“Başka Ersin’ler öldürülmesin!”

“Başka Ersin’ler öldürülmesin!”

20.04.2015 10:50:13

Görevi başında hunharca öldürülen Dr. Ersin Arslan sağlıkta şiddetin acı simgelerinden biri oldu. ‘Gencecik yaşında aramızdan alındığı gün söz verdik kendimize ve birbirimize; Ersin Arslan’ı unutmayacağız, unutturmayacağız. Şiddete alışmayacağız!’ diyen sağlık çalışanları, sivil toplum kuruluşları ve siyasi parti temsilcileri dün Silivri Devlet Hastanesi önünde bir araya gelerek anma etkinliği gerçekleştirdi. Arslan için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

BOZÇALI: NİTELİKLİ SAĞLIK HİZMETİ VERMEK İSTİYORUZ
İstanbul Tabip Odası Silivri Temsilcisi Fethi Bozçalı, günün anlam ve önemine binaen şunları söyledi: "Türk Tabipler Birliği 17 Nisan gününü ‘Sağlık Çalışanına Şiddete Hayır Günü’ olarak belirlenmesi amacıyla önerge verdi. Sağlık çalışanına şiddetin kalkması için bir başlangıç olacağını düşünüyoruz. Her gün farklı ilçelerde bulunan hastanelerde sağlık çalışanları vatandaşlar tarafından şiddete maruz kalıyor. Bizler sağlık çalışanlarıyız, vatandaşların sağlıklı bir şekilde muayene edilmesi için elimizden geleni yapıyoruz ama her gün yüzlerce insanı muayene ediyor veya onların rahatsızlıkları ile ilgileniyoruz, zaman geliyor evlerine gidemeyen dinlenemeyen, uyuyamayan arkadaşlarımız oluyor. Vatandaşlara ayrılan muayene dakikalarını az buluyoruz, bizler vatandaşları daha sağlıklı bir şekilde muayene etmek istiyoruz.”

FİLİZ: "HAYATININ BAHARINDA KATLEDİLDİ”
TTB (Türk Tabipleri Birliği) TDB (Türk Dişhekimleri Birliği) SES (Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası) DEV SAĞLIK İŞ (Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası) THD (Türk Hemşireler Derneği) TÜM RAD DER (Tüm Radyoloji Teknisyenleri/Teknikerleri Derneği) TMRT DER (Türk Medikal Radyoteknoloji Teknisyenleri Derneği) SHUD (Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği) ve Türk Psikologlar Derneği tarafından ortak hazırlanan basın açıklamasını İstanbul Tabip Odası Silivri Devlet Hastanesi Temsilcisi Mehmet Ali Filiz okudu. Açıklama aynen şu şekilde: "Bugün Dr. Ersin Arslan’ı yitireli üç yıl oldu. Her ölüm erkendir ama Ersin’inki çok erken oldu! Yaşamının baharında, 30 yaşında, umutları, gelecek hayalleri olan bir hekim iken, bir hasta yakını tarafından, hastane içinde bıçaklanarak katledildi.

"SAĞLIK BAKANLIĞI ÖNLEM ALMADI!”  
Sağlık örgütlerinin yıllardır haykırdığı şiddeti Sağlık Bakanlığı da nihayet gördü ve 113 şiddet bildirim sistemini kurdu. Sağlık Bakanlığı 113 Beyaz Kod kayıtlarına göre; 14 Mayıs 2012’den 2015 Mart ayına kadar 31767 sağlık çalışanı şiddete uğramıştır. Bunların 18.000’i hekim 13.000’i ise diğer sağlık çalışanlarıdır. Saldırıların üçte biri fiziki saldırıdır. Yani Bakanlığa her ay 1000’e yakın, her gün 30’dan fazla sağlıkta şiddet olgusu bildirilmiştir. Bu rakamlar hastanelerde, polikliniklerde aile sağlığı merkezlerinde yaşanan kavgaların, itiş kakışın sadece bildirilen bölümüne aittir. Sağlık Bakanlığı Ersin’in ölümünden bu yana sağlıkta şiddeti önlemeye katkısı olabilecek hiçbir gerçek tedbir almamıştır. Çünkü Sağlık Bakanlığı sağlıkta dönüşüm için şiddete ihtiyaç duymaktadır. Şiddet, politikacılar tarafından yıllarca dönüşüm tramvayının güçlü bir motoru olarak kullanılmıştır. Yetkililerin "iğne yapmayı bilmezler, doktor efendi, mani mani mani, muayenehaneden geçmeden hastaya bakmazlardı, tuzu kurular, 150 dolara doktor getiririm ” sözleri, miting meydanlarında kitlelere hekimlere yönelik çektirilen yuhlar, halen kulaklarımızda çınlamaktadır.

"ŞİDDETİ MEŞRULAŞTIRAN POLİTİKA YÜZ KARASIDIR”
Bugün Sayın Cumhurbaşkanı ne diyor: "Doktora şiddet ülkemizin yüz karası. Sağlık personelimizin itibarı doğru yere oturtulmalı.” Şimdi görevini yaptığı için katledilen Ersin, SABİM’le taciz ettiğiniz Melike size ne desin? Demez onlar, diyemezler! Biz söyleyelim o halde: Evet; bizce de YÜZ KARASI! Şiddet de yüz karası! Şiddeti meşrulaştıran politikacılar da! Sağlıkta dönüşüm dediğiniz politikanız da!

"SAĞLIKTA KAOS ORTAMI VAR”
Hızla bakılmak zorunda olunan hastalar, Hızla bitirilmek zorunda olunan vizitler, Hızla bitirilmek zorunda olunan ameliyatlar, Hızla çekilmek zorunda olunan filmler, Hızla takılmak zorunda olunan serumlar, Hızla yapılmak zorunda olunan dolgular… Yurttaşlar kamuda aldıkları bu hizmet için bir de para ödemektedir. Özele gidenler ise hiç beklemedikleri faturalarla karşılaşmaktadır. Kısaca; sağlıkta dönüşüm tramvayı bizi sağlıkta kaos durağına getirmiştir. Her saat başı en az bir çalışanın saldırıya uğradığı bir sağlık ortamı! Ne kadar övünseniz azdır!

"ETKİNLİĞİMİZİN AMACI; SAĞLIK SİSTEMİNDEKİ YANLIŞA ‘DUR’ DEMEKTİR”
Tekrarlayalım! Bugün Türkiye’de sağlıkta kaos vardır! Böyle sağlık sistemi olmaz. Bu şartlarda, iyi hekimlik, diş hekimliği, hemşirelik, teknisyenlik yapılmaz! Nitelikli sağlık hizmeti verilmez! Bizler bugün Türkiye’nin her yerinde, tüm hastanelerde, sağlık alanında yaşadığımız şiddeti, bu şiddetin nedenlerini, çözüm önerilerini tartışacağız, Bugün Oslo’da Dünya Tabipler Birliği Toplantısı’nda Türkiye’nin önergesi olan 17 Nisan Sağlıkta Şiddeti Önleme Günü de tartışılacaktır. Bu eylem ve etkinliklerimizdeki temel amacımız; sağlık sistemindeki yanlışlıklara DUR demek ve sağlık emekçilerinin sorunlarına dikkat çekmektir.

"MÜCADELEMİZ SÜRECEK”
Mücadelemiz şiddeti doğuran ve besleyen bu sisteme karşıdır. Halkımıza daha iyi bir sağlık hizmeti sunabilmek için; halkımızı verdiğimiz bu mücadelede yanımızda olmaya, hükümeti; şiddeti doğuran, emekçileri ve halkı mağdur eden bu sistemi ortadan kaldırmaya, işkolundaki sağlık emek ve meslek örgütleri olarak birlikte çözüm üretmeye davet ediyoruz. Taleplerimizin yerine getirilmesi için, daha etkili eylemlerle ve daha kararlı bir şekilde mücadelemizi sürdüreceğiz. Böyle Sağlık Sistemi Olmaz. Bu Şiddet Sona ERS!N.”

Haber:
Hazal BAŞARAN

YORUM YAP