
Silivrili hayvan severler ile Doğayı Hayvanları Koruma Derneği üyeleri, Haytap Silivri Temsilcisi Şükran Sunç Çakır’ın öncülüğünde 16 Şubat Pazar günü Nilüfer Cafe’de bir araya geldi. Burada Çakır tarafından bir basın açıklaması okundu. Hayvanları zevk için işkence ederek öldüren kişinin para cezasıyla serbest bırakılmasına olan tepkiler dile getirilirken, eylem yürüyüşünde "Hayvanlara uzanan eller kırılsın”, "Hayvan öldürmek kabahat değil suçtur”, "Onların da yaşam hakkı var”, "Ceza istiyoruz” sloganları atıldı. Hayvan severlerin köpeklerini de getirdiği eylemde köpeklerde boyunlarına asılan pankartlarla eyleme destek verdi.
ÇAKIR: KATİLLERİN MAZİSİNDE HAYVANLARA YAPILAN İŞKENCELER VAR
Hayvanlar için yaşam hakkı ve adalet istediklerini belirten Haytap Silivri
Temsilcisi Şükran Sunç Çakır’ın okuduğu basın bildirisi şu şekilde: "Eskişehir'de
bir cani, evindeki bir kediyi bıçaklayarak işkence ile öldürmüştür. Ayrıca bu
cani, hayvanın bağırsakları dışarıda olarak evin içinde dolaşmasını sapık bir
zevkle seyretmiş ve videoya da aldırmıştır. Bu cani katil hiçbir ceza almadan
serbest bırakılmıştır. Bugün burada ve Türkiye'nin dört bir yanında merhamet ve
vicdan taşıyan binlerce kişi bu vahşeti kınamak ve tek ses olarak "Kedi
katili serbest niçin?” diye sormak için bir araya geldi. Evet, bir katil nasıl
serbest kalır? Çünkü hayvana işkence, vahşet maalesef tıpkı yere tükürmek veya
yasak yerde sigara içmek gibi basit eylemlerle aynı çizgide değerlendirilmiş ve
"kabahat" olarak görülmüştür. Dolayısı ile hâkim veya savcı vicdanen
istese de hayvanlara işkence uygulayanlara ceza verememektedir. Oysa hayvan
öldürmekle insan öldürmek arası sadece bir adımdır. Bütün katillerin ve toplum
düşmanlarının mazisinde hayvanlara yapılan işkence vardır. Caniler katiller öldürmeyi
hayvanları öldürerek öğrenmişlerdir.
"HAYVANLARA YAPILAN VAHŞETLER TÜRK CEZA KANUNU KAPSAMINA ALINSIN”
Bu gerçekler ışığında TBMM’den somut bir talebimiz var. Hayvana işkence yapan, vahşet uygulayan, onun yaşam hakkını gasp eden kişiler hapisle cezalandırılsın. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu "Kabahatler" kapsamından çıkıp, "Türk Ceza Kanunu" kapsamına alınsın. Bu kediyi vahşice öldüren bu sapık katil, mutlaka adalet önüne çıkartılmalı, yargılanmalı ve ceza almalıdır. Adalet, mazlumun hakkını koruduğu sürece adalettir. Biz katiller serbest kalmamalı diyoruz. Biz, hayvanlarımız için de yaşam hakkı istiyoruz. Biz hayvanlarımız için de adalet istiyoruz. Biz TBMM’ye sesleniyoruz; "Katillere geçit vermeyin” diyoruz. Bugün bir hayvanı öldüren kişinin, yarın bir insanı da öldüreceğini unutmayın diyoruz. Bir canlıyı işkence yaparak öldüren katilleri aramızda serbestçe dolaşırken görmek istemiyoruz.
"DEVLET SEYİRCİ KALMASIN"
Biz, Belediye Bakımevlerinde hayvanların aç susuz ve hastalıkla gelen ölümlere mahkûm edilmesine karşıyız. Biz, hayvanlarımızın sokaklardan toplanıp adına "Doğal Yaşam Alanı" denilen ölüm kamplarına doldurulmasına kesinlikle karşıyız. Biz Türkiye'de ki hayvan hakları savunucuları, hayvanlara vahşet ve işkence uygulayanların "Kabahatler Kanunu" çerçevesinde sadece idari para cezası ile cezalandırılmasına karşıyız. Biz yaygınlaşan hayvana karşı şiddet olaylarına devlet kurumlarının seyirci kalmasına karşıyız. Biz, hayvan katillerini hapse sokacak değişikliği ısrarla yapmayan TBMM’yi hayvana karşı vahşetin TCK’ya alınması için tekrar uyarıyoruz.”
Hazal BAŞARAN