
Bu soru çok genel oldu. Çünkü her konuda meslektaşlarımı savunacak kafada bir öğretmen değilim açıkçası. Soruyu biraz daha özelleştirelim. Öğrencilere kitap okuma alışkanlığı kazandırma noktasında sadece öğretmenler mi suçlu? Öğrenciler kitap okuyor mu sizce?
Ben size hemen cevabı vereyim. Hayır, efendim çocuklarımız kitap okumuyor. Neden biliyor musunuz? E siz de kitap okumuyorsunuz. Bu satırları okuyanlardan bu kriterlere uymayanlar elbette vardır. Zira bu satırları okuyorsa o da bir okuyandır sonuçta. Lakin günlük haberleri takip etmek veya gazete okumak veya sürekli sosyal medya hesaplarında var olanları okumak ile elbette okuyor oluyorsunuz ama okur olmuyorsunuz. Okur kategorisine girmek için en az iki haftada bir kitap bitiriyor olmak gerekiyor. Böyle bakınca okur sayımız oldukça azdır. Memleket geneline yaydığımızda da oran gerçekten üzücü. Kitap okuma oranımız yerlerde sürünüyor. Sonra diyoruz ki "E bu çocuklar niye başarısız?”
Geçtiğimiz günlerde bir makale okudum. Amerikalı bir akademisyenin makalesinin başlığı şöyleydi. "Çocuklarımız kitap okumuyor. Peki ya ebeveynler?” Sorunun kaynağı da cevabı da bu başlıkta gizli aslında. Çocuklar kitap okumuyor çünkü ebeveynler de kitap okumuyor. Size canlı örnek sunayım. Okulumda kitap okuma alışkanlığı oluşturabilmek adına veli-öğrenci- öğretmen üçlemesi ile okul bahçesinde bir saat kitap okuyacaktık. Herkes kitaplarını alacaktı, okul bahçesinde bağdaş kurup mis gibi kitap okuyacaktık. Okulumuzun mevcudu yaklaşık 120 kişi civarında. Etkinliğe gelen veli sayısını söylüyorum. Sıkı durun. Bir. Evet, evet doğru okudunuz. Sadece bir velimiz geldi. Aynı hazin sonuçla veli toplantılarında da karşılaşıyoruz. Şimdi bana söyleyin. Hep mi suçlu biz öğretmenleriz? Öğrencinin başarısızlığından, kitap okuma alışkanlığının olmamasından, karşısındaki kişi ile düzgün üslupta konuşmamasından hep mi öğretmen suçlu sayın ebeveyn?
Her veli toplantısında bir matematik öğretmeni olarak üstüne basa basa şunu vurguluyorum. Çocuğunuza kitap okuma alışkanlığı kazandırın. Bırakın bir diziyi ailecek izlemeyi de bir dizi zamanı kadar hepiniz ailece kitap okuma saati yapın. Ciddi bir televizyon izleyicisi olduğunuzu biliyoruz. Bunu yapmak çok mu zor sayın ebeveyn? Veya çocuğunuza yatarken şunu söyleyin. "Çocuğum hadi sen oku ben de dinleyeyim.” Çocuğunuzun da kitap okurken uykusu gelir mışıl mışıl uyur. Yarım saat bile sürmez. Çok mu zor bunu yapmak? Söylediğim şeyler oldukça basit ama kazanımları devasa emin olun. Bazen de şuna şaşıran oluyor. "Hocam, siz matematik öğretmeni misiniz, Türkçe öğretmeni mi?” Bunun için branş önemli değil elbet. Zira ben sadece matematik anlatmakla mükellef olan biri değilim. Ben bir eğitimciyim. Bu yüzden öğrencinin her sorunu benim ilgi alanıma girmekte. Konumuzun matematik ile ilgisini de hemen söyleyeyim size. Mesela matematik öğretmeni deyince niyeyse kolay işlem yapmamızı bekliyorlar. Arkadaşlar matematik öğretmeni demek hesap makinesi demek değil ki. Aynı şekilde işlem yapma yeteneği fazla olan öğrencinin matematiği de iyidir diye bir şey yok. Hesap işini makineler de yapıyor. Önemli olan problemleri iyi analiz edebilmek ve çözüme ulaşabilmektir. Bu sadece ders kitaplarındaki problemler değil ki. Hayatımızın içinde binlerce problem yaşıyoruz. Matematik zekası da bu problemleri analiz eder ve analitik çözümler için öneriler ortaya atar. Mesele işlem yapmak değil tam tersine işlemin özünü anlamaktır. Peki gerçekte çocuklarımızın çoğunun yaşadığı durumu size söyleyeyim. Çocuklarımız dört işlem soruları verdiğinizde öyle veya böyle yapıyor. Peki ya problem? İşte o kısım büyük sorun. Nedeni ise çocuklar problemde ne istediğini, ne anlatmak istediğini, hangi işlemler yaparak doğru sonuca ulaşacaklarını bilmiyorlar. Bunun nedeni de okuduğunu anlamamak kısacası kitap okumamak demektir. Yani neymiş, kitap okumanın bütün derslere olumlu etkisi varmış.
Hem derslere olumlu katkı sağlamak hem de dünyaya çok daha geniş perspektiflerle bakmalarını sağlamak için lütfen kitap okutun, okuyun!
Siz okumuyorsanız da suçu hemen öğrencilere veya öğretmenlere atmayın. İğneyi önce kendimize batırmayı bilelim.