
"ÜLKEDEKİ BU HEYECAN 7 HAZİRAN’A BAŞARI OLARAK YANSIYACAKTIR”
Selami Değirmenci, partililerine şöyle seslendi: "Değerli arkadaşlar, çok uzun bir aradan sonra yaklaşık 16 yıldır ilk kez CHP bir ön seçim yaşayacak. Ön seçim kararı alındığından bu yana hepimiz görüyoruz ki partide olağanüstü bir dinamizm ve heyecan başladı. Yaklaşık 1,5 aydır ülkenin her tarafında sadece CHP ve CHP’liler konuşuyor. Bunun sonucu mutlak suretle 7 Haziran tablosuna başarı olarak yansıyacaktır.
"LİSTELER TABANDAN KOPUK VEKİLLERDEN OLUŞUYORDU”
Bundan önce belirlenen milletvekili adaylarımız, şu anki mevcutlar, ondan öncekiler, ondan bir öncekiler belirlenirken hiçbir şekilde tabanla bağları olmayan hatta birçoğu bildiğiniz gibi parti dışından olan kişilerden oluşuyordu bu listeler.
"YETMEZ AMA EVET’ÇİLER YÜZÜNDEN ÜLKE ELDEN GİDİYOR!”
Hatta öyle kişilerden oluşuyordu ki örneğin; 2010 referandumunda ki Türkiye’nin kırılma noktasıdır, o günlerde biz anayasa değişliği olmasın diye 'hayır' için çalışırken karşımızda 'yetmez ama evet' için çalışanlar şu anda bizim milletvekillerimiz. O anayasa değişikliği sonucunda ona bağlı olarak yapılan yasa değişikliklerinde ülkenin birçok kurumu elden gitti. Ordu bu şekilde yok edildi. Polis bir partinin, bir kişinin polisi haline getirildi. Nitekim son günlerde bakıyoruz artık kendileri de birbirlerine düştüler. O kadar tahammül edilmez noktaya geldi ki birbirlerine düşmüş durumdalar.
"AMACIMIZ; CHP’Yİ İKTİDAR YAPMAK”
Bu olaydan kurtulmanın tek bir yolu var; 7 Haziran'da CHP’yi en azından iktidar ortağı yapmak. Ama bu yola çıkarken hepimizin ortak bir amacı var; CHP’yi mutlak suretle iktidar yapabilmek.
"CUMHURİYETİ KORUMAK KURMAKTAN DAHA ZOR DEĞİL”
Bunun için elbette el birliği ile mücadele vermemiz gerekiyor. İşimizin kolay olduğunu söylemek mümkün değil elbette zor ama şunu bilmeliyiz ki, cumhuriyeti kuranlar bugünkü şartların çok daha ötesinde zor şartlarda bu ülkeyi kurdu. O zaman demek ki cumhuriyeti korumak, kurmaktan daha zor değildir. İşimiz onlardan daha zor değil. Ama mutlaka ciddi bir gayret göstermemiz gerekiyor. Bu gayret sadece genel başkanımıza, partimizin üst yöneticilerine, il başkanımıza ve ilçe başkanımıza düşmüyor, biz parti üyeleri hatta üye olmayan taraftarlarımızın da bu konuda olağanüstü bir gayret göstermesi gerektiği çok açıktır.
"PARLAMENTO GÖZÜ ÖRGÜTE, YÜZÜ HALKA DÖNÜK OLAN KİŞİLERDEN OLUŞACAK”
126 tane çok değerli milletvekili aday adayı arkadaşlarımız sizlerin takdiriyle karşınıza çıkıyor. Bunların içinde kendi iradenizle ve vicdanınızla değerlendirmenizi yapacaksınız. Toplam 31 Milletvekili var bölgemizde, 5 milletvekilimiz bildiğiniz gibi kontenjanla gelecek. Onun dışında seçilecek yerlere gelen arkadaşlarımız sizin tercihinizle belirlenen kişilerden oluşacak. İnanıyorum ki o kişiler mutlak suretle bundan sonra yüzü örgüte dönük olacak her an örgüte hesap vermek zorunda olduğu içinde hiç bir şekilde bugüne kadar olduğu gibi örgütten, partiden, halktan bu kadar kopuk yaşamayacaklar. Şu anda seçtiğimiz milletvekillerini gönderdik içinde, öyle tahmin ediyorum ki, seçim gününden bugüne hiç görmediğimiz milletvekilleri var. En sevindirici taraf bu; gözü örgüte, yüzü halka dönük olan, yaşadığı bölgede her an insanlara hesap vermek zorunda olan kişilerden oluşacak parlamentonun da bundan sonraki çalışma görevi çok farklı olacaktır.
"EN ÇOK MÜCADELE EDEN VEKİLLERDEN BİRİ BEN OLACAĞIM!”
Ben mücadeleci bir insanım, yıllarca zor şartlarda iyi işler yapmak için mücadele ettik, imkânların eksikliğinden ve yokluğundan yakınmadan o günkü imkânlarla el birliğini kullanarak işimizi yapma gayreti içinde olduk. Çok savaş verdik bundan sonra da eğer böyle bir görevi üstlenme imkânım olursa biliniz ki parlamentoda en çok mücadeleci milletvekillerinden bir tanesi olacağım. Ben geçmiş dönemde parlamentoda görev alan arkadaşlarımın bu görevi yeterince yaptığına inanmıyorum. Bu yasalar bu ölçüde değişirken Türkiye'nin bütün kurumları bir bir yok edilirken sadece ‘sayımız yetmiyor ne yapalım?' demenin yeterli olmadığına inananlardanım.
"RET OYU KULLANMAK YETMİYOR”
Bildiğiniz gibi İç Güvenlik Yasası gündeme geldiğinde başta partimiz olmak üzere ciddi bir direnç göstermeye başladı. Ne zaman? Ancak partideki görev süresi biterken. Az önce bahsettiğim 2010 yılındaki referandum sonrasında 2011 seçimden sonra, ‘hayır’ vermek yetmiyor, o yasalar değişirken parlamentoda halka bunu yeterince anlatabilseydik, o insanları sokaklara dökebilseydik bu kurumlar bu ölçüde yok olmayacaktı. Ülkemizde bu hale gelmeyecekti. Cumhuriyetin tüm ilkeleriyle oylanıyor biliyorsunuz. Kurumlar gitti, bitiyor. Diktatörlüğe gidiyoruz! Ülke parçalanma noktasına getiriliyor ‘ee ne yapalım sayımız yeterli değil’ deniyor. Bunun böyle olmaması gerektiğini düşüyor ve mücadele edilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu amaçla o mücadelenin içinde en önde yer alacaklardan bir tanesi olmaya aday olduğumu da sizlere söylemek istiyorum.
"DESTEĞİNİZİ İSTİYORUM”
Bunları söylerken de kişisel bir beklenti açısından değil ama kendime elbette oy istiyorum. Oy isterken de Silivri'den aday olan diğer arkadaşlarıma da en az kendime istediğim kadar onlara da sizlerden destek bekliyorum. Bizim birbirimizle mücadele edecek daha 12 tane ilçemiz var.
Silivri olarak birlik içinde olduğumuzu tüm kamuoyuna gösterirsek bizden sonraki kuşaklarda Silivri'nin bugüne kadar olduğu gibi o birlikteliğini bundan sonra da İstanbul'da ön planda tutmaya sebep olacaklardır. Bunun farkının, ne anlama geldiğinin değerini sonra anlayacaklardır. Bu duygularla hepinizi saygıyla selamlıyorum.”
Haber:
Hazal BAŞARAN