kolay görünmüyor.
"BÜTÇE BÜYÜKLÜĞÜ,
SİLİVRİ İLE UYUŞMUYOR"
Bütçe büyüklüklerine bakarsak, Silivri'nin rakamsal büyüklükleriyle uyuşmadığını görebiliriz. 2008 bütçesi 28 Milyon TL'ydi. Gerçekleşeni 24 Milyon TL. 2009 bütçemiz 55 Milyon TL. Ben bu bütçenin Silivri'nin büyüklük ve fırsatlarını tarif etmediğini düşünüyorum. Bütçeyi geometrik biçimde arttırabileceğimizden eminim. Çünkü bu alan büyüklüğü Silivri'ye 1/100 bin'lik planlarda biçilen fonksiyon, verilen görev tanımı bu rakamların çok üstüne çıkmaya müsait yapıda. Bir varlık, değer duruyor bunları açığa çıkartmak sözünü ettiğim projele, yatırım ve planlarla mümkün olacak. Fırsatların iyi kanalize edilmesi de gerekiyor. Bu süreci de projelerimizle destekleyerek açığa çıkartacağımızı düşünüyorum.
"KENTİ MARKALAŞTIRMAK
ZORUNDAYIZ"
Rakamsal büyüklükler tabi ki önemlidir. Bunları hayata geçirmek için bir kenti markalaştırmak, hafızasında var olan sosyal ekonomik, kültürel yapıyı koruyarak geleceğe taşımak ona değer verecektir, markalaştıracaktır. Farklılaştırarak üstünlüklere taşıyacağından hiç şüphemiz yok.
"SİLİVRİ'NİN FIRSATLARINI
DOĞRU POLİTİKALARLA
GELECEĞE TAŞIMALIYIZ"
Bir kenti hak ettiği büyüklüklere taşıyacak olan insan faktörüdür. Bir kentin fırsatlarını doğru politikalar ile geleceğe taşımalıyız. Silivri'nin tarım, sanayi ve turizm konusunda birbiriyle çelişmeden gelişim gösterebileceği bilimsel bir tespit. Gelecekte dünya konjonktüründe tarım, turizm ve hizmet sektörünün birlikte gelişme noktasında değer kazandığını biliyoruz. Silivri'yi dünya ve İstanbul gelişiminden ayrı tutmak mümkün değil. Kentin ortak ve paydaşlarıyla birlikte planlanması gerektiğini düşünüyorum. Bir gelecek vizyonu, kültürel, sosyal, ekonomik öngörüleri ortaya koymak zorundayız.
Baskı grupları, sivil toplum örgütleri ve diğer tüm gruplarıyla Silivri'nin geleceğini özellikle 100. gün raporlarından sonra daha geniş ve nitelikli bir biçimde ele alacağız. Birlikte geliştirip, anlatacağız. Silivri'nin gelişimi ile ilgili ne tek başına verilecek bir karar var ne de tek başına uygulanacak bir süreç söz konusu. Çok merkezli, yönlü, inisiyatifli, dingin ve dinamik bir yapı oluşturmak zorundayız. Bir akvaryumdan söz ediyorum, içindeki balığı konuşmanın anlamı yok. Önce burada bir dayanışma, hoşgörü ve açık bir yapıyı ortaya koyup gönüllülükten tutun da profesyonelliğe varıncaya kadar bilimsel bir disiplin içerisinde, ekonomik yararı ön planda tutarak bir anlayışı ortaya koymak zorundayız.
"İSTANBUL'UN BEKLENTİLERİNE
UYGUN OLARAK SİLİVRİ'Yİ
KONUMLANDIRMAK ZORUNDAYIZ"
2010'da Kültür Başkenti olacak İstanbul'da Silivri'nin konumunun ne olacağından tutun da bundan sonra İstanbul'un gelişme beklentilerine uygun Silivri'yi konumlandırmak zorundayız. Silivri 5216 sayılı yasa ile artık yeni bir durum ile karşı karşıya. İstanbul'un bütün özelliklerini göz önüne alırsanız nasıl konumlandırılması gerektiği konusunda planlar bize bir fikir veriyor ama planın içindeki ayrıntıyı bizim tanımlamamız lazım. Bundan sora Silivri'nin gelişim kriterlerini, markalaşma özelliklerini ve ekonomik büyüklüklerinin gerçekçi bir rakama, Silivri'nin iddialarına uygun bir seviyeye taşımak için diğer kurumlarla da işbirliği yapmamız gerekiyor. Özellikle İBB, genel merkezi idare ile Silivri'yi hedeflenen büyüklüklere taşıyacak projelerin gerçekleşmesi için sıkı bir işbirliğine ihtiyaç olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu görüşmelere de başladık. Örneğin şehrimizin iki yakasını bir araya getirecek olan projemizi İBB'ye sunduk ve olumlu bir yaklaşım, destek aldık. Hemen gündeme alınması ile ilgili bize gerekli izinler verildi. Bu projenin en yakın zamanda hayata geçmesi konusunda ciddi bir umut belirdi. İyi düşünülmüş bir proje, sonuçlar da beklentilerimize cevap verecek nitelikte değer gördü. Çok merkezli bir yapı, şehrin ekonomik, sosyal ve kültürel değerlerini geleceğe taşıyacak nitelikte bir çalışma.
Benzer bir proje de Gümüşyaka'yı alttan, Silivri'yi üstten geçecek yol tasarısıydı. Bölge Trafik Müdürlüğü önündeki yonca projesi geri çekildi, bizim önerimiz değerlendirmeye alındı. İnşallah kısa sürede gerçekleşir, ekonomik hayatı destekleyecek önemli bir çalışma olacak. Daha çok işyerinin açılması, hizmet sektörünün gelişmesini sağlayacak düzenleme. Aynı zamanda şehir içindeki trafik yoğunluğunu hafifletecek.
"GEÇMİŞİ KÖTÜLEMEDİK"
Adeta gelenek haline gelen bir anlayıştır, yeni göreve gelenlerin geçmişi kötülemesi, eleştirmesi, bunu dayanarak yükselmeye çalışmak. 2 aya geçkin yönetimimizde bunu benim söylemlerimde de dahil olmak üzere görmediniz, görmeyeceksiniz de. Bir politika olarak bunu yapmamaya kararlıyız. Kimse geçmişi değiştiremez, ne yapıldıysa belge ve bilgisiyle o oradadır. Önemli olan bize göre eksik ve yanlış olan şeyin düzeltilmesidir. Biz hiçbir zaman kavga ederek, halkın beklentilerini zedeleyen, erteleyen anlayış içerisinde olmadık, olmayacağız da. Zaman kaybettiren tartışmalar içerisinde olmayacağız. Genel iktidar, İBB ve yerel idareyle uyum içerisinde çalışacağız. Onlar Silivri'nin önemini ve dolayısıyla projelerimizin gereğini bizden çok daha iyi biliyorlar. Silivri'ye yapılacak çalışmaların önünü açacağız, gelen hizmetlerin kolaylaştıracağız. Projelerimizin günü birlik halkımıza ne kadar yansıyacağı bizim için önemli. Farklı düşüncelerin aslında bir sinerji yarattığını, armoni oluşturduğunu, çok renklilik, düşünce zenginliğin kentin gelişmesinde en önemli etken olduğuna inanıyoruz. Silivri insanının hayatını kolaylaştırmak, umutlarını gerçekleştirmenin peşindeyiz. Refah ve gelir düzeyini yükseltmeyi hedefliyoruz. Yerel bazda bu fırsatların eşit ve saydam şekilde dağıtılmasını amaç edindik bunun ötesinde bir beklenti içinde olamayız.
"İMAR VE PLANLAMA
OLABİLDİĞİNCE ŞEFFAF"
İmar komisyonları ve planlama sürecini olabildiğince açık, şeffaf ve katılımcı bir biçimde gerçekleştirmek istiyoruz. Meslek odalarımızdan aldığımız destek ile geliştirilen projeleri, halkımızın onayına sunarak gerçekleştireceğiz. Saydam bir yapı ile daha izlenebilir ve halkımızın kontrol edebileceği bir çalışma ortamı hazırlayacağız. Halkımızı doğru planlamanın, birlikte karar vermenin önünü açmış olacağımıza inanıyorum. Bu sürecin gerçekleşmesi için doğru ekibin oluşması bir takım ruhuyla hareket zorunludur. Çok yoğun bir süreç ile karşılaştık ama hedeflediğimiz hazırlığı tamamladık.
"MAHALLELER SİLİVRİ İLE BİR BÜTÜN"
Diğer beldelerde asgari yönetim birimi, mahallelerde bıraktık. Orada günlük işler yapılacak. Bunların koordinasyonu, araç gerecin, personelin ekonomik kullanılması için Selimpaşa ve Gümüşyaka'da birer merkez oluşturduk. Bunlar yasal idari birim değil, geçiş sürecini tamamlayan birimler. Amacımız ve idealimiz Silivri'nin Fatih, Piri Paşa, Alibey mahallelerindeki durum neyse onu da burada oluşturmak. Bu hem kültürel, idari hem yönetsel açıdan tam bir entegrasyonu sağlamak istiyoruz. Kaynakların ortak, akılcı, pragmatik biçimde kullanılmasının önünü açacağından hiç şüphemiz yok. Bir kere Silivri, hemşeri bilinci gittikçe artan insan kalitesini hedefe koyan bir yapıyı oluşturmak zorundayız. Süresini tam tanımlayamıyorum. Belki yıl sonuna kadar bu süreç tamamlanmış olur. Önemli olan kağıda döktüğünüz kararların tebliği ile iş bitmiyor, kahvede oturan vatandaşın da artık Silivri'nin merkezi ile birleştiğini bir bütünü tarif ettiğini, bir büyüklüğü anladığını duruma gelmesinden bahsediyorum. Bazı etkinliklerimizi, toplantılarımızı mümkün olduğunca mahallelere yayarak, onların da Silivri'nin bir parçası olduğunu hissettirerek bu bilinci yerleştireceğiz. Meclis toplantılarımızı da farklı yerlerde yapacağız. Her hafta sonu bir beldede olacağız.
"MÜLKİYETLER VE PARKLAR ANLAMIN
DA BİR ENVANTER OLUŞTURDUK"
Mutfak anlamında çok ciddi çalışmalar yapılıyor. Bir teslim alınmaya dönük, bir de önümüzdeki aylarda hayata geçirmeye başlayacağımız projeler konusunda çalışmalar yapılıyor. Acil bir eylem planı çerçevesi içerisinde beldelerin günlük, yakıcı olan sorunlarının, taleplerinin karşılanması amacıyla da belde toplantılarımızla incelemelerde bulunuyoruz. Tespit ettiğimiz soruna arkadaşlarımız hemen müdahale ederek yolundan tutun, ilaçlanması, park bakımı, alt yapı, görünen eksiklikler, bir de ihtiyaçlara dönük çok sıkıntılı, ekonomik dar boğazda olmamıza rağmen bunu yapmaya başladık. Özellikle Değirmenköy, Gümüşyaka, B. Çavuşlu, Çanta'ya gidip vatandaşlarla bir araya geldik. Diğer yerlere de devam edeceğiz. Eksiklikleri yerinde görüyoruz. Daha sonra hızlı bir biçimde bakım, onarım gibi hizmetlerin yerine gelmesini sağlıyoruz. Şu güne kadar yaptığımız en önemli şey envanter çalışmamızdı. Özellikle mülkiyetler anlamında bir envanter oluşturduk. Emin olun beldede oturan yönetici bile hangi binaların kendisinin olduğunu bilemiyor. Çok ciddi bir mülk envanteri oluşmamış. Bunlar bir eksiklik. Bütün varlıkları mevcut halleriyle ortaya çıkarıp, bunları tespit edip bir envanter oluşturduk. İkinci oluşturduğumuz envanter, özellikle Silivri'nin hizmet sektörleri tarafını geliştiren parklar ve yeşil alanlarına yönelik. 100. günde bu bilgileri CD ortamında sizlere takdim edeceğiz. Bunların bir baz olarak elimizde kalmasını istiyorum. Özellikle çıkan bu envanter sonuçlarından az önce dediğim Silivri'nin nasıl bir büyüklüğe ulaşabileceğinin ip uçlarını görebilirsiniz. Heyecan verici bir durum. 300'ü geçkin yaşam alanı bulduk. Bunların düzenlenmesi halinde emin olun ilçemiz yeşil alanlar, bu tip hizmet sektörlerin çok öne çıktığı yer haline gelebilir.
Örneğin Murat Çeşme'yi teslim alıp, orayı güzel, güce gündüz nüfus parkı yaratacak işletmelerin kurulmasına dönük yer haline getireceğiz. Buna benzer fırsatlar Selimpaşa, Çavuşlu, Gümüşyaka, Değirmenköy'de var.
"TARİHİN ORTAYA ÇIKARILMASI VE
KORUNMASI KONUSUNDA CİDDİ
ÇALIŞMALAR YAPACAĞIZ"
Silivri'de ilk defa tarihi yapılar şehri kuruldu. Tarihi dokunun korunması ve ortaya çıkarılması konusunda çok ciddi çalışma içerisinde olacağız. Şimdiden Selimpaşa ve Silivri'de başlamış işlerimiz var. Bu sadece restorasyon anlamında değil bu yer yüzü kültür mirasının açığa çıkması, Silivri'nin hizmet sektörünün, kültür, turizmin gelişmesinin, yaz kış, gece gündüz nüfus parklarının önünün açılacağını düşünüyoruz. Bir de bu tarihi dokunun korunmasının bir kent kültürünün, insan kalitesinin geliştirdiği, medeniyet ölçüsü sayıldığı bir dönemde bunların yapılmasını bir aciliyet olarak görüyoruz. Bu çalışmamız da devam edecek.
"KENT ENVANTERİNİ YENİDEN YAPACAĞIZ"
Kent envanterini geçmişte başlamıştık, yarım kaldı. Bunu sil baştan yeniden planlayarak başlayacağız. Yerin üzerinde mülk, yapı ve arazi anlamında ne varsa hem de görsel olarak da kayıt altına alacağız. 7 yaşından 17 yaşına kadar olan bir nüfusu, bunların hizmet isteyen, talepkar bir yapı olduğunu bildiğimiz için öncelikle oradan başlayacağız. Kültürel, sosyal, ekonomik ve sporla ilgili eğitimler konusunda bunların önceliği var ama kentimizin dar gelirlisi de var. Bu yapı içerisinde bu envanterde iş gücüne katılamamış, herhangi bir sosyal kuruma girememiş, zaafımız neredeyse insanın neresi acıyorsa canı ordadır. Onları bilmek, sosyalize etmek, sosyal bir risk oluşturan bu yapıyı azaltma projeleriyle birlikte, bu envanterle çıkacak ve onları sürekli bakılan, hayata kazandırılan, iş gücüne katılabilen ve kendini itilmiş olmaktan kurtaran bir sosyal dayanışma projesi oluşturuluyor.
"GIDA BANKACILIĞI KISA ZAMANDA
HAYATA GEÇECEK"
Gıda Bankacılığı projemizin yerini hazırladık. Kısa zamanda hayata geçecek. Sivil toplum örgütlerimiz, daha önce görev almış idari heyetiyle yapılacak, kamu yararını kazandıktan sonra belediye doğrudan destek verecek. Canımız nerede acıyorsa onları refüze etmeden, düşkünlüklerini yüzüne vurmadan, hissettirmeden o yaraları sarmak için kurumsal, ayrımcılık yapmayan, teknolojinin de tarafsızlığını kullanarak bu yaraları sarmayı planlıyoruz. Bu yeni, alışagelmiş politize edilmeye müsait olan bir durum değil. Tamamen kamunun sosyal bir görevi anlamında yapacağız. Gelecekte Gıda Bankası'nı daha büyük bir yapıyla şehrin dışına taşıyacağız.
"ENGELLİLER VE YAŞLILAR İÇİN
MERKEZ KURUYORUZ"
Engelliler ve Yaşlılar için bir yer planladık. Toplu Konutlar bölgesine girdiğinizde sağ tarafta bulunan alana yeni bir düzenleme yapacağız. Orada engellilerin eğitim ve malzeme almasını ve 65 yaş üstü yaşlıların evinden alınarak bakımı yapılması, gerekirse evine hizmet verilmesini içeren bir merkez kuruyoruz.
"TARİHİ EVLERİ KURS VE EĞİTİM
ALANLARI HALİNE GETİRECEĞİZ"
Sosyal ve kültürel projeler olarak yeni bir Kültür Merkezi yapılana kadar gerekirse Silivri ve Selimpaşa'daki o tarihi evleri kursların ve eğitimlerin verileceği alanlar haline getireceğiz.
KARİYER VE İSTİHDAM BİRİMİ
Yeni bir kariyer ve istihdam birimi oluşturuyoruz. Silivri'de iş gücüne katılma, çalışanların bile eğitim alabileceği, iş gücüne katılmak isteyenlerin de donanım kazanabileceği, işsiz olana da iş bulma konusunda, eğitimlerin, desteğin verilebileceği bir birim haline gelecek. Yapacağımız kent envanteri ile bu ihtiyaçları belirlediğimiz kitle bizim hedef kitlemiz olacak.
Bir kent ve kentli envanteri yaptıktan sonra oradaki bütün ihtiyaçları tanımlayan, onu karşılamaya, birlikte yönetmeye hazır bir yapı oluşturmak üzereyiz. Bu yapıyı açık bir şekilde denetlenebilir kent meclisinin altında gerçekleştireceğiz.
Bu projelerin sosyal yardım alabilmesi o anlamda gerekirse AB fonlarının, gerektiğinde yerel fonların, gönüllülük esasına dayanan çalışmaların ve hemşerilerimizin bağışlarınla oluşacak ciddi büyüklüklere varacağını tahmin ettiğimiz işler çıkacak. 800-900 kişi hatta 1200'e varacak bir sosyal dayanışma, özellikle engellilerimiz için bir yarayı sarma projesi olacak. Spor kulüpleri, okul aile birlikleri, kültürel kursların tamamını bir çatı altında toplayarak onlara belediyenin 5393 sayılı yasanın emrettiği gibi, biz onu da aşan kendi inisiyatiflerimizi ortaya koyan bir yapı oluşturarak insanımızın günü birlik hayatını kolaylaştırmaktan onları gelecek umuduyla donatmak, gelecekte de beklentilerini karşılayan bir anlayışı ortaya koymak istiyoruz. Hizmet başlangıcız merkezde değil çevreden merkeze doğru gelen bir anlayışla bunu yapmayı hedefliyoruz.
"ÜNİVERSİTEYİ SİLİVRİ'YE
KAZANDIRABİLME İHTİMALİMİZ YÜKSEK"
İlçemizde eğitimle ilgili üç gelişmeyi aktarmak istiyorum. Bir Almanların burada kurmak istediği, kültür çerçevesi içerisinde bir üniversite çalışması var, daha önce Fenerköy'de düşünülen. Geçtiğimiz hafta Milli Eğitim müsteşarıyla bizzat görüştüm. Konuyla ilgili Bakanın, hatta Başbakanın da bilgisi var. Destekliyorlar. Büyük bir olasılıkla Sarıyer ve Silivri arasında gidip gelen bir düşünce var. Sarıyer'de kendilerine uygun bir arazi bulamamışlar. Silivri'de buna uygun ne kadar yer varsa bir envanterini çıkararak ve fotoğraflayarak, üniversitenin burada kurulmasını sağlamayı amaçlıyoruz. Bu konuda ciddi destekler alıyoruz. Öyle bir talep oluşmuş. Tercih edilen yer biziz. Almanya Büyükelçisi ile görüşeceğiz. Üniversiteyi Silivri'ye kazandırabilme ihtimalimiz yüksek.
"İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İLE
GÖRÜŞMELERİMİZ DEVAM EDİYOR"
İstanbul Üniversitesi'nin burada bir talebi söz konusu oldu. Bizden gelecek olan kolaylaştırıcılıktan sonra ancak olabileceğini düşündük. İki üç tane fakültenin burada kurulmasını istiyorlar. Biz ona dönük alt yapı, arazi üretme çalışmalarımızı kendilerine ilettik. Kurumsal anlamda ilerlememiz ve görüşmemiz söz konusu.
"İBRAHİM ARIKAN ÜNİVERSİTESİ SÖZ KONUSU"
İbrahim Arıkan Üniversitesi gündemde. Kendisine açık bir zemin oluşturduk. Bu ay içerisinde YÖK'ten iznini alıyor. Üç tane üniversitenin hangisi olursa öncelikleri bizim için fark etmiyor. Ulusoy firması da üniversite projesiyle ilgileniyor. Silivri için bu üç proje çok önemli. Onların hayata geçmesi hepimizin ortak arzusu."
"YARIM HAZIRLIKLA ÇIKILAN SAVAŞTA BAŞARI BEKLEMEYİN"
Işıklar, seçim vaatlerine ilişkin soruya da Atatürk'ün "Yarım hazırlıkla çıkılan savaşta başarı beklemeyin" sözüyle yanıt verdi.
"YARIM HAZIRLIKLA ÇIKILAN
SAVAŞTA BAŞARI BEKLEMEYİN"
Atatürk'ün çok beğendiğim lafı var; "Yarım hazırlıkla çıkılan savaşta başarı beklemeyin." Önce karargahtır bunu sabırla, inatla hazırlayacaksınız. Yarım hazırlıkla başlanmış bir işi tamamlama şansımız yoktur. Bir şeyleri dalgalanmaya, kendi doğal akışına bırakacaksınız. Bir şeyler kendi kendiliğinden oluşmaya, ip uçlarını göreceksiniz ondan sonra müdahaleci olup onları bir araya getirmeyi planlayacaksınız. Karar verilen yerde düşünce durur. Ben masaya vurup "böyle olsun" dediğim zaman o konu hakkında kimse düşünmez. "Nasıl yapalım arkadaşlar" dersem düşünülür bu süreçteyiz. Bunları konuşuyoruz her arkadaşımın düşüncesini önemsiyorum gerekirse, birden bire acil karar vermekten özellikle kaçınıyorum. Kamuoyunu dinliyorum, muhtarları dinliyorum, beldeleri gezindik, şoförlerle toplandık, spor kulüplerinle toplandık, okul aile birlikleriyle toplandık bıkmadan usanmadan toplumun bütün kesimlerini dinliyorum. Bütün köyler gezildi planlama aşamasında. İlk defa gazetecileri Silivri hakkında ne düşünüyorsunuz diye beraber toplandık, kamu kurumları toplandık ismini sayamıyorum o kadar çok süreç geçiyor ki bazıları gerçekten not alıp basına medyatik olsun diye bilgi vermeyi unutuyorum. Çünkü işimiz yapılması gereken bir şey dinleme, öğrenme, bilgi toplama ve bu bilgiyi bir yerde toplayıp çok yerde kullanılabilir düzeneği kurma aşamasındayız bu öyle kolay bir süreç değil. Yerin üstünde ne olduğunu bilme ve bunu nereye taşıyacağını konuşma, bizim yapacağımız en büyük proje bu kentin sosyal dokusunun çıtasının yüksek hemşeri bilincinin insan kalitesine katkı yapmaktır. Bunun ortamının atmosferini yaratmaktır, yapılacak olan her iş bunun detayıdır, bunun teferruatıdır, destekleyen unsurlarıdır.
"YÖNLENDİRİCİ DEĞİL,
KOLAYLAŞTIRICILIĞI
ORTAYA KOYMALIYIZ"
Ama biz temel bir şeyi ortaya koymak zorundayız. Açık, saydam, güvenilir bir imajı yapıyı ortaya koymak zorundayız. Yönlendirici değil, kolaylaştırıcılığı ortaya koymalıyız, kentin bütün dokusunu bütün anlayışlarını dinleyebilme, hazmedebilme, bunun birbirine tahammül edebilme sınırlarını genişletmeyi ortaya koymalıyız. Bundan daha büyük proje olamaz. Benim iddiam bu kendiliğinden domino etkisi yapacaktır. Bir çok şeye biraz sabır bekliyorum bu süreci yaşıyoruz. 60 aylı 2 ayı konuşuyorum bunların hayata geçme süreçleri konusunda bir mutfak hazırlığı konusunda sabırlı olmak lazım. Birinci bir disiplin içinde kafamda tam oturtmadan, temel, bilimsel, uygulanabilir ayağını kurmadan harekete geçme taraftarı değilim. 2 ay içinde ben pırıltısız, amacı olmayan bir başarı yerine pırıltılı bir başarısızlığı da tercih ederim risk alarak, önemli olan için de pırıltı olacak yaratıcılık, farklılık, başkalaştırma, standartları yükseltme, kaliteyi arttırma amacını taşıyan bir başarısızlığı tercih ederim 2 tane günü birlik yerine."
AKP'NİN SAHİL PLANI
AKP'nin yerel seçimlerde kaybettiği sahil kentlerini ele geçirmeyi hedeflediği yasa taslağı ile ilgili yöneltilen soruya cevap veren Işıklar, "Tüm yerel dinamikler bu bölgelerde yasayan insanlar ve belediye meclisinin encümenleri devre dışı bırakılmış olacaktır. Bence bu karar sürecinin Büyükşehir'in 5216 sayılı yasasıyla uyuşmuyor. Taslak yasallaşsa bile bu haliyle Anayasa Mahkemesi'nden döner. Zaten Büyükşehir Belediye sınırları içinde olan belediyeleri tanımlamıyor. Yasa genelde tatil beldeleri ve rantı yüksek bölgeleri kapsıyor. Üst plan acısından yarar da olabilir. Kontrol bakımından çünkü İspanya'da, İtalya'da, Fransa'da böyle çözüldü sorunlar. Merkezi yapının müdahalesi bazen çok gerekli olabiliyor ama tabi bunun belli bir kontrolle yapılması lazım o konuda Silivri'nin etkileneceğini zannetmiyorum. Yasanın şekli netleştiği zaman daha iyi ortaya çıkacak tahmin ediyorum. Bizimle ilgili değil o bizi kapsamıyor."
DOLGU ALANLARIN AKIBETİ
Dolgu alanları ile ilgili de sorulara da cevap veren Işıklar, "Dolgu alanlarıyla ilgili Büyükşehir Belediye Meclisi'nde de söz aldım. Dolgu alanında bizi ilgilendiren 5 yerimiz var. 2007 yılında Büyükşehir Belediyesi 5216 sayılı yasanın 75. maddesi gereğince yanılmıyorsam "kıyıdan dolgu alanların Büyükşehir Belediyesi'nindir" diye tanımlamış. Yetki orda kıyıdan dolgu alanların dışında itfaiye, kanal ve fen işleriyle ilgili su, İSKİ'ye geçti mezarlıklar ve işletmeler mezbaha vardı Değirmenköy'de. Otomatik olarak İBB'ye geçiyor mecbur. Ana arterlerdeki ulaşım, otoparklar bile Büyükşehir Belediyesi'ne geçmek zorunda. Yasanın hükmü böyle.
2007 yalında yasa prosedürü otomatik olarak işlemiş. Silivri Belediyesi de o dönem bir protokol yapmış, "10 yıllığına bize bırakın" diye talep iletmiş. Çok güzel bir protokol doğru gördüm protokolü biz de aynısını yapardık. Yani "siz burasını almayın biz işletelim" demişler ve protokol yapılmış. Bu protokole göre işletmeler yerlerini Hazine'den kiralamış, belediyeye de bir faydası yok. Ciddi bir parasal durumu yok, Hazine'den kiralandığı için Mal Müdürlüğü'ne ödüyor. 2009 Şubat ayında da bu protokol iptal edilmiş. Biz de o noktada gittik müdahale ettik. Hatta Metin beyle de görüştüm. 10 yıllık protokol yapılmış 2 yılda iptal ediliyor. Daha sonra Ak Parti'nin Grup Başkan Vekili Ahmet Selamet bizzat aradı "Bunda politik bir münazaa yok sakın yanlış anlamayın" dedi. Şubat ayında verilmiş dilekçe dedim, doğru söylüyorsunuz. Biz bunu zaten öyle anlamıyoruz, bizden alınıyor gibi bir şey yok 2.ayda verilmiş meclise inmiş daha seçim olmamıştı. "Genel bir karar alınmış tek istisna Büyükçekmece var" dedi onunda süresinin bitmesine çok az kaldığı için iptal etmemiş. Oranın da biteceğini söyledi. Ben de yasa gereğidir bunu alabilirsiniz bizim buna engel olma veya dava açıp durdurma gibi bir yetkimiz, hakkımız da yok çünkü yasa reddetmiş diye söyledim.
Ama şunu teklif ettim 'Bu protokolü devam ettirelim. Olmuyorsa illaki iptal edilecek bu kararı da sayısal çoğunluk da sizde olduğuna göre şunu ön görelim; burası işletmecilerde kalsın hiçbiri bizim akrabamız, tanıdığımız değil'. Üzüldüğümüz burası yıkılırsa gençlerin dinlenme, eğlenme yeri, çekim merkezi oluşmuş. Rahatsızlık vermiyor, hoş bir görüntüsü var. Gerekirse biz de düzenleyelim, katkı yapalım, çevre şartlarını düzenleyelim bunlar işlesin dedik. Tek ricamız buradaki işletmeler devam etsin.
"YENİ YEŞİL ALANLAR YARATACAĞIZ"
Silivri'de yeni yeşil alanları çoğaltıyoruz buna benzer işletme kurulacak yerleri kendimiz yapıp, işletmecilere vermeyi planlıyoruz. Bunu da 100. günde söyleyeceğim nerelerin olduğunu. Eğer orası kapatılıp yıkılıp dalgakıran gibi bir hale gelirse mezbelelik olur. Bu haliyle işletilmesini istiyoruz, elimizde yetki anlamında ne varsa onu yapacağız. Nüfus farkı yaratmak için işletmelerini bu işi bilen, eğitimini almış ya da tecrübesi olan yapabilir bulduğumuz arkadaşların talip olmasını isteyeceğiz. Silivri'de gece günüz nüfus farkını çoğaltalım."
Alipaşa'nın mahalle olmasıyla Silivri'ye geçen 320 dönümlük arazinin plan değişikliği yapılarak üniversiteden ve fabrika alanı olarak işletildiği hatırlatılarak bu konuda belediyenin herhangi bir müdahalesi, çalışması var mı" sorusuna yanıt veren Işıklar, "Şu anda bir müdahale söz konusu değil devam eden süreç işliyor" derken Planlama Müdürü Berrin Papila şu bilgileri verdi: "320 dönümlük alanın 1/5000 ile 1/1000 ölçekli planı yapılmıştı. Üniversite, konut, sanayi ve ticaret alanı diye planlandı burası çok amaçlı bir fonksiyonu vardı. Bu fabrikayla ilgili işlem olmasa da TOKİ'ye devri sağlandı. TOKİ plan yapma ve yaptırma yetkisine de sahip olduğu için başka bir planla amaçlanması durumunda kendi planını yapabilecektir. Yetki onlarda yere de sahip almış oldular. Arsa Ofisi'yle Toplu Konut İdaresi birleştirildi. Arsa ofisi yetkileri kamu adına arsa toplamak, üretmek yetkisi toplu konuta devredildi."
"İETT GELSE DE FİYAT DÜŞMEYECEK"
İETT otobüsleri ile ilgili bilgi veren Zafer Ercan şunları söyledi: "İETT'nin 2 tane devam eden servisi var. Bir sabah bir de aksam üzeri İETT'nin İstanbul genelindeki tüm ulaşım hizmetlerini sadece İETT kendine ait araçlarla yapmıyor. Yaklaşık 5000 civarında halk otobüsü çalıştırıyor. 155 İETT'nin kendine ait otobüsleri geri kalanını da özel halk otobüsleri dolayısıyla İETT otobüs alım finansmanını bir yerde özel sektörü de işin içine katarak sağlamaya çalışıyor. İETT'nin genel ulaşım politikası İstanbul'daki yine de bildiğiniz gibi halkın şikâyet ettiği konu yetersiz otobüs oluşundan değil de fiyatların yüksek olmasından. Bildiğiniz gibi İETT de geldi aynı özel halk otobüslerinin tarifesini uyguluyoruz. Dolayısıyla bu sayıyı arttırsak da fiyat aşağıya düşmeyecek. Bu tarifeyi de İETT Genel Müdürlüğü veriyor, yaptığımız görüşmelerde de anlatılan hep Silivri Tuzla Cevizli bağ hatlıda yaklaşık 50 km oluğunu ama tek biletle geldiğinden bahsedilir. Burada şöyle bir fark olduğu söylenir hep Tuzla'dan kalkan bir özel