
Hürhaber, köy ve mahallerin sorunlarına mercek tutmaya devam ediyor. Tarlalarına girip ürünlerini toplayamayan Alipaşalı vatandaşlar cezaevinin yola koyduğu barikatların kaldırılmasını ve Başkan Işıklar’dan düğün ile spor salonu istiyor.
Gazetemiz İmtiyaz Sahibi İlhan Uygun, Silivri’nin köy ve mahallerindeki sorunlarını gündeme getirmek için yaptığı atağı Alipaşa’da sürdürdü. Vatandaşlarla röportaj yaparak sorunları ve beklentileri hakkında bilgi alan Uygun, Alipaşa Muhtarı Metin Gürsu’nun görüşlerine de başvurdu. İSKİ’nin gereksiz yere hat değiştirdiğini söyleyen Gürsu, alt yapılarının yeni ve kullanılır vaziyette olduğunu belirtti. Cadde ve sokak isimlerinin de alakasız olarak verildiğini ve ezberlemekte güçlük çektiklerini söyleyen Gürsu, Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar’a seçimlerde verdiği sözü hatırlatarak düğün salonunu yapımının 2014’e kadar başlaması gerektiğine dikkat çekti. En önemli sorun olarak vatandaşlar ve muhtar Gürsu, cezaevinin yola koyduğu çift sıralı barikatlar olduğu söyledi. Çiftçiler barikatlar yüzünden tarlalarına girip hasatlarını toplayamamaktan şikayetçi. Konu hakkında cezaevi müdürlüğüne dilekçe yazacaklarını belirten Gürsu, taleplerinden olumlu yanıt almayı bekliyor.
Alipaşa sakinleri sorunlarıyla ilgili gazetemize şu açıklamalarda bulundular:
"BELEDİYE ÇALIŞMALARINDAN MEMNUNUM”
Ahmet Gürsu: Silivri Belediyesi’nin çalışmalarını uygun ve olumlu buluyorum. 2005 yılında belediyeden emekliye ayrıldım. Siyasetle pek işim olmaz. Ben yapılan işlere yol, kaldırım, iskâna bakıyorum.
"İMAR PLANI AÇILSIN, ALİPAŞA’YA YATIRIMLAR BAŞLASIN”
İbrahim Aksu: Minibüsçülük yapıyorum, köyde kimse kalmadığı için iş, güç yok. Başka bir hatta geçme talebimizi Şoförler Odası’na iletiyoruz. Ama daha sonra gündeme alınacağı söyleniyor. Su var ama hiç kimse kullanamıyor, halimiz perişan. Silivri Belediyesi yatırımları durmuş vaziyette. Yerleşim ve imar planı da yok ortada. Alipaşa’ya imar planı açılmasını ve yatırım gelmesini istiyoruz.
"SIKINTIM YOK”
Tayyar Bolluca: Çiftçiyim, organik tarımla uğraşıyorum. Sebze ekip, pazarlamasını yapıyorum. İstanbulluyum buralarda pek kalmıyorum, herhangi bir sıkıntımız yok.
"PAZAR YERLERİNDEKİ KARIŞIKLIK SIKINTI YARATTI”
Yaşar Çalışkan: Silivri Belediyesi bizlere köylerde pazarda yer veriyor. Bunlara karşı çıkmalar oldu. Zabıtalarla sıkıntı yaşadık. Tezgâh için aldığımız numaralarda değişiklikler oldu, tezgâhlarımızı kaldırmak zorunda kaldık. Pazar boş daha ilk hafta amirleri bile ‘tamam bu haftalık açsın’ dediği halde zabıtalar onay vermiyor. Mahkemelik oldum, bu konuda başım ağrıdı.
"TARLAMI ZARARINA EKİYORUM”
Fikret İşlek: Kim kazandırırsa ondan yanayız, ekmek için çalışıyoruz. Seymen Köyü’ndeki arazimi "Boş bıraktılar” demesinler diye utancımdan ekiyorum. Ekmesem daha kârlıydım. Sanayinin olmasıyla biraz değişiklik olsa da bize bir faydası olmaz.
"MUHTAR ÇOK İYİDİR”
Hasan Bilen: 80’ini geçik yaştayım. Romanya göçmeniyim, Atatürk getirdi bizi buraya. 8 tane torunum var. Torumu bile evlendirdim onun da çocuğunu gördüm. Cenab-ı Allah yatırmasın, ayakta alsın canımızı. Muhtarla aram iyi, Metin çok iyidir.
"BELEDİYENİN KÖYÜMÜZE ÇİVİ ÇAKMIŞLIĞI YOK”
Fahrettin Tuncel: Köylerin mahalle olması olumsuz yönde değişiklikler getirdi. Yol, cezaevi, doğalgazı diye bütün arazilerimizi alıyorlar. Yine geldiler, neymiş ‘stratejik bölgeymiş’ alan genişletiyorlar. 100 küsur dönüm daha gidiyor. Cezaevi kamulaştırıyor. Gelecek nesil çok zahmet çekecek. İnsanlara istihdam sağlamadıktan sonra mahalle olmanın anlamı ne? Silivri Belediyesi’nin köyümüze bir çivi çakmışlığı yok. Şu yolu, suyumuzu, kanalizasyonu bizler yaptık. Belediyenin bize ne faydası olacak? Sadece bizi sömürür, ‘arsanıza inşaat yapacağım’ der para alır. Başka hiçbir şey yapmaz. Hiçbir beklentimiz yok. Bizim köyün 800 dönüm arazisi vardı. Bugün ki parayla 300 bin TL’den hesaplayın bunların hepsi belediyeye kaldı. 5 tane köy kurulur böyle. Siyasi yönünden düşünmüyorum hangi parti olursa olsun cezaevi yapıldığı zaman CHP dönemiydi. İnsanlar menfaat için bazı şeyleri yapmayacak. 2 bin TL toprağın bedeli varken, 16 bin TL gibi büyük paralar aldılar. Buraya neden, hangi amaçla yapıldı bu cezaevi, tarım alanları? Yollarımız kapalı, arazimize giremiyoruz. Tarım arazisine bin küsur dönüm yere bunu yaptıktan sonra da "Biz bu halka ne yaptık?” diye sormanın bir anlamı yok. Orası istimlâk edildiği zaman AKP’ye gittik, yalvardık, ‘yapmayın buraya cezaevi’ diye. ‘Devletin parasıdır, burayı Tarım Bakanlığı’na verin cezaevi yerine hiç olmazsa tarıma dayalı bir üniversite yapılsın’ dedik. EskiAdalet Bakanı Hikmet SamiTürk bize "Hep siz mi denizi göreceksiniz biraz da mahkûmlar görsün” dedi. Halbuki kuşlardan başka bir şey de gördükleri yok. Büyüklerimiz daha iyi bilir diyoruz ama gün gelecek pişman olacaklar. Stratejik alan olur mu, gün gelir 1 metre toprağı ararız. Gelecekte stratejik alan tarım olacak. Planlamalarımız çok yanlış, böyle planlama olmaz. 10 sene önce şehir planlamacıları geldi ‘burası Alipaşa, sanayiyi buraya sıkıştırmayın’ dedik. "Çok güzel şehircilik planları yapıyoruz” dediler. ‘Hocalarınız İstanbul’u yaptı, gördük’ dedik. Sanayi imarını kaldırıp konut imarını açtılar, o da yanlış. Yanlış üstüne yanlış. Ranta dayalı planlama bu.
"GEÇİMİMİZİ TARLA SATARAK SAĞLAR OLDUK”
Ahmet Kart: Çiftçilik yapıyorum, bitik vaziyetteyiz. Ektiğimizden, biçtiğimizden para beklemiyoruz. Tarlalar para ediyor ancak satıyoruz. Nereye kadar bilmiyoruz çocuklarımız zahmet çekecek. Bu hükümet çiftçiliği bitirdi. Biz tohum ekerken gübrenin kilosu tabirimizle 1200 liraydı şimdi 600 lira. Buna hükümet karışmıyor, serbest piyasa istediğine satıyor. Buğdayı satınca numuneyi değirmene götürüyorsun. Değirmen "650 liraya alırım” diyor, boynunu büküyorsun, başka şansın yok. Benim ürettiğim mala değeri o biçiyor, nasıl ödeyeceğini de o söylüyor. Ben bundan nasıl para kazanayım? Ben zaten bunu 650 liraya mal ettim, buradan bana bir şey kalmıyor diyemiyorum. Herkes organize olmuş. Yine bizim suçumuz var. Zamanında kooperatifleşmemenin, birleşmemenin sonuçları bunlar. Sıkıntı çekmektense arazi satıyoruz istemesek de. Diğer köylere nazaran en az arazi satılan köy Alipaşa yine de sıkıntı büyük. Burada çiftçilikten kimse 1 lira kazanamaz. Planlar açıklandığı zaman 100 dönüm arsanın otomatikman 45 dönümü gidecek. Geriye kalan 65 dönüm de arsa tarafına geçeceği için kayıt dışı kalacak. Ne kazanacağım, yıkmışsın beni zaten. Geçimimi sağlayamayınca arsayı da satacağım. Kimse batağa gitmeden yer satmıyor. Silivri bitti mi de iş Alipaşa’ya geldi. Yerimi bedavaya alırsan bu işin içinde rant var. Kimse ses çıkarmıyor ama yazık, günah. Cezaevinin orada biçerdöverim var, yolun önünden geçilmiyor. Jandarma eylemlerden dolayı bariyerleri dikti öylece kaldı. Senede 3-5 kez gidiyoruz diyelim biz, Çeltik Köyü ve daha ilerideki köyler o yolu kullanıyorlar. Şimdi onlar da geçemiyor. Kara kara düşünüyoruz. Otobandan cezaevinin alt bölgesindeki yola giriyoruz araziye ama otobana biçerdöver çıkar mı? Bu sefer polis yakalıyor ki hakikaten çok tehlikeli. Otobana biçerdöver sokulur mu?
"İŞGÜCÜMÜ ELİMDEN ALIYORLAR BUNA BEDEL BİÇİLEMEZ”
Ersin Taşkın: Cezaevi yolundaki arazilerimize giremiyoruz. Tarımla uğraşıyoruz. Duruşma günleri nasıl gireceğiz, bizi de ‘karşı çıkanlardan’ zannedip, tepki gösterecekler. Ben mağdur olacağım. Gelip soruyorlar; "Devlet bu kadar veriyor, siz ne düşünüyorsunuz?” diye. Yüzlerce dönümle birlikte, benim işgücümü bitiriyorsun bunun bedeli fiyatla tartışılmaz. Metresine bırak 40 lirayı 500 lira versen vermem. Ben bununla geçiniyorum. Gelen zat akıl veriyor; "Buradan satarsın filan yerden alırsın”. Ben o kadarını düşünemiyor muyum? Benim kafam onun kadar çalışmıyor mu? Benim hakkımda karar veriyorlar. Hani yerel yönetim? Geçen sene ayçiçeği desteklemelerini alıyorduk, yılbaşında da buğday desteklemelerini alıyorduk. Daha almadık bunları, muhtarımız biliyor. Ayrıca E-5’te yapılan bir uygulama var. Kınalı’dan Güzelce’ye kadar 55 km bir sınırı varmış. Bu uygulamada birçok arkadaşımıza ceza geldi, hız sınırını aştığından dolayı. Ama maalesef mahallemizin içinden geçen bu yolda yaklaşık 80 ile 100 km arasında sürat yapılmakta. Daha hızlı gidenler de var. Maalesef köyümüzde yaşlı insanlar ve okula giden çocuklar yoldan karşıya geçmek zorunda. Bununla ilgili bir girişimde bulunuldu ama Karayolları herhangi bir işlem yapamayacağımızı söylüyor. Buraya bir uyarı veya bir sinyalizasyon sistemi konulsa daha güzel olmaz mı? Sonuçta burası E-5 değil. Yetkililerin konuyla ilgilenmelerini istiyoruz, köyün içinde bu sürat felaket demek.
"KARAYOLLARI MAHALLENİN İÇİNDEN GEÇEN YOLDA ÖNLEM ALSIN”
Tuna Özer: Ersin arkadaşımın söylediklerine katılıyorum. Karayollarına şikâyette bulunduk ama 1 senedir yolla ilgili bir işlem yapmadılar. Bu en büyük handikap. Geçen sabah yine burada oturuyoruz 150-160 ile iki araba yarış ettiler. Allah muhafaza biri çıkabilirdi yola. Emekli bankacıyım şimdi kahve işletiyorum. Ayrıca hükümetin uyguladığı politikaları beğenmiyorum. Anadolu’nun bir sürü kıraç toprağı var neden buraya kurdular cezaevini? Tarıma en elverişli yere cezaevi yaptılar. Bu daha büyüyecektir, E-5’le cezaevi arasındaki her yeri istimlak edeceklerdir. 2023 planlarının içinde bu da var. Cezaevi buraya geldiğinden beri suç oranları çok arttı. Adamlar buraya gelip koyun çalıyorlar, daha ötesi yok bunun. Ayrıca Ulusal Kanal’ı izliyoruz diye şikâyet edilmişiz, Jandarma gelip "Çok şikâyet var” dedi. Bir de cadde ve sokak isimlerinden çok şikâyetçiyiz, çoğu bizimle alakasız, insanlara yol tarif edemiyoruz rezil oluyoruz.
"İNSANLAR DUYARSIZ”
Utku Gürsel: Mahalle olmanın zararını gördük faydasını görmedik. Buranın insanları duyarsızlar hiçbir şeye ses çıkarmıyorlar ve bir birlerini tutmuyorlar.
"DEVLET İSTEDİĞİNİ YAPIYOR”
Ferit Taşkın: Devlet yerlerimizi istimlak ediyor. Mahalle olduk devlet ne isterse onu yapıyor.
"10 YIL SONRA MAHALLEMİZ GELİŞEBİLİR”
Ali Tuncel: 2 gün oldu askerden geleli. Henüz ne iş yapacağıma karar vermedim. Kafeterya tarzında bir iş düşünüyorum, daha çok yazlık kesime hitap edecek tarzda. 10 yıl sonra mahallemiz daha farklı olabilir.
"ÇİFTÇİLİK KÖTÜYE GİDİYOR”
İlhan Mehmet Yalçın: Çiftçilikle uğraşıyorum, çiftçilik herkesin bahsettiği gibi kötüye gidiyor. Maliyetler çok ve çıkardığımız ürünü istediğimiz gibi değerlendiremiyoruz.
"HAYVANCILIĞI KALDIRACAKLAR”
Saadettin Demirtaş: Mahalle olmanın bize bir faydası olmadı, daha zararlarını görmedik henüz ama göreceğiz. Ben hayvancılık yapıyorum, yarın hayvancılığı kaldıracaklar.
"ALİPAŞA’DA HİZMETLERİ MUHTARLIK SAĞLADI”
Bahattin Eriş: UCZ marketleri bilinçsiz müşteriyi etkiledi, bilinçli olanlar hala bize geliyor. Ki zaten benim belli bir müşteri kitlem var. Biz mücadeledeyiz, kaliteli hizmet veriyoruz, başka bir firma da gelse biz kalitemizi bozmayız. Biz yılların esnafıyız. Ayrıca biz Silivri’ye daha yakın bir mahalle olduğumuz için daha çok hizmet bekliyoruz. Park gibi insanların vakit geçirebilecekleri yerlerimiz olsun. Bizden büyükşehre çok şey gitti, çok fedakarlık yaptık o yüzden bunun hakkı bu değildir, daha fazla hizmet vermeleri gerekiyor. Bizim gerekli hizmetlerimizi bugüne kadar muhtarlık sağladı.
"KÖYLÜDE ÇOK DERT VAR”
Veli Aktaş: Köylüde dert olmaz mı? Mazot, gübre zamlandıkça vatandaşın derdi artıyor.
"GEÇİNMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Nurettin Sönmez: Emekliyim. Geçinmeye çalışıyoruz aslen Sinoplu’yum, ama 30 yıldır buradayım.
"BELEDİYE BAŞKANINI RESİMLERDE GÖRÜYORUM”
Cemal Karaca: Belediyeden hizmet olarak sadece çöplerimiz alınıyor. Bir gün gelip halimizi hatırımızı sormuyor. Belediye başkanını sadece resimlerde görüyorum.
"ÜNAL VEFASIZ BİR ÇOCUK”
Ahmet Doğrul: Ben Avukat Ünal Doğrul’un babasıyım. 3 Çocuğum var ama diğerleri neyse de Ünal beni hiç aramaz. Yaklaşık 3 ay oldu ne gelip görüyor, ne de arıyor. Tek başımayım burada. Çok vefasız, arasam açmaz bile.
"BELEDİYE KÖPEKLERİ TOPLASIN”
Cemal Memati:Emekliyim, buraya dinlenmek amaçlı geldim. Ama belediyeden bir isteğimiz var köpekleri toplasınlar. Çocuğumu okuldan almaya gittim bana havladılar, bir sürü küçük çocuk da var bir şeyler yapılsın.
"HİZMETLER YAPILIYOR”
İsmail Onan: Benim için köyde durumlar iyi. Gerekli hizmetler de yapılıyor.
"BİZİM KÖY HİÇBİR ŞEYDEN FAYDALANAMIYOR”
Serdar Demirtaş: Hayvancılık yapıyorum. Yem 50 lira oldu, çok sıkıntıdayız. Devlet hayvancılığı desteklesin. Bizden etin alınışı çok ucuz, kasaplarda pahalı. İlçe Tarım Müdürlüğü bize bakmıyor bizim köy hiçbir şeyden faydalanamıyor, köy statüsünden çıktık diye. Metin muhtarım da ilgilendi konuyla ama olmadı.
"DURUMLAR İÇ AÇICI DEĞİL”
Sadettin Dağlı: Alipaşalıyım, çiftçilik yapıyorum. Durumlar hiç iç açıcı değil. Sadece borçları kapatabiliyoruz. Mazotun düşmesi lazım. Eskiden devlet bize prim veriyordu, onu da bu sene vermedi, en azından çay paramız çıkıyordu.
MUHTAR GÜRSU: MUHTARLIĞIMIZIN BÜTÇESİ KALKTI ARTIK ESKİSİ GİBİ DEĞİL
Alipaşa Muhtarı Metin Gürsu: Eski muhtarlıkla şimdiki muhtarlık arasında çok fark var. İsmi muhtarlık ama Allah’ı ayrı. 1999 yılındaki çalışma ve tüzel kişilik olarak kaynak ve imkânlar çok farklıydı. Muhtarlar kendi adına halkla birleşip imece usulü de iş yapabiliyordu, maddi manevi her türlü iş yapabiliyordu. Mal alıp mal satabiliyordu, ticari olarak söylemiyorum, muhtarlık adına söylüyorum. Mahalle muhtarlığına döndükten sonra bu tip olaylar tamamen kalktı. Neden? Bütçen kalktı. Bütçen kalkınca sadece dışarıdan gelen hizmete bakıyorsun. Nedir bu? Bir büyükşehirin yapacağı hizmetler var, bir de Silivri Belediyesi’nin. Eskiden biz buradan su parası 50 ya da 25 kuruş alıyorduk, şimdi 2,5 lira oldu. Tüm köyler mahalleye döndüğünde hepsi kalkacak ve 3,5 lira olacak. Mesela biz insanların maddi durumuna göre, çok yoksul insanlardan su parası hiç almıyorduk. Muhtarlık olarak onları kollayabiliyorduk. Ama şimdi İSKİ’de öyle bir avantaj yok. Bir de doğalgaz olayı oldu, tamam çok güzel bir şey fakat külfet getirmeye başladı. Neden? Binaların çok açık olması, arazinin çok geniş olması, konutların bir birine bağlı olmaması, uzak olması maliyeti yükseltiyor. Bu sefer faturalar yükseliyor. Eskiden ormandan yakacağını getirip sobasını kurardı, ekmeğini yapardı. Daha düzenli olurdu. Şimdi hep teknolojiye uyduk. Teknolojinin getirdiği külfeti karşılamak için çalışmak lazım. Fabrikada çalışıyor olsa bir insan kendi evi olmasa 800 liraya geçinemez. Tarım sektörünün girdilerinin zayıflaması, iş sahalarının kısalması, alt yapısız mahalleye dönüşmemiz bizim elimizi kolumuzu bağladı.
"MUHTARLIKLARIN HÜKMÜ KALMADI”
Şuan burası muhtarlık, çalışan parasını ben veriyorum, sigortasını ben ödüyorum. Onu çıkartıp kapısını kapatsam bu sefer diyorlar ‘muhtarlık kapalı’. Ben sürekli burada durmak zorunda olacağım. Bir haftada sadece bir kişi ikametgah almış ondan da para almamış zaten. İhtiyacı olan gidiyor nüfus müdürlüğünden her şeyini alıyor. Sadece burada durmasının nedeni adres tarif etmek. Muhtarlıkların artık bir hükmü kalmadı.
"HİZMETTE BİR SIKINTI VAR”
2004’ten beri her birime dilekçe verdim. Ben talep ederim, isterim. Ama yapılana da bakarım. Büyükşehre yüzlerce dilekçe göndermişimdir. Şahsıma değil yapılması gereken işlerle ilgili. Daireler arasında döne döne dilekçelerin çoğu kaybolmuştur. Bazıları da üst üste ısrar etmemize rağmen zorlukla yapılmıştır. Yerinden yönetimle biz burada bazı şeyleri çözebiliyorduk, ama şimdi İstanbul’a başvuruyoruz. İstanbul birimleri de bir birine aktarıyor, iş farklı yönlere gidiyor. Silivri Belediyesi’ne gidiyorsun ana caddeler Büyükşehrin, yan caddeler Silivri Belediyesi’nin böyle bir çapraşıklık var burada. Hizmette bir sıkıntı var. Bunu nasıl düzeltecekler? Muhtarlıkların gelirleriyle ilgili bir iyileştirme yapacaklar mı? Şuanda buranın sadece mührü var, götürüp kaymakamlığa bırakalım.
"KÖY HAYATI KALMADI”
Biz istediğimiz şeyi yapalım, şuanda iktidar kendi kanunlarıyla kendi prosedürünü uyguluyor. Şuanda burada yaşayan insan başı ağrısa bu kapıya gelir. Bu kapıya geldiğinde de bir şey bulur. Eğer yapabileceğimiz bir şeyse yaparız, ama yapamayacağımız bir şeyse belli yere alır götürürüz. İnsan ne zaman lazım olur? Düğününde, hastanesinde, cenazesinde. Artık bir birimize bir şey soramaz hale geldik. Köy hayatı kalmadı. Şuanda da Büyükşehrin hizmeti olarak bir tane bir şey gözükmüyor. Büyükşehrin ne birimi var burada? Ama biz Büyükşehre bağlıyız. Ana caddedeki bulvarı Allah razı olsun yine Özcan Başkan yaptı. Ama daha fazla şey gerekir, Fatih Mahallesi’nde ne varsa Alipaşa’da da Çayırdere’de de olmalı.
"İSKİ GEREKSİZ YERE KANALİZASYONU YENİLİYOR”
İşin tuhafı şuan kanalizasyon var, su şebekesi var. İSKİ şimdi tekrar buranın kanalizasyonunu ihale yapmış. Gelen şahıslar haritayı serdiler dediler ki "Biz buranın kanalizasyonunu yenileyeceğiz”… ‘Neden yenileyeceksiniz?’ dedim. "İhaleyi aldık o yüzden” dediler. ‘Peki kaçlık döşeyeceksiniz?’… "300’lük” dediler. İyi de zaten burası 300’lük ve yeni. Kullanılmayan, bozuk bir hat olsa tamam ama bu işleri yaparken dikkat etmek lazım, yazık günah. Bu güne kadar bir kere vidanjör çağırıp kanal açtırmadım. Çalışıyor çünkü. Atık sular bile kanalizasyona karışmıyor. Silivri merkezde bile böyle bir hat yok.
"MUHTARLIKLARI YA KAPATSINLAR YA DA DÜZENLEME YAPSINLAR”
Sıkıntılarımız çok büyük. Şuan bir personel çalışsın, 20 bin lira sigortası, maaşı ödeneği var. Bu muhtarlık nerden kazanacak bunu? Muhtarların maaşı, sosyal hakkı falan zaten yok. Ben şimdi bu görevin içindeyim, yarın başka bir arkadaşım da gelebilir. Ama gelecek kişiye de gerçekten sıkıntı. Silivri’de şuan 13 köy mahalleye dönüşüyor. Bir Bekirli’de, Fener’de mahalle olduktan sonra o muhtarlığın ne anlamı olacak? Bence doğru bir şey değil.Ya kapatacaksın ya da alt zeminini hazırlayıp öyle bu şekle getireceksin.
"CEZAEVİ YOLA KOYDUĞU BARİKATLARI KALDIRMALI”
Cezaevinin özellikle Kınalı gişelerinden çıktıktan sonra cezaevine giriş yolu ve bizim tarımsal alanda kullandığımız ana bir yol var. Geniş kapsamlı araçların oradan geçmesi şuanda mümkün değil. Çift sıralı barikatlarla kapattılar yolu. Şuanda o araziye makinelerin, biçerdöverlerin, büyük ekipmanların geçip de ürününü biçme imkânı kesinlikle yok. Bu konu hakkında ben muhtar olarak ve Ziraat Odası Başkanı olarak dilekçe vereceğim çiftçilerin mağdur olduklarına dair. Geçici de olsa orak döneminde açılsın, sonra tekrar kapansın. Yasal olarak yol güzergahını hiçbir şekilde kapatamazlar. O gün önlem alırsın 500 asker dikersin ama sürekli bir yolu kapatamazsın. Türkiye Cumhuriyeti’nin kanununda bu var. Bir de iş için isteniyor bu oradaki arazilere girebilmek için, bir sene gözüne bakmış çiftçi. Daraltmaların kalkması lazım.
"DÜĞÜN SALONU VE SPOR SALONU SÖZLERİ TUTULSUN”
Silivri Belediyesi’nden düğün salonumuzu yapmasını istiyoruz. Düğün salonun 2014 yerel seçimlerden önce bitmesi lazım. Bunun sözü bize böyle verildi. Alipaşa bunu hak ediyor, istiyor. Ayrıca iki tane amatör takımımız var. Biri U-19 biri 2. Amatör grupta yarışıyor. Bu konuda Kulüpler Birliği’nden destek istiyoruz, şuana kadar maalesef birlikten destek alamadık. Geçmiş dönemde spor sahasının resmi çizildi, soyunma odalarının projeleri pankartlara asıldı, o spor salonun devamını büyükşehir yapacaktı. Bir yerin oyunu istiyorsan o yeri cezalandırmakla alamazsın. Büyükşehirin bu projeyi yapması lazım. ‘Oyunuzu bize vermeye mecbursun’ demekle olmaz. Bana hizmet yapıp gönlümü alacak sonra da oyumu.
"SOKAK İSİMLERİNİ EZBERLEMEKTE GÜÇLÜK ÇEKİYORUM”
Cadde ve sokaklarımızın isimleri değişti. Ben karıştırıyorum, ezberlemekte güçlük çekiyorum. 50 senelik sokağın adı değişti. Nedeni olarak İl bazında aynı sokak isimleri var, bir birine karıştırılıyor dendi. Alipaşa’daki bir sokakla İstanbul’un bir ilçesinde sokağın aynı bazda olması mümkün mü? Bence değildir. Ama en azından buraya yakışan isimler konsaydı. "Çekmece Çıkmazı”nın Alipaşa’da ne işi var?
"SADECE POSTANE GÖREVİ GÖRÜYORUZ”
Tüzel kişiliğimiz devam ederken okullara ve camilere büyük yardımlar yapıyorduk. Elimizden geldiği kadar imkân sağlayabiliyorduk. Vatandaşa hizmet konusunda ne yaparsak yapalım maalesef muhtarlıklar pasifize olmuş durumda. Sadece postane görevi yapıyoruz, bu şekilde devam ediyor.
ALİPAŞA TOPRAK TAHLİLLERİ LABORATUVARININ FAALİYETLERİ
Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, çiftçilerin bilinçli üretim yaparak toprağın verimini arttırabilmesi amacıyla Silivri Ziraat Odası’na Alipaşa’da Toprak Tahlil ve Analiz Laboratuvarı yapılmak üzere yer tahsis etmişti. Silivri Ziraat Odası Başkanlığı tarafından yapılan Toprak Tahlil ve Analiz Laboratuvarı açılışı yapılarak, hizmet vermeye başladı. Hangi konularda çiftçiye destek sağladıklarını Silivri Alipaşa Toprak Tahlilleri Laboratuvarı çalışanları şöyle anlattı:
"ÇİFTÇİLERİ BİLGİLENDİRMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Trakya Tahlil ve Toprak Analizi Laboratuvarı Şirket Yetkilisi Gözde Eligül: Ağustos ayından beri Ziraat Odası’yla birlikte Silivri Alipaşa’da faaliyet gösteriyoruz. Ziraat odalarıyla birlikte bu işi sürdürüyoruz. Bize bağlı 12 tane Ziraat Odası var. Laboratuvarda toprak, yaprak ve sulama suyu analizi yapıyoruz. Tarımla uğraşan kişilere bu konuda hizmet veriyoruz. Yaptığımız analizler sonucunda topraktaki makro ve mikro elementlerin ph’ı vs. 14 parametreyle birlikte toprağa, ağaca, ürüne uygunluğunu tespit ediyoruz. Ve sonucunda hangi gübreden ne kadar atılması gerektiğini, ne zaman verilmesi gerektiği konusunda bilgi veriyoruz. Bu konuda analizlerimizi yapan laborantlarımız, biyologlarımız ve yorumlamasını yapan Ziraat Mühendisimiz var. Ayrıca gezici ekibimiz var. Ziraat Odası’nın bu anlamda faaliyetleri ve toplantıları var. Çiftçileri elimizden geldiği kadar bilgilendirmeye çalışıyoruz. Bu konuda ziraat anlamında Trakya bölgesinde hakimiyetlerimizi sağlayarak faaliyetlerimize devam ediyoruz. Organik olarak baktığımızda genel olarak topraklarda çinko yapısı düşük, doğal olarak organik maddesi de düşük oluyor. Çiftçiler bunu artırma konusunda çeşitli düzenleyici ürünler kullanarak toprağın ph derecesiyle bu organik maddeyi artırmaya çalışıyorlar. Dolayısıyla burada analiz sonucu çok önemli.
"ANALİZ SONUÇLARINI DEĞERLENDİRİYORUM”
Trakya Toprak Tahlilin Sorumlu Ziraat Mühendisi Çisem Tuncer: Laboratla beraber analizleri yaptıktan sonra bütün raporlamasını, analiz sonuçlarını ben değerlendiriyorum.
Esra TATAR