AK Parti İlçe Başkanı Dilek Demiral’ın, geçtiğimiz hafta düzenlediği basın toplantısında Çevre Derneği adresli göndermelerine yanıt gecikmedi. "Biz küçücük bir sivil toplum kuruluşuyuz; Beyanat verdik. Siz iktidar partisinin kocaman ilçe teşkilatı başkanısınız; siz bu konuda ne yaptınız?” diye soran Çevre Derneği yetkilileri Kula Deresi’nin karşı karşıya kaldığı tehditlere dikkat çekerek, çözüm beklentilerini ifade etti.
"HERKES KONUŞMALI, NE SÖYLEDİĞİNE DİKKAT ETMEK KAYDIYLA”
Çevre Derneği tarafından, AK Parti İlçe Başkanının açıklamalarına yönelik basın bildirisinde yer alan ifadeler şöyle:
"Çevrecilik; beyanat vermekle ya da, belediyeden çay bahçesi almakla olmuyor" muş... Türkçemizde "Ağzı olan konuşuyor" diye bir söz vardır. İnsanların gereksiz yere konuştuklarında kullanılan bir sözdür. Biz bu görüşe katılmıyoruz. Herkes konuşmalı. Bol bol konuşmalı. Fakat konuşurken, ne söylediğine dikkat etmeli. Bazı şeyleri sırf konuşmuş olmak için söylememeli. Ne söylediğini bilmeli.
AKP Silivri İlçe Başkanı Dilek Demiral, düzenlediği basın toplantısında Silivri Çevre Derneği hakkında da konuşmuş. Söylenecek çok şey var fakat biz sadece bazılarına cevap vermek istedik.
"GÖZÜNÜZ KALDIYSA BİR TANE DE SİZ İSTEYİN”
Önce çay bahçesinden başlayalım. Özcan Işıklar bu çay bahçesini verdiğinden beri dillerden düşmedi. Ne kadar çok insanın gözü varmış meğer. Biz istemedik, Işıklar kendi isteğiyle verdi. Bu kadar gözünüz kaldıysa siz de isteyin, eminim bir tane de size verir.
"ELİMİZDEN NE YAZIK Kİ SADECE BEYANAT VERMEK GELİYOR”
Gelelim beyanat vermeye... Bazı konularda elimizden gelen ne yazık ki sadece beyanat vermek. AKP iktidarının bir oldu bittiye getirerek ilçemizin başına bela ettiği, artık onunla anılır ve bilinir olduğumuz Silivri Cezaevi'nin atıklarının Kula Dereyi kirletmesi konusunda sadece beyanat verebilirdik. Cezaevine yeni bir arıtma tesisi yapacak halimiz yoktu. Defalarca beyanat verdik. Sonunda Cezaevine yeni bir arıtma tesisi yapıldı. Tam "Kula Dere artık kurtuldu” diye sevinirken, Topbaş'ın mandaları canını okudu. Köylülerden gelen şikâyet üzerine yine beyanat verdik. Başka ne yapacaktık?! Gidip mandaların altına bez bağlayamazdık ya! Üstelik bu defa beyanatımız pek işe de yaramışa benzemiyor. İlk günlerde, on güne kalmaz sorunu halledeceğiz denmesine rağmen, yirmi gün geçti, sorun hala hallolmadı. Daha dün köylüler, sorun daha çok büyüdü diye şikâyet ediyorlardı.
Biz küçücük bir sivil toplum kuruluşuyuz. Biz beyanat verdik. Siz iktidar partisinin kocaman ilçe teşkilatı başkanısınız. Siz bu konuda ne yaptınız? Yarın oradaki köylülerden nasıl oy istemeye gideceksiniz? "O köy olmasa da olur" mu diyeceksiniz?
Ayrıca, Silivri Çevre Derneğinin beyanat vermek dışında ne işler yaptığını bilmiyorsanız, çevrenizde şöyle bir soruşturun. Size anlatacaklardır. Eğer isterseniz biz de size 20 yıllık bir faaliyet raporu göndeririz.”
