
Silivri Servisçiler Derneği Başkanı Cihan Tuncel, işverenlere ve fabrikalara çağrıda bulundu:
“Karar almadan önce bizi dinleyin, birlikte çözüm üretelim. Elimizi taşın altına koymaya hazırız.”
Silivri Servisçiler Derneği Başkanı Cihan Tuncel, Metropol FM'de Kamil Bilici'nin konuğu oldu. Trafikten altyapıya, personel ihtiyacından sosyal sorumluluk projelerine kadar birçok başlıkta konuşan Tuncel, “Servis sektörü zorluklarla mücadele ediyor ama el birliğiyle aşamayacağımız engel yok” dedi.
Silivri'de taşımacılık sektörünün nabzını tutan Silivri Servisçiler Derneği (SİSED), sadece üyeleriyle değil, toplumla kurduğu güçlü bağlarla da dikkat çekiyor. Dernek Başkanı Cihan Tuncel, Metropol FM'de Kamil Bilici'nin sunduğu “Bir Toplum” programına konuk oldu. Tuncel, sektörün güncel sorunlarını, dernek olarak yürüttükleri çalışmaları ve sosyal sorumluluk projelerini tüm detaylarıyla paylaştı. Röportaj boyunca Silivri'nin trafik sorunlarından pandemi ve deprem süreçlerindeki dayanışma örneklerine kadar geniş bir yelpazede çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Kamil Bilici:Yoğun bir temponuz olduğunu biliyorum. Hem özel sektör hem de sivil toplum faaliyetleri arasında oldukça sıkı çalışıyorsunuz. Bu yoğunluk arasında bize vakit ayırdığınız için öncelikle teşekkür ederim.Silivri sizi tanıyor amabir de kendi ağzınızdan dinlemek isteriz. “Cihan Tuncel kimdir?” sorusuyla başlayalım.
Cihan Tuncel:Öncelikle ben size teşekkür ederim. Bize bu imkânı tanıdığınız için…Silivri Servisçiler Derneği, bölgemizde bir marka olma yolunda ilerleyen bir sivil toplum kuruluşu. Hem ticari anlamda faaliyet gösteriyoruz hem de bir STK olarak toplum adına sorumluluk üstleniyoruz.
Ben Cihan Tuncel; 38 yaşındayım, Silivri Kadıköy Mahallesi'nde yaşıyorum. Evliyim, bir çocuk babasıyım, lise mezunuyum.
Ticarete başladığımızda bu bölgede bazı zorluklar yaşadık. İstanbul'dan gelen bazı büyük şirketler, kendi imkânlarıyla değil de bizim gibi yerel esnafları çalıştırarak yüksek kârlar elde ediyordu. Bu durum ciddi bir adaletsizlik oluşturuyordu.
Biz de bu adaletsizliğe karşı durmak için, 2019 yılında 14 kişilik bir ekiple bir araya geldik ve Silivri Servisçiler Derneği'ni kurduk. Ben de derneğin kurucularından biriyim. İlk dönem genel sekreter olarak görev yaptım. Sonrasında farklı projelerimiz ve yeni hizmet anlayışımız doğrultusunda yeniden bir yönetim kurduk. Adaylığımızı koyduk, üyelerimiz de sağ olsun bize güven gösterdi ve bizi göreve getirdiler. Tam bir yıldır da dernek başkanlığı görevini yürütüyorum.
“YOL ARKADAŞLARIMIZLA OMUZ OMUZA”
Kamil Bilici:Çok güzel, yürütüyorsunuz bu süreci. Elbette hiçbir yapı tek başına ayakta kalmaz. Bu noktada güçlü bir ekip de gerekiyor. Program öncesinde stüdyomuza kalabalık bir ekip olarak geldiniz. SİSED yönetim ekibiyle keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Dinleyicilerimiz için de hem kuruluş sürecinizden hem de ekip ruhunuzdan bahsetmiş olduk.
Aslında bir yönetim kurulunun gücü, başkanın vizyonuyla birlikte, onun kadar taşın altına elini koymaya hazır yol arkadaşlarıyla ölçülüyor. SİSED'in faaliyetlerine bakınca güçlü bir yönetim kadrosuyla ilerlediğiniz anlaşılıyor. Öyle değil mi?
Cihan Tuncel:Kesinlikle öyle. Ben ekip arkadaşlarıma “yol arkadaşlarım” diyorum. Hem bireysel taşımacılık yapan esnaf arkadaşlarımız hem de işin mutfağında birlikte çalışan dostlarımız. Aynı zamanda ailecek birlikte vakit geçirdiğimiz, sosyal aktiviteler yaptığımız bir bağımız da var. Hepsine gönülden teşekkür ediyorum. Verdikleri destek çok kıymetli.
Silivri Servisçiler Derneği bazen yanlış anlaşılabiliyor. “Silivrililer Servis Derneği” gibi algılanıyor. Oysa bizim derneğimizin yapısı çok daha geniş. Zonguldak'tan Tokat'a, Türkiye'nin dört bir yanından üyelerimiz ve yöneticilerimiz var. Yani memleket değil, bu bölgede alın teri döken, sorumluluk üstlenen herkes bizim için kıymetli.
Kamil Bilici:Bu çok önemli bir detay.
Cihan Tuncel:Elbette. Yerel esnaflarımızın şikayetleri genelde benzer oluyor. Ancak önemli olan, bu şikayetlere çözüm üretebilen ve birlikte hareket edebilen arkadaşları bir araya getirmek. Biz de bunu yapmaya çalıştık.Yönetim kadromuzda ana isim olarak örnek vermem gerekirse; Fahri Şirinoğlu, Dilara Tunalı, Serdar Balcıoğlu, Özkanİpek gibi arkadaşlarımızla birlikte yaklaşık 21 kişilik bir yapımız var.Her gittiğimiz etkinliğe, toplantıya, programa kalabalık olarak katılmaya özen gösteriyoruz. Bu da bize güzel hatıralar, güçlü birikimler ve kıymetli anılar kazandırıyor.
ÜYE YAPISI VE BÜYÜYEN BİR AİLE: “SAYI DEĞİL, NİTELİK ÖNEMLİ”
Kamil Bilici:Ne güzel… Gerçekten güçlü bir yapıya sahip olduğunuzu görüyoruz. Peki, Silivri Servisçiler Derneği'nin (SİSED) üye yapılanması nasıl? Kaç üyeye sahipsiniz, süreç nasıl işliyor?
Cihan Tuncel:Derneği ilk kurduğumuzda yaklaşık 150 üyemiz vardı. Kuruluşun ardından bu sayıyı artırmak gibi bir hedefimiz vardı. Bu hedef doğrultusunda çalıştık ve bir yıl içinde 153 olan üye sayımızı bugün itibarıyla 250'nin üzerine çıkardık.Hedefimiz 300 üyeye ulaşmak. Bölgemizde toplamda yaklaşık 400'e yakın servisçi grubu var. Elbette bu grubun tamamını üyemiz yapmak gibi bir iddiamız yok. Bizim için esas olan, işini iyi yapan insanlarla birlikte olmak.Bazı kişilerin dernek çatısı altında olması fayda sağlarken, bazılarının olmaması da daha hayırlı olabiliyor. Biz, kaliteli hizmetin peşinden koşan bir yapı kurduk ve buna sadık kalmaya çalışıyoruz.
Kamil Bilici:Peki, şu anda yeni üye alımı devam ediyor mu? Eğer ediyorsa, servisçiler hangi şartları taşıdıklarında SİSED'e üye olabiliyorlar?
Cihan Tuncel:Evet, ikinci genel kurulumuzda bu konuda bazı kurallar belirledik. Öncesinde bu süreç net değildi. Şimdi ise üyelik için belli kriterlerimiz var:
Birincisi, kişinin Silivri'de ikamet etmesi gerekiyor.
İkincisi, geçerli bir vergi levhası olmalı.
Üçüncüsü, servis taşımacılığı yapmaya uygun ticari bir aracının olması ve bu aracın L plaka taşıması şart.
Biliyorsunuz, İstanbul'da plakalara tahdit var. Bu nedenle sadece L plaka ile çalışılabiliyor. Bu şartları sağlayan kişiler derneğimize üye olabiliyor.
SİLİVRİ'DE 41 NOKTADA HİZMET: “HER SABAH BAŞLAYAN, HER AKŞAM BİTMEYEN BİR SİSTEM”
Kamil Bilici:Bugün itibarıyla 250'nin üzerinde üyenizle birlikte Silivri'nin 41 noktasında, hem firmalara hem de eğitim kurumlarına sistemli bir şekilde servis hizmeti sunuyorsunuz. Peki, kimlerle çalışıyor SİSED? Hangi kurumlarla iş birliği içindesiniz?
Cihan Tuncel:Şu an portföyümüzde 12 fabrika, 5 kamu kurumu, 2 anaokulu ve 2 devlet okulu bulunuyor. Bu yapının başında, bizim için çok kıymetli olan SARTEN Ambalaj yer alıyor. Yaklaşık 4 yıldır çok sağlam ve güvene dayalı bir iş birliğimiz var. SARTEN Ambalaj'ın hem Çorlu'daki, hem Çerkezköy'deki, hem de Silivri'deki servis operasyonlarını biz yürütüyoruz.Günlük olarak 24 araçlık, 3 vardiyalı bir taşıma planı var. Bu büyük operasyon bize ciddi bir güç ve prestij kazandırdı.Diğer yandan, Silivri'deki Harikalar Diyarı Anaokulu'nun da servisini biz sağlıyoruz. Sayın Ebru Akgün Pekel Hoca ile çalışıyoruz. Onların güveni de bizim için çok değerli.
Farklı sektörlerden toplamda 21 adet referansımız var. Her sabah başlayan ve her akşam düzenli şekilde tekrar eden bir servis sistemi yürütüyoruz. Yani düzenli, istikrarlı bir işimiz var.
Kamil Bilici: SARTEN Ambalaj gerçekten Silivri'nin en eski, köklü ve ihracat başarısıyla gurur veren kuruluşlarından biri. Onlarla iş birliği içinde olmak sizin için de önemli bir referans olmalı.
Cihan Tuncel:Kesinlikle. Türkiye'nin ambalaj sektöründe ihracat birincilerinden biri. Onların başarıları bizi de gururlandırıyor çünkü bir şekilde o sürecin içinde yer alıyoruz. Biz de kendimizi bu yapının bir parçası olarak görüyoruz.
Kamil Bilici:Programın başında bu konuya biraz değinmiştim ama tekrar açmak isterim. Servisçilerin uzun yıllardır en büyük sorunlarından biri, İstanbul merkezli bazı firmaların hiçbir yatırım yapmadan ellerinde bir çantayla gelip buradaki kurumlarla anlaşmalar yapması ve işin yine buradaki esnafa yaptırılmasıydı. Marşa başında ciddi kazançlar elde eden bu sistem, artık ortadan kalkıyor gibi görünüyor, öyle değil mi?
Cihan Tuncel:Evet, tam anlamıyla “masa başında bizden fazlasını kazananlar” süreciydi bu…Bazı şeylerin değişmesi zaman alıyor. Bazı süreçler çok sancılı geçiyor ama dönüşüm kaçınılmaz.Adam hiçbir altyapı, yatırım yapmadan gelip burada bir fabrikanın ihalesini alıyor, sonra dönüp işi bize taşere ediyor. Üstelik kendisi masa başında bizden fazla kazanıyor. Bu adaletsizlik artık yavaş yavaş sona eriyor.
“MUTLU TİCARET” MODELİ: ADİL PAYLAŞIM, ŞEFFAF SİSTEM
Buradan fabrika sahiplerine hep şunu söylüyoruz: Kapınıza gelen aracın ruhsat sahibi kim? Araç özmal mı? Yani gerçekten bu işi yapan kişiye mi ait? Bunlara dikkat edin.Çalıştığınız şirketin gerçekten bu işte bir emeği var mı, yoksa sadece aracı mı?Size verilen hizmet karşılığında ödediğiniz paranın ne kadarı işi yapan kişiye geçiyor? Bunları sorgulamak çok önemli. Çünkü ticaret, karşılıklı memnuniyetle yürüyen bir ilişkidir.Bizim bu yapıyı kurarken çıkış noktamız şuydu:Fabrikadan 1000 TL'ye alınan bir işin sadece 600 TL'si işi sahada yapan esnafın cebine giriyor, kalan 400 TL ise masa başında hiçbir taşımacılık faaliyeti yapmadan aracılık eden firmalara kalıyordu.Bu adil değildi. Biz bu modeli değiştirdik.
Şimdi aynı işi 750 TL'ye fabrikadan alıyoruz, işi yapan arkadaşa 700 TL ödüyoruz.Fabrika sahibi 250 TL tasarruf ediyor, bizim cebimize 50 TL giriyor.Hem işi veren memnun, hem işi yapan. Böylece herkesin kazandığı bir model oluşuyor.Bu sistemi yavaş yavaş anlattık, sabırla yol aldık ve güzel sonuçlar da almaya başladık.
Kamil Bilici:Gerçekten yapısal bir dönüşüm. Ama elbette bazı kronik sorunlar da hâlâ var. Bu sektördeki temel sorunları nasıl özetlersiniz?
Cihan Tuncel:Evet, sektörün içinde çözülmeyi bekleyen bazı ciddi yapısal problemler var.
Bazı firmalarda işler kişiler arası güven ilişkileriyle yürüyor. Örneğin patron, satın alma sürecini tamamen bir müdürüne devrediyor.Ama burada devreye giren "ahbap-çavuş" ilişkileri tekliflerin objektif değerlendirilmesini engelliyor.Biz teklif sunuyoruz, ama teklifimiz bazen patronlara bile ulaşmıyor. Çünkü araya giren kişiler kendi menfaatlerini öne koyabiliyor.İşi yapan biziz ama bu emeğin karşılığını yeterince göremiyoruz.Bu durumun altında yatan sebepler de var. Ne yazık ki bazı yerlerde kirli ilişkiler olduğunu duyuyoruz.Kimseyi zan altında bırakmak istemem ama maalesef yaşanıyor. Telefon trafiğiyle yönlendirmeler, tatile gönderilmeler, hatta doğrudan para alışverişleri oluyormuş diye duyuyoruz...Bu gibi etik dışı davranışların önüne geçilmesi gerekiyor. Temennimiz, tüm firmaların daha şeffaf ve adil sistemlerle çalışması.
BİRLİKTEN DOĞAN GÜÇ: İMECE, DAYANIŞMA, YENİ KAZANIMLAR
Kamil Bilici:İnşallah tez zamanda bu konular rayına oturur. Yerli esnafla çalışmanın önemini hep vurguluyoruz.Ulaşımda da bu çok kıymetli bir konu. Biliyorum ki bu kadar üyenin bir arada olması, dayanışma kültürünü de beraberinde getiriyor.Günümüzün ekonomik şartlarında, imece usulüyle birbirinize destek olmanız birçok şeyi kolaylaştırıyor.
Cihan Tuncel:Evet, günümüzün en önemli gündemi ekonomi. Artık sadece bizim ülkemizde değil, tüm dünyada üretimden tüketime her alanda aracısız, doğrudan ve adil ticaret modelleri öne çıkıyor.Kooperatifleşme, imece usulüyle dayanışma, toplu alım ve paylaşım sistemleri her yerde yaygınlaşıyor.
Bugün tarladaki domates 5 TL, pazarda 25 TL. Aradaki 20 TL'yi kim alıyor, bu sorunun cevabını hep birlikte aramalıyız.İşte bu yüzden biz de kendi sektörümüzde adaletsizliğe karşı bir yapı kurduk. Silivri'de başladık, şimdi Büyükçekmece, Çatalca, Sarıyer gibi bölgelerde de benzer yapılanmalar oluştu.Bu yapılanmalar sayesinde adeta “birleşmiş servisçiler” gibi olduk. Küçük esnafın dayanışması büyük şirketlerle daha adil rekabet ortamı sağlıyor.Bugün mahalle bakkalıyla süpermarketin mücadelesi gibi düşünün. Ama en azından süpermarketin bir dükkanı var, ürün koymuş.Biz ise kendi aracımızla, kendi emeğimizle birilerinin sistemi içinde sömürülüyorduk. Artık bu sistemi reddediyoruz.
SİSED üyeleri arasında kurduğumuz WhatsApp grubumuzda tüm bilgi paylaşımı yapılıyor.Kimin aracı yolda kaldı, kim bir iş yetiştiremedi — hemen orada iş paylaşımı yapıyoruz.İşi yolda bırakmamak bir sorumluluk. Anında reaksiyon alıyoruz.Bu grup sayesinde işler büyüyor, aksaklıklar en aza indiriliyor.
Kamil Bilici:Bu çok kıymetli gerçekten. WhatsApp grubu sadece iletişim değil, aynı zamanda imece usulünü canlı tutan bir zemin olmuş.
Cihan Tuncel:Kesinlikle. Bu dayanışmayı sadece iş değil, sosyal alanlarda da sürdürüyoruz.Her ay üyelerimizle kahvaltı buluşmaları yapıyoruz. İş konuşuyoruz, sorunları istişare ediyoruz.Dedikoduların önüne geçmek için her şeyi açık açık konuşuyoruz.Gerekirse siyasi parti temsilcileri, İstanbul Umum Servis Aracı İşletmecileri Esnaf Odası'ndan konuklar çağırıyoruz.Bu vesileyle başkanımız Günhan Sınar'a da buradan selam gönderiyorum.Doğrudan ağızdan bilgi alıyoruz. Yerelde ve genelde ne oluyor, ne değişiyor takip ediyoruz.
Geçtiğimiz gece sektörümüzü yakından ilgilendiren bir gelişme yaşandı.
Biliyorsunuz, iller arası taşımacılıkta büyük bir sıkıntı vardı.Tahditli plakalı araçlarımız, farklı illerde çalışırken “D4 ES” belgeleri nedeniyle polisle sıkıntı yaşıyordu.
Personel taşımacılığı için uygun olmayan bu belge Danıştay kararıyla iptal edildi.Artık Ulaştırma Bakanlığı'nın hazırladığı yeni birES belgesi yürürlüğe girdi.
Resmî Gazete'de yayımlandı.Bundan sonra iller arası taşımacılık da yasal bir zemine oturmuş oldu.Bu gelişmede emeği geçen eski Ulaştırma Bakanımız Adil Karaismailoğlu'na da ayrıca teşekkür ederiz.Bu belge, sektörümüzün kanayan yaralarından birinin çözümü anlamına geliyor.Hepimiz için ferahlatıcı bir haber oldu.
SOSYAL SORUMLULUKLA DESTEKLENEN MESLEK BİLİNCİ
Kamil Bilici:SİSED, üyeleriyle kurduğu güçlü iletişimin yanı sıra sosyal sorumluluk projeleriyle de dikkat çekiyor. Sayın Tuncel, sizden dinleyelim: Dernek olarak hayata geçirdiğiniz bu projeler nelerdir?
Cihan Tuncel:Dernek olarak sadece mesleki değil, toplumsal katkıyı da önemsiyoruz.Üyelerimizle birlikte çeşitli mesleki eğitimler düzenliyoruz. Özellikle can taşıyan bir meslek grubu olduğumuz için ilk yardım konusunda eğitim seminerlerimiz var.Bu seminerleri genellikle Halk Eğitim Merkezi iş birliğiyle gerçekleştiriyoruz. Sağ olsunlar, eğitmen desteği alıyoruz.Aynı zamanda trafik güvenliğiyle ilgili de eğitimlerimiz var. Trafikte sürekli emniyetle iç içeyiz. Bu noktada Silivri İlçe Emniyet Müdürlüğü'nden, özellikle Trafik Birimi'nden büyük destek görüyoruz.Müdürümüz ve Trafik Birim Amiri Sayın Enes Bey her konuda yardımcı olmaya çalışıyor.Bunun dışında narkotik ekipleriyle de önemli çalışmalarımız oldu. “En İyi Narkotik Polisi: Anne” projesi kapsamında, hem şoförlerimize hem de eşlerimize yönelik seminerler düzenledik.Bu hem bilinçlendirme hem de sosyal farkındalık açısından çok değerliydi.
Sadece kendi üyelerimize değil, temas ettiğimiz herkese fayda sağlamayı önemsiyoruz.
Çalıştığımız okullarda öğretmenlerle çok güçlü bağlarımız var. Onlar bizim için sadece iş ortağı değil, ailemizin bir parçası gibi.Bu nedenle her yıl 24 Kasım'da Öğretmenler Günü'nü mutlaka birlikte kutluyoruz.İlk fark ettiğimizde bu konuda bir eksiklik olduğunu gördük. Aslında öğretmenlere dönük özel bir program yapılmadığını fark ettik ve bunu değiştirmek istedik.Çünkü öğretmenlik bir meslekten öte, bir gönül işi. Maddi karşılıkla ölçülmeyecek bir emek bu.Bu yıl, Öğretmenler Günü programımızın üçüncüsünü düzenledik. Mega Saray'da yaklaşık 550 kişilik bir organizasyon gerçekleştirdik.Önümüzdeki yıl hedefimiz daha da büyük: Tüm Silivri'yi kapsayacak şekilde daha geniş katılımlı bir gece planlıyoruz.Bu tür faaliyetlerle hem emeğe saygımızı gösteriyor hem de sosyal sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz.
ALTYAPI VE YOL SORUNLARI: “HERKES KULLANIYOR, HERKES ŞİKAYETÇİ”
Kamil Bilici:Dinleyicilerimizden gelen mesajlar da bizlerle. Mesaj gönderen isimlerden biri, Silivri'den Raif Esen.Cihan Başkan'ın çalışmalarını yakından takip ettiğini ve bir Silivri esnafı olarak kendisini takdir ettiğini ifade etmiş.Ayrıca sanayi yollarının çok bozuk olduğuna dikkat çekmiş. Özellikle Ortaköy Sanayi Sitesi'nden bahsediyor ve bu konuda bir girişim olup olmadığını sormuş.
Gerçekten bizim de o bölgeden geçerken gözlemlediğimiz bir durum. Siz her gün o yolları kullanıyorsunuz, insan taşıyorsunuz. Bu konuyla ilgili ne söylemek istersiniz?
Cihan Tuncel:Raif Bey'e duyarlılığı için çok teşekkür ediyorum.Aslında sorun sadece Ortaköy Sanayi Sitesi ile sınırlı değil; Silivri genelinde altyapı ve yol konusunda ciddi sıkıntılar var.Biz servis taşımacılığı yapanlar olarak sürekli sahadayız, yoldayız ve bu sorunları birebir yaşıyoruz.Silivri gelişen bir bölge. Bu tip altyapı problemleri gelişmekte olan yerlerde maalesef kronik hale gelebiliyor.Özellikle sanayi bölgelerinde yeni kurulan fabrikalara girip çıkan tonajlı araçlar zamanla yolları ciddi biçimde yıpratıyor.Yükleme boşaltma yapan ağır araçlar asfaltı zedeliyor ve kısa sürede deformasyon başlıyor.
Kamil Bilici:Yani bir taraftan kullanıcısı olarak şikayetçisiniz, diğer yandan bu işi yapan tarafı da anlayabiliyorsunuz.
Cihan Tuncel:Kesinlikle. Biz hizmet alan tarafız ama hizmeti sunan belediye veya kamu kurumlarının da ne kadar zorlukla karşılaştığını biliyoruz.Yapılan yollar kısa sürede yeniden bozuluyor. Bugün yapılıyor, yarın tekrar kazılıyor.Belediyemizle bu konularda sürekli temas halindeyiz. Çözüm bulmak için görüşmeler yapıyoruz.İstiyorlar, gayret ediyorlar ama bu işin ne yazık ki sonu gelmiyor gibi.
Kamil Bilici:İBB'nin bazı köy yollarında uyguladığı beton yol sistemi geldi aklıma. Daha dayanıklı olduğu söyleniyor. Acaba böyle bir çözüm Silivri için de uygulanabilir mi?
Cihan Tuncel:Teorik olarak evet, beton yollar daha uzun ömürlü olabilir. Ancak bu konuda uzman kişiler maliyet-fayda analizini yapmalı.Çünkü bu iş sadece dayanıklılıkla bitmiyor.Her gün yollar kazılıyor; altyapı geçiyor, fiber kablo döşeniyor, doğalgaz hattı çekiliyor.Bu döngüde hangi sistem daha sürdürülebilir? Asfalt mı, beton mu?Bunların maliyeti, dayanıklılığı, onarımı hepsi detaylı şekilde hesaplanmalı.Bu döngüyü kırmak için sadece zemin değil, tüm altyapı planlamasının yeniden ele alınması gerekiyor.
TRAFİK, PARK VE BELEDİYE İŞ BİRLİĞİ: “KADEMİZİ KURMAK İSTİYORUZ”
Kamil Bilici:Her gün yoldasınız, trafikte insan taşıyorsunuz. Silivri'de artan göçle birlikte trafik ve otopark sorunu da ciddi boyutlara ulaştı. SİSED bu durumdan nasıl etkileniyor?
Cihan Tuncel:Bizim araçlarımız, şahsi otomobillere göre daha büyük. Bu da park sorununu daha derinden hissetmemize neden oluyor. Özellikle dar sokaklarda manevra yapmak bile neredeyse imkânsız hale geldi.Bu sorunu çözmek adına belediyemizle görüşmelerimiz oldu. Kamyoncuların garajı, otobüsçülerin terminali varsa, bizim de kendimize ait bir kademe alanı neden olmasın dedik.
Araçlarımızı park edebileceğimiz, bakım ve yıkama hizmetlerini yapabileceğimiz, üyelerimizin toplanabileceği bir alan talep ettik.Sağ olsun Silivri Belediye Başkanımız Bora Balcıoğlu bu konuda çok anlayışlı davrandı. Talebimizi olumlu karşıladı.Bu alan sayesinde hem araçlarımızın geceleme maliyetleri azalacak hem de sistemli bir düzen kurulacak.Yakın zamanda bu projeyi hayata geçirmeyi hedefliyoruz.
Kamil Bilici:Yerel yönetimlerle iyi ilişkiler çok önemli. Peki, İBB ve merkezi hükümet düzeyinde temaslarınız var mı?
Cihan Tuncel:Evet, özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile güzergâh kullanım belgeleri konusunda sürekli iletişim halindeyiz.Servis araçlarımızın hizmet verdiği noktaları belgelemek ve bu belgeleri yıllık olarak yenilemek gerekiyor.E plaka alma, plaka devri gibi işlemlerde de İBB ile sürekli çalışıyoruz.
Sadece kendi işlerimiz için değil, bölgemizdeki 250'nin üzerinde servis esnafı için bu temasları yürütüyoruz.Her kurumun çözüm üretme yönünde bir niyeti var. Ancak tabii resmi makamların işleyişi esnaf-vatandaş ilişkisi gibi hızlı yürümüyor.Biraz sabır, biraz da bürokrasiye uyum gerekiyor.
TRAFİĞİN SİNYALLERİ: “YOLLAR DEĞİL, ZİHNİYET DE DEĞİŞMELİ”
Kamil Bilici:Programın son bölümüne yaklaşırken, yol ve trafik sorunlarını biraz daha detaylı konuşmak istiyorum.Birçok noktada yapılan çalışmalar, maalesef 2 günde bitecek işin bir haftada bitmesine neden olabiliyor.Bu da vatandaşın mağduriyetini artırıyor. Siz sahada olduğunuz için bu mağduriyetle birebir karşılaşıyorsunuz.
Cihan Tuncel:Maalesef öyle. Bazı çalışmalar gereğinden fazla uzayabiliyor.Bu süreçlerde sadece yollarla değil, emniyet ve jandarma birimleriyle de sürekli iletişimde olmamız gerekiyor.Vatandaş mağdur olmasın diye elimizden geleni yapıyoruz ama bu da ayrı bir çaba gerektiriyor.
Kamil Bilici:Silivri'nin iki yakasını birleştirmek için yapılan yeni üst geçit köprüsünü de sormak isterim. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cihan Tuncel:Önceki hâline göre ciddi bir iyileşme var, sorunların %60'ı çözüldü diyebilirim.Ancak Silivri göç almaya devam ediyor, araç sayısı her yıl artıyor.Bugün yapılan köprü mevcut yoğunluğu kaldırıyor olabilir ama 5 yıl sonra yine aynı sorunlarla karşılaşabiliriz.Çünkü Çarşı'ya ulaşım tek bir geçiş noktasına sıkışmış durumda: Marmara Plaza'nın yanındaki giriş.Bu noktada ciddi trafik yoğunlukları yaşanıyor.Ama asıl mesele sadece yol değil; zihniyet.Servisle ilerliyorsunuz, önünüzdeki araç durup markete giriyor, ekmek alıp çıkıyor. Yol tıkanıyor ama kimse bir şey diyemiyor.Silivri'nin eski “kasaba alışkanlıkları” var. İnsanlar hâlâ rahat hareket etmeyi seviyor ama artık bu yapı kaldırmıyor.
Kamil Bilici:Bir de bankalar meselesi var. Özellikle çarşı merkezindeki bankaların önünde her zaman en az 15 araçlık bir yoğunluk oluyor. Bu da trafiği kilitliyor.
Cihan Tuncel:Kesinlikle. Bankaların da çarşı merkezinde bu kadar yoğunlaşması, trafik açısından ciddi sorun yaratıyor.Silivri'de aslında bütün işlerinizi tek bir noktada halledebiliyorsunuz ama o noktaya ulaşmak, orada park etmek, işi halledip çıkmak tam anlamıyla işkenceye dönüştü.
Bu durum özellikle okulların kapanmasıyla başlayan yaz döneminde daha da kötüleşiyor.Silivri'de her yıl mutlaka bir yol gündemi oluyor.Köprü yapılırken yaklaşık bir buçuk yıl boyunca trafik ciddi şekilde etkilendi.Şu anda Terminal Kavşağında da yol çalışması var.E-5 karayolunda yine bir düzenleme, yol genişletme çalışması var.Bu çalışmalar uzun vadede lehimize elbette ama kısa vadede trafikte çok fazla sıkıntıya yol açıyor.
PANDEMİDE, DEPREMDE, SAHADA: “TOPLUM HEPİMİZLE VAR”
Kamil Bilici:Programımızın başlarında sosyal sorumluluk projelerinizden bahsettik ama notlarım arasında dikkatimi çeken önemli bir başlık daha var:Pandemi ve deprem süreçlerinde SİSED'in sahada aktif olduğu bilgisi.Hatay deprem bölgelerinde; pandemide yaşanan kriz zamanlarında nasıl katkılarda bulundunuz?
Cihan Tuncel:Pandemiden başlayayım…Gerçekten çok zorlu bir süreçti. Zaten derneğimizin kuruluş dönemine denk gelmişti.Hiç kimsenin hazır olmadığı, ne yapacağını bilemediği bir dönemdi. Biz de elimizden geleni yapmaya çalıştık.O dönemlerde maske ve kolonya dağıtımı yapıldı, biz de bu organizasyonlarda aktif görev aldık.Silivri Kaymakamlığımız o dönemde bize bu konuda görev verdi.
Şunu özellikle belirtmek isterim: Bu tür görevlerde asla maddi bir beklentiyle hareket etmiyoruz.Amacımız, toplumun düzenli işleyişine katkı sunmak.Pandemi sürecinde, emeklilerin maaşlarını bankadan alıp evlerine ulaştırmak gibi gönüllü taşıma görevlerinde de yer aldık.Yani toplumun ihtiyaç duyduğu her noktada biz vardık, olmaya da çalışıyoruz.
Kamil Bilici:Deprem süreçleri için de duyduğumuz bazı çalışmalarınız var…
Cihan Tuncel:Evet, maalesef depremler ülkemizin hiç eksilmeyen gündemlerinden biri.Kahramanmaraş merkezli büyük depremde, ben doğrudan Islahiye bölgesindeydim.Gerçekten büyük bir yıkım vardı.Oraya gittiğinizde sadece fiziki enkazı değil, insanların çaresizliğini de görüyorsunuz.Göçük altında olanlar bir yana, dışarıda kalan ama hiçbir şeyi olmayan insanlar vardı.Orada Dernek olarak hazırladığımız gıda ve ihtiyaç paketlerini paylaştık.Ayrıca Islahiye'de bir okulun kırtasiye ihtiyacını tamamen biz karşıladık.Okulun açılış döneminde tüm öğrencilerin defter, kalem, çanta gibi temel ihtiyaçlarını karşıladık.Bu çalışmayı Keskin Color Fabrikası ile iş birliği içinde yürüttük. Kendilerine de buradan teşekkür ediyorum.
İşte sivil toplum dediğimiz şey tam olarak budur.Yani sadece kendi üyelerinizle ilgilenmek değil, toplumun her kesiminin derdiyle dertlenmektir.“Ben iyiyim, gerisi beni ilgilendirmez” anlayışıyla hareket etmiyoruz.Toplum hepimizle var. Bazen daha fazlasını vermek, bazen fedakârlık yapmak gerekiyor.Biz de üyelerimizle birlikte elimizden geldiğince bu çabanın bir parçası olmaya devam ediyoruz.
MESAJLARLA DESTEK, SEKTÖRÜN GERÇEKLERİYLE YÜZLEŞME
Kamil Bilici:Dinleyicilerimizden gelen mesajlar da hız kesmeden devam ediyor.Yusuf Aydın, “Cihan Başkanımıza verdiği dürüst destek ve servisçi esnafını koruyan çalışmalarından dolayı teşekkür ederim,” demiş.
Cihan Tuncel:Çok sağ olsun, teşekkür ederim.
Kamil Bilici:Bir diğer dinleyicimiz Ayhan Bey yazmış:“Silivri Cezaevi'ne giderken yollar çok kötü. Özellikle Küptaş ile 4 No'lu Cezaevi arası ne zaman yapılacak? Sabah saatlerinde servis araçları trafiği tıkıyor.
Ayrıca servis şoförlerinin evrakları tam olduğunda işe alım süreçleri nasıl? 10+1 araçlar için maaşlar ne kadar?” demiş.
Cihan Tuncel:Evet, sorular çok yerinde. Önce yol konusuna değineyim.
Küptaş ile 4 No'lu Cezaevi arasındaki yol, ne yazık ki resmi bir yol statüsünde değil. Bu nedenle asfalt dökümü veya düzenleme yapılamıyor.Bu konuda çok sayıda girişimimiz oldu ancak mevzuat gereği sonuç alınamıyor.Bölge hızlı gelişiyor ama resmi altyapı takibi henüz aynı hızda ilerlemiyor.
Gelelim işe alım süreçlerine.Bir servis şoförü olmak, sanıldığından daha çok belge ve prosedür gerektiriyor.İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu konuda oldukça titiz.İlk olarak bağımlılık testinden geçmeniz gerekiyor. Ardından psikoteknik ve sağlık raporu almanız şart.Ayrıca belirli bir tecrübe süresi aranıyor.Ehliyet, sabıka kaydı ve sürüş geçmişi detaylıca inceleniyor.Tüm bu belgeler onaylandıktan sonra İBB tarafından “Toplu Taşıma Aracı Kullanım Belgesi” veriliyor.Ancak bu belgeyi alan herkes işe alınır diye bir garanti yok.Yine de biz dernek olarak, sadece üyelerimize değil, sektöre başvurmak isteyen herkese bu belgeler konusunda yardımcı olmaya çalışıyoruz.
Kamil Bilici:SİSED kısa sürede çok konuşulan ve örnek gösterilen bir STK haline geldi. Bundan sonra kısa, orta ve uzun vadede hedefleriniz neler?
Cihan Tuncel:2025 yılı servis taşımacılığı sektörü için ne yazık ki çok kolay geçmeyecek gibi görünüyor.Özellikle İstanbul'da, ama aslında tüm Türkiye genelinde ciddi bir fiyat baskısı var.Serbest piyasa taşıma ücretleri düşüyor.2024'te elde ettiğimiz rakamlar şimdiden özlenir oldu.Öte yandan, Danıştay'ın ES belgesine yönelik kararından sonra çok sayıda plakasız araç sektöre girdi.Bu araçlar, kayıtlı ve belgeli çalışan esnafımız için haksız rekabete neden oldu.Birçok eski araç, borcu olan plakalar kiralama yöntemiyle yeniden piyasaya döndü.Şu anda sektörde yaklaşık 60-70 bin araç faaliyet gösteriyor.Bu da fiyat rekabetini zorluyor, gelirleri düşürüyor ve hizmet kalitesini tehlikeye atıyor.
ZOR ŞARTLARDA ORTAK AKIL: “KARARLAR ALINIRKEN BİZE DE KULAK VERİN”
Cihan Tuncel:Öncelikle şunu belirtmek isterim; maliyetler gerçekten çok yükseldi.Araç fiyatları uçtu, giderler arttı, geçinmek her geçen gün zorlaşıyor.Bir kişinin asgari ücretle geçinmesi bile artık neredeyse imkânsız hale geldi.Biz bunu anlayabiliyoruz, empati kuruyoruz. Ama ne zaman fabrikaya gidip servis ücretleri hakkında konuşmak istesek, onlar da kendi zorluklarını anlatıyor.Kur uzun süre stabil kalmıyor, ihracatta Çin gibi dev rakiplerle yarışmak kolay değil.Kâr marjları azalınca, ilk gözden geçirilen kalemler arasında servis hizmeti, yemek, güvenlik gibi personel destek hizmetleri oluyor.Fabrikalar “önce servisi gözden geçirin, personel fazla mı, ona bakalım” gibi önerilere yöneliyor.Bunda haksız sayılmazlar çünkü çarkı döndürmek zorundalar.Biz de bu çarkın bir parçasıyız. 50-100 kişilik fabrikaya servis sağlıyoruz.Kolay değil ama bir şekilde ortak bir yol bulmamız gerekiyor.El birliğiyle, karşılıklı anlayışla ancak bu dönemi aşabiliriz.
Silivri Servisçiler Derneği olarak büyüyen, gelişen, iyi niyetle kurulmuş bir sivil toplum kuruluşuyuz.Üyelerimizle birlikte hep en doğrudan, ilk elden çözüm üretme gayreti içerisindeyiz.Bugün bu programda konuştuklarımız sadece bizim değil, tüm sektörün ve hatta toplumun meseleleri.Özellikle fabrikalara ve işverenlere bir çağrım var:Servis hizmetleri konusunda kararlar alırken bizimle iletişime geçmeden, teklifimizi almadan, en azından bir danışma yapmadan nihai karar verilmesin.Biz elimizi taşın altına koymaya her zaman hazırız.Yeter ki birlikte çözüm üretme iradesi olsun.
Sevginar SALİ