Kırkıcı: Bu demokrasi değil kandırmacadır!

Kırkıcı: Bu demokrasi değil kandırmacadır!

15.08.2023 11:57:38

CHP Silivri İlçe Kongresinde söz alan konuşmacılardan en sert değerlendirmeyi partinin üç dönem meclis üyesi Süheyl Kırkıcı, ciddi yapısal öz eleştirileri açıklamalarının temeline yerleştirerek yaptı ve “Birileri bir liste hazırlıyor ve o listeye herkes gelip oy veriyor. Bu demokrasi değil kandırmacadır” dedi.

Pazar günkü CHP İlçe Kongresinde yükselen eleştirileri CHP Belediye Meclis Üyesi Süheyl Kırkıcı kürsüden yalın bir biçimde dillendirdi.
KIRKICI: ÜÇ DÖNEM MECLİS ÜYESİ VE BELEDİYE BAŞKANI MI OLUNUR?
İşte Kırkıcı'nın CHP İlçe Kongresinde yaptığı konuşma: “Ben 3 dönemdir meclis üyesiyim. Bu tuhaf gelir zaten. 3 Dönem meclis üyesi olur mu? 3 Dönem belediye başkanı olur mu? Ya da bunun bir süresi olmaz mı?
“BU DEMOKRASİ DEĞİL BU BİR KANDIRMACADIR”
Bırakın özgür irade ile olması gerektiği gibi demokrasinin kuralları işlesin. Birileri bir liste hazırlıyor ve o listeye herkes gelip oy veriyor. Bu demokrasi değil bu bir kandırmacadır. Bunu hepimiz yapıyoruz kimse yanlış anlamasın. Ta tepeden genel merkezden ilçe örgütlerimize kadar bu ilişki maalesef yürüyor. Herkes bunun değişmesi gerektiğini söyler ama kimse bir çaba içerisine girmez.
Eleştirdiğiniz zaman da zaten hemen duvarlar örülür ve uzaklaştırılmaya başlarsınız. En yakınınız bile sizden uzaklaşır.
Ben siyasette hiçbir zaman bir beklenti içerisinde olmadım. Sadece bir yurtsever olarak ifade ediyorum. İlk defa salonun şeklinden kongrenin sadece laf olsun diye yapılmak istendiğinin bir görüntüsü var ne yazık ki.
“NE YAZIK Kİ CHP YANLIŞ KAVRAMLARLA TARTIŞILIYOR”
Anlıyorum. Büyük bir beklenti ile genel seçim kaybedildi. Bir moralsizlik var. Daha seçim gecesinden başlayan acayip tartışmalar var. İlçe Başkanı'mız açılış konuşmasında dedi ya ‘'ne yazık ki herkes CHP'yi konuşuyor''. ‘'Ne yazık ki'' kelimelerini silelim. Evet tabi ki CHP'yi konuşacaklar. Tüm Türkiye'nin umuduydu CHP. Halen de umududur. Ancak ne yazık ki CHP yanlış kavramlarla tartışılıyor. Bu tuzağı karşı taraf kurdu. Bizim büyüklerimiz ve arkadaşlarımız da bu tuzağa ne yazık ki düştüler. Olacak şey değil!
“EMEĞİ YOK SAYAMAYIZ”
Bu kadar güçlü bir kampanya ile seçime girildi. Bu kadar özgüvenli ve doğru yöntemlerle. Aslında hepimiz alkışlıyorduk. Hepimiz yüreğimizi koymuştuk ama seçim gecesi yenilginin ilanından sonra da herkes bir anda Brütüs oldu. Önüne gelen Genel Başkanı eleştirmeye başladı. Eleştirilecek çok yanı var elbette. Konuşulabilir, konuşacağız da ama emeği yok sayamayız. Emeğin yüceltildiği bir partide emek yok sayılabilir mi? Genel Başkan'ın yaklaşımlarından hatalı olanlarını ayıklarsınız, doğru olanların daha çok olduğunu hep beraber görmedik mi? Ben gördüm. Bu yüzden ona buradan yüreklice bir alkış gönderiyorum.
“EMEK HAREKETİ YÜKSELİRSE SOSYAL DEMOKRAT PARTİLER YÜKSELİR”
Evet, kongre salonunun şekli ilk defa ilginç geldi bana. Bir sosyal demokrat partinin kongresinde emek yok, emeği çağrıştıran slogan yok, pankart yok. CHP'nin savunduğu hiçbir değer yok arkadaşlar. Bayrak burada yalnızca. Bunu dikkate almanızı rica ediyorum. Bakın şu an da Türkiye'nin umudu olan bir avuç çevreci Antakya'nın Dikmece Köyü'nde zeytinliklerini korumaya çalışıyor. O insanlar depreme rağmen, yaşadıkları bütün olaylara rağmen ayaktalar ve bizlere ders veriyorlar. Tabi ki CHP'nin gündemi “Kim genel başkan olsun, olmasın?'' kavgasında yürüsün ama Türkiye'nin gündemi bu değil. Başkanlar anlattı. Türkiye'nin gündeminde ekonomik yetersizlikler, baskılar, ülkenin hızla dinselleştirilmesi. Ama Muğla Akbelen'de bir avuç köylü, yurtsever çevreci muhalefetin nasıl olması gerektiğini çok güzel göstermiyor mu arkadaşlar? Bunlar var ise biz varız. Emek hareketi yükselirse sosyal demokrat partiler yükselir. 1. Sınıf dersimiz değil miydi Sayın Süleyman Hocam? Büyüklerimiz anlatır. Öyledir zaten. Emek hareketini güçlendirecek olanlar sosyal demokrat partiler değil midir? Ben hem örgütün hem de partinin üyesiydim. Bana partinin o zamanki ilçe başkanı ‘'1 Mayıs'ta parti ile yürüme, git örgütün ile yürü'' dedi. Doğru olan bu değil midir? Çünkü demokratik kitle örgütlerinin, sivil toplum örgütlerinin güçlendirilmesine ihtiyaç vardır. Onlar güçlü olursa CHP'de güçlü olur.
“BÜYÜK LAFLAR VAR “HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK, BİRLİKTE YÖNETECEĞİZ'' GİBİ AMA KARŞILIK YOK”
Daha önümde, dünya kadar şey var ama bunları anlatmayacağım, ilçe başkanlığına vereceğim. Geçmiş dönemde görev almış ve bundan sonra görev alacak arkadaşlara emeklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Olağanüstü bir dönemden geçtiler ve çok yararlı işler yaptıklarının farkındayım. Bazı kavramların ya da bazı çalışmaların yetersizliğini gördüm. 14.5 Yıldır meclis üyesiyim. En önemli vurgu bilginin paylaşılmasıdır. Bu yoksa siz komşunuzu dahi ikna edemezsiniz. Kaldı ki bizim arkamızda İBB gibi devasa bir örgüt var. Onun nimetlerinden, bilgisinden, tecrübelerinden yararlanmamız gerekmiyor muydu? Burada birçok meclis üyesi arkadaşım var, büyükşehir meclis üyesi arkadaşlarım var. Çıksınlar söylesinler. “Bundan hakkıyla yararlandık'' diyebilen var ise, eyvallah. Yok böyle bir şey. Büyük laflar var “her şey çok güzel olacak, birlikte yöneteceğiz'' gibi ama karşılık yok. Ben beş yıldır Ekrem Başkan ile bir masaya oturup, Silivri'nin meselelerini konuşamadım. Öyle bir randevu bile vermedi bize arkadaşlar. Kusur onda değil bu yöntemde. Bu yöntem terkedilmesi gereken bir yöntemdir. Biz sosyal demokrat bir parti isek, özümüze yani birlikte düşünmeye, birlikte yönetmeye, birlikte karar almaya doğru yol alırsak bir şeyler oluşturabiliriz. Ortak akıl var ise ortak başarıyı yakalayabiliriz. Bu mümkün. Seçim o kadar yakın ki aslında bu güzel duygular, güzel düşünceler, güzel enerjiler birleşirse kaçınılmaz zafer bizi bekliyor. Yeter ki “benim sözüm, benim adamım, benim çevrem'' havasından uzaklaşalım.
“HİÇ ÇALIŞMALARA KATILMADAN BİR İNSAN BİR YERDEN BİR YERE NASIL FIRLAYACAK?”
Elimde çok güzel önermeler var. Bir tanesi komisyonlar. Şimdi ilçe başkanı “Yaptık ya'' diyecek. Yapmış olmak için yapılmaz. Ya da yapıldı, olmadı. Daha güzeli yapılacak, daha da zenginleştireceğiz. Üyelere çağrım var. Geçen bir mühendis arkadaşım “Ben meclis üyesi olmak istiyorum'' dedi. ‘'Çok güzel ama seni hiç göremiyoruz çalışmalarda'' dedim. Bu iş nasıl olacak? Hiç çalışmalara katılmadan bir insan bir yerden bir yere nasıl fırlayacak? “Ben söz aldım'' diyor. Böylesi çok oldu. Olmadı mı arkadaşlar? Avukatlar söz aldı, doktorlar söz aldı ve oluyorlar. Bu çok tehlikeli bir şey. Bizi başarısızlığa mahkûm eden de bu değil mi? Hani derler ya “tarlada izi olmayanın harmanda sözü olmaz'' diye.
Bundan sonraki tüm çalışmalarımızda, birimlerimizde emeği öne çıkartan, yücelten bir çalışmayı önümüze koymayı ben öneriyorum, hepinize başarılar diliyorum arkadaşlar.”e5d0b502-9536-415d-8387-caabbff5c4c0
ÇELEBİ İLE 1 MAYIS HATIRASINI ANLATTI
Kırkıcı, CHP İlçe Kongresinde görüşlerini yanşatmak için kürsüye geldiğinde Divan Başkanı Süleyman Çelebi ile ilgili bir anısını da hatırlattı. “Divan Başkanım Süleyman Çelebi'nin DİSK Eski Genel Başkanı olması ve az önce “Ben kırmızı kazağı severim'' demesi bir olayı hatırlattı bana. 1 Mayıs'ın yasaklı olduğu günlerde, iktidar tarafından DİSK Genel Merkezi abluka altındaydı. Divan Başkanı'mız Süleyman Başkan'ın kırmızı kazağıyla çıkışını ve o barikatları yara yara Taksim'e kadar dışarıda bekleyen yüzlerce insan ile yürüyüşünü hiç unutamam. Bu çok önemli bir hatıra olarak bende kalmıştı. Ayrıca hatırlattığı için kendisine teşekkür ediyorum” diyerek…
Sevginar SALİ

 

YORUM YAP