
7 Mart 2011 Pazartesi günü Milletvekili Aday Adaylığını partide gerçekleştireceği toplantı ile Av. Necmi Şimşek ile birlikte açıklamaya hazırlanan Mümin Tuğlu, Hürhaber Gazetesi’ni ziyaret ederek İmtiyaz Sahibi İlhan Uygun ile görüştü.
“DİĞER DÖNEMLERE NAZARAN ŞANSIMIZIN
AZALDIĞINI GÖRÜYORUM”
İlhan UYGUN: Genel seçimleri ve bu süreçte kendi milletvekili adaylık şansınızı nasıl görüyorsunuz?
Mümin TUĞLU: Aday adayı olurken, şansınız var diye düşünüyorsunuz. Ama diğer dönemlere nazaran şansımızın azaldığını da görüyorum. En az 11-12 kişi seçilir CHP’den bölgemizde. Şu anda görünürde bu. Daha sonra ne olup biter bilemem. Bugün itibariyle en iyi koşulda 12 milletvekili çıkar bölgemizden. Seçilebilmeniz için de o 12 kişi arasında yer almanız gerekiyor. Mevcut milletvekilleri var. MYK’dakiler, kontenjan ve kadın kotası da var. Tüm bunlar 12’nin içine sığacak. Denge gözetirken 12’nin içine bir tane Trakyalı, göçmen kişi koyacaklar. Ama bu kim olur onu bilemeyiz. Silivri’dekilerine kadar gelir mi pek ümidim yok. Göçmen Dernekleri, Federasyon üyeleri arasından seçim yapılabilir. Benim partime 28 yıllık emeğim var ama sözünü ettiğimiz sıfatlar bunun önüne geçebilir. Baktığınızda partiye bu kadar uzun süre üye olan çok kişi bulursunuz ama aktif görev alanlar nadirdir ben de kendimi bu konuda birinci sıraya koyarım. Selami Bey de var ama onun 5-6 senelik partiden ayrılışı oldu. Ben sürekli belediye, ilçe başkanlığı, kurultay delegeliği, milletvekili adaylığı parti içerisinde aktif görev aldım. Ne kadar çalışmış olursak olalım sonuçta biz Değirmenköylü çiftçi Ramazan Tuğlu’nun oğluyuz ve bir yere kadar. 26 yıl Deniz Bey’le politika yapmıştık. 12 yıl kendisini Değirmenköy’de ağırladık bizi getirebildiği en iyi sıra 12 oldu. Yani bu kadar sahip çıkabildi.
“CHP’NİN 1. PARTİ OLMASI GEREKİYOR”
İlhan UYGUN: Bu dönem 12. Sıranın şansı var gibi görünüyor?
Mümin TUĞLU: Var ama yine de zor. Bölgemizden 28 milletvekili seçilecek. MHP barajı aştığı anda 3 milletvekili çıkartır. 1. parti avantajlı olurken, 2. Partinin oyunu düşürüyor. Bağımsızlardan BDP bir tane koyacak. Geriye kaldı 24. CHP ile AKP arasında bunları böl 12’şer milletvekili düşüyor. 12’yi çıkarmamız için CHP olarak 1. parti olmamız gerekiyor.
“BİLGİ VE DENEYİMLERİM
HERKESTEN ÇOK YÜKSEK”
İlhan UYGUN: Neden milletvekili olmak istiyorsunuz?
Mümin Tuğlu: Benim 12 sene öğretmenliğim var. 28 yıl da politikada mücadele, emek verdim. Konulara hakimiyetim, saptayışım, bilgi sahibi olmam bir hayli yüksek. İnsanlarla ilişkilerim, çevre tarafından tanınmam, birlikte olma olayım en üst seviyede. En olgun, becerimizin olduğu dönemimiz. Bunu çevremiz, bölgemiz ve ülkemiz için değerlendirmek istiyorum. Bundan sonra da böyle bir fırsatımızın bir daha olacağını düşünmüyorum. Bir konuda emek ve mücadele verdiyseniz en üst seviyede yer almak istersiniz. Herkesin içinde bu var. CHP’ye ve siyasete verdiğim bu kadar emeğin karşılında milletvekili olmak istiyorum. Bilgi ve deneyimlerimizin herkesten çok yüksek olduğunu düşünüyorum.
“STRATEJİ YANLIŞLARI OLDU”
İlhan UYGUN: “Şu olmasaydı” dediğiniz şeyler oldu mu siyasi hayatınızda?
Mümin TUĞLU: Yanlışlarımız oldu tabi. Ya biz ya da arkadaşlarımız yaptı. Strateji yanlışları vardı. Mesela 1994 seçiminde banko seçimi alıyordum o dönemki rahmetli belde başkanımız muhaliflerimizin eleştirilerine çok içerlemiş illa cevap verelim diye bastırıyor. Son bir toplantı yapıyoruz hafiften dokundurma hazırlığı yaptık ama son anda rakiplerimizi eleştirmekten vazgeçtim çok güzel gidiyordu her şey. Kendisi aldı mikrofonu verdi veriştirdi rakiplerimiz son anda kenetlendi ve biz seçimi kaybettik. Şimdi yaptığımız yanlışı görüyoruz.
“2004’TE SİLİVRİ’YE GELSEYDİM
HERŞEY FARKLI OLACAKTI”
2004’de Selami Bey partiden ayrılınca Silivri’den aday olmam konusunda baskılar vardı. Değirmenköy’de o dönem epey kapışmıştık rakiplerle halkın önünde hesaplaşmak istediğim için Silivri’ye gelmedim. Gelseydim farklı olacaktı. Silivri için yeni bir yüz olacaktım.
“MUHALİFLERİMİZİN ALTINDA KALDIM”
Bir başka örnek; Değirmenköy’de sıkıntılarımızın nedeni var olan bir takım sorunlar ile ilgili Başkan Yardımcısı görevindeki arkadaşlara sorumluluk verdik. Maalesef onlar da sorunları çözmek yerine daha da büyüttüğünü ateşin üstüne benzin döktüğünü sonradan gördüm. Muhaliflerimizi azdırıp, çoğalttılar. Altında biz kaldık.
“CHP’YE BİR DAHA KAYBETTİRMESİN DİYE
DEĞERMENCİ’Yİ KUYUDAN ÇIKARDIK”
İlhan UYGUN: 2009 yerel seçimlerinde partinin aday adaylarından biriydiniz. Selami Değirmenci ile birlikte hareket etmek yerine örgüt odaklı hareket etmeniz gerekmez miydi? Bu sizin örgüte bağlılığınıza zarar vermedi mi?
Mümin TUĞLU: Silivri’yi AKP’den almamız gerekiyordu. Bu amaca ulaşmak için gerekeni yaptığımı düşünüyorum. 2007 genel seçimlerinde milletvekili adaylığı için ilçe başkanlığından istifa etmiştim. Sonrasında yeniden ilçe başkanı olmam önerildi genel merkez tarafından bunun doğru bir şey olmayacağını söyleyerek kabul etmedim. Ama CHP’nin Silivri’de seçimi kazanması gerekiyordu. AKP de çok güçlü görünüyordu. En büyük sorumluluğu da ben aldım diye düşünüyorum. Selami Bey’e kapıyı açtığımız anda kendisini kuyudan çıkarttık. Doğruya, doğru… Ben ilçe başkanıyken Deniz Bey’e gittiğimde durumu izah ettim bana “Selami Bey’i partiye alma” mı diyecekti. “Mümin ben orasını sana verdim nasıl istersen öyle olsun” dedi. Değirmenci’yi almasaydık başka partiye gidebilirdi ve CHP’ye bir daha kaybettirirdi.
“MADEM YOLUNU AÇTIM, ONUNLA
BİRLİKTE HAREKET EDECEKTİM”
2009 yerel seçimlerinden önce 5 tane aday adayı. Yine birbirimizle kavga edersek CHP kaybederdi. Değirmenci’yi geri çekmek mümkün değildi, öyle bir yapısı yok. Bu durumda madem bir çalışma yaptım, mücadele ettim, Değirmenci’nin yolunu ben açtım diye düşündüm onunla birlikte hareket etme kararımı açıkladım. O dönemde herkesten tebrik telefonları aldım.
“KAVGALAR HEM ONA
HEM BİZE ZARAR VERDİ”
Değirmenci’nin aday adaylığı sürecinde partiye gelmemesi, Abdullah Yıldırım ile kavgası hem ona hem bize zarar verdi. Bir anda partinin dışında kaldık. Selami Değirmenci ile hareket ediyormuş gibi olduk.
Yerel seçimlerden önce benim hatam aday adaylığından çekilmek oldu. Mücadeleye devam etmem gerekiyordu. Genel Başkan Deniz Baykal’a o dönemde yaptığımız görüşmelerde de aslında bize mesajı vermiş “kararı örgütle birlikte alacağız” diyordu sürekli.
“HERŞEYİN DOĞRU, YANLIŞI
VE BİR DE SONU VAR”
Özcan Işıklar’ın aday olarak belirlenmesinden sonra Deniz Baykal ile tekrar görüştüm, Selami Değirmenci’ye neden gönül koyduğunu sordum. “Ben koymadım. Bütün arkadaşları kırmış. Sen neden adaylığını çektin? Neden bir kişiye bağlı politika yaptın? Neden bunu benimle paylaşmadın?” diye sordu. Partili olduğumu ve adayın yanında gidip durmam gerektiğini söyledi. Öyle yaptım. Her şeyin doğru ve yanlışı gibi bir de sonu var. Politikada da her gün her gün ben varım demek doğru değil. Mesela şimdi bir dahaki dönemde yerel seçimde ben de varım deyip aday olmam.
“TALEP EDEN OLMAM”
İlhan UYGUN: Gün ola devran döne…
Mümin TUĞLU: Hayır ben olmadım. Talep eden olmam. Aday adayları ile yeniden bir yarışa girmem.
“BİRİLERİ OLACAĞINA GÖRE
BEN OLMAK İSTERİM”
AKP’de aday adayı mücadelesinin etkisi o kadar fazla olmuyor çünkü biat kültürü var. CHP fazla demokrasinin olduğu yerde dik duruş oluyor. O da kopmalara sebep oluyor. Şu andaki duruma baktığımız anda her arkadaşıma diyorum ki gelin aday olun. Bende bir noksanlık varsa bir diğer arkadaşım o açığı kapatır. Birileri olacak orada sonuçta. Bizden biri olsun. Birileri olacağına göre ben kendim olmak isterim. Kendim olmadıktan sonra orada ha Necmi olmuş ha Selami olmuş pek De fark etmiyor, partili birisi olsun yeter ki.
“BİLET ALMADAN PİYANGONUN SİZE
ÇIKMASINI BEKLEYEMEZSİNİZ”
İlhan UYGUN: Şansınızı denemek istiyorsunuz.
Mümin TUĞLU: Şimdi başvuru yapmazsam hiç şansım yok. Bilet almadan piyangonun size çıkmasını bekleyemezsiniz. Biz de başvurumuzu yapacağız.
“BAZI ŞEYLERİ AŞTIK”
İlhan UYGUN: Risk alıyorsunuz.
Mümin TUĞLU: Tabi risk alıyorum. 1995’te 5. Sırada adaydım. 2007’de 12. Sırada adaydım. Şimdi hiç 28’in içine da giremeyebilirim. Öyle şeyler duyuyorum sanki çok önemli gibi, işte “Abdullah Yıldırım’ın arkasında yer alırsan” yok “Onun arkasında yer alırsan?”. Ne fark eder!? Yani onun arkasında yer alsam ne olacak, önde yer alsam ne olacak? Bu tip şeyleri aştık gittik.