
Silivri Belediyesi'nin arama kurtarma faaliyetlerinde önemli bir başarıya imza atarak AFAD tarafından akredite edilmesi ve ilçeye kazandırılan Afet Eğitim Parkuru'nun açılışı dolayısıyla düzenlenen törende konuşan İstanbul Vali Yardımcısı Mahmut Hersanlıoğlu, Silivri'nin afetlere hazırlık ve müdahale açısından İstanbul'un örnek ilçelerinden biri olduğunu söyledi.
İstanbul Vali Yardımcısı Mahmut Hersanlıoğlu, Silivri Belediyesi Arama Kurtarma Ekibi'nin AFAD tarafından verilen Orta Seviye Akreditasyonu'nu alması ve ilçeye kazandırılan Afet Eğitim Parkuru'nun açılış töreninde yaptığı konuşmada, afetlere hazırlık konusunda dikkat çeken mesajlar verdi. “İstanbul'un gerçeğini vatandaşımıza açıkça anlatmak zorundayız” diyen Hersanlıoğlu, afetlerle mücadelenin siyaset üstü bir sorumluluk olduğunu vurguladı.
“SİLİVRİ, AFETLERE MÜDAHALEDE ÖRNEK BİR İLÇE”
Vali Yardımcısı Hersanlıoğlu, İstanbul Valisi Davut Gül'ün selamlarını ileterek başladığı konuşmasında, Silivri'nin afetlere hazırlık ve müdahale konusunda örnek bir ilçe olduğunu vurguladı. “Sayın Valimiz Davut Gül'ün yoğun mesaisi sebebiyle bugün burada kendisini temsilen bulunuyorum. Kendilerinin sizlere selam ve saygılarını iletiyorum,” diyen Hersanlıoğlu, Silivri'ye yönelik yapılan değerlendirmelere katıldığını belirterek şunları söyledi:“Silivri, hem risk azaltma çalışmalarıyla hem de afetlere müdahale kabiliyetiyle İstanbul'un örnek ilçelerinden biridir. Sayın Kaymakamımıza, Belediye Başkanımıza, bu süreçte emek veren tüm kamu görevlilerine, geçmişten bugüne katkı sunan herkese teşekkür ediyorum. Özellikle bu işin yükünü çeken kıymetli müdürümüze ve onun değerli mesai arkadaşlarına ayrıca şükranlarımı sunuyorum.”
İstanbul'un 39 ilçesinde yürütülen çalışmalar içinde Silivri'nin örnek gösterilebilecek bir konumda olduğunu vurgulayan Hersanlıoğlu, “Bu durum bizim açımızdan da işleri kolaylaştırıyor. Bu vesileyle bir kez daha teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
“RİSK AZALTMA PLANI, MÜDAHALEDEN ÇOK DAHA ÖNEMLİ”
Konuşmasında İstanbul genelinde yürütülen afet yönetimi çalışmalarına da değinen Vali Yardımcısı Mahmut Hersanlıoğlu, İstanbul Valisi Davut Gül'ün liderliğinde iki temel plan üzerinde çalışıldığını belirtti. Bu planlardan ilkinin “Risk Azaltma Planı” olduğunu söyleyen Hersanlıoğlu, bu planın önemini şu sözlerle ifade etti:“Risk Azaltma Planı, afet müdahale planından belki bir milyon kat daha kıymetli. Çünkü biz bu planı başarıyla hayata geçirdiğimizde, İstanbul'umuzu tüm afetlere karşı dirençli hale getirme kabiliyetine kavuşacağız.”
Vali Davut Gül'ün talimatları doğrultusunda bu planın sahaya yansımasını da yakından takip ettiklerini dile getiren Hersanlıoğlu, “Atanmış eylemleri tek tek izliyor, ilçelerde bu konuları gündeme getiriyor, yapılması gerekenleri ilgili kurumlarla paylaşıyoruz. Her ilçede, her adımı titizlikle değerlendiriyoruz” şeklinde konuştu.
“AFETLERE HAZIRLIK BİR TOPLUMSAL BİLİNÇ MESELESİDİR”
İstanbul Vali Yardımcısı Mahmut Hersanlıoğlu, afetlerle mücadelede sadece teknik hazırlıkların yeterli olmayacağını, bunun toplumsal bir bilinç haline dönüşmesi gerektiğini vurguladı. Konuşmasında afetlere hazırlığın sadece kurumsal bir görev değil, aynı zamanda toplumun her kesimini ilgilendiren bir sorumluluk olduğunu belirtti.
“Afetlerle mücadele, afetlere dirençli hale gelmek aslında bir toplumsal bilinç meselesidir” diyen Hersanlıoğlu, bu bilincin toplumda yeterince gelişmediğine dikkat çekti. Deprem anlarında yaşanan davranış biçimlerine de örnek veren Vali Yardımcısı, yaşadığı bir gözlemi şu sözlerle paylaştı:“Sayın hocamızla birlikte depremi öğrendiğimizde ilk sorumuz 'Yıkılan bina var mı?' oldu. Ama benim kafamda ikinci bir soru daha oluştu: ‘İstanbul'da trafik yoğunluğu neydi?' Depremden bir dakika önce trafik yoğunluğu yüzde 44 iken, beş dakika sonra bu oran bazı kaynaklara göre yüzde 76'ya, bazı kaynaklara göre ise yüzde 90'a çıktı.”
Bu örneğin, afet anlarında bile bireysel reflekslerin ve panik davranışlarının ön planda olduğunu gösterdiğini vurgulayan Hersanlıoğlu, “Toplumsal bilinci oluşturamadığımız sürece bizim afetlerle gerçek anlamda mücadele edebilme şansımız yok” ifadelerini kullandı.
“DEPREM HAFIZAMIZI DİRİ TUTMALIYIZ”
Konuşmasında Türkiye'nin sık sık depremle yüzleşen bir ülke olduğunu hatırlatan Vali Yardımcısı Mahmut Hersanlıoğlu, toplumun hafızasında bu gerçekliğin sürekli canlı tutulması gerektiğini ifade etti. 1999 Marmara Depremi'nin üzerinden uzun yıllar geçmediğini vurgulayan Hersanlıoğlu, bu süreçte yaşanan diğer büyük depremleri de hatırlattı.
“1999 depremi aslında çok uzun yıllar önce yaşanmış bir afet değil. Hemen ardından Düzce Depremi meydana geldi. Sonrasında Van Depremi'ni yaşadık. 6 Şubat 2023'te ise tarihe geçen büyük bir felaketle sarsıldık” diyen Hersanlıoğlu, Türkiye'nin deprem gerçeğini unutmaması gerektiğini söyledi.
“Aralarda birçok deprem oldu, etkilendik, can kayıpları yaşadık. İşte bu yüzden bizim bu hafızamızı diri tutmamız gerekiyor,” ifadeleriyle uyarıda bulunan Hersanlıoğlu, afetlere karşı hazırlığın süreklilik gerektirdiğine dikkat çekti.
“İSTANBUL'U BAYBURT GİBİ DEĞERLENDİRMEYİN”
Afet hafızasının diri tutulmaması durumunda toplumların büyük risklerle karşı karşıya kalabileceğini belirten Vali Yardımcısı Mahmut Hersanlıoğlu, bu konuda başarılı örneklerin bulunduğunu da ifade etti. Konuşmasında İstanbul'un kendine özgü yapısına ve kritik önemine dikkat çeken Hersanlıoğlu, özellikle merkezi kurumlardan gelen uzmanlara yönelik önemli bir uyarıda bulundu:“Eğer hafızamızı diri tutmazsak, bakın ne hale geldiğimizi hep birlikte görüyoruz. Bu problemi çözen ülkeler var, bu da mümkün. AFAD'dan ve Ankara'dan gelen arkadaşlara her zaman şunu söylüyorum: Lütfen İstanbul'u değerlendirirken burayı Bayburt gibi, Bitlis gibi değerlendirmeyin. Bu örnekleri kimseyi üzmek için vermiyorum ama İstanbul'un Türkiye'deki yeri çok farklı.”
İstanbul'un sadece nüfus olarak değil, aynı zamanda ekonomik katkı açısından da Türkiye'nin yarısı olduğunu ifade eden Hersanlıoğlu, “Her ilçesi Anadolu'daki bir ili, bir ilçeyi nüfus olarak geçiyor. Ama asıl önemlisi, İstanbul gayrisafi milli hasılaya yaptığı katkı itibarıyla çok daha büyük bir öneme sahip. Bu yüzden İstanbul'u değerlendirirken farklı bir bakış açısıyla hareket edilmesi gerekiyor” dedi.
“AFETLERLE MÜCADELE SİYASET ÜSTÜ BİR KONUDUR”
Vali Yardımcısı Mahmut Hersanlıoğlu, konuşmasının sonunda İstanbul'un karşı karşıya olduğu deprem riskine ve bu konuda atılması gereken somut adımlara dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından başlatılan “Yarısı Bizden” kampanyasına da değinen Hersanlıoğlu, Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu'nun da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı ile İstanbul Valisi'nin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıya iştirak ettiğini belirtti.“Sayın Belediye Başkanımızın az önce söylediği gibi; afetlerle mücadele siyaset üstü bir konudur,” diyen Hersanlıoğlu, depremin her türlü sosyal ve siyasal ayrımı anlamsızlaştıran bir gerçeklik olduğuna işaret etti. “Deprem öyle bir şey ki, yerleşik tüm tahsisleri, statüleri yerle bir eder. O an geldiğinde malınız, mülkünüz, mevkiniz, makamınız hiçbir işe yaramaz. Beş yıllık planlar, kurumsal taahhütler anlamını yitirir,” ifadelerini kullandı.
İstanbul'un yapı stokunun önemli bir bölümünün riskli olduğunu vurgulayan Hersanlıoğlu, çarpıcı tespitlerde bulundu:
“1999 öncesinde inşa edilen yapıların büyük kısmı deniz kumu kullanılarak yapılmış. Dere yataklarında, taşkın sahalarında, zemini sıvılaşma riski taşıyan alanlarda binlerce bina var. İstanbul'da yüz binlerce ruhsatsız iş yeri bulunuyor. Birçok binanın alt katında kolonlar kesilmiş, ticari amaçlarla mekânlar genişletilmiş durumda. Bu İstanbul'un gerçeğidir.”
Bu sorunlarla yüzleşmeden dirençli bir kent inşa etmenin mümkün olmadığını ifade eden Hersanlıoğlu, İstanbul Risk Azaltma Planı'nın raflardan indirilerek sahada uygulanması gerektiğini söyledi. “Sayın Kaymakamımızın da belirttiği gibi, artık planları eyleme dönüştürme zamanı. O belgeler sahaya inmeli; dirençli bir İstanbul için harekete geçmeliyiz,” dedi.
“YAPMAZSAK, GELECEK NESİLLERE KÖTÜ BİR İSTANBUL BIRAKIRIZ”
İstanbul Vali Yardımcısı Mahmut Hersanlıoğlu, konuşmasının son bölümünde ise tüm bu çalışmaların sadece bugünü değil, geleceği de ilgilendirdiğine dikkat çekti. İstanbul'un mevcut risklerini görmezden gelmenin, gelecek nesillere ağır bir fatura bırakmak anlamına geleceğini ifade eden Hersanlıoğlu, şunları söyledi:
“Eğer biz bugün bu sorumluluğu yerine getiremezsek, bizden sonraki nesillere çok kötü bir İstanbul bırakırız. Bu, İstanbul'un gerçeğidir. Risk Azaltma Planı kapsamında bugün burada bulunma sebebimiz olan akredite arama kurtarma ekiplerinin sayısının artırılması ve personel kapasitesinin genişletilmesi de birer risk azaltma eylemidir.”
Hersanlıoğlu, konuşmasının sonunda bu süreçte emeği geçen tüm kurum ve kişilere teşekkür ederek şunları söyledi:“Sayın Kaymakamımıza, Belediye Başkanımıza, tüm mesai arkadaşlarımıza, AFAD Başkanlığı'na, AFAD İl Müdürlüğümüze, Arama Kurtarma Çalışma Grubu Başkanımıza, Eğitim Şube Müdürümüze ve kıymetli hocamıza teşekkür ediyorum. Ancak unutmamamız gereken en önemli şey; İstanbul'un gerçeğini, tüm çıplaklığıyla vatandaşlarımıza anlatmak ve birlikte çözüm üretmektir.”
“SAMİMİYETİMİZİ ARTIK PROFESYONELLİKLE BİRLEŞTİRMELİYİZ”
Vali Yardımcısı Mahmut Hersanlıoğlu, konuşmasının son bölümünde Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu'nun yardımlaşma ve dayanışmaya dair vurgularına da atıfta bulundu. Türk milletinin yardımsever ve asil bir halk olduğunu belirten Hersanlıoğlu, afet anlarındaki fedakârlıklara rağmen hâlâ amatörlükten çıkılamadığını belirtti.
“Milletimiz asil bir millettir, ama çok amatörüz. Depremde kendimizi parçaladık ama bir disiplin içinde değil, bir profesyonellik içinde değil. Artık o samimiyetimizi disiplinle, profesyonellikle birleştirmek zorundayız. Aksi takdirde sadece bu tür törenleri yapar, bir adım öteye geçemeyiz,” ifadelerini kullandı.
“Yarısı Bizden” kampanyasının bu anlamda çok değerli olduğunu vurgulayan Hersanlıoğlu, sürecin Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyeleri, kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve tüm vatandaşlar tarafından sahiplenilmesi gerektiğini belirtti.
“Bu süreç İstanbul'umuzun kaderidir. Eğer bu süreci hep birlikte sahiplenmezsek, bir gün Adıyaman'da enkaz altındaki o çocuklara, donarak ölen bebeklere moral vermeye çalışan insanlar gibi acı tablolarla yeniden yüzleşmek zorunda kalırız. İstanbul'un gerçeği bu, Marmara'nın gerçeği bu,” diyerek konuşmasını tamamladı.
Sevginar SALİ