
Silivri’de bir ilk olanPİA Terapi Merkezi’nde danışanlarıyla buluşan Uzman Nigar Şentürk Şahin, çiftlerin ilişkileri ile ilgili ayrıntıları keşfetmeleri için önemli değerlendirmelerde bulundu.
"İLİŞKİ; KİŞİNİN KENDİNİ TANIMLADIĞI YER, AYNASIDIR”
Çiftlerin ilişkilerindeki açmazların yerini güven, sevgi ve huzura bırakması için gerekli olan iletişim şekilleri hakkında bilgi veren Uzman Nigar Şentürk Şahin’in açıklamalarıyla ilişkinizde zorlandığınız alanları görme fırsatı bulabileceksiniz. Şahin’in ilişkinin sağlıklı şekilde devam etmesi, uzlaşmazlıkların çözülebilmesi için işaret ettiği öneriler şöyle: "İlişki kişinin kendini tanımladığı yer; aynası… İnsanın varlığını hissettiği ve hissettirdiği sürekli devinen ve tüm duyguların yaşandığı derinlikleri olan bir yüzey. Kim olduğumuzu, nasıl olduğumuzu ve nasıl olmak istediğimizi ilişkilerimizle tanımlarız. Anne karnında başlayan hayat doğumla birlikte ayrılık travmasına dönüşür ve dünyaya gelişin ilk dakikalarında yaşanan duygusal acı tekrar annenin kollarında hafiflemeye başlar.
"BEBEKKEN KURULAN İLİŞKİ TÜM İLİŞKİLERE KOPYALANIR”
Daha yaşamın ilk aylarında bebek kendisiyle kurulan ilişkiden "Seviliyor muyum? Değerli miyim? İhtiyaçlarım karşılanacak mı? Güvenebilir miyim ?” sorularına cevap aramaya başlar. 0-1 yaş döneminde kurulan ilişki tüm ilişkilere kopyalanır. Hepimiz aslında bu dönemde kurduğumuz ilişkileri devam ettiriyoruz. Nasıl bir ilişki yaşayacağımız bu dönemde belirleniyor. Uzak ilişki mi? Yakın ilişki mi? Bağımlı mı, kopuk mu, bağlı mı, hırçın mı yoksa sakin mi, talepkar mı, pasif ve verici mi?
"İLİŞKİ TARZINIZI DEĞİŞTİRMEDİĞİNİZ MÜDDETÇE MAĞDUR OLMAYA DEVAM EDERSİNİZ”
Biz kurduğumuz ilişki hakkında hiç düşünmüyorsak, değiştirmeye ya da dönüştürmeye çalışmıyorsak, kendimiz hakkında iç görüye sahip değilsek, hep diğerlerini suçlayarak yaşamaya devam ediyorsak evet, hep mağdur olarak devam ediyoruz hayata. Ancak bizim ilişki tarzımız değişmediği için sürekli benzer şeyler yaşıyoruz ve kurulan cümle "Hep aynı şeyler yaşıyorum, herkes böyle davranıyor, ben hep kaybedenim.” düşüncesinden öteye gidemiyor. Siz aynıysanız sonuçta aynı olacaktır, değişim ancak pozisyon değişimiyle sağlanabilir.
"TERAPİ İNSANIN İÇİNDEKİ KÖR NOKTALARI ORTAYA ÇIKARIR VE YARALARINI SARAR”
Hayat bizleri sürekli değiştiriyor zaten. Yaşadığımız zorluklar hem gücümüzü hem de tahammülümüzü artırıyor. Aynı şeyleri yaşayabilmek için değişmez kalıplarımız olmalı. Bu kalıpları değiştirmekte öyle kolay olmuyor. Çünkü aynı anda hem değişen hem de değiştiren olabilmek zordur. Evet, kişi kendi içsel yolculuğunu başlatabilir. Kendi açmazlarıyla yüzleşebilir ama bunu profesyonel bir destek alarak daha hızlı, güvenilir ve konforlu bir şekilde de yapabilir. Bu noktada terapi devreye girer. Terapi insanın içindeki kör noktaları, dibe çeken bataklık alanları, problemin kaynağını ortaya çıkaran, yaraları saran ve kişinin kendi öz potansiyelini ortaya çıkaran bir süreçtir.
"SAĞLIKLI İLİŞKİ DANS EDEBİLEN İLİŞKİDİR”
İlişkide uyum ve ayar varsa ilişkinin akıcılığını devam ediyorsa, problemlere odaklanmak yerine yeni deneyimlere duygulara alan bırakabiliyorsak ilişki sağlıklıdır. Çünkü yürüyordur. Sağlıklı ilişki dans edebilen ilişkidir. Sürüp giden bir uyum ve ayar içinde, bazen yavaş bazen hızlı bazen önde bazen arkada bazen taşıyan bazen taşınan…
"BEN’Lİ, SEN’Lİ VE BİZ’Lİ CÜMLELERDEN UZAK DURULMALI”
İlişki ben’den ve sen’den ayrı olan, biz’in dışında soluklanan bir sistemdir. İlişkide "sen hiç bana…” ile başlayan cümleler kurmak çatışmayı doğurur. Bu yüzden ilişkiye kendimiz dışında bakabilmek, ben’li, sen’li ve biz’li cümlelerden uzak durmak gerekir.
"İLİŞKİDEN KONUŞMAK İLİŞKİNİN DIŞINA ÇIKMAKTIR”
İlişkilerimizde kimi zaman kafa karıştıran, kimi zaman huzursuz eden dönemler mutlaka yaşarız.İniş-çıkışlar her ilişkide olur. Ne yapacağımızı bilemediğimiz, bizi belli kararlar almaya iten bazı dönemler yaşarız. Bu noktada problemleri konuşarak çözmek gelir aklımıza. Ancak ilişkiden konuşmak ilişkinin dışına çıkmaktır. Dans durur ve talepler sıralanır. Bu talepler genellikle karşıdaki kişinin savunma duvarına çarpar ve yere düşer. "Beni anlamıyorsun, artık bana değer vermiyorsun, hatta beni sevmiyorsun” duygusu oluşmaya başlar. Misilleme zamanı gelmiştir ve O’nun yüzünden yaşadığımızı varsaydığımız duygularımızı öfkeyle O’na püskürtürüz. Kim bilir, bazen misliyle cevap alırız bazen de karşımızdaki cevapsızlık bizi ve O’nu boşluğa iter. Bir çözüm yolu olarak düşündüğümüz konuşarak anlaşma yolu, problemi artıran bir süreci başlatmış olabilir.
"İLİŞKİNİZİ BESLEYİN VE HEP YATIRIMDA BULUNUN”
Bu nedenle çiftlere ilişkileri hakkında konuşmayı önermiyoruz. Konuşmak yerine ilişkilerini nasıl besleyeceklerini düşünmeliler. Hiç kimseyi beslemek zorunda değilsin ancak ilişki beslenmeli. İyi insanlar kötü ilişkiler yaşayabiliyorlar bunun nedeni ilişkiye olan yatırımın azlığıdır. Yatırımda kendi eksiğimizi görmek karşımızdakinin de pozisyonunu değiştirecektir. Fakat kendi eksiğimizi kendi gözlerimizle görmek zor olabilir. Bu yüzden ilişkideki üçüncü bir şahıs, üçüncü bir göz gibi görüp düşünmek sağlıklı bilgi verebilir. İlişkide ne eksik, bunu üçüncü kişi olarak görün ve tamamlayın. Eğer tamamlanmıyorsa o zaman uzman yardımına ihtiyacınız var.
TERAPİDE İLİŞKİLER NASIL DEĞERLENDİRİLİR?
Şahin, ilişki uzmanı çiftlere nasıl yardımcı olur ve terapide neler yaparak ilişkiyi düzeltir sorularına da yanıt getirdi. "Yapılanmış bir ilişkide yabancılaşma, çatışma veya mutsuzluğa yol açan durumlar varsa ve kişiler çatışma çözümünde başarısız olmuşlarsa terapi arayışına geçmektedirler. Kişilerin problemlerinin doğası, bağlanma dinamikleri ile ilişkisi, karşılıklı etkileşmeleri ve bu etkileşimin uyumluluğuna bakılır. Bu durumun daha geniş sosyal ve yardımcı ağ ortamı, diğer bağlanma özellikleri, aile yaşam döngüsü evreleri, geçmiş-şimdi-gelecek zaman çerçevesi ve daha önemlisi giriştikleri çözümlerle ilişkisi değerlendirilir.”
Hazal BAŞARAN