
DEMİRAL, SEÇİM PROGRAMLARI HAKKINDA BİLGİ NOTLARI AKTARDI
Açılış konuşmasını yapan AK Parti İlçe Başkanı Dilek Demiral, seçim mesaileri hakkında şunları söyledi: "Temel düşüncem meslektaşınızla sizleri bir araya getirmekti. Milletvekili adayımızla hem genel siyaset sohbeti edelim hem de sizlerle tekrar bir araya gelelim istedik. Seçim çalışmalarımız son hız devam ediyor. Her gün 2-3 tane misafirimiz, milletvekili adayımız var. Teşkilatımız gayet diri ve dinamik. Bizim hedefimiz sıkılmadık el bırakmamak. Bunun için gereken çalışmalarımızı plan dâhilinde yapıyoruz. Bu planı ekibiyle birlikte SKM Başkanımız hazırlıyor. Arka tarafta bu işi mutfağında organize eden büyük bir ekip var. Ekibiniz iyi ise başarı kaçınılmaz. Bende çok mutlu bir şekilde bu ekibe liderlik ediyorum. Sahadayız çok yoğunuz. Aslında biz idman yaptık, önümüzdeki Mayıs ayı daha da hızlı geçecek. Özellikle Silivri 3. Bölge SKM Başkanlığımızın da burada birinci parti çıkma noktasındaki hedef ilçelerden bir tanesiyiz. Bu noktada daha özel misafirleri de ağırlayacağız. Sadece 3. Bölge milletvekili adaylarımız değil Bakanlarımızdan da gelen olacak, 11 Mayıs tarihinde Kadir Topbaş Başkan’la ilgili hizmet tanıtımı içerikli bir programımız var.”
ÖVÜR: MEDYANIN İÇİNDE BULUNDUĞU HÜZÜN VERİCİ DURUMUN FARKINDAYIM
Sözlerine AK Parti İlçe Teşkilatı’na kendisini basın mensuplarıyla buluşturduğu için teşekkür ederek başlayan kendisi de Gazeteci ve Yazar olan AK Parti 3. Bölge Milletvekili Adayı Mahmut Övür, Türkiye’de basının çok büyük irtifa kaybettiğini, "Ben de sizler gibi medyanın tabanından gelen bir insanım. Türkiye’de medyanın içinde bulunduğu hüzün verici durumun farkındayım ama ne yazık ki onu henüz düzeltebilmiş değiliz.” sözleriyle özetledi.
SOL SİYASİ ÇİZGİDEN AK PARTİ’NİN MUHAFAZAKÂR DEMOKRAT ANLAYIŞINA YÖNELİŞ SERÜVENİNİ DEĞERLENDİRDİ
Siyasi yolculuğuna ilişkin açıklama getirdiği konuşmasının gündeminde genel seçimleri ve AK Parti kanadında yer alma gerekçelerine de değinen Övür, şöyle konuştu: "70’li yıllardan itibaren sol hareketli siyasetle ilişkisi bulunan ama 12 Eylül askeri darbesiyle de başka bir yolculuğa doğru evrilen bir arkadaşınızım. Daha demokrat bir çizgiye doğru yöneldim. 10 yıllık periyotta Türkiye’nin nasıl derin acılar yaşadığına bizzat tanık oldum.
5500’ü aşkın değerli insanımızı kaybettik. Bunun hesabını veren bir kesim de olmadı. Hiçbirimiz de bu hesabı gerçek anlamda vermiş değiliz. Biz 1970-1980 arası niye böyle bir çatışma yaşadık? O çatışmanın üzerinden 12 Eylül darbesi geldi. Onun alt yapısı oluşuyormuş meğer sonradan fark ettik bunu. Benim gibi sol kesimden gelen insanlarda eminim uç noktalara savrulan sağdan gelen insanlarda da bir düşünsel dönüşüme yol açtı; ‘Uçlarda dolaşarak hayalimizdeki Türkiye’yi bir yere götüremeyeceğiz’ diye.
"SİVİL SİYASET ÖNEM KAZANMALIYDI”
Uçlara savrulmadan sivil siyasetin önemli olması gerektiği gibi bir düşünceye doğru çıktık. Tam da ben o noktada 1982’de kendi mesleğime dönerek gazeteciliğe başladım. Nokta Dergisi’nde çalışırken siyasetle ilgilenerek partileri izlemeye çalıştım. Böyle bir yolculuktan geçtik ama en önemlisi Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) daha da aktif olmama yol açan sosyal demokrat sivil bir arayışın dayatmasıydı. 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılması, 1191’de Rusya’daki sosyalizmin çökmesi bizi bu konuda daha da hızlandırdı diye düşünüyorum. Başka bir faktör daha vardı, soldan gelmemize rağmen sol çok fazla görmedi bu gerçeği, rahmetli Özal gerçeği vardı. Türkiye’deki hem ekonomik tıkanmanın, içe kapalı ekonominin önünü açan Türkiye’yi dünyaya taşıyan sağ muhafazakâr bir siyasi aktördü benim gözümde.
"OLİGARŞİK DEVLETİN ZAYIFLAMASI, SİYASETİN GÜÇLENMESİ GEREKİYORDU”
Özellikle 1960 Darbesi’nden sonra siyaseti itibarsızlaştıran bir sistem kurulmuştu. Siyaset ayaklar altına alınması gereken bir yapı olarak önümüze sunulmuştu. Hayatım boyunca sol dönemimde dâhil bunun değişmesi gerektiğini düşünüyordum. Bunun için de çaba harcadım. Toplumları değiştiren şey sivil siyasettir. Oligarşik devletin zayıflaması, siyasetin güçlenmesi gerekiyordu. Özal’la başlayan bu süreç bunun da yolunu açtı.
"DYP-SHP KOALİSYONU TÜRKİYE’Yİ YÖNETEMEDİ”
1990’larda çok büyük bir kırılma yaşadık. DYP-SHP koalisyonu bence yönetemedi Türkiye’yi ve Türkiye daha kötü bir sürece sürüklendi. 1993’teki askeri güvenlikli konseptin devreye girmesi, bir taraftan şeriat paranoyasını ve PKK bölücülüğünü devreye sokmaları inanılmaz kaotik bir Türkiye yarattı. 30 bini aşkın insanımız yaşamını yitirdi, 17 bini aşkın faili meçhulden söz ediyoruz. Tüm bunlara o dönemde karşı çıkmış ve bedelini medyada yaşayan birisi olarak söylüyorum; o dönemde bu işleri yöneten askerlerden biriyle ilgili sadece çok küçük bir haber yapan Sabah Grubu’nun Ateş Gazetesi ertesi gün bir telefonla kapatıldı.
"VESAYETÇİ SİSTEM ZENGİNLEŞMEMİZ ÖNÜNDE ENGEL”
Böyle bir Türkiye’den geliyoruz. Diğer tartışma platformundaki Kürt, Alevi meselelerini, dindarların yaşadığı sıkıntıları tartışmıyorum. Türkiye toplumunun ötekileştirilerek bir yere gidemeyeceğinin o günde mücadelesini vermiştim. Türkiye’nin artık merkezde bir siyasi akılla meselelerini aşıp daha özgür, demokratik ve zengin olması gerekiyor. Çünkü bizim zenginleşmemizin önündeki en büyük engelden birisi vesayetçi sistemdir.
"ERDOĞAN, SON YÜZYILIN LİDERİ”
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, son yüzyılın yetiştiği önemli bir liderdir. Toplumu alıp bir noktadan başka bir noktaya götüren, demokrasiyle ve zenginlikle buluşturan bir lider için bunu söyleyebilirim diye düşünüyorum.
"TAM ANLAMIYLA NORMALLEŞEBİLMEMİZ YEPYENİ BİR ANAYASAYLA MÜMKÜN OLACAK”
Son 12 yıldır AK Parti dönemi bence Türkiye siyasetinin normalleşmesini sağlayan bir dönem oldu. Ama henüz normalleşmiş miyiz? Hayır. Çünkü elde edilen açılımlar, değişimlerin anayasal bir garantisi yok, her an ters bir şey olduğunda elimizden gidebilir. Onun için bugün siyasete giriyor olmamın en önemli nedenlerinden biri bu, yepyeni bir Anayasa yapmamız lazım. 1960’da darbe yapanlar geliyor anayasa yapıyor, 1980’de darbe yapanlar silahla anayasa yapıyor ama biz siviller Anayasa yapamıyoruz!
"MUHALEFETİN DURUMU KÖTÜ!”
Bu seçimde CHP ve HDP’nin seçim vaatleri baktığımızda inanılmaz popülist. 1990-70’leri hatırlatan ucuz yöntemlerle, ülkedeki sıkıntılı noktalara fokslanarak oralardan popülist politikalar yaparak götürmeye çalışıyor. Bir siyasi partinin bugüne kadar her türlü demokratik gelişmelerine, anayasanın yapılmasına engel olacaksınız, çözüm sürecinde her türlü muhalefet edeceksiniz sonra kalkacak seçime 2 ay kala Türkiye’yi kurtarabilecek bir projeden bahsedeceksiniz. Olmaz, inandırıcı gelmez, sahici değilsiniz! Bu yüzden muhalefetin durumu hala kötüdür, keşke düzelse.
"BİR GAZETECİ OLARAK AK PARTİ’YE DESTEK VERMEK İSTEDİM”
Düzelmedi diye biz de siyasi mücadeleden vazgeçmiş değiliz. O yüzden bende bir biçimde muhafazakâr-demokrat bir parti olan AK Parti’ye, bu dönemde kritik bir dönem olduğu için, bir gazeteci olarak destek vererek içinde yer almak istedim. Çünkü bizim buna ihtiyacımız var. 7 Haziran, seçimlerin seçimi diye düşünüyorum. Bir tarihi dönüm noktasıdır. Türkiye’nin 2023 hedefine ulaşması, dünya devletleri arasına girmesi için öncelikle bu demokratikleşme sorununu halletmesi gerekiyor.
"BU SEÇİM HERKESİN KENDİSİNİ TEMSİL ETTİĞİ BİR TÜRKİYE’YE KAPI ARALAYACAK”
Eğer siz demokratikleşmeyi ve özgürleşmeyi sağlayamazsanız zenginleşemezsiniz. O yüzden biz teknolojide, sanayileşmede çok geriyiz. Hep kurgularla, baskılar ve tabularla Türkiye buraya gelmiş. Bugün tartıştığımız meselelere bakın; Kürtçe radyo televizyon olsun mu olmasın mı, Alevi kimliği, dindarlar üzerindeki baskı… Türkiye neredeyse 60 yılını bunlarla geçirdi. Yazık değil mi bu memlekete? Kürt’ün Kürt, Alevi’nin Alevi, dindarın dindar olduğu, laikin laik olduğu yani herkesin kendisini temsil ettiği bir Türkiye’ye doğru gidişin kapısını aralayacak diye düşünüyorum bu seçim.
"İKTİDARLA ARASINDAKİ ÖLÇÜYÜ ELEŞTİRİ ÜZERİNDEN TANIMLAYAN MEDYA İÇİN ELİMDEN GELENİ YAPACAĞIM”
Dünyaya daha geniş bakabilen, iktidarla arasındaki ölçüyü düşmanlıkla değil eleştiri üzerinden tanımlayan bir medya yapılanmasının oluşması için de elimden gelen çabayı harcayacağım. Çünkü ben medyanın da tıpkı sivil siyaset gibi çok önemli olduğunu düşünüyorum.” AK Parti İlçe Başkanı Dilek Demiral ve Milletvekili Adayı Mahmut Övür’ün konuşmalarının ardından program, yerel basın mensuplarının soru, cevap ve görüşlerinin alınması şeklinde devam etti.
Hazal BAŞARAN