Kentsel Dönüşüm Yasasındaki yeni düzenlemeleri katıldığı bir programda değerlendiren CHP Silivri Belediye Meclis Üyesi Aday Adayı ve Rumeli Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yüksek Mimar Aykut Batur, “Bir neşter gibi düşünün, doktorun elinde şifa, kötü niyetli kişilerin elinde olumsuzluklar yaşanır” dedi.
Kentsel dönüşüme yönelik düzenlemeler içeren kanun teklifi, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek kısa bir süre önce yasalaştı. 21 maddelik kanunun öncelikli amacının, afet riski bulunan bölgelerde kentsel dönüşüm çalışmalarını hızlandırmak olduğu açıklandı.
Yeni düzenlemeyle beraber kentsel dönüşüm kararı için hak sahiplerinin üçte iki çoğunluğunun aranması zorunluluğu kaldırılıyor. Söz konusu karar hak sahiplerinin salt çoğunluğuyla alınacak bu ve yasanın getirdiği diğer yenilikleri CHP Silivri Belediye Meclis Üyesi Aday Adayı ve Rumeli Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yüksek Mimar Aykut Batur, Eko Türk Kanalında, Yapısal Parite Programında değerlendirdi.
BATUR: YASA İYİ ANLATILMALI
Batur, yeni yasayı bir neştere benzetirken, doktorun elinde şifa, kötü niyetli kişilerin elinde olumsuz sonuçlar doğurabileceğine işaret ederek şöyle değerlendirdi: “Olmak zorunda olan bir yasa.16 Ekim'den sonra Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Kentsel Dönüşüm Başkanlığı kuruldu. Çıkan kanunun yenilenmesiyle birlikte bazı avantajlar ve dezavantajlar olarak gördüğümüz durumlar oluştu. Daha iyi anlatılması gerektiğini düşünüyorum bu kanunun. Niyetinin tabi ki iyi olduğundan kuşkumuz yok ama uygulanabilirliği açısından da bizim burada ayrıntılı olarak hem STK'lara hem de toplumumuza iyi bir şekilde anlatmamız gerekiyor.
SALT ÇOĞUNLUK ŞARTI GETİRİLDİ
İlk gözümüze çarpan şeylerden bir tanesi burada artık kiracıların ya da ev sahiplerinin riskli bir yapı gördüğü zaman bir salt çoğunlukla 50 + 1% dediğimiz (eski yasada 3'te 2 çoğunluk gerekiyordu) şimdi yarı çoğunlukta birlikte bu süreci başlayabilmeleri mümkün hale geldi. Bunun süreci hızlandırmak niyetiyle yapıldığını düşünüyoruz ancak haricinde hak kaybına da sebep olmamasını gözetmek gerekiyor. Toplumun tamamını kapsayacak bir yasa her zaman daha iyidir.
RİSKLİ YAPILARIN
TAHLİYESİNDE
SÜRE KISITLAMASI
Bunun haricinde boşaltmak için 90 gün gibi bir süre var eğer binanızın riskli olduğu tespit edilirse (bunu da tespit etme yöntemleri var). 90 gün tabi ki bir insanın evini barkını terk edebilmesi için kısıtlı bir süre. İtiraz süreçleri de artık 60 gün gibi toplam bir sürede kısıtlandı. Burada 6 Şubat'ta yaşadığımız depremin sonuçlarında ortaya çıkan riskli bina stoğunun bir an önce çözerek ve İstanbul gibi ve bunun benzeri büyük şehirlerimizde riskli yapıların sorunlarını bir an önce çözmek hedefleniyor. Bunu da gözden kaçırmamak gerekiyor.
MÜLKSÜZLEŞTİRME TEHLİKESİ
Daha ayrıntılı bakacak olursak masraflar oluşacak riskli yapının tabii ki bir tespit masrafları var burada karot numuneleri alınıyor ve onun benzeri birçok teknik olarak yapılması gereken uygulamalar oluyor. Laboratuvarlar vesaire derken masraflar biraz fazla oluyor bunlar kişilerden tahsis ediliyor tahsil edilmemesi durumunda tapuya şerh düşülüyor. Bu tapu şerhi de tabi ki ayrı bir olay. İnsanların mülkiyet hakkını da burada kaybetmesini düşünmemiz gerekiyor. Yeni yapılar yapıldığı zaman da bunu eğer bir müteahhitte ya da bir toplu konutta bir şekilde yapılacaksa masrafları buradaki hissedarlardan arazi sahiplerinden alınacağı öngörülüyor. Gücü, kuvveti, maddi imkanı yerinde olmayacak insanlarımız çok fazla var. Şu anki yeni düzenlemeye göre oturmak hakkı verilecek ama mülkiyet hakkını düşünmek gerekiyor.
Tebligatlar artık e devlet aracılığıyla muhtarlığa gönderilme ile yapılacağı için belki orada bundan haberi olmayan insanlar hak kaybına uğrayabilir. Bunlara dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bir de tabii ki yeni rezerv alanı denilen bir olayımız var. Yeni rezerv alanı, eskiden yeni yerleşim alanları, bu kapsayıcı bir konuydu yeni yerleşim alanlarını kapsıyordu şimdi şu an mevcut yapılanma olan parsellere kapsadığı görülüyor.
NEŞTER BENZETMESİ
Anlattıklarımın hepsiyle birlikte birleştirdiğimiz zaman bu sanki bir bıçağın, neşterin doktorun elinde şifa olacağı ama eğer kötü niyetli bir kişinin eline geçerse kötü kullanabileceği anlamına da gelebilir. Önemli olan yasaları doğru düzgün halkımızın yararına uygulayabilmek.”
Sevginar Sali
