Kocabaş: Çalışmaya gayret ettik

Kocabaş: Çalışmaya gayret ettik

8.10.2020 09:56:35

Küpe FM'de İş Dünyası Programına katılan Silivri SİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Kocabaş, salgın nedeniyle yaşanan zor döneme rağmen çalışmaya gayret ettiklerini ve gelinen noktada ihracatın arttığını açıkladı. Kocabaş, personellerine sahip çıkan SİAD üyelerine de teşekkür etti.

Silivri SİAD ve Küpe FM işbirliğiyle hazırlanan İş Dünyası programı yeni sezon açılışını Silivri Sanayici ve İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Kocabaş'la açtı. Kocabaş, salgının başlamasıyla birlikte yaşanan süreçte bölgemizde üretim yapan sanayi kuruluşlarının son durumuna ilişkin değerlendirmede bulundu. Önlemlerini alarak çalışmaya gayret ettiklerini, SİAD üyelerinin personellerini sahip çıktığını gururla paylaşan Hakan Kocabaş, ihracatlarının arttığını, kapasite kullanım oranlarının salgının öncesinden daha yükseğe çıktığını dile getirdi.

Kocabaş, vatandaşların önyargılardan kurtulup, ülkeye ve devlete sahip çıkmaları gerektiğini savundu. 

KOCABAŞ, KÜPE FM AİLESİNE TEŞEKKÜR ETTİ

Programın açılışını yapan Alyakut, Kocabaş'a katılımı için teşekkür etti. Hakan Kocabaş, “Haftalarca süren harika bir program dizisinde birlikteliğimiz oldu. Bizler sizinle yaptığımız dost sohbetlerinden çok memnun kaldık. Umarım dinleyicilerimizden de olumlu dönüş almışsınızdır. Ben sizin, Dilek hanımın ve tüm Küpe FM ailesinin emeğine şahsım ve derneğim adına öncelikle teşekkür ediyorum.

“MUSTAFA KEMAL VE KURTULUŞ ORDUSUNU ŞUKRANLA ANIYORUM”

6 Ekim bizim için çok önemli bir gün. Söyleşimizin böyle bir güne denk gelmesinden dolayı çok mutluyum. İstanbul'un kurtuluş gününde tüm atalarımızı saygıyla yad ediyorum. “İstanbul mutlaka fethedilecektir, onu fetheden komutan ne güzel komutan, ordu ne güzel oldu.” demiş peygamber efendimiz, Fatih Sultan Han'ı 1953'ü aslında işaret ederek. Ama 6 Ekim 1923 de İstanbul'u düşman işgalinden kurtaran, 13 Kasım 1918 yılında başlayan işgali 4 Ekim 1923 tarihinde son İtilaf Kuvvetinin Dolmabahçe önünde Türk bayrağını selamlayarak gitmesini sağlayan Komutan Mustafa Kemal ve kurtuluş ordusunu da çok değerli bulduğumdan hepsine şükran duygularımı iletiyorum. Dualarımı yolluyorum. “Geldikleri gibi giderler” sözünü yerde bırakmayan gazilerimiz ve şehitlerimizi bir kez daha hürmetle anıyorum.

“ASLINDA BİZ NE KRİZLER YAŞADIK”

Turhan ALYAKUT: Duygularımıza tercüman oldunuz. İstanbul'un kurtuşunun 97. yıldönümünü bir kez daha kutlayalım.

Salgın döneminde neler yaşadınız? Özetleyerek buraya dönelim.

Hakan KOCABAŞ: Aslında ne krizler gördük. Kısacak hatırlatmak isterim. Mesela 1990 Körfez krizini, ardından 1994'te Nisan, 1997 Asya, 1998 Rusya krizi, 1999'da çok önemli bir deprem yaşadık. Bunun akabinde Bankacılık krizi yaşandı. 2000 yılı Kasım ayında öyle bir kriz yaşadık ki gecelik faizler yüzde 7 bin oldu. 2001 Yılı Şubat ayında Sezer Ecevit Kara Çarşambası var. 2008 Küresel ekonomik kriz, 2013 yılında Suriye, 2014 yılı ekonomik krizi var. 2015 Yılında Rusya'nın uçağını düşürdüğümüzde bir kriz yaşandı. 2016 yılı 15 Temmuz malumunuz ve bunun gibi bir sürü krizler yaşadık ama bunların hemen akabinde hemen aksiyon alacak bir şeyimiz vardı.

“ÇALIŞMAYA GAYRET ETTİK”

‘Şunu yapalım bakalım ne olacak' diyebiliyorduk. Salgın süreci hiç yaşanmamış bir olay. Her yer kapalı, siparişler gitmiş. Çalışmanız da gerekiyor çünkü ülke yaşamalı, insanların ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor. Bu yüzden çok değişik bir süreçti. Bizler çalışmaya gayret ettik. En çok dikkat ettiğimiz şey; çalışanlarımızın sağlığıydı. Kritik ürünlerin üretilmesi gerekiyor ama bir yandan da insan sağlığı önemli. Bunu çok iyi götürdük.

Burada tabi İlçe Kaymakamımız Ali Partal bize çok destekleri oldu. Üretimi devam ettirmeye çalıştık. Birlikte koordine ettik. Zor bir süreçti. İnsan sağlığını öne koyduk. Tüm dünyadaki üreticilerimize, satıcılarımıza, müşterilerimize bir takım kitler yolladık ki hem bu insancıl olsun, hem de ilerideki faaliyetlerimize bir temel oluştursun. Bunların geri dönüşleri çok güzel oldu.

Salgın sürecinde önlemleri üyelerimize sürekli hatırlattık. Kayıpsız geçirdiğimizi düşünüyorum.

“İHRACATLARIMIZ ARTTI”

Turhan ALYAKUT: SİAD üyelerimizde krizin etkileri devam ediyor mu? Krizden önceki seviyelere yaklaştık mı?

Hakan KOCABAŞ: Salgının başladığı ilk çeyrekte aşağı yukarı etkileri çok yıpratıcıydı. Büyük firmaların yüzde 11'i, küçük işletmelerin de yüzde 36'sı tamamen kapandı. Üretimini durdurdu. Firmaların yarısından fazlasının cirosu yüzde 50 azaldı, hatta bir kısmının sıfırlandı. Mesela biz firma olarak yüzde 26 cirolara düştük. Şu anda bizim kapasite kullanım oranlarımız salgının öncesinden daha yükseğe çıktı. Türk insanının en önemli özelliği, hemen uyum sağlayabilmesi. Hemen bir aksiyon aldı ve uyum sağladı. Avrupa Birliği ülkelerindeki ihracatımız yüzde 20 kadar düştü ama Amerika'daki ihracatımız yüzde 10 arttı, İngiltere'deki arttı. Uzak Doğu ve Güney Afrika ülkelerine olan ihracatlarımız arttı. Bu  bizi çok dinamik bir ülke kıvamına getiriyor. Ben bundan çok ümitliyim. Bundan sonra da artacağını düşünüyorum.

Salgın dönemlerinde ekonomide bir takım önlemler daha alınacaktır ülkeler bazında. Türkiye olarak daha avantajlı konumda olduğumuzu düşünüyorum. Bizler salgının öncesindeki üretime geldik, geçtik ve tabiri caizse harıl harıl çalışıyoruz.

“SİAD ÜYELERİNİN PERSONELLERİNE SAHİP ÇIKMALARI BENİ GURURLANDIRDI”

Zor salgın döneminde özellik Silivri SİAD üyelerinin personellerine sahip çıkmaları beni çok gururlandırdı. Devletin Kısa Çalışma Ödeneği vardı. Yüzde 60 civarında personele ücret takviyesinde bulunuyordu ama çoğa firmamız elinden geleni yaptı ve personellerini hiçbir şekilde mağdur etmediler. Tüm SİAD ailesine ayrıca teşekkür ediyorum. Personellerimiz bizim için çok değerli. Onların mutluluğu bizim de mutluluğumuz oluyor.

“DEVLETİMİZ ELİNDEN GELENİ YAPTI”

Turhan ALYAKUT: Çeşitli ülkeler de kritik noktalardaki sanayilerine sahip çıktılar. Türkiye'de de bir takım yardımlar yapıldı. Bu krizi yaşarken sanayiciler için yapılan yardımlar, alınan kararlar sizce yeterli miydi?

Hakan KOCABAŞ: Bir baba evladına en iyi şeyleri almak ve vermek ister ama mutlaka elinde olduğu kadarını yapabilir. Devletimiz de elinden geleni yaptı. Geçen gün Cumhurbaşkanımızın çok önemli açıklamaları vardı. Bunlardan bir tanesi de şuydu: “Sanayiye ve ekonomiye olan desteğimiz gayrisafiye milli yurt içi milli hasılımızın yüzde 10'una denk geliyor.” Sanırım 400 küsur milyar lira gibi bir destek sağlandı. Bu, küçümsenemez. 800 de yapılsa kimse yeterli görmeyebilir.

 

“BAZI SEKTÖRLERE AYRIMCILIK YAPILMASINI YADIRGADIK”

Biz SİAD olarak bazı sektörlere ayrımcılık yapılmasını yadırgadık. Orada bir eksiğimiz var diye düşünüyorum.

Sanayiyi bir kenara bırakıyorum, hizmet sektörü içerisinde düğün, nişan, toplantı organizasyonları yapan üyelerimiz var. Bunlar çok zor durumda. Okul işleten üyelerimiz var. Özel okulların durumları çok ciddi. Salgın zamanında ana ham madde üreten firmalara yapılan KDV ödememe konusundaki teşvikin aslında küçük veya bizim gibi orta derecedeki sanayicilere de yapılması gerekiyordu. Burada devletimizin eksik kaldığını düşünüyoruz. Bunların zaman içerisinde aşılacağını düşünüyorum. Devletimizin bu dönemde hem sağlığa, hem ekonomiye yapmış olduğu katkıların çok değerli ve çok önemli olduğunu düşünüyorum. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm hükümet yetkililerimize, destek veren muhalefet parti temsilcilerine ayrıca teşekkür ederim.

“YENİ DÖNEME “PSİCOVİD”  TERİMİYLE KARŞILIK VERİYORUM”

Turhan ALYAKUT: Sorularımızı bir kenara bırakıp aktarmak istediklerinizle devam edelim.

Hakan KOCABAŞ: Hakikaten çok sıkıntılı bir dönemdi. Ben buna yeni bir terimle karşılık veriyorum: psicovid diyorum. Şu anda psikolojisi bozulan bir sistem var. Özellikle 65 yaş üstü vatandaşlarımızın ve gençlerimizin psikolojisi bozuk.

“65 YAŞ ÜSTÜ VATANDAŞLARIMIZA YÖNELİK ÇALIŞMALARI ÖNEMSİYORUM”

Bu nedenle biz Kaymakamımız, İlçe Milli Eğitim Müdürümüzle birlikte bir İlçe Kurulumuz var. Halk Eğitimi Merkezinde yeni kursların açılması yönünde çalışmalar var. 65 yaş üstü vatandaşlarımızın da bunlardan faydalanması ve sosyalleşmesi çok önemli. Ben bunu çok önemsiyorum.

“GENÇLERİMİZ FAYDALANSIN DİYE SİLİVRİSPOR'A DESTEK OLDUK”

Gençlerimiz de faydalansın diye Silivrispor'a sahip çıkma yolunda biz de adım attık. Senelerdir özellikle vurguladığım bir şey vardı, Silivrispor'un Silivri gençliğine hitap etmesi gerektiğini söylüyordum ve yeni yönetim de bu yönde ilerleyince ve salgın şartlarında bizlerin de destek çıkması gerektiğini düşündük. Arkadaşlarımız büyük destekler sağladılar. Hepsine bu konuda çok teşekkür ediyorum. Bazı şeylere biraz bakış açımızın değişmesi gerektiğini düşünüyorum. Önyargılı olmamalıyız.

“ÖNYARGILARIMIZI BIRAKIP DEVLETİMİZE SAHİP ÇIKMAMIZ GEREKİYOR”

Geçen ay öğrendiğim bir şeyi paylaşmak istiyorum ki bu beni çok etkiledi. Biliyorsunuz karınca çok çalışkan bir hayvan, ateş böceğini de saz çalıp oynayan diye tanıyorduk ama ne kadar yanlış olduğunu seneler sonra bir yazıda okuyarak bunu anladım. Ateş böceği bir Ağustos ayında taze bir dalın suyuyla doğumunu yapıyor ve bir ay boyunca oradan besleniyor. Ağızıyla yer kazıyarak çenesini ve ön ayaklarını geliştirir. Bir ay sonra kendini toprağa atıyor. Toprağı kazarak işte ağaçların, meyve veya sebzelerin kökünden beslenerek bir hayat sürüyor. Bu tam 17 yıl sürüyor. 17 Yıl boyunca toprağın altında yaşıyor. 17 Yıl sonra gökyüzüne çıkıyor yine bir ağaç yaprağına geliyor ve orada çiftleşecek hayvanı buluyor. Oraya bir yumurta bırakıyor. Ateş böceğinin o sesi, vücudundaki 500 defa hareket eden kanatları ve yine bir Ağustos ayında ölüyor. Tahmin ediyorum ki dünyada bunu bilenler belki yüzde 5-10'dur, yüzde 90'ı yanlış biliyordur. Onun için önyargılarımızı bırakıp devletimize sahip çıkmamız gerekiyor.

“ÜLKEMİZE, DEVLETİMİZE, MİLLETİMİZE SAHİP ÇIKMAMIZ LAZIM”

Doğu Akdeniz'deki olaylara da kısaca değinmek istiyorum. Hiçbir insan tabi ki savaşı istemez. Biz de istemiyoruz. Gerekirse de Türk ulusu olarak yapmayı kabul etmemiz gerekir çünkü bizim bir devlet geleneğimiz var. Rus Dış Politika Uzmanı Aleksandır Düdin şöyle diyor: “Türk ordusunu güçlü kılan NATO değil, mesele silah da değil, mesele Türklüktür. Türk'ün örgütlenme yeteneği, askeri ruhu var. Bu, hiçbir millette yok.” Ülkemize, devletimize, milletimize sahip çıkmamız lazım.”

Renginar SALİ

YORUM YAP