Ahmet Yücegök

YERELDEN

Sİlİvrİ Belediyesinin Temmuz ayı çalışmasının ilk oturumu, Başkan Özcan Işıklar izindeymiş o nedenle Belediye Başkan Yardımcısı Bora Balcıoğlu yönetti…
Gündem yine zayıftı.
İkisi karara bağlandı diğerleri Cuma günkü oturuma sarktı… Cuma günü de sorun yoktu. Böylece, Temmuz ayı çalışması tamamlamış oldu…
***
Geçen hafta Pazar gün Damamandra Mahallemizdeydim. Biliyorsunuz orası Silivri'nin Çatalca ile sınırı olan köy. En uç köyü idi şimdi Mahalle oldu. Neyse de, ben düğün için gitmiştim ama kahve önünde gençlerle konuştum. Danamandra Spor Kulübü Başkanı Ziya Demirel her yıl olduğu gibi bu yılın Orman Köyleri Futbol Turnuvası'nın başladığını söyledi. Onun işi vardı gitti ama masada muhabbet bitmedi...
Konu Karamandre olayına geldi. Biliyorsunuz orası Çatalca'ya bağlı ve bir hafta öncesinde köylülerle Suriyeliler arasında arbede yaşanmış, köyden bazı tutuklamalar olmuş. Tutuklular Silivri Cezaevindeymiş. Karamandere'de bir Orman Köyü orada olup bitenleri anlattılar, dinledim. İnanın hiç hoş değil. Aslında, yurdun diğer bölgelerinde meydana gelen olaylardan farklı bir yanı yok. Kişiler anlatırken bile Suriyelilere karşı öfkeleri belli oluyor. Sakin, sakin dinleyince, anlaşılıyor ki bu yerli-yabancı meselesi değil bir anlamda adalet meselesinin dışa vurumu …
Onlara tanınan hakların, ayrıcalıkların kendilerinde olmadığını söylüyor. Kendi ülkesinde onlara karşı korumasız olduğunu hissediyor…
Netice …
Tutuklamalar olmuş… O nedenle öfke daha da artacağa benziyor…
Aynı şeylerin başka köylerde de olabilir diye aklıma geliyor ama kendi, kendime “kış-kış” diyorum… Olacak şey değil…Aklın alacağı gibi değil …
Bu köyleri çok iyi bilenlerdenim…
Danamandra'da doğdum, daha çok Silivri'de yaşamış olsam da, bir birine çok yakın olan bu köylerin Balkanların hangi bölgesinden geldiğini az çok biliyorum...
Öyle olunca, komşu köy insanı, akraba gibi sayılır onlar için…
Yalnız…
Şu kadarını söyleyeyim…
Bu iktidar dönemine kadar bu bölgenin insanları böyle şeylerle karşılaşmamıştı, görmemişti ve böylesini yaşamamıştı…

ADALET YÜRÜYÜŞÜ…
İktidar çevreleri ne derse desin …
Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ankara!dan İstanbul'a başlattığı “ADALET” yürüyüşü uzunluğu ve katılan insan sayısı ile Dünya'da bir ilk…
Son güne yakın …
İstanbul sınırına az kala Gebze'de Çatalca, Avcılar ve Şişli ve Silivri ilçe örgütleri Belediye, Başkanları, Meclis Üyeleri, İlçe Kadın ve Gençlik kolları ile birlikte yürüyenleri karşılamışlar. Ne güzel. İlçem adına gururlandım. Ben bu yazıyı tamamladığımda henüz Maltepe Mitingi yapılmamıştı…
İlk önce, bu yürüyüşe Ankara'dan başlayıp Maltepe'ye kadar yürüyenler olmak üzere, ara sıra katılan, bir kilometresine katılan hatta birkaç metre Kemal Kılıçdaroğlu ile yan yana yürüyen, fotoğraf veren herkesi, kim olursa olsun selamlıyorum …

VE, SİLİVRİSPOR KULÜBÜNDEN...
Silivrispor Kulübü tartışmaları sona ermese de küllendi…
“Yorgan Gitti Kavga Bitti” misali…
Yeni Başkan Akgün Duru “rüştünü ispat etmiş olduğunu bir kez daha gösterdi” herkesi kucaklayacağını söyleyerek birlik beraberlik mesajı verdi…
Yeni seçilenleri kutluyor başarılar dili-yorum…

TAKDİR ETTİĞİM...
Silivri AKP Kurucularından Yetgin Çavdar'ı en çok Refah Partisi döneminden tanırım. Silivri'de en zor zamanlarda dahi Milli Görüş çizgisini savunmuş bir isim…
Milli Görüş cenahında duayen sayılır. Siyaseti, öyle böyle değil “iyi bilir” derim...
Geçtiğimiz hafta Silivrispor Genel Kurulu ile ilgili olarak Basın Toplantısı düzenlemiş. Kendine göre doğru olduğuna inandığı ne varsa sıralamış… Hem de, üyesi olduğu AKP'nin ileri gelenlerinin sıfatlarını dikkate almadan, hiç sansürsüz…
O nedenle takdir ettim ve şaşırmadım...

SİLİVRİ YOĞURT FESTİVALİ...
Geçen yıl 15 Temmuz Darbe Girişimi nedeniyle yarım kalmıştı adeta …
Bu yıl planlandığı gibi geçti…
Her şeye rağmen Silivri insanı yine hak ettiği gibi festivalin tadını çıkardı…
Gerçekten “Silivri'de yaşamak güzel” olduğunu bir kez daha anladım…

AKLIN ALACAĞI GİBİ DEĞİL...
06/07/2017 Tarihli Gazetemde gördüm kayda değer bulmasam bile hayret ve ibretle okudum Silivri Vatan Partisi İlçe Örgütü'nün demecini …
Belli, nesli tükenmiş bir siyasetçinin kaleminden çıkmış…
Şaşırmadım …
Şaşırsam “16 Nisan Referandumu sırasında omuz omuza yürüdüğümüz bu insanlara ne olmuş?” derdim …
Bu kadar insani bir protesto yürüyüşünden inanılmaz senaryolar çıkarabilmişler, bu kadar zorlamışlar kafalarını?
Neyse…
Silivri Vatan Partisi İlçe Örgütünü iyi tanıdığımı zannediyorum. Genel Başkan Yardımcıları da bu yürüyüşe saygı duyduğunu biliyorum o nedenle “bonzai” adını da duyunca, aklım karıştı işte…Hayırlara vesile...

ÇEVREMİZ...
Kuzey Ormanları ve Donkişot Bisiklet grubunun bir gece Çayırdere Köyünde konaklayarak, Beyciler, Çayırdere, Sayalar, Danamandra, Halaçlı ve B.Çavuşlu köyle-rine yapmış gezi sonrası gelişmeler...
Çayırdere Köyü sakinlerinden ses çıkıyor...
Danamandra Köyün sakinlerinden de cılız da olsa çıkıyor …
Beyciler, Sayalar ve Halaçlı Köylerinden görünürde tepki yokmuş gibi, itiraz yok gibi görünüyor, oysa tek, tek “Kömürlü Termik Santral kurulmasını istiyor musun?” diye sorulduğunda, inanın tek bir kişi çıkmaz olmasında yarar var, olsun” diyen...
Ve …
Danamandra Köyü Göller meselesi ile Taş Ocakları meselesi dayanılmaz hale gelmiş. Göller meselesinde, “köye tesis oluyor,bize iş verecekler” diyen, o nedenle de, Doğa tahribatına olumlu bakan “reis” hayranları bile kızgın...

GENEL SİYASET...
Malum kişilerin yüzsüzlükten, pişkinlikten yüzler manda derisi gibi kalınlaşmış...
Yüzlerine bakılacak gibi değil ama yine de izliyorum…
İnanamıyorum…
Hatta şaşırıyorum… Zaman, zaman, bu kişiler bu sözleri gerçekten inanarak mı söylüyorlar, diyorum kendi kendime...
Adam, kameraların karşısına geçmiş bu gün moda olan ne kadar sövgü varsa sıralıyor.Aklına gelen ne kadar kötü şey varsa tamamını muhalefete boca ediyor, sanki kendi üstünde gram çamur yokmuş gibi sırıtarak yapıyor bunu...
Bu moda tabiriyle ALGI yaratmamış ve günümüzde siyaset böyle yapılırmış “akıl verir” gibi bir ifadeyle…
Öyle diyor...
Öyle böyle değil, koca,koca adamlar bunlar, gözlerimizin içine bakarak, söylü-yorlar bu inanılmaz yalanları, iftiraları …Yaratılan bu algıya da ilk takılan, etraflarında ki “yalakaları” oluyor ve yalamaktan nasırlaşmış dillerin hızla çalışmaya başlıyor…
Hele de birileri var ki, o herkesin ödediği vergilerden maaşları ödenen ve herkes eşit uzaklıkta olması gerekenler bile bu sele kapılıp onlar da muhalefete sınır tanımadan veryansın edebiliyor…
Neden, ne cesaretle demeyin, dediğim gibi “algı” oltasını ilk onlar yutuyor, sonra adeta bu iktidar hiç gitmeyecekmiş gibi geliyor onlara. Oysa, tarihte bunun örnekleri çok. Neyse. Ben şunu çok iyi biliyorum, bu iktidar gittiğinde muhalefeti hiçe sayan tavırlarıyla TRT kendi kaderiyle baş başa kalacaktır ve bütün bu haltları işleyenler bir gün hesabını vereceklerdir...
Er veya geç...
Daha ne diyeyim!

VE, TAPU VE ECRİMİSİL MESELESİ...
Ecrimisil kağıtları gelmeye başladı. Hem de öncekinden daha yüklü olarak…
Yakın zamanda, sanki iş hallolmuş gibi sağda solda günlerce yaygara yapıldı. AKP'nin yetkili ve sorumluları ve İlgili köylerin muhtarları, omuz omuza pozlar verdi…
Sonuç … Ecrimisil konusunda arpa boyu ilerleme yok …
Ben… “Tapu Meselesi Halloldu” diyenlere inandığımdan değil, susarak bile olsa bu sözleri destekleyen muhtar arkadaşlarımı kırmamak adına bu haftalık bu kadar di-yorum...

İSTER İNAN İSTER İNANMA
“Çok kötü bir durumdayız, harman normalde çiftçinin bayramıdır. Bu bayram, hüzünlü bir bayram. Son yayınlanan ithalat kararnamesi çiftçiyi katletti, resmen umudunu bitirdi.” Metin Gürsu
(Silivri Ziraat Odası Başkanı - Hürhaber)

YORUM YAP