
AK Parti Silivri Belediye Meclis Üyesi Salim Çavdar, Metropol FM'de katıldığı yayında mevcut yönetimi eleştirerek, “Belediye başkanlığı sınavı göreve başladığınız gün başlar. Ve biz bu sınavın doğru verilemediğini görüyoruz. Silivri'nin çözüme, hizmete ihtiyacı var; polemiklere değil” dedi.
(2. bölüm)
AK Parti 2. Dönem Silivri Belediye Meclis Üyesi Salim Çavdar, Kamil Bilici'nin sunduğu “Bir Gündem” programının ikinci bölümünde Silivri siyasetinin sıcak başlıklarını değerlendirdi. Belediye bütçesinin yönetiminden ihale tartışmalarına, yangınlara karşı alınması gereken önlemlerden festival harcamalarına kadar birçok konuda görüşlerini dile getiren Çavdar, “İyi bir insan olmak, iyi bir yönetici olmak anlamına gelmiyor. Silivri'de yönetim anlayışı ciddi şekilde sorgulanmalı” dedi.
Çavdar ayrıca AK Parti İlçe Başkanı Sami Barlas ve partiye yeniden katılan Metin Karakaş hakkında da olumlu değerlendirmelerde bulunarak, “Tecrübeli kadrolarla Silivri'ye güzel hizmetler kazandıracağımıza inanıyorum” mesajı verdi.
“MÜTEAHHİT ALACAĞINA KARŞILIK ARAZİ ALDI, BELEDİYE GELİR KAYBETTİ”
Kamil Bilici: Spor Adası konusunu açabilir mısınız?
Salim Çavdar: Şöyle… Spor Adası projesini, ihalesini alıp inşaatını yapan müteahhit firma seçimlerden sonra aylarca, hatta belki bir yıl boyunca ödemesini alamıyor. Sonrasında Silivri Belediyesi'nin arsa satış ihalelerine giriyor, bu arazileri ihaleyle alıyor. Ardından da belediyeyle mahsuplaşma yapılarak, bu alacak kapatılıyor. Yani hiçbir nakit ödeme yapmadan Silivri Belediyesi'ne ait taşınmazlar el değiştiriyor.
Tabii hakkı neyse alıyor, sonuçta borcuna karşılık mahsuplaşma yapılıyor. Ama şu da bir gerçek: Belediye aslında gelir elde etmek için bu arsaları satışa çıkarıyor, fakat bu şekilde gelir elde edememiş oluyor. Öbür taraftan da bir borç bu şekilde kapanmış oluyor.
Evet, bunlar yönetimsel anlamda çok sağlıklı uygulamalar değil. Bir müteahhite bu kadar uzun süre ödeme yapılamıyor olması ciddi bir sıkıntıdır. Biz bunu görüyoruz: Şu anda müteahhitler belediyenin kapısında, koridorlarında bekliyor. Bu durum böyle devam ederse, bir süre sonra Silivri Belediyesi iş yaptıracak müteahhit bile bulamaz hale gelir.
Kamil Bilici: Ve alacağı olan diğer müteahhitlere de bir yöntem göstermek gibi bir sonuç ortaya çıkıyor herhalde. Yani Spor Adası müteahhidi, tarlalar ve arsalarla bu işi mahsuplaştırıyorsa, “Biz de yapalım” arzusunda olacak insanlar çıkacaktır.
“90 MİLYON LİRAYI FESTİVALE DEĞİL, YATIRIMA HARCASANIZ SPOR ADASI BİTERDİ”
Salim Çavdar: Aynen öyle… Geçtiğimiz yıl sadece Silivri Belediyesi'nin reklam ve özel kalem harcamaları 90 milyon TL idi. Bakın, bu parayla Spor Adası projesini bitirebilirsiniz. Kültür Merkezi'nin kaba inşaatını çok rahatlıkla tamamlarsınız.
Biz bunları eleştiriyoruz ve kimse de bize kızmasın. Biz “festival yapmayın” demiyoruz. Elbette festivaller yapılsın; vatandaşların eğlenmesi, nefes alması, sosyal etkinliklere katılması önemli. Ama bu tür organizasyonlar yapılırken har vurup harman savrulmamalı.
2024 yaz aylarından bahsediyoruz: Bir sanatçıya 5 milyon TL ödeme yapıldıysa burada durup düşünmemiz gerekir. Bu kaynaklar doğru planlansa, Silivri'nin ihtiyaç duyduğu projeler için ciddi mesafe alınır.
“HER MAHALLEYE 5 MİLYONLUK SANATÇI GETİRMEK ZORUNLU DEĞİL”
Biz bunları bir yıl önce de dile getirdik. Eleştiriyoruz çünkü doğru bulmuyoruz. Daha hesaplı, daha planlı hareket edilmeli. Silivri'ye elbette çok iyi sanatçılar gelsin, buna kimse karşı çıkmaz. Ama her etkinlik alanına da en pahalı sanatçıları getirmek zorunda değilsiniz.
Bir akşam büyük bir isim sahne alabilir, ama diğer günlerde yerel sanatçılarımıza, değerli müzik öğretmenlerimize, öğrencilerimize de fırsat verilebilir. Silivri'de gerçekten çok kıymetli yerel isimler var. Bunlar desteklenmeli.
Ama siz kalkıp da kapatılan köylerden mahalleye dönüşen yerlere bile 5 milyon TL verip bir sanatçı çıkarırsanız, biz buna itiraz ederiz. Çünkü bir yanda bu harcamalar yapılırken, diğer yanda Silivri Belediyesi'nin ciddi parasal sorunları var. Üstelik bu sıkıntılar gün geçtikçe de büyüyor. Bakalım, bunları nasıl çözecekler, hep birlikte göreceğiz.
“SİLİVRİ BELEDİYESİ ARTIK SGK BORÇLARINI ÖDEYEMEZ HALE GELDİ”
Biz bu işi sıkı sıkıya takip ediyoruz. Şunu da açıkça söyleyeyim: Silivri Belediyesi, uzun yıllar sonra ilk kez SGK borçlarını ödememeye başladı. Maalesef bu durumu geçtiğimiz aylarda yapılan belediye meclis toplantısında kendileri de itiraf ettiler.Başkan sürekli mecliste “İller Bankası kesinti yapıyor” diyordu. Ama biz konunun altına baktığımızda gördük ki, yapılan kesinti aslında SGK'ya ödenmesi gereken tutarın çok daha altında. Yani bu durum sadece İller Bankası kesintisiyle açıklanabilecek bir mesele değil.
Ve şu anda geldiğimiz noktada, Silivri Belediyesi artık Sosyal Güvenlik Kurumu'na borçlu hale gelmiş durumda. Bu kabul edilebilir bir tablo değil. Ciddi bir finansal alarm sinyalidir.
“VALİLİK DESTEKLERİNDEN DE MAHRUM KALMA RİSKİ VAR”
Kamil Bilici: Önceki dönemden bilgim olduğu için paylaşmak isterim. Kaymakamlık üzerinden Valiliğimize ödenmesi gereken Turizm Fonu altında yaklaşık 71 milyon TL'lik bir borç vardı. Bu borcun ödenmesi sayesinde Mübadele Evi ve bugün eski belediye binasının valilik tarafından yapılması mümkün oldu. Ama şimdi, ödemeler aksadıkça bu tür katkılardan da yoksun kalma riski doğuyor.
Salim Çavdar: Evet, Mübadele Evi örneği tam da bu durumu anlatıyor. Valiliğin bir fonu var ve bu fonu düzenli ödemelerini yapan belediyelere kullandırıyor. Bu sayede Valilik yatırım yapıyor. Şu anda çarşı merkezinde, tarihi belediye binasında yürütülen restorasyon çalışmaları da yine bu fon üzerinden gerçekleştiriliyor.
Bunlar olumlu, güzel işler. Belediyenin “Valiliğe hiçbir borcumuz yok, ödemelerimiz eksiksiz, karşılığında da bu yatırımları alıyoruz” diyebilmesi gurur verici olurdu. Ama maalesef bu güzellikleri yavaş yavaş kaybetmeye başladık.
“İYİ İNSAN OLMAK, İYİ YÖNETİCİ OLMAK ANLAMINA GELMİYOR”
Burada şunu da değerlendirmek lazım. Bora Bey, Silivri'de hemen herkesin tanıdığı bir isim. Uzun yıllardır burada; esnaflığı var, siyaset geçmişi var. Zaten kendisi de “15 yıllık siyasi ve yerel yöneticilik tecrübem var” diyerek bunu her platformda dile getiriyor. Biz de tanıyoruz, kendisinin iyi bir insan olduğundan da şüphemiz yok.Fakat iyi bir insan olmak, iyi bir yönetici olabileceğiniz anlamına gelmiyor. Bu ikisi birbirinden çok farklı şeyler. Yönetici olduğunuzda, bunu nasıl icra ettiğiniz önemli. 15 yıllık bir tecrübeniz olabilir ama bu sizi doğrudan iyi bir belediye başkanı yapmaz.
Ben bunu şuna benzetiyorum: Herkes 4+4+4 sistemiyle 12 yıl okuyup lise mezunu oluyor ama biri üniversite sınavına girip Boğaziçi'ni kazanıyor, Türkiye birincisi oluyor; diğeri ise 2,5 milyon kişi içinde sonuncu oluyor. İkisi de lise mezunu ama aralarında ciddi fark var.
“BELEDİYE BAŞKANLIĞI SINAVI DA KOLTUĞA OTURDUĞUNUZDA BAŞLAR”
Belediye başkanlığı sınavı da koltuğa oturduğunuzda başlar. Ve biz şu anda o sınavın maalesef doğru şekilde verilemediğini düşünüyoruz. Tabii önümüzde daha 3,5-4 yıllık bir süreç var. Umuyoruz ki bu hatalardan ders çıkarılır. Silivri'nin hizmete ihtiyacı var. Polemiklere, reklam çalışmalarına değil… Ciddi anlamda çözüme ihtiyaç duyan sorunlarımız var. Nüfusumuz her geçen gün artıyor, yaz aylarında ise bu sayı katlanıyor.
“BU BÜTÇEYLE YIL SONU GELMEDEN EK BÜTÇE KAÇINILMAZ OLACAK”
Kamil Bilici:Geçen dönemin Plan ve Bütçe Komisyon Başkanı olarak yeni dönemde son yapılan bütçeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Salim Çavdar: 2019-2024 döneminde, Volkan Bey zamanında Silivri Belediyesi daima bütçe fazlası verirdi. Hiç borçlanmanın olmadığı, mali disiplinin güçlü olduğu bir yönetim vardı. Şimdi ise durum değişti. Biz, mevcut bütçenin doğru planlanmadığını, harcamaların da doğru önceliklendirilmediğini düşünüyoruz.Niçin böyle söylüyoruz? Az önce de ifade ettim: Reklam bütçesi 90 milyon TL ama kentsel dönüşüme ayrılan bütçe birkaç milyon TL. Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü'nün bütçesi doğru dürüst kullanılmamış. Fen İşleri Müdürlüğü gibi asfalt, kaldırım, yol, altyapı işleri yapan icracı bir müdürlük, 2024 yılı bütçesinin sadece %60'ını kullanmış. Bu da demek oluyor ki acil bekleyen sorunlar için kaynak harcanmamış ama başka alanlarda gereksiz harcamalar yapılmış.
Biz de bunları gördük, eleştirdik. Böyle bir bütçe anlayışıyla açıklar da artar, mali denge de bozulur. Doğru bir yapılanma yok. Zaten geçen yıl ekim ayında da ifade etmiştim: Eğer bu anlayışla devam edilirse Silivri Belediyesi bu yılı mevcut bütçeyle bitiremez, ek bütçe yapmak zorunda kalır. Bugün de aynı görüşteyim.
Ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız gerekiyor. Gelir ve gider dengesini koruyamazsanız, sonrasında “İller Bankası'ndan para az geliyor, giderlerimiz arttı” gibi gerekçeler bulursunuz. Ama siz 500 fazla personel alırsanız, SGK primlerini ödemezseniz, sonra İller Bankası zaten kesinti yapar. Bu durumda o bütçeyle altından kalkma şansınız da kalmaz.
“UMARIZ BU YAŞANANLAR SİLİVRİ İÇİN KAYIP YILLAR ANLAMINA GELMEZ”
Umarız bu yaşananlar Silivri için kayıp yıllar anlamına gelmez. Derhal ders çıkarılır ve bir an önce toparlanma sürecine girilir.
“TARİHİ YANLIŞ ATILMIŞ BİR İHALE Mİ, BİLİNÇLİ YAPILMIŞ BİR İHLAL Mİ?”
Kamil Bilici:Son günlerde kamuoyunun da dikkatini çeken konulardan biri, 27 Temmuz tarihli bir ihalenin 27 Haziran'da gerçekleşmiş olması. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsun?
Salim Çavdar: Tabii, bu konuyu Belediye Meclisi'nde gündem dışı söz alarak da dile getirdim. Kısaca özetleyeyim: 27 Temmuz'da yapılacağı duyurulan bir ihale, aslında 27 Haziran'da yani tam bir ay önce yapılıyor. İşin garip tarafı şu: Bu ihaleye bazı katılımcılar giriyor, teklif veriyor ve hatta ihaleyi alıyorlar!
Konu, 20 adet taşınmazın kiralanmasına ilişkin bir ihale. Biz de dedik ki: “Bu nasıl mümkün olabilir?” Hadi siz tarihi sehven yanlış yazdınız diyelim, peki ihaleye girenler de mi tarihi yanlış anladı? Burada çok ciddi bir çelişki var.
İki ihtimal var: Ya bu bilinçli yapılan bir işlem ya da gerçekten sehven yapılan bir hata. Ama her iki durumda da ortada vahim bir tablo var. Yani Silivri Belediyesi yönetilemiyor mu? Bir ihale tarihini dahi doğru yazamıyorsanız ya da yazılan tarih bilinçli olarak çarpıtılıyorsa, bu yönetim kabiliyetiyle ilgili ciddi bir sorun olduğunu gösterir.
Ayrıca bu tür durumlar, Türk Ceza Kanunu'nda açıkça tanımlanmış suçlardır. TCK 235 ve 236. maddeler bu tür ihalelerdeki usulsüzlükleri açıkça düzenliyor. Belediyede bu evraklar memur, müdür, başkan yardımcısı, encümen üyeleri ve en sonunda da Belediye Başkanı tarafından imzalanıyor. Hiç kimse mi tarihe bakma ihtiyacı hissetmedi?
“SİLİVRİ BELEDİYESİ'NİN YÖNETİM ANLAYIŞI ARTIK CİDDİ ŞEKİLDE SORGULANMALIDIR”
Bu işin gerekçesi ne olursa olsun, yapılan açıklamada bunun bir hata olduğu ve soruşturma açılacağı söylendi. Ama biz bu durumu, az önce bahsettiğimiz yönetim zaaflarının bir örneği olarak görüyoruz. Bu ihale ister bilinçli yapılmış olsun ister sehven, neticede Silivri Belediyesi'nin yönetim anlayışı artık ciddi şekilde sorgulanmalıdır.
“YANGIN SADECE TOPRAĞI DEĞİL, HEPİMİZİN CANINI YAKTI”
Kamil Bilici: Silivri gündemlerinden bir başkası da ciğerimizi yakan konulardan biri. Geçtiğimiz günlerde Çanta'da yaşanan, özellikle orman alanını etkileyen yangın… Aileniz Çanta'lı, neler söylemek istersiniz?
Salim Çavdar: Öncelikle bizi dinleyen, selam göndermeyi ihmal etmeyen herkese buradan sevgilerimi gönderiyorum. Evet, yangınlar gerçekten çok üzücü. Hele ki böylesine büyük bir felaket Çanta gibi bize çok yakın bir yerde olunca daha da derinden etkiliyor. Burası annemin köyü diyeyim… Yangın esnasında biz de adeta yandık.
Hektarlarca orman arazisi, tarım alanı kül oldu. Birçok kişinin yıllarca emek verdiği tarlalar zarar gördü. Ama burada sadece arsa ya da tarla sahipleri değil, tüm vatandaşlar olarak bizlere görevler düşüyor. Yaz aylarında özellikle sigara izmaritleri, mangal yakılması, kaynak işleri gibi yangına sebebiyet verebilecek tüm davranışlardan kaçınmamız gerekiyor. Çok küçük dikkatsizlikler, büyük felaketlere yol açabiliyor.
Bu birkaç aylık dönemde — Temmuz, Ağustos, Eylül — hepimiz biraz daha dikkatli olsak, kışa kadar bu tarz risklerin önüne geçebiliriz. Özellikle çiftçilerimize ve muhtarlarımıza da burada iş düşüyor. Tarlaların çevresini sürerek en azından yangının başka parsellere sıçramasını engelleyecek tedbirler alınabilir.
O gün şunu da gördük: Silivri Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, çevre ilçelerin itfaiyeleri, Tarım ve Orman Bakanlığı ekipleri, helikopterler, uçaklar, BOTAŞ personeli… Herkes oradaydı, büyük bir mücadele verildi. El birliğiyle, canlarını tehlikeye atarak o alevlerle savaştılar. Tüm emek veren, ter döken, hayatını riske atan herkese bir kez daha teşekkür ediyorum.
Üstelik bu yangın, Yoğurt Festivali'nin ilk günü akşamına denk gelmişti…
“FESTİVAL DEMEK SANATÇI GETİRMEK DEĞİL, ÜRÜNÜ TANITMAK OLMALI”
Kamil Bilici: Festivallerle ilgili neler söylersiniz?
Salim Çavdar: Yani şöyle… Festival demek sadece sanatçı getirip şarkı söyletmek midir? Aslında bu soruyu kendimize sormamız gerekiyor. Değirmenköy Domates Festivali sadece müzikle mi yapılabilir? Geçtiğimiz hafta Meclis'te Grup Başkanvekilimiz Celalettin Yazıcı da sordu: “Silivri Yoğurt Festivali vardı ama yoğurt neredeydi?” dedi. Çok yerinde bir tespitti.
Şimdi, Değirmenköy'de domates festivali yapıyoruz, Kadıköy'de karpuz, Sayalar'da biber, Selimpaşa'da bamya ve topatan kavun festivali düzenliyoruz… Buradaki asıl amacımız ne? Bu ürünlerimizi İstanbul'a, Türkiye'ye tanıtmak mı? Yoksa sadece sahne kurup hemşehrilerimizi eğlendirmek mi? Buna net karar vermemiz gerekiyor.
Bir kriter belirlenmeli, bir limit konulmalı. “Silivri Belediyesi'nin bu yılki festival bütçesi şu kadardır” denilmeli. Buna göre planlama yapılmalı. Ama şu anda bu işin ucu açık. Çünkü bu popülist bir alan — herkes mutlu oluyor: Vatandaş eğleniyor, sosyal medya coşuyor ama işin sonunda çok ciddi paralar harcanıyor.
Ben de diyorum ki: Aklıselim insanların bir araya gelip bu konuda ortak bir anlayış oluşturması şart. Sınırsız harcama değil, planlı ve kontrollü etkinlikler yapılmalı. Biz festivallere evet diyoruz ama sınırsız sanatçı harcamalarına mutlaka bir sınır getirilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Domatesimizi tanıtmak istiyorsak, ne gerekiyorsa yapalım; reklam mı, organizasyon mu? Ama bunu sadece bir sanatçı getirerek yapabileceğimize inanmak doğru değil. Gerçekten neye hizmet ettiğimizi iyi düşünmeliyiz.
“SAMI BARLAS, AK PARTİ'YE YENİ BİR ENERJİ KATTI”
Kamil Bilici: 2024 seçimleri sonrasında muhalefet partileri olan MHP ve AK Parti'de bayrak değişimleri yaşandı. Özellikle mensubu bulunduğum AK Parti'de, Sami Barlas ilçe başkanlığı görevine geldi. Hızlı bir giriş yaptı, gerekli temaslarını sürdürüyor, çalışıyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz bu süreci?
Salim Çavdar: AK Parti'deki seçim sonrası değişimi şöyle okumak lazım… Partilerin belirli periyotlarda bu tür bayrak değişimlerini gerçekleştirmesi doğaldır. Kongre süreçleri, teşkilat yapılanmaları bunların bir parçasıdır. Daha önce Mutlu Bozoğlu başkanımızla, ardından Ekrem Pamuk başkanımızla çalıştık. Şimdi de bu nöbet, Sami Barlas'a devredildi.
Sami Başkan'la zaten önceki dönemde 5 yıl boyunca birlikte meclis üyeliği yaptık. Aramızda sadece siyasi değil, aynı zamanda bir abi-kardeş hukuku da var. Kendisi Silivri'yi çok iyi tanıyor, tüm dinamiklerine hâkim biri. Ekrem Pamuk'tan devraldığı bayrağı daha da ileriye taşıyacağına inanıyorum.
AK Parti Meclis Grubu olarak biz de elimizden gelen tüm desteği vermeye çalışıyoruz. Bu tür değişimlerin gerekli olduğuna inanıyorum; çünkü siyaset bir heyecan ve motivasyon işidir. Heyecanını ve dinamizmini yitirenlerin yerini, daha enerjik, daha vizyoner kadroların alması gerekiyor.
Sami Başkan bu anlamda hem motive hem de çok yönlü bir siyasi duruş sergiliyor. Ekibiyle birlikte çok güzel işler yapacaklarına inanıyorum. Şu anda bakanlıklarla sıkı temas hâlindeler, Silivri için bazı projeleri de yakında kamuoyuyla paylaşacak. İnşallah bu süreç, Silivri'ye güzel eserler kazandıracak sonuçlara vesile olur.
“METİN KARAKAŞ'IN YUVAYA DÖNÜŞÜ BİZİ GÜÇLENDİRDİ”
Kamil Bilici: Eski ilçe başkanlarından, AK Parti'nin Silivri siyasetinde yakından tanınan isimlerinden biri olan Sayın Metin Karakaş'ın yeniden partiye katılması “yuvaya dönüş” olarak değerlendirilebilir mi? Siz nasıl yorumluyorsunuz?
Salim Çavdar: AK Parti 22-23 yıldır iktidarda ve Türkiye'nin en büyük siyasi hareketlerinden biri olmasının yanında, aynı zamanda en büyük sivil toplum yapılarından biridir. Bu süre zarfında Silivri ilçe siyasetinde de bizden yaşça ve siyasi anlamda çok daha tecrübeli birçok büyüğümüz görev aldı, hizmet etti.Metin Karakaş Başkanımız da bu kıymetli isimlerden biridir. Gerek Belediye Başkan Yardımcılığı döneminde gerekse İlçe Başkanlığı döneminde partimize önemli katkılar sundu. Partimizin sevilen ve saygı duyulan isimlerinden birisidir.
Bugün Sayın Cumhurbaşkanımızın da yerelde vurguladığı gibi, AK Parti küskünlerle, kırgınlarla yeniden bir araya gelerek güçlü bir kadroyla yoluna devam etme iradesi gösteriyor. Bu açıdan Metin Karakaş Başkanımızın yeniden partimize katılması bizim için sevindirici bir gelişme.
Ben, onun gibi geçmişte bu partiye emeği geçmiş isimlerle beraber çok daha güçlü olacağımıza inanıyorum. Kendisinin yerel yöneticilik tecrübesi oldukça yüksek. İnşallah onun destekleriyle, hep birlikte Silivri'de güzel işlere imza atarız. Hayırlı, güzel ve faydalı bir süreç olmasını diliyorum.
“SİLİVRİ'YE HİZMET İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞIYORUZ”
Kamil Bilici: Son olarak hemşehrilerinize ne mesaj vermek istersiniz?
Salim Çavdar: Hemşehrilerimiz müsterih olsunlar. Bize verdikleri görevin farkındayız ve bu görevi, bize oy veren ya da vermeyen tüm Silivrililerin hakkını, hukukunu korumak üzere yerine getirmeye çalışıyoruz. Belediye meclisinde var gücümüzle çalışıyoruz.
Önümüzdeki 4 yıl boyunca da Silivri'ye hizmet etmek için elimizden geleni yapacağız. Özellikle merkezi hükümetin yatırımları noktasında halkımızın bizden beklentilerinin farkındayız. Bu konularda da sahada üzerimize düşeni yerine getirmeye devam ediyoruz.
İnşallah yakında güzel müjdelerle hemşehrilerimizin karşısına çıkacağız. Bu vesileyle tüm Silivrili vatandaşlarımıza saygı, sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum.
Sevginar SALİ