
Cuma günkü Silivri programı kapsamında daha önce verdiği Hürhaber’e ziyaret sözünü yerine getiren Muharrem İnce’yi gazetemizde ağırladık. CHP’nin iddialı vekili gazetemiz için özel değerlendirmelerde bulunurken Yalova’da yıllarca yerel basında sürdürdüğü köşe yazarlığı macerasına atıfta bulunarak sektörün sorunlarını bildiğini ifade etti, önemine inandığını vurguladı.
İNCE: BU ÜLKENİN GELECEĞİNDEN KAYGI DUYAN HERKESİN BİR ARAYA GELMESİ LAZIM
Sevginar SALİ: Muharrem İnce’nin gözüyle Türkiye nereye gidiyor?
Muharrem İNCE: Türkiye karanlığa gidiyor. Gelir dağılımı adaletsizliği korkunç derecede artıyor. Türkiye’de hukuk yok oluyor. Adalet sistemi çöktü. Yargıya olan güven dip yaptı artık. Ve can, mal güvenliğimiz yok bu ülkede. Haberleşme özgürlüğümüz yok. Telefonlarımızın dinlendiğini kime sorsak söyleyecektir. ‘Avukat tutma, hâkim tut’ diye bir söz vardı. Bu Türkiye’de artık gerçek oldu. HSYK, Danıştay-Yargıtay seçimlerinde çarşaf çarşaf ilanlar… ‘Cemaatçi hâkimler şunlar’, ‘Hükümet yanlısı bunlar’, ‘Sosyal demokrat şunlar’… Bunlar utanç verici şeyler. Nasıl olur da hâkimler, savcılar belli bir siyasi düşüncenin adamı olabilirler? Bunlar kararlarını kanıtlara göre vermesi gereken insanlar, kanaatlere göre değil. Nasıl olur da yargı bu hale gelir doğrusu şaşkınım ben de. Türkiye’nin bu beladan kurtulması lazım. Bütün cumhuriyetçilerin, yurtseverlerin bu ülkenin geleceğinden kaygı duyan herkesin bir araya gelmesi lazım. Bu sadece CHP’nin sorunu da değil; AK Partililerin, AK Parti’ye oy veren yurttaşları da sorunu. Çocuklarımızın soruları çalınıyor. Hepimizin çoluk çocuğu var. Bunları sınavlara hazırlıyoruz. Birileri çıkıp bu soruları-cevapları alıyor, yandaşlarına peşkeş çekiyor. Silivri AKP İlçe Başkanının çocuğuna veriyorlar mı bunu? Vermiyorlar. Onun da sorunu var. Silivri’de AKP’ye üye olanların çocuklarına da vermiyorlar. Tepedekileri alıyor sadece.
"ÜLKENİN SINIRLARI BİTMİŞ, BİR ÜLKENİN NAMUSU SINIRLARIDIR”
Ülkenin sınırları içerisinde 2 Milyon Suriyeli var. Bunların hiçbirisi geri dönmeyecek, bunu hepimiz biliyoruz. Bu bir sorun değil mi? Ne yapacak bu insanlar burada? Aç susuz sokaklarda geziyorlar. Ülkenin sınırları bitmiş. Bir ülkenin namusu sınırlarıdır. Nasıl ki bir insanın en mahrem yeri yatak odası ise bir ülkenin de en mahrem yeri sınırlarıdır. Sınır diye bir şey kalmamış artık delik deşik olmuş.
"ALLAH SONUMUZU HAYIR ETSİN!”
Ne kadar para harcadık Suriyelilere? Devleti yönetenlerden biri 4,5 Milyar Dolar, biri 5,5 Milyar Dolar, biri 3 Milyar Dolar diyor. Bahsettiğimiz rakamlar Milyar Dolar! Ne olduğunu bilmiyoruz bunların. Türkiye’nin sorunlarıyla uğraşmayan ama gündemi değiştirmek, hırsızlığı, yolsuzluğu, rüşveti kapatmak için Osmanlıcayı tartışan, Küba’ya camiyi tartışan, Amerika’yı Müslümanlar mı Hristiyanlar mı keşfetti tartışmalarını yapan bir yönetici var başımızda. Ne diyeyim, Allah sonumuzu hayır etsin!
"YOKSULLUĞUN BU KADAR YÜKSEK OLDUĞU BİR ÜLKEDE SOSYAL DEMOKRAT, SOLCU PARTİ ÇOK DAHA YÜKSEK OY ALABİLİR”
Sevginar SALİ: AKP’nin yaptıklarına yönelik olduğu kadar CHP’ye karşı özeleştirileriniz de çok kuvvetli. Açıkçası bunları yaparken de bir cesaret örneği sergiliyorsunuz. Peki, CHP bu süreci değiştirmek adına ne yapmalı?
Muharrem İNCE: ‘Türkiye’de sağcılar çoğunlukta, %25 oy yeter CHP’ye, daha fazlası olmaz’ mantığına katılmıyorum. Yoksulluğun bu kadar yüksek olduğu bir ülkede sosyal demokrat, solcu bir parti çok daha yüksek oy alabilir. CHP’ye niye oy vermesinler? Ecevit’in CHP’sine %42 oy verdi bu insanlar. Almasını bilirsen verirler.
"AKP BAŞARILI OLDUĞU İÇİN DEĞİL CHP BAŞARISIZ OLDUĞU İÇİN BUNLAR OLUYOR”
AKP bugün bu noktadaysa; AKP başarılı olduğu için değil CHP başarısız olduğu için bunlar oluyor. Muhalefet alternatif olamıyor insanların gözünde. Bu CHP için de geçerli MHP için de.
"KAVGALI, İDDİASI OLMAYAN BİR PARTİ İKTİDAR OLAMAZ”
Muhalefetin de kendisini sorgulaması lazım. Neden başarısızız? Kavgalı, iddiası olmayan bir parti iktidar olamaz. Önce inanacak sonra milleti inandıracaksınız. Ben CHP’nin %40’larda oy alabilme kapasitesini görüyorum. Bugün bu alınamıyorsa yarın gelir birileri alır.
"AKP BU MİLLETİN BAŞINA BELA OLACAK”
Şundan eminim; AKP bu milletin başına bela olacak. Bugün için AKP’den yardım gördüğünü söyleyenler, devletin bazı yardımlarını AKP onlara yapıyormuş gibi düşünenler şunu düşünmelidir; çocuklarının geleceğini yiyorlar. Bu ülke geleceğe dair öyle bir borçlandırılıyor ki bugün "Allah razı olsun Tayyip Erdoğan’dan” diyenler bilsinler ki çocuğunun cebinden yiyorlar. Bunu insanlara iyi anlatmamız lazım. Siyasette zaten bir iddia ve ikna işidir. Muhalefet partilerinin Türkiye’de gerekli iddiayı ve iknayı yapamadığını/söyleyemediğini düşünüyorum.
" ‘BAŞARISIZ OLSUNLAR, SIRA BANA GELSİN’ DİYE DÜŞÜNENLER PARTİYE İHANET EDEN İNSANLAR”
Sevginar SALİ: 6 ay sonra bir genel seçim süreci var. Silivrili CHP’lilere özelde nasıl bir mesajınız olacak?
Muharrem İNCE: Seçim döneminde kavgalar, gürültüler bir kenara bırakılmalıdır. Ben bir Kurultay yaşadım. O Kurultay’da aday oldum, Genel Başkan seçilemedim. Mevcut yönetim başarısız olsun şeklinde bir derdim yok. Tam tersine mevcut yönetimin başarılı olması için uğraşıyorum ve partimi medya önünde tartışmıyorum. Adana’ya gittim şimdi Silivri’deyim yarın bir başka yere gideceğim. Ben partimin bir oy fazla alması için uğraşıyorum. Yerel ya da genel ölçekte ‘Başarısız olsunlar, sıra bana gelsin’ diye düşünenler partiye ihanet eden insanlardır. Bu doğru bir şey değildir. ‘Aman Özcan Işıklar başarısız olsun, sıra bana gelsin’ diyorsa Silivri’de bir CHP’li o partiye ihanet ediyordur. Öyle adamı hiçbir yere getirmemek lazımdır. Kazanırsın kaybedersin önemli değil partiyi seçim dönemlerinde kamuoyunda tartışmamak, kavga etmemek ve bir oy fazla almak için elinden geleni yapmak lazımdır. Ben de onun için uğraşıyorum.
"YEREL BASIN ULUSALDAN ÇOK DAHA DÜZGÜN İŞLER YAPIYOR”
Sevginar SALİ: Yerel basına bakışınız nedir?
Muharrem İNCE: Yerel basının ulusal basından çok daha düzgün işler yaptığı kesin. Ondan yana kuşkum yok. En azından yerel basın manşetleri telefonla atmıyor. Tayyip Erdoğan ile oğlu yan yana gelip de manşet belirlemiyorlar. Alt yazıları telefonla kaldırmıyorlar. Yerel basındaki arkadaşlarımızın çok büyük özverilerle çalıştıklarını yakından biliyorum. Ben de Yalova’da 12-13 yıl yerel gazetelerde amatörce köşe yazarlığı yaptım. Sizin sıkıntılarınızı da biliyorum. Ulusal basında olduğu gibi kinle, nefretle iş yapılmadığını yakından biliyorum. İktidar kim olursa olsun kalemşörünün olmadıklarını yakından gözlemlemiştim. Övdükleri de oluyor, çarptıkları da. Bunlar doğal şeylerdir. Sizlere başarılar diliyorum.
"YEREL BASIN DEMOKRASİ GÖREVİDİR”
Halkımızın aydınlatılması için özverili çalışmalarınızla yerel ölçekte de olsa pek çok konuyu açıklığa kavuşturan bir tartışma ortamısınız aslında. Hatalarımız olabilir. Basının bir takım uyarılarıyla ve kamuoyu oluşturmasıyla, siyasetçiler bu hatalarından vazgeçerler. Onun için bu bir demokrasi görevidir.
"MUHARREM İNCE’NİN KAYBETMESİ ÖNEMLİ DEĞİL; CHP KAYBETMESİN”
Sevginar SALİ: Kongrede Genel Başkanlığı kazanamadığınızda ne hissettiniz?
Muharrem İNCE: Bu partide kazandığım/kaybettiğim günler oldu. Geçmişte de Grup Başkan Vekilliğine aday oldum; Kaybettim sonra kazandım. 1995’te milletvekili adayı oldum; Kaybettim, 2002’de kazandım. Kazanmakla kaybetmek kardeştir. Muharrem İnce’nin kaybetmesi önemli değil; CHP kaybetmesin.
"KAZANAN BİR GÜN KAYBEDER, KAYBEDEN BİR GÜN KAZANIR; BUNLARI GÖZE ALAMAYAN SİYASET YAPMASIN”
Kazanan bir gün kaybeder, kaybeden bir gün kazanır. Bunlara katlanamayan ve göze alamayan siyaset yapmasın. Bazen kazanmak iyidir, bazen kaybetmek iyidir. Eğer kaybettiğinde çok üzülecek, yıkılacak, kahrolacaksa o kişi siyaset yapmasın. Olur böyle şeyler. Her siyasetçinin başına gelir.
"İNŞALLAH SİLİVRİ DEMOKRASİNİN KALESİ OLUR”
Sevginar SALİ: Son olarak Hürhaber aracılığıyla Silivri halkına iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?
Muharrem İNCE: Silivri yargısız infazlarıyla değil, yargı yoluyla infazlarıyla tanınır oldu. Silivri zindanlarını herkes biliyor. Silivri’de haksızlığın, hukuksuzluğun ve yargının insanlara nasıl zulüm yaptığını herkes biliyor. Ama diğer taraftan da Silivri’de sosyal demokrat belediyeciliğin başarılı örnekleri var. Tarıma destek veren, tarımla ilgilenen bir belediye var. İstanbul’da bu şekilde bir başka belediye yok. Bununla öne çıkması lazım. Kültür-sanat etkinlikleri ile bir sayfiye kenti… Güzel denizi, kıyılarıyla, çağdaş bir belediyeciliği öne çıkartıp Silivri’nin üzerindeki karabulutları dağıtmak lazım. Size yakışmıyor zaten, bunu hak etmiyorsunuz. İnşallah bir gün orada ülkeye haksızlık yapanları ve yargıyı sopa olarak kullananları yargılarız. O zaman Silivri’de demokrasinin kalesi olur. Sonra da orayı müze yaparız, bu şekilde demokrasinin kalbi olur burası. Umarım o günler yakındadır!