
CHP kurmaylarının ilçemizde bulunan ve adaletsiz bir yargılama süreciyle değerlendirdiği cezaevine odaklanmaları, yıllardır Sol’un kalesi olarak bilinen Silivri’yi ihmal ettikleri algısına son gelişmeler bir gerekçe daha kazandırdı. Yerelde CHP açısından bir diğer sıkıntı AK Parti İlçe Başkanı Metin Karakaş’ın, "Cezaevine geldikleri kadar Silivri’ye gelmiyorlar” görüşüne kamuoyu nazarında haklılık kazandırılması. Son tecrübe de şunu net bir şekilde gösteriyor ki; CHP Genel Merkezine biri artık acilen anlatmalı, ‘Cezaevine gelmenin’ Silivri’ye gelmek olmadığını… Ve de Silivri’ye gelmek ‘cezaevine gelmek’ değil… Yıllardır siyasi tercihlerini CHP’den yana kullanan bir ilçe olan Silivri’yi sırf adaletsiz bir yargılama merkezinden ibaret görmek ve göstermek çok rahatsız edici.
NEDEN DOMATES FESTİVALİ’NE GELECEĞİ SÖYLENDİ?
27 Ağustos Salı günü Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ve CHP İlçe Başkanı Mümin Tuğlu’nun gerçekleştirdiği sürpriz Ankara ziyaretiyle CHP Genel Başkanı’na 31 Ağustos -1 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilecek 29. Değirmenköy Domates Festivali ve Tarım Fuarına katılım davetinde bulundukları bilgisi yayıldı. Görüşmenin ardından da müjdeli haber geldi; Kılıçdaroğlu’nu Silivri’de ağırlamak için hazırlıklar başladı.
SAVAŞ MI, NİKAH MI?
24 saat geçmeden Kılıçdaroğlu’nun Silivri ziyaretinin iptal edildiğini Başkan Işıklar, "Ülkemizin içinde bulunduğu özel durumlar nedeniyle CHP Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ilçemize yapacağı ziyaret ertelenmiştir. 29. Değirmenköy Domates Festivali ve Tarım Fuarımızda CHP Genel Başkan Yardımcılarımızı ağırlayacağız” notuyla duyurdu.
Silivri programına davet almadan çok önce; Kılıçdaroğlu’nun 31 Ağustos tarihinde aslında CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal ile Kuşadası’nda CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı İrfan İnanç Yıldız ile Müge Muhafız'ın nikah şahitliğini yapacağının belli olduğu haberi geldi. Nitekim Kılıçdaroğlu, Cumartesi akşamı Kuşadası’ndaki nikah törenindeydi.
DEĞİRMENCİ VE YILDIRIM’IN BİLDİĞİ NİKAH PROGRAMINI IŞIKLAR NEDEN BİLMİYOR?
Kılıçdaroğlu’nun Kuşadası programından haberdar olan CHP Silivri Belediye Başkan Aday Adayları Selami Değirmenci ve Abdullah Yıldırım bu istikamette ilerlerken, Işıklar Silivri’de düzenlediği programların ev sahipliğini yapmaya odaklandı.
NEDEN CEZAEVİNE GELİP SİLİVRİ’YE GELMİYOR?
Cuma günü akşam saatlerinde flaş bir gelişme önce ulusal haber sitelerine düştü: Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 31 Ağustos’ta Silivri’ye geliyordu; Ergenekon davasında müebbet hapis cezası alan Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ'u ziyaret edecekti.
IŞIKLAR DÜŞTÜĞÜ/DÜŞÜRÜLDÜĞÜ DURUMA KIRILMADI MI?
Silivri’de Genel Başkanını ağırlayamadığı, program iptal şekli ve yankıları sebebiyle yaşadığı sıkıntılara rağmen Cumartesi günü saat 10.00’da Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, Genel Başkanını havalimanında karşıladı. Cezaevi ve taziye ziyareti programını takip etti.
KILIÇDAROĞLU, CEZAEVİ KADAR SİLİVRİ’Yİ ÖNEMSEMİYOR MU?
Saat 12.00 sıralarında Silivri Cezaevi'ne gelen Kılıçdaroğlu, yaklaşık 1 saat 45 dakika süren ziyareti sonrasında basın mensuplarına açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu'nun yanında CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzacebi ve CHP Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu da yer aldı.
"KENDİSİNİ SUÇLU GÖSTERECEK KANIT YOK"
Görüşmeye ilişkin açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, "Sayın Başbuğ bir vatansever, demokrat bir insan. Kesinlikle herhangi bir suç işlememiş. Zaten olaylara baktığımızda da kendisini suçlu gösterecek hiçbir kanıt yok. 'Ben ülkem için çalıştım, çaba harcadım. Yasaların bana verdiği görevi olabildiğince iyi bir şekilde yerine getirmeye çalıştım’ diyor. Son derece haklı. Bu görüşe aynen katılıyoruz. Geldiğimiz nokta şu; Komutan olarak görev yaptığı süre içerisinde yasaların kendisine tanıdığı yetkileri kullandı. Görevde yükselmesi bu iktidar döneminde oldu. Kendisini terör örgütü üyesi, darbeci olarak suçlamanın kendisinin çok ağrına gittiğini ifade etti" dedi.
"ORDU SİYASETE, SİYASET ORDUYA KARIŞMAMALI"
Başbuğ'un Zafer Bayramı'nı kutladıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bu ülkeye demokrasiyi yerleştirmek için çaba gösteren bütün kurumlara saygı gösterdiler, saygı gösterdik. Dolayısıyla bizi darbeci olarak tanımlamak doğru değildir” diye de bir ifadesi oldu. Ordunun siyasete karışmaması hepimizin ortak arzusudur. Kendisinin de arzusu bu zaten. Siyaset de orduya müdahale etmemeli. Kendi hiyerarşisi, kendi kuralları var ve bu çerçevede ordu görevini yapmalı diye düşüncelerini ifade etti" diye konuştu.
"HERKES ADALET İÇERİSİNDE YARGILANABİLİR"
İlker Başbuğ'un morali ve sağlığın iyi durumda olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu,"Bana yöneltilen suçlamaların haksız olduğunu biliyorum. Vicdanım rahat, gönlüm rahat. Eğer suçlu olsaydım zaten böyle konuşamazdım” diyor. "Adaleti her zaman her yerde savunuruz. Adaletin karşısında boynumuz kıldan incedir” diyor. Ama o adaletin toplum vicdanında kabul gören bir adalet olması gerekir. Eğer siz yargılamayı ön yargıyla yaparsanız, bu kişileri mahkum etmek üzerine oturur konuşursanız, kararınızı böyle verirseniz, usulü tümüyle ayaklar altına alır, ben nasıl olsa istediğim kararı vereceğim sen ne dersen de anlayışıyla yola çıkarsanız bunun doğru bir anlayış olmadığı ortaya çıkıyor zaten. Bizim Silivri yargılamaları nedeniyle gündeme getirdiğimiz temel konu da bu. Herkes yargılanabilir ama adalet içerisinde yargılamanın olması lazım. Bunların olmadığı açık ve net" şeklinde konuştu.
"SUÇLU OLDUĞUNA İNANMIYORUZ"
Genelkurmay Başkanı'nın suçlu olmadığına inandıklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Genelkurmay Başkanı'nı emekli olduktan sonra sen terör örgütü üyesisin diyorsun. İyi de bu işin bir siyasi sorumlusu yok mu? Sen bu kişiyi Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na getirirken, Genelkurmay Başkanlığı'na getirirken haberin yok muydu? Gerçekten kabul edeceğimiz bir suçlama değil. Herkesin vicdanını yeniden sorgulaması lazım. Bu olayın çözülmesi lazım. Burada insanların boş yere hapiste tutulması bizi de rahatsız ediyor. Biz buraya kamu vicdanını tatmin etmek için geldik. O, ülkesini ve bayrağını seven bir asker. Demokrasiye inanan bir askere darbeci diyebilir misiniz?" dedi.
"SURİYE'DE ATEŞKESİN SAĞLANMASI LAZIM"
Suriye'deki olaylara da değinen Kılıçdaroğlu, "Savaşın ne olup olmadığını savaşa girenler bilirler. Savaş çığırtkanlığı yapmak da Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına yakışmaz. Hem yurtta barış, dünyada barış diyeceksin sonra dönüp savaş çığırtkanlığı yapacaksınız. İnsanların öldürülmesi üzerine görüş beyan eden bir Başbakan olmaz. Önce Suriye'de bir ateşkesin sağlanması lazım. Bırakın barışı sağlamayı Suriye'de kan ve gözyaşını nasıl artırırız onun hesabı içinde bir hükümet var. Bu doğru bir olay değil" diye konuştu.
"RENKLERİ DÜŞMAN GÖRÜYORLAR"
Cihangir'de gökkuşağı rengine boyanan merdivenlerin tekrar griye boyanmasını konusuna değinerek eleştiren Kılıçdaroğlu, "Hangi insan renklerden korkar... Ancak diktatörler. Gökkuşağından korkulur mu? 7 rengi görüyorsunuz, düşman görüp tamamını griye boyuyorsunuz. Allah akıl fikir versin" ifadesini kullandı.
COŞKUN AİLESİNE TAZİYE ZİYARETİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, babası Hamdi Coşkun'u Silivri’de toprağa veren Ahmet Hakan Coşkun'a taziye ziyaretinde bulundu. Coşkun'un evine giden Kılıçdaroğlu, gazeteci ile annesi ve kardeşlerine taziyelerini belirtti. Ahmet Hakan Coşkun'un babası müftü Hamdi Coşkun, 24 Ağustos'ta kalp yetmezliği sonucu 79 yaşında vefat etmişti.
SİLİVRİ, KILIÇDAROLU’NU DAHA NE KADAR BEKLEYECEK?
Bu ziyaretin ardından Kılıçdaroğlu, "Silivri’ye daha çok geleceğim” diyerek, partili ilçe belediyesinin etkinliğine katılmadan, Kuşadası’nda yapacağı nikah şahitliğine yetişmek için ilçemizden ayrıldı… Ve de muhtemelen ardından özellikle seçilmiş belediye başkanı, CHP’liler ve halkın nazarında yarattığı hayal kırıklığından bir haber, "Silivri cezaevinden ibaret değil” sitemlerinden ve bir adaletsizliği başka bir adaletsizlikle cezalandırdığı düşüncelerinden habersiz yoluna devam etti.
Sevginar UYGUN