“Baz istasyonu istemiyoruz”

“Baz istasyonu istemiyoruz”

22.02.2013 11:41:31

Hürhaber Gazetesi İmtiyaz Sahibi İlhan Uygun, Silivri’nin köylerini gezerek halkın nabzını tutmaya devam ediyor. Sayalar’ın ardından Çayırdereli vatandaşlarla buluşarak, dertlerini, sıkıntılarını soran Uygun, yetkililerin dikkatini halkın sorunlarına çekmeyi amaçladıklarını vurguladı. Röportajlar sırasında Çayırdereliler en çok Çayırdere Merkez Camii’nin yanına kurulan baz istasyonundan rahatsızlıklarını dile getirdiler. Köyde kanser vakalarının arttığını iddia eden vatandaşlar, baz istasyonunun kendilerinde baş ağrısına da neden olduğunu söyledi. İlkokula yakın mesafede duran Türkcell ve Avea’ya ait baz istasyonları halkı tedirgin ediyor. Caminin altında köftecilik yapan Haşim İnbaşı’nın da kan kanseri hastalığına yakalanması baz istasyonlarına karşı köyde tepkilerin daha da artmasına yol açtı.

ÇAYIRDERELİLER SORUNLARINI ANLATTI
İSKİ’nin köylerinde yaptığı çalışmalardan da şikayetçi olan vatandaşlar, her yerin çamur içinde olduğunu belirterek, "Müteahhit firma mıcır dökmesi gereken yerlere çamurla mıcırı karıştırarak döküyor” iddiasında bulundu. Çayırdere sakinleri sıkıntı ve taleplerini İlhan Uygun’a şöyle aktardı:

"MAHALLE OLUNCA NE OLACAK BİLMİYORUM”
Ali Erol: Nalburluk yapıyorum. Mahalleye dönüştük ama neler olacak bilmiyorum. İnşaat yok iş de yok akşama kadar bekliyoruz.

"HAYVANCILIK, TARIM BİTTİ”
Akif Arıkan: Çiftçiyim. Mahalle olmuş ya da olmamış benim için fark etmiyor. Yöneticilerden bir beklentim de yok. Hayvancılıkla tarım bitti. Yem fiyatları fırladı bunun altından çıkılır mı? Çiftçilik geberdi. Tapumuz yok, her yer hazine yeri. Milletvekilleri seçime yakın gelip konuşup gidiyorlar. Sonra bir daha uğrayan olmuyor.

"BİZİM ZAMANIMIZDA DAHA BOLLUK VARDI”
Rahim Köse: 77 senedir bu köyde yaşıyorum. Köyümüz mahalle oldu ama biz bir şey bilmiyoruz. İyi mi oldu, kötü mü belli değil. Ödeyeceğimiz vergi ve faturalar artacaksa olmasın mahalle. Hayvancılığı köyün dışına çıkarmaya başladılar. Bizim yetiştiğimiz zamanlarda daha bolluk vardı. Şimdi sıkıntıda insanlar.

"KÖYLERİN ŞEHİRDEN FARKI YOK”
Orhan Erol: Bir insanın geliri olsa köyde yaşamı idare eder. Ama artık buraların şehirden farkı yok. Köyümüzde sıkıntı olarak baz istasyonu var. Lokantacı Haşim (İnbaşı) diye bir arkadaş var bundan 14 ay kadar önce kan kanseri olmuş. Muhtarlık ve vatandaşlar olarak imza topladık kaldırılsın diye, muhtar da bunu Kaymakamlığa götürmüş. Caminin borcu varmış biz de o para çıkana kadar kalsın dedik ama sonra o parayı da cami alamadı. Dünyanın her yerinde kanser vakaları artmaya başladı. Radyasyon yüzünden ağaçlar kuruyor, ürün bile alınmıyor. Biz bu baz istasyonunun sökülmesini istiyoruz, önce sağlık diyoruz.

"ERKEN MAHALLE OLDUK, ÇAYIRDERE HAZIR DEĞİL”
Harun Özkan: Tapu ve iskan sorunlarımız var. Su ve elektrik de sıkıntı. Köyümüze belediye girdi gelirlerimiz kısalacak ve hayvansal ağımız daralacak. Köyümüzde hayvanlarımıza bakamayacağız. Köylünün köylü olarak yaşaması gerekir. Çok erken mahalle olduk, Çayırdere buna hazır değil. Bizim köyümüzün daha alt yapısı olmamış belediyeye bağlıyorlar. Doğru dürüst bir yapılanma da yok.

"BAZ İSTASYONU KURDULAR, RADYASYON YAYIYOR”
Şenol Şeref: Köyümüzün imamından başka bir şeyi yok. Baz istasyonu da kurdular, radyasyon yayıyor. Köyümüz ağırlıklı olarak CHP’li ama şimdi ne çıkar bilinmez. Yollarımızın düzelmesini istiyoruz yetkililerden.

"İSKİ YOLLARIMIZI MAHFETTİ”
Seracettin Sezgin: Mahalle olmanın ne faydasını gördük ne de zararını. Yollarımız çok kötü, İSKİ mahvetti. Bu müteahhidi denetleyecek kimse yok mu? Eskiden daha iyiydi, asfalttı yerler, şimdi millet çamurdan yürüyemiyor. Çakıl dökeceklerine yerlere çamur döküyorlar. Kontrol eden yok. Baz istasyonu var bir de caminin orada daha uygun yerlere konulabilir.

"BAZ İSTASYONU VAR VE OKULA ÇOK YAKIN”
Erol Eser: Köyümüzle ilgili en büyük sıkıntılardan biri her yer çamur içinde. Müteahhit düzgün mıcır atsa böyle olmaz. Bir de baz istasyonu olayı var, okula da çok yakın. Yazık o çocuklara. İmza topladık köyün dışına alınsın diye ama bir şey çıkmadı.

"BAZ İSTASYONU YÜZÜNDEN BAHÇEMDE BİR ŞEY YETİŞMİYOR”
Ahmet Arıkan: Baz istasyonu yüzünden bahçemde sebze meyve yetişmiyor. 73 yaşındayım, ne ekersem onu alırdım, mısır bile alırdım. Artık olmuyor. Baş ağrım da çoğaldı. Muhtarımızı da seviyoruz memnunuz.


"BAZ İSTASYONUNDAN RAHATSIZIZ”
Abdullah Karanay: 17 senedir bu köydeyim, hayvancılık yapıyorum. Baz istasyonundan rahatsızız. Hayvancığı da şuan köyün içinde yapıyorum ama belediye yakında izin vermeyecek.

"BAZ İSTASYONUYLA KÖYÜMÜZDE KANSER VAKALARI ARTTI”
Mümin Filiz: Baz istasyonundan artık yaka silkiyoruz, kanser vakaları da arttı. Komşum kan kanseri oldu. Ben bakkalcılık yapıyorum, hadi bunun sağlığa zararı bile olmasa dükkanımın girişinde ne işi var? Saçmalık bu. Başımızda bu camiyi yaptıran bir artist var Haşim Erdoğan. Bir insan doktordan çok sağlığı, avukattan çok hukuku bilirse o insandan korkacaksın. Öylelerinin yüzünden başımıza böyle şeyler geliyor. Kaldırılması için teşebbüslerde bulunuldu, hatta muhtarımız en son imza topluyordu ama ne yapıp edip muhtarı da kafaladılar. En sonunda muhtar da attı imzayı ve bunun süresi uzatıldı. Vodafone ne güzel örnek, köyün dışarısında, direğini de dikti. Ama şu var oraya yapılırsa direk dikip masraf yapacaklar. Ama burada 50-60 m kurulmuş hazır verici gibi direk var. Gidecek yerimiz olsa dükkanlarımızı taşıyacağız. Yollarımız da çamur deryası içinde. Uzaktan bakıldığında ördeğe benziyoruz her halde. Mıcır da dökmüyorlar. Mıcır dökme işinde verilen ihalede sırf mıcır olması gerekiyor. Aşağıda çamurla harmanlıyor şirket, 100 kamyon mıcır parası cepte kalıyor. Buradan çıkan çamurları tekrar kullandılar. Hani nerede çıkan çamurlar gösterebiliyorlar mı? Kullandıkları malzemeleri inceledim hepsi çok güzel ama zaman olarak bu çalışma neden kışın oldu bu da ayrı bir soru. Yetkililerden ihaleyi verdikleri firmaları işi yaptıkları süreçte denetlemeleri gerekiyor.

"HAYVANLARI ÇIKARTIN DEDİKLERİNDE NE YAPACAĞIZ?”
Birkan Karabulut: Çiftçilikle, hayvancılıkla uğraşıyorum. Köylerimizi mahalle yaptılar, şimdi hayvanları dışarı çıkarın diyecekler. Ne yapacağız bakalım.

"YEM PAHALI, SÜT UCUZ”
Ercan Dönmez: Mahalle olmanın yararı da olacaktır, zararı da. Silivri’yle aynı statüye sokarlarsa yaşam şartlarını bize zararı değer. Çünkü köylünün hayvanına bakması, çiftçiliğini yapması gerekiyor. Köylerde esneklik yapılmalı. Köyün dışına taşınması istenecek hayvanların, böyle olursa da hayvancılık biter. Ben de hayvancılık yapıyorum neredeyse bitiriyorum yavaş yavaş, böyle aç kalmaktansa hiç yapmayarak aç kalırım. Yem pahalı, süt ucuz. Devlet bizi kasapların, tüccarların eline bıraktı. İki tane çocuğumu okutmak için tarla satıyorum. 40 tane hayvanım varken, 10 taneye düşürdüm şimdi. Çiftçilik yapıyoruz, traktörümüz var, mazot alamıyoruz. 20-30 milyarda borçla yürüyoruz. Hayvanları satsam yemcilerle bankaları ödemez. Zor durumdayız.

"TAPUMUZ YOK”
Mehmet Metin: Emekliyim. Köyümüzün tapusu yok. Yollar çamur içinde.

"KARAKAŞ, TAPU KONUSUNU HÜKÜMETE BİR KEZ DAHA GÖTÜRSÜN”
Bedri Yenilmez: Tapularımızı almak istiyoruz, arsalarımızın tapusu yok. Yollarımız çamur. Siyasiler geliyor köyümüze anlatıyoruz. "Tapularınızı vereceğiz” diyorlar gidiyorlar. Ama bir şey yapan yok, tek dertleri oy toplamak. Kimisine tapu verildi, kimisine verilmedi. Biz paramızı tedarik edemedik alamadık. Devlet tekrardan bir fırsat versin ve almayanlar da alsınlar. AK Parti İlçe Başkanı Metin Karakaş’tan rica ediyoruz, bu konuyu hükümete götürsün, bir kez daha bizlere şans versinler tapularımızı alalım.

"BAZ İSTASYONU BAŞIMIZI AĞRITIYOR”
Cevdet Özkan: Caminin yanına bir baz istasyonu koydular, hepimiz hasta olduk, başımız ağrıyor. Toprak ürün bile vermiyor. Bunu buradan kaldırsınlar, köylü imza attı yine kaldırmadılar. Hiç dinlemiyorlar. "Kaldıramazsınız burada duracak” diyorlar. Bu hükümet isterse bunu 2 dk’da kaldırır.

"TAPUMUZ YOK İŞSİZLİK HAT SAFHADA”
Serkan Erdoğan: Çerkezköy’de bir markette çalışıyorum, kendi imkanlarımla gidiyorum. Tapularımız yok, işsizlik hat safhada. Hayvancılık, çiftçilik derseniz onlar zaten bitmiş.

"HAYVANCILIĞI GEBERTTİLER”
Hasan Gürkan: Köyde hayvancılığı geberttiler. Geçen sene 750 TL’ye verdim, koyunun tanesini, bu sene 300 lira hem de kuzulu koyun. Büyükşehrin çalışanları gelmişler çamuru süpürüyorlar, adamlara yapacak iş yok.

"HÜKÜMETE GÜVENMİYORUM”
Adsız: Hükümetin yaptığı hiçbir şeye güvenmiyorum.

"YETKİLİLER YOLLARA BİR BAKSINLAR”
Hümeyra Akdemir: Yollar berbat, her yer pislik içinde. Yetkililer şuralara gelip bir baksınlar yazık değil mi bu insanlara.

"BAZ İSTASYONU OKULA ÇOK YAKIN”
Ahmet Erkan: Çiftçiyim. İşler iyi değil, durum bozuk. Ecrimisiller çok yüksek. Hazine yerlerinin tapuları verilmedi. Baz istasyonun da kaldırılmasını istiyoruz, okula çok yakın, çocuklara çok zararı var.


"İNBAŞI KAN KANSERİ OLDU”
Embiya Civaş: Minaredeki baz istasyonundan şikayetçiyiz. Caminin altında lokanta var Haşim İnbaşı çok sıhhatliydi, senelerdir orada lokanta işletiyor, ani bir hastalıkla kan kanseri oldu. Böyle şeylerin köyün dışında olması gerekiyor.

"KÖYDE BELEDİYE OLUR MU?”
Ercan Yılmaz: Hayvancılık bitti, çiftçilik bitti. Buraya belediye gelse ne olur, gelmese ne olur? Köyde belediye olur mu? Burada belediye olduğu zaman hayvancılık yapabilir miyiz? Komşu rahatsız olur şikayet eder. Biz hayvanlarımıza yem parası bulamıyoruz, şikayet gelecek ceza parası ödemek zorunda kalacağız. Hayvanları satacağız kahvede oturacağız. Başka yapacağımız bir şey yok ki.

"DEVLET HAYVANCILIK YAPANLARI KORUYAMIYOR”
Ejder Dumancı: Ben bu köyde veteriner hekimim. Hayvancılıkla uğraşan vatandaşın durumu çok kötü. Dolayısıyla bizim durumumuz da çok kötü. Devlet hayvancılık yapan vatandaşı koruyamadığı için şuan vatandaş zor durumda.

"TOPRAĞI KÖYLÜNÜN ELİNDEN ALACAKLAR”
Mücahit Öztürk: Köylü her zaman mağdur olandır. Gelenler çare bulacağız diyor ama ne tarımda ne hayvancılıkta, ne tapularda bir destekleme yok. Toprağı köylünün elinden alacaklar. İSKİ’de çalışma yapıyor her yer rezil gibi ama dönüp de arkaya bakan yok.

"DESTEKLEME ALAMIYORUZ”
İsmail Dönmez: Hayvancılık ve çiftçilikte sıkıntılarımız var. Devletten destekleme alamıyoruz. Tapumuz olmadığı için destek vermiyorlar. Ecrimisiller bize bir kolaylık sağlamıyor. Benim 15 tane hayvanım var ve sadece bir tanesi destekleme alabiliyor. Sebep olarak da kimisine aşı yapılmamış, kimisinin buzağılama dönemi geçmiş diyorlar. Bir bahane buluyorlar. Destekleme bize gelmeden daha damızlık birliğinde kalıyor, bize ulaşmadan bitiyor yani.

"BAZ İSTASYONUYLA KÖYDE KANSER VAKALARI ARTTI”
Jale Özmen: Köyün en büyük sorunu tapu sorunu. Elektrik ve su da sorun. Baz istasyonu var caminin altında ve köyde kanser vakaları arttı bu da köylüleri tedirgin ediyor.

"KARAKAŞ ‘ÇÖZERİZ’ DEDİ AMA ORADA KALDI”
Kalabalık: Emekliyim, ecrimisil ödüyoruz. Çok zor durumdayız. Politikacılar sorunlarımızı çözmüyorlar sadece oy istiyorlar. 55-60 lira diyorlar dönümüne, o kadar buğday çıkmıyor ki. Ormanı da aldılar. Yavaş yavaş çık diyecekler bize. Fabrikalar da olmasa buralarda durumumuz çok kötü. 2 \ B yasası çıkardılar onun da rayiç bedelleri belli değil. Şimdi diyorlar "2 bin lira” yatır, ama sonra ne olacak, açıklanınca alabilecek mi vatandaş. O zaman yatırılan para da gidecek. Çok zor durumdayız. Bir dönüm tapulu yerimiz yok. Babalarımız taa 135 yıl önce buraya gelmişler. Bütün partilere gittim, yazılar verdim, hiçbiri çare olamadı. AK Parti İlçe Başkanı Metin Karakaş’a da gittim. "Tamam, çözeriz” diyorlar ama orada kalıyor.

"BİLİRKİŞİ TOPRAĞIN NE OLDUĞUNU BİLMİYOR”
Orhan Avcı: Burada oyun oynuyoruz can sıkıntısından. Sanmayın işimiz dört dörtlük. İstanbul’la burayı bir tutuyorlar. Bilirkişiler samanın, toprağın ne olduğunu bilmiyorlar. Bilirkişileri ziraat odalarından alsalar olmaz mı? Kendileri bir emlakçıyı veriyorlar. Masada oturmuş kişiler bilirkişi diye geliyorlar.

"KÖYLÜNÜN BELİNİ BÜKTÜLER”
Hüsnü Arıkan: Muhtarımızdan memnunuz. Hazine arazisi olduğu için tapularımız yok. Tapulu yerleri de iptal ettiler. 2-3 tane ecrimisil ödedik. Köylü zaten burnundan soluyor, hayvancılık öldü, çiftçilik öldü. Köylünün belini iyice büktüler.
Esra TATAR

YORUM YAP