
Dünya Çiftçiler gününe özel kaleme aldığım bu yazımda öncelikle toprağın emekçileri ve bereketin mimarları çiftçilerimizin gününü kutlayarak yazıma başlamak isterim.
Tarımla iç içe geçmiş bir coğrafyada yaşamak bizler için ayrı bir anlam taşımaktadır. Her ne kadar Silivri denilince bölge dışında yaşayanların aklına denizimiz, doğal güzelliklerimiz ve bereketli arazilerimiz yerine ‘cezaevi' gelse de topraklarımızda üretilen organik ürünlerimizin lezzeti ve güzelliklerimizle var olmaya devam ediyoruz. Bu lezzetin emekçisi çiftçilerimiz ise binlerce yıllık tarım geleneğini çok zorlu şartlarda bugünlere taşıyan sessiz kahramanlarımız. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte tüm zorlu koşullarına rağmen üretmekten vazgeçmeyen çiftçilerimiz sofralarımızdaki zeytinin, sebzenin, meyvenin ve ekmeğimizin emekçileridir. Silivri'nin meşhur yoğurdu örneğin bu verimli topraklarımızda otlayan hayvanların sütünden üreticilerimizin alın teriyle mayalanır.
Diğer bir yandan çiftçilerimiz her zamankinden daha fazla zorlukla karşı karşıya olduğu aşikâr. Bunların başındaysa artan maliyetler geliyor.
Onun yanına iklim değişikliğinin kuraklık ve sel gibi etkileri ekleniyor.
Genç neslin tarımdan uzaklaşma durumuysa Silivri'nin 400 bin dönümlük verimli topraklarının geleceğini, İstanbul'un tarımsal üretimdeki omurgasını ciddi anlamda tehdit ediyor.
Silivri Belediyesi, İstanbul Büyükşehir belediyesi ve ilgili tüm yerel kurumlar bu etkileri azaltmak için çiftçilerimizin yanında olmaya devam ediyor. Mazot, tohum, gübre ve tarım makineleri gibi desteklerle çiftçilerimize yanında olduklarını hissettiriyorlar. Çiftçilerimize bilinçlendirme eğitimleri veriyorlar. Bu destekler topraklarımızın geleceği için çok ama çok önemli çünkü bir ülkenin gerçek zenginliği toprağından gelir. Çiftçiye verilen destek geleceğimize yapılan en büyük yatırımdır. Tüm zorluklara rağmen omuzlarındaki sorumluluk bilinciyle üretmeye devam eden çiftçimizin ise ürettiği organik ürünlerini yanı başımızda hem kasaba halkına hem de ilçe dışından gelen tüketiciye satmaya devam ediyor. Büyük marketlere kıyasla yerel üreticilerimizin sattığı ürünlerin az biraz pahalı olduğu gerçeği çiftçimizi içten içe üzse de Belediye Başkanımız Bora Balcıoğlu'nun da Dünya Çiftçiler Gününde yerel basının önünde emekçi çiftçilerimize çiçek takdim ederken vurguladığı üzere; aslında marketlerden aldığımız meyve sebzeyi tükettiğimiz zaman hastalanıp hastanelere ve ilaçlara daha fazla para ödediğimiz gerçeğiyse yüzümüze çarpan bir gerçeklik. Bu doğrultuda çiftçilerimizin ürettiği ürünlerden almamız durumunda hem organik ürün tüketimi yapmış oluyoruz, hem sağlıklı bir ürün tüketimi oluyor hem de çiftçilerimizi destekleyerek üretimin devamı için teşvik etmiş oluyoruz. Bu çok kıymetli. Öyle ki Silivri'nin verimli topraklarında üretmek için mücadele eden çiftçilerimizin emeği olmasa ne bir ekmek kızartmasının kokusu,ne de domatesin lezzeti olurdu.
Gelin, yerel üreticimizi destekleyerek, toprağın kıymetini bilelim çünkü çiftçimiz varsa hayat var. Çiftçimiz varsa umut var. Bireysel tüketim bilincinin bu yöne yönelmesinin dışında Silivri Belediyesi ve tarım kooperatiflerinin, çiftçilerimizin sorunlarına çözüm üretmek için çalışmalarını kesintisiz bir şekilde arttırmalı. Genç çiftçilerimizi teşvik edecek ve onları toprağından koparmayacak projeler hayata geçirilmelidir. Unutmayalım ki tarım bir sektör değil, bir yaşam biçimidir.