
"Her şeye rağmen muhakkak bir ışığa doğru yürümekteyiz. Bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız, aziz memleket ve milletim hakkındaki sonsuz sevgim değil, bu günün karanlıkları, ahlaksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve hakikat aşkıyla ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik gördüğümdür.” (1918)
"Gençler; vatanın bütün ümit ve geleceği size, genç neslin anlayış ve enerjisine bağlanmıştır.” (1919)
"Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfan müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Hür fikirler uygulama alanına konulduğu zaman Türk Milleti yükselecektir.” (1930)
"Asla şüphe yoktur ki, Cumhuriyetin gelecekteki evlatları bizden daha bolluk içinde ve daha mutlu olacaktır.” (1927)
"Gençler için vatani işlerde ölmek söz konusu olabilir. Ama korkmak asla.” (1919)
"Türk çocuklarının kısmeti her başarılı hamleden hep sevinç veren neticeler almaktadır. Türk çocukları; Yürüdünüz, yürüyorsunuz, yürüyünüz! Yaptığınız hamleler size yüksek ideale ulaştırmak üzeredir. Durmayın, yürüyün?
Mutluluk, refah, sevinç ve hepsinden sonra dünyaya karşı yüksek bir gurur seni bekliyor…
Türk çocukları! Son sözümün son kelimesine dikkat!
Gurur, büyüklük, sende zaten vardır. Bunu gösterme! Onu kendi yüksek enerjinin kutsal yerine (harimine) sakla! Gerekirse büyük alçak gönüllüğünü göster. Fakat gene gerektikçe göster ezici yumruğunu!
İşte bu niteliklerinle ispat edebilirsin ne olduğunu!
Benim bu günkü ve yarınki Türk Gençliğinden beklediğim nitelik bu şekilde belirmelidir…” (1936)
Türkiye Cumhuriyetinin, özellikle bu günkü gençliğine ve yetişmekte olan çocuklarına hitap ediyorum; Batı senden, Türk’ten çok gerideydi. Anlamda, fikirde, tarihte, bu, böyleydi. Eğer bu gün Batı nihayet teknikte bir üstünlük gösteriyorsa, ey Türk çocuğu, o kabahat da senin değil, senden öncekilerin affedilmez ihmalinin bir sonucudur.
Şunu da söyleyeyim ki; çok zekisin! Bu belli, fakat zekânı unut! Daima çalışkan ol…” (1936)
"Siz genç arkadaşlar, yorulmadan beni takibe söz vermiştiniz. İşte ben özellikle bu sözden çok duygulandım… İnsanlarda yorgunluğu yenebilecek manevi bir kuvvet vardır ki, işte bu kuvvet yorulanları dinlendirmeden yürütür.
Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir. Milletin egemen amaçlarının görüş noktası budur. Hepimiz ona uymak zorundayız.” (1925)
"Türk milleti ve onun küçük ve büyük yaştaki çocukları çelikten yapılmış heykellerdir; onların ne olduklarını anlamak için onlarla savaş meydanlarında boy ölçüşmek lazımdır. İşte böyle bir teşebbüstür ki, Türk gençliğinin binlerce sene evvelden beri tanınmış olan yüksek kıymet, kuvvet, kudret ve yenilmez zekâsının imtihanı olur.” (1937)
"Başımıza neler örülmek istendiği ve nasıl karşı koyduğumuz ve daha doğrusu milletin arzu ve emellerine uyarak ve onun yardımıyla nasıl çalıştığımız görülmeli ve gelecek kuşaklar için ibret ve uyanış nedeni olmalıdır. Zaten her şey unutulur. Fakat biz her şeyi gençliğe bırakacağız, o gençlik ki hiçbir şeyi unutmayacaktır; geleceğin ümidi, ışıklı çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktir.” (1919)
"Bu gün almış olduğumuz sonuç, asırlardan beri çekilen milli felaketlerden alınan derslerin ve bu aziz vatanın, her köşesini sulayan kanların bedelidir. Bu sonucu, Türk gençliğine emanet ediyorum.” (1927)
"Artık Türk gençlerinin insanlık ve düşünce kavramı vicdanlarımızı arıtmaya ve hislerimizi yüceltmeye yardım edecek kadar yükselmiştir…”
(Mustafa Kemal Atatürk’ün gençlerle ilgili söylemleri…
Kaynak. Gen. Kur. Baş. Bilim ve Kültür)
Atatürk, Türk gençliğinin birinci görevinin Türkiye’nin bağımsız devlet statüsünü ve cumhuriyet rejiminin sonsuza kadar korunmasının Türk Gençliğinin birinci görevi olduğunu söylemektedir. Türk gençliğinin var olmasının yegane nedeninin bu misyon olduğunu açıklarken, bugün Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı gizli işgal ve emperyalist baskı dönemini daha cumhuriyetin kuruluş yıllarında var olduğu açıkça görülmektedir. Gelecekte Türkiye’nin bağımsızlığını tehlikeye atacak içeride ve dışarıda hainlerin bulunabileceğini, bu nedenle Türk Gençliğinin bir gün yeniden Türk devletinin bağımsızlığını koruma ve bu uğurda savaşmak zorunda kalabileceğini, bu durumda içinde bulunan ortamın ya da koşulların elverişsizliğinin hiçbir zaman mesele yapılmaması gerektiğini, uygun bir ortamın doğmasını beklemek gibi bir düşüncesinin olamayacağını, yetersiz koşullar da bile böylesine kutsal bir var olma mücadelesinin Türk Gençliği tarafından verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Türk istiklal ve cumhuriyetini korumak ve kurtarmak misyonunun Türk Gençliğinin birinci görevi olduğunu, böylesine bir kurtuluşu yeniden gerçekleştirebilmesi için gereksinme duyduğu gücün damarlarında dolaşan asil kanda bulunduğunu ifade etmiştir…
Evet, biz Türk gençleri olarak kendimizi şanslı hissetmeliyiz. Dünyada hiçbir lider Atatürk kadar gençliğine önem ve değer vermemiştir. Düşüncelerde birer fidan gibidir. Düşündükçe güzelleşir, gelişir, büyür.
Bizleri sonsuz ışığınla ve fikirlerinle aydınlatan büyük Atam, bizlere verdiğin sorumluluğun ve güvenin bilincindeyiz. Emin ol ki ülkemizde ve tüm dünyada barışın, kardeşliğin, dostluğun öncüleri olacağız. Sizden aldığımız ve yaşadığımız insani duyguları daha da geliştirerek tüm insanlık için çalışacağız.
Saygılarımla.