“Boynumuz sadece halkın karşısında eğilir”

“Boynumuz sadece halkın karşısında eğilir”

11.04.2014 10:45:43


İkinci dönem yeniden Belediye Başkanlığı hizmet görevine seçilen Özcan Işıklar, 8 Nisan Salı günü Metropol FM’de Yılmaz Türkoğlu’nun canlı yayın konuğu oldu. Belediye olarak bugüne kadar yaptıklarını anlatan Işıklar, yerel yönetim anlayışlarının Silivri’de başlattığı değişim/dönüşüm hareketini daha ileri noktaya taşıma kararlılığını sürdüreceklerini söyledi.

"HALKIMIZ SİLİVRİ’YE SAHİP ÇIKTI”
Kara propagandaya karşı verdiği mücadelenin halk nezdinde karşılık gördüğünü belirten Başkan Işıklar, Silivrililerin yalan ve iftira kampanyalarına itibar etmediğini söyledi. Işıklar, şöyle konuştu: "Seçim süreci yorucu, sağlık açısından zorlayıcı geçti. Fakat bunlar geçici, kalıcı olan ve insanın yüreğini yaralayan bazı şeyler yaşadık. Unutmak ve affetmek iyi insanların intikam alma şeklidir. Affetmeyi kendime ilke olarak sayıyorum. Yaşadığımız süreçte demokrasi olgunluğu gösteren hemşerilerime çok teşekkür ediyorum. Birkaç münferit kişisel tartışmaların dışında Silivri’de barış ve huzur içinde, hoşgörünün hâkim olduğu bir seçim süreci yaşadık. Bütün siyasi partilerin başkanlarına, adaylarına ve başta Kaymakamımıza, Emniyet Müdürümüze, Jandarma Komutanımıza, görev yapan müşahitlerimize, sandık başkanlarına teşekkürlerimi sunuyorum.

"GERGİNLİKTEN BESLENMEM”
Silivri’de çoğu ilçede yaşanan, üzüntüyle karşıladığımız gerginlikler oluşmadı. Bunda bizim de payımızda var. Gerginlikten beslenmeyen bir kişiliğe sahibim. Bu seçim halk hareketine dönüştü. Silivri’nin demokrasisinin ve hoşgörüsünün gelişmesine, sanatın, kültürün, sporun, insan yaşamının yüceliğinin devamı konusunda halkımız özellikle kadınlarımız ve gençlerimiz Silivri’ye sahip çıktı. Artık hizmet ederken rozetimiz ve partimiz yok. Bu ilkeyi asla unutmadım ve bundan sonra da unutmayacağım.

"SİYASETE BAKIŞ AÇISI DEĞİŞTİ”
Toplumun siyaset anlayışı 30 Mayıs’ta Taksim’de çıkan olaylardan sonra değişti. Türkiye’de birçok şey değişime uğradı. Siyaset partilerin dışına, sivil yapılara taştı. 18 yaşına basmış bir çocuğumuzla, 80 yaşındaki teyzemizin bakışları neredeyse birbirine yakın oldu. Geleceği için bir şeyler söyleyen insanlarımızı anlamalıyız. Toplumun dokusunu okuyamadık. 1980’den sonra Türkiye’de müthiş değişimler oldu. Türkiye daha çok muhafazakârlaştı, tartışmaz hale geldi, kutuplaşmaya doğru gidiyor. Bu kutuplaşmadan daha yumuşak geçiş yapabilenler, insanlara daha sıcak yaklaşanlar, kutuplaşmadan değil de gelecek umutlarından beslenenlerin kazanacağına inanıyordum.

"HERKES AYNI DÜŞÜNÜYORSA ORADA GÜNEŞ BATMIŞ DEMEKTİR”
Birileri herkesle, aslında herkes birbiriyle konuşabilmeli. Birbirinizin fikrini beğenmeyebilir, onaylamaya- bilirsiniz. Aynı düşüncede olmak zorunda değilsiniz. Ama birbirimizi dinlemek ve tahammül etmek zorundayız. Düşünceler aynıysa zaten orada güneş batmış demektir. Farklılıklar olacak. Herkes düşüncesini söyleyecek ama bunlar iyi niyete dayalı ve kişisellikten uzak olmalı. Bu seçim kişilerden çok toplumun genel siyasetini konuştuk. Kendi ötüyor diye sabah oldu sanan horozlarla toplum yönetilmiyor. Toplum geniş kitlelere yayılmış siyaset anlayışıyla yönetilecek.

"ÖZCAN YALNIZ KALDI!” DEDİLER OYSAKİ HALK YANIMDAYDI”
Sosyal medyayı en iyi kullanan ekip bizdik. Binlerce insan bizi izledi, takip etti ve ona göre karar verdi. Silivri’de bu kadar baskıya, manipülasyona, hakarete ve "Özcan battı! Yalnız kaldı” demelerine rağmen halkımız sahip çıktı. Bana seçim boyunca Tahir Sert’in etrafında insanların toplandığı ve benim yanımda kimsenin olmadığı söylendi. İnatla ve ısrarla, "Benim yanımda halk var. Gençler, kadınlar, çiftçiler, esnaflar, sanayiciler, köylüler var” dedim.

"SANDIKLARDA VİCDANLARI ACITAN ŞEYLER YAŞANDI”
Üç mahalle hariç hepsinde birinciyiz. Başa baş bir seçim geçmedi. Daha büyük bir fark bekliyordum. Türkiye’de gördüğünüze yakın atmosfer burada da oldu. Sahte oylar oldu. İtiraz etmedik. Geçersiz oyların hepsini karşı tarafa verseniz yine yetmiyor. Öyle bir farkla seçimi aldık. Vicdanları acıtan, sandıklarda hoş olmayan şeylerle karşılaştık. Bunları artık tartışmak istemiyorum.

"DEMOKRASİ ADINA BİZİM DAHA ÇOK İŞİMİZ VAR”
Seçimler insanların vicdanlarını aklayacak şekilde gelişmedi. Maalesef sonuçlarından herkes tedirgin. "Attığı oy sandıktan çıkıyor mu?” diye düşünüyorsa insanlar artık orada bir şeylerin sorgulanması lazım. İşler iyiye gitmiyor demektir. Halkın iradesini ve kendi kendini yönetme isteğini bile sandıktan çıkarmamak bu ülkede bir şeylerin değişmesi gerektiğini gösteriyor. Demokrasi adına bizim daha çok işimiz olduğunu gösteriyor. Oyuna değer vermiyorsanız O’na da değer vermiyorsunuz demektir. "Niye oy vermedi?” diye cezalandırmaya kalkmak da ayrı bir öz sorun. Umarım bundan sonra yaşanmaz.

"LİNÇ ETMEYE KALKTILAR, EĞİLMEDİM, DİK DURDUM!”
Bütün karşı saldırılara ve linç edilmeme rağmen yapay basınla, adı gazete kendisi değil, hür gün 20 bin dağıtarak, hiçbir şekilde beni tarif etmeyen ve benimle ilgisi olmayan, uydurma, hakaret yalan yanlışla dolu haberleri yayarak insanların kafalarını karıştırmaya çalıştılar. Dezenformasyon yaratmaya ve aslı astarı olmayan görüşler yaymaya çalıştılar. Dik durup eğilmedim, onlara taviz vermemeye çalıştım.

"SİLİVRİ’NİN TERCİHİ KAZANDIRACAK”
Silivri’de artık kimseye başkan yardımcılığı, danışmanlık, bağ bahçe, makam mevki vermeden de bu işin yapılacağını göstermek çok önemliydi. Ben halkın olan bir yer için kimseye söz vermem. Her gün kapıları ve gönlü denetlenmeye açık bir yönetim anlayışını geçen dönem zaten yapmaya çalıştım. Bu dönem fazlasıyla göreceksiniz. O kapı açılacak ve hatta gelmesine gerek kalmadan sokakta yöneteceğiz. Yetkiyi kaynağında bulacağız. İlçemizde devasa projeler değil günlük yaşamında birbirine saygıyla bakan bir insan profili yerleştirmek için çalışacağız. Seçimin bu açıdan çok kazançlı olduğunu düşünüyorum. Silivri bu tercihinden dolayı çok şey kazanacak eminim.

"HALKIMIZIN KARŞISINDA SAYGIYLA EĞİLECEĞİZ”
Silivri’ye sıcak bir atmosfer ve iklim getireceğiz. Saygıyla eğilebilmeyi öğreneceğiz hepimiz. Halkımız ve emek en yüce değer. Çalışmayı, üretmeyi, sanatı, kültürü, insanca yaşamayı teşvik eden bütün dinamikleri harekete geçireceğiz. Bunlar malla mülkle değil insani vicdanlarla olur. Şehirler insanlar için insanlar da şehirler içindir. İkisini etle tırnak yapacağız. Huzur içinde bir Silivri’yi birlikte kuracağız. Belediye hizmet ederken sessiz sedasız olacak. O kurumu tartışarak ve örseleyerek bir yere varamayız. O kurumu korumamız lazım. Halkımızın bu anlayışıma da destek verdiğini görüyorum. Sıradan, sade ve mütevazı olmayı becerebilen, kendi egolarını yenmiş toplumla huzur içinde yaşamaktan başka bir düşüncem yok. Demirel’in bir sözü vardır: "Benim gönlüm Karacaahmet Mezarlığı gibidir.” Benimki de Karacaahmet gibi büyük oldu biraz ama gömdüm geçmişi. Hiç kimseye düşmanlığım yok tam tersine, "Onların oyunu ve gönlünü neden alamadım?” diye düşüneceğim.”

"YAŞANANLARI YOK SAYIYORUM”
Metropol FM’in yöneticisi Yılmaz Türkoğlu Işıklar’a Ak Parti’ye transfer olan Yılmaz Kandemir’in sosyal medyadaki ‘tebrik’ paylaşımını hatırlattı. Genel bir açıklama yapan Işıklar, sözlerini şöyle sürdürdü: "O konulara çok girmek istemiyorum. Silivri aslında her şeyi gördü. Kenti yönetme konusunda bana görev verildiyse ilkokul öğrencileri gibi gecenin 2-3’üne kadar ders çalışıyorsam hala evde, bu şehre bir şeyler katarım düşüncesiyle bilişim, yönetişim, gelecek zamanda düşünmek başkalarına bir şeyler ifade etmiyor olabilir ama benim için çok şey ifade ediyor. Dünyanın geldiği sektörleri tanımak, İstanbul-Silivri’nin verilerine hâkim olmak, güçlü ve zayıf yanlarını çıkarmak, analitik düşünerek küçük dokunuşlarla şehri nasıl dönüştürebiliriz arayışlarına girmek için zaman yorarken öbürlerine kafa yormuyorum. Artık bu saatten sonra geçmişte yaşanmış olan rekabetin benim için hiçbir şey ifade etmeyecek. Sadece bir kişi için söylemiyorum bu anlayıştan bahsediyorum. Çok canım yandı, aşağılayıcı şeyler söylendi. Onları ben yok sayıyorum. İlçemizin varlıklarını ve değerlerini ileriye taşıma noktasında çok daha fazla çalışmamız lazım.

" ‘DİZ ÇÖKERTİRİZ’ DİYE DÜŞÜNENLER YANILGIYA DÜŞTÜ”
Biz 3. Dünya ülkesi değiliz, kafamızı kuma gömmeyeceğiz. Egolarını yenemeyen kişilerle benim işim yok bundan sonra. Önce herkes içini arındıracak, temizleyecek. "Onlarla tartışma, uzaktan bakan aradaki farkı anlayamaz” derler. O anlayışla tartışmayacağım. Tartışmak boşuna zaman kaybı. Ben bu saatleri onlarla harcayamam. Silivri için harcayacağım bu zamanı. Mütevazı, sakin, yumuşak kişiliği görünce insanlar baskı altına alıp, diz çökertiriz diye düşündüler. Kişiliğin cüsseyle alakalı olmadığını herhalde öğrenmişlerdir.

"BEDELİ NE OLURSA OLSUN DURUŞUMU BOZMAM”
Sağlam bir irade ve eğilip bükülmeyen bir yanım var. Karar verdiğim yoldan kolay kolay dönmediğimi de halkımız bilir. Sonucu ve bedeli ne olursa olsun kararlılığımdan ödün vermeyeceğim. Silivri’mizde açık bir toplum yaratmamız lazım. Bunun ayakları; medya, kamu-devlet, belediye, halkımız var. Hizmeti yapan ve anlatan var. Biz ayrılmaz bir bütünüz. Daha açık bir toplum yapısına gitmemiz için söyleşileri arttıracağız, meydanlarda konuşacağız.

"HAYRA KONUŞMAYACAKSAN SUSACAKSIN”
Çağdaş, modern, aydınlık, iş- aş-hizmet üreten ve insan sıcaklığının öne çıktığı bir şehir yapısı hedefine kilitleneceğiz. Hepimize düşen görev şu; "Varsa bir fikrin hayra konuş ya da sus.” Boş teneke çok ses çıkarır hesabı lambır lumbur öterseniz kimse sizi dinlemez. Ötme sebebiniz kişisel ego, statü kazanma hırsınız, öç alma duygularınızsa kimse dikkate almıyor.

"DAHA ÇOK SOKAKTA OLACAĞIM”
Silivri çok güçlü bir mesaj verdi. Bundan sonra Silivri siyaseti eskisi gibi olmayacak. "İkinci dönemi kazanmış olmak Özcan Işıklar’ı şımartır” diye konuşanlara çok net bir cevap veriyorum; tam tersi çok daha mütevazı ve sokakta olacağım. Çünkü güneş bile ışıklarını insanın ayaklarının altına serer ama değerinden bir şey kaybetmez. Buğday başaklarının içi dolunca başı aşağı eğilirler.

"SİLİVRİ DERYA OLDU BİRKAÇ ÜFLEME ARTIK İŞLEMEZ”
En büyük velinimetimiz hemşerilerimiz. Silivri artık bir derya deniz oldu. Küçük rüzgârlar sığ suları dalgalandırabilir ama derin okyanusları küçük rüzgârlar dalgalandıramaz. Silivri büyük bir okyanusa dönüştü.

"UMUDUMUZUN YOLUNDA MAVİLİKLERE YÜRÜYECEĞİZ”
Silivri Nazım Hikmet’in söylediği gibi, "Güzel günler göreceğiz.” Bu umudun yolculuğuna çıkmak için bize destek veren bütün hemşerilerimle ( oy veren-vermeyen) engin maviliklere doğru açılacağız.”

Haber:
Hazal BAŞARAN

YORUM YAP