Cemil Kenar

Köprüler yaptırdım gelip geçmeye

Varşova'da Bigşef'e girdik. Menüyü istedik, döner, kebap, köfte vardı. Yurt dışında bunları bulmak her zaman mümkün olmuyor.

Sipariş konuşmalarından Türk olduğumuzu anlayan garson Türkçe bildiğini ve patronunun Türk oyduğunu söyledi.

Sonrası tam bir Türk filmi.

Kimsin?

Neredensin?

Kimlerdensin faslında.

Patron ‘Binkılıçlıyım' dediğinde kimliğimi masaya koydum.

Bizim köye sonradan yerleşenlerden olsa da böyle bir tesadüf hepimizi inanılmaz şaşırtmıştı…

Yine bir tarihte Florya'da Galatasaray ile hazırlık maçımız vardı. Biraz erken gittim. Tesislerde lobide Tanju'yla, Raşit de öyle otururken o dönemin dünya yıldızı bizim Dündar Siz yaptığımız Fransız Didier Six yanımızdan geçiyordu. Bonjur dedim, Six öyle bir döndü ki kaptırdığı toptan sonra bu kadar hızlı dönmezdi.

Sıradan bir vatandaş veya dünya yıldızı olmak fark etmez yurt dışındaysanız kendi dilinizden bir ses bazen öyle iyi geliyor ki değerini yaşayan bilir.

Top oynadığım ya da esnaflık yaptığım dönemlerde Değirmen Durağından, Çorlu Durağından sahile inmek en az yarım saat sürerdi.

Silivri Birlik gibiydik, her yere uğrar, herkesle selamlaşır, hal-hatır sorardık.

Son yıllarda hepimiz HGS gibiyiz nereden çıkarsan çok sahil 5 dakika!!!

Çarşı Pazar, esnaf, vatandaş profili o kadar değişti ki bir de üstüne maske zorunluluğu gelince ne bir ses ne bir yüzle karşılaşmadan hızla geçip gidiyoruz.

Kendi semtimizde MÜLTECİ gibi yaşıyoruz…

Eskiden hareket halinde olanı oyalayan şey beşeri münasebetti, son yıllarda kaldırımları işgal eden stantlar, tezgahlar, ürünler beşeri münasebetlerin yerini aldı.

Yola inmeden kaldırımdan yürümek mümkün değil.

Motorlu kurye veya park etmiş bir araba korna çalabilir, yol isteyebilir, yan yana yürürken kol kola girmiş üz beş kişi yaya trafiğini engellemiş olabilir.

Slalom yapsanız bile ‘Bir Liran var mı' abicilerinden sıyrılamıyorsunuz…

Önceki gün yürüyoruz, Körfez Kent'in önündeki köprüde dört kişi kol kola girmiş yürüyorlar, arkadan gelenlerin briktiğinin farkında değiller, yanındakine, ‘Baksana yav Silivri Paris'ten bile güzel' diyor, belli ki Fransa'da yaşayan vatandaşlardan. Köprüyü geçene kadar bir şey demedim, Geçerken, ‘Siz Şanzelize'de böyle yürüyebiliyor musunuz Dayı' dedim, ‘Nerdeeeeee' dedi. Silivri'yi Paris'ten güzel yapan şey işte bu!!!

YORUM YAP