“Söz değil, somut adımlar bekliyoruz”

“Söz değil, somut adımlar bekliyoruz”

22.09.2025 10:17:36

Sivil toplum kuruluşları, çevre örgütleri ve siyasi temsilciler, Çanta–Balaban'da yapılması planlanan çimento fabrikasına karşı ortak bir mesaj verdi. Bildiride özellikle Silivri Belediyesi ve İlçe Başkanlıklarına yönelik “Halk istemiyorsa bu tesis kurulamaz. Söz değil, somut adımlar bekliyoruz” çağrısı yapıldı.

Çanta Mahallesi'nde düzenlenen bilgilendirme toplantısında sivil toplum kuruluşları, çevre örgütleri ve siyasi parti temsilcileri çimento tesisi gündemine karşı ortak bir duruş sergiledi. Silivri Çevre Derneği, Silivri Demokrasi Platformu bileşenleri, Silivri Dayanışması ve çeşitli derneklerin destek verdiği toplantıda, STK'lar adına basın bildirisini Silivri Kültür, Edebiyat ve Sanat Topluluğu adına Baki Çiftçi okudu.
“YAŞAM HAKKI İÇİN SAMİMİYET TESTİ: ÇİMENTO TESİSİ GERÇEĞİ
Basına ve kamuoyunabaşlığıyla yayımlanan bildirinin girişinde şu ifadelere yer verildi: “Silivri'de günlerdir aynı cümleyi duyuyoruz: ‘Halkımızın sağlığı kırmızı çizgimizdir. Siyaset üstü duruş şarttır. Vatandaş istemezse olmaz.' Güzel sözler… Peki yetki kimde? Mecliste, belediyede, ilçe teşkilatlarında. O hâlde sözün değeri, pratikte atılan adımlarla ölçülür. Söz, arkasında durulunca bir anlam taşıdığını herkes bilir.”
Bildiride, AK Parti ve MHP'nin Silivri'deki tüm yetkili organlarına, ayrıca Belediye Başkanı ve belediye yönetimine yönelik somut ve takvime bağlı bir çağrı yapıldığı ifade edildi. STK'lar, “Bu adımlar atılırsa siyaset üstü duyarlılık gerçeğe dönüşür; atılmazsa kamuoyu ‘laf mı, icraat mı, samimiyet mi?' görecektir” sözleriyle mesajlarını kamuoyuna duyurdu.
“TOPU SİLİVRİ BELEDİYESİ'NE ATMAK, HALKI YANILTMAKTIR”
Ortak basın bildirisinde ilk olarak sorumluluk vurgusuna şu ifadelere yer verildi:“AKP ve MHP ilçe temsilcilerine hatırlatıyoruz: Bu ülkeyi 22 yıldır tek başına yöneten iktidar sizin partilerinizdir. ÇED ‘gerekli değildir' kararlarını veren, mevzuatı düzenleyen, ruhsat süreçlerini belirleyen Bakanlıklar sizin sorumluluğunuzdadır.
Dolayısıyla ‘ruhsatı CHP'li belediye verdi' diyerek topu Silivri Belediyesi'ne atmak, halkı yanıltmaktır. Belediye, itiraz hakkını kullanmaması konusundaki sorumluluğunu unutmadan, yerelde yalnızca prosedürü yürütür; ancak çimento tesisi gibi bir yatırımı mümkün kılan asıl güç merkezi iktidardır.”
BELEDİYENİN MEVZUAT PERDESİ
Bildiride belediyenin tutumuna da dikkat çekildi. Belediye Başkanı'nın meclis konuşmalarında “Benim elimde değil, mevzuat var. Ruhsat vermemek ve geciktirmek her gün suçtur” sözlerini hatırlatan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:“Peki aynı Başkan daha önce Kavaklı'daki 172 dönüm mera için Bakanlık'la mahkemelik olmadı mı? Demek ki mevzuat bazen direnişe de izin verir.O hâlde mesele siyasi iradedir. Mevzuatın arkasına sığınıp ‘elim kolum bağlı' demek halkı ikna etmiyor. Halk, açık, şeffaf, tarafsız bilgi ve net bir irade bekliyor.”
“BU TESİSİN ÇİMENTO FABRİKASI OLDUĞU BELGELERLE SABİTTİR”
Ortak bildiride, tesisin niteliği konusunda kamuoyunun yanıltıldığı vurgulandı. Şirket yetkililerinin toplantılarda ısrarla “bu bir fabrika değil, terminal” ifadesini kullandığına dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi:“Oysa kendi ÇED raporlarında çok net: Klinker, katkı maddeleriyle öğütülüp çimento üretilecek. Toz, gürültü, su kullanımı, nakliye trafiği raporda hesaplanmış. Yılda yaklaşık 1 milyon ton kapasite öngörülmüş.
Kısacası bu tesisin çimento fabrikası olduğu belgelerle sabittir. Halkı kelime oyunlarıyla kandırmak, bilimi yok saymak, Silivri halkını küçüksemekten de öte çevre mevzuatına karşı hileli yöntemlere sapmaktır.”
“HALK İSTEMİYORSA BU TESİSİN KURULMASINA İZİN VERİLEMEZ”
Bildiride, halkın iradesinin nutuklarla değil, somut adımlarla dikkate alınması gerektiği vurgulandı:“Bizim için mesele yalnızca çevre değil, aynı zamanda demokrasi meselesidir. Halk istemiyorsa bu tesisin kurulmasına izin verilemez. Çünkü konu doğa ve insanın yaşama hakkıysa tartışmaya kapalı olmalıdır.
Silivri halkı, siyasetçilerin birbirine laf yetiştirmesinden değil, yaşam hakkını savunmalarından yanadır. Çocuklarımızın geleceğini kurtaracak olan ne sözler ne de nutuklardır; somut adımlar, açık irade, şeffaflık ve kararlılıktır.”
SİYASET ÜSTÜ DUYARLILIK İÇİN SOMUT ADIM ÇAĞRISI
Ortak basın bildirisinde, Çanta–Balaban'daki klinker öğütme ve çimento fabrikası girişimine karşı siyaset üstü bir duyarlılığın ancak somut adımlarla mümkün olacağı vurgulandı.“Çanta–Balaban'daki klinker öğütme/çimento fabrikası girişimi hakkında; ‘siyaset üstü' deniyorsa, öyleyse buyurun somut adımlara!” ifadeleriyle başlayan çağrıda, belediye ve ilgili tüm kurumların harekete geçmesi gerektiği belirtildi.
PLAN NOTU DEĞİŞİKLİĞİ VE MORATORYUM ÇAĞRISI
STK'lar, öncelikli adım olarak plan notu değişikliği tasarısı ve moratoryum kararı talep etti:“‘Konut Dışı Kentsel Çalışma Alanları'nda, küçük sanayi bölgelerinde klinker, çimento, kireç ve benzeri bağlayıcıların öğütme, ambalaj, paketleme ve terminal faaliyetleri; ayrıca yüksek toz ve alkali karakterli dökme malzeme için geçici durdurma (moratoryum) kararları için derhal harekete geçilmelidir.Öyle dört maddelik, dostlar alışverişte görsün önergeleriyle olacak iş değildir.”
HALK SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ RİSKLERİ
Bildiride, Boğaziçi Çimento Sanayi Tic. A.Ş'nin aldığı “ÇED Gerekli Değildir” raporuna da dikkat çekilerek şu gerekçeler sıralandı:“Bu raporun referansıyla kamu sağlığı, tarım, su ve trafik güvenliği riskleri ortadadır. Kapsamlı etki analizi tamamlanıncaya kadar belediye ruhsatının askıya alınması ve inşaat eyleminin durdurulması için somut adımlar atmak en öncelikli görevdir.”
MECLİS DENETİM KOMİSYONU VE BAĞIMSIZ BİLİM KURULU
Bildiride, çevresel etkilerin şeffaf biçimde incelenmesi için somut öneriler de dile getirildi. STK'lar, Meclis Denetim Komisyonuile birlikteBağımsız Bilim Kurulu kurulmasını talep etti:“Üniversite ve meslek odaları temsilcilerinden oluşacak bu kurul; hava (PM10/PM2.5), gürültü, yağmur suyu pH/AKM, trafik güvenliği başlıklarında bağımsız incelemeler yapmalı. Bu kapsamda ilgili ve yetkili her düzeyde mercilere resmi başvurular yapılmalı ve elde edilen çıktılar kamuoyuyla paylaşılmalıdır.”
HALKA AÇIK MECLİS OTURUMU ÇAĞRISI
STK'lar ayrıca Belediye Meclisi'ni olağanüstü toplantıya çağırarak oturumun Çanta–Balaban'da yapılmasını istedi:“Belediye Meclisi'nin olağanüstü oturumunu Çanta–Balaban'da, halka açık yapması için önerge verilmelidir. Şirket temsilcileri ve ilgili müdürlükler soruları yerinde yanıtlamalı, oturumun canlı yayın zorunluluğu getirilmelidir.”
“PLAN NOTUNA EK YAPIN, İMZALARI GÖRELİM”
Bildiride, siyasi partilere doğrudan çağrı yapılarak somut adım atılması istendi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:“AK Parti Grup Sözcüsü ‘Mevzuatı biz yazarız, plan notuna ek yaparız' dedi. Buyurun, ortak imzayla bugün verin; biz de kamuoyuna kim imzaladı, kim kaçındı tek tek görelim.”
YEŞİL KALKINMA VİZYONU İLE ÇELİŞKİ
STK'lar, AK Parti Çevre ve Şehircilik Politikaları Başkanlığı'nın geçtiğimiz günlerde duyurduğu programı hatırlatarak şu değerlendirmeyi yaptı:“AK Parti Çevre ve Şehircilik Politikaları Başkanlığı, 81 ili kapsayan ‘Yeşil Dönüşüm ve İklim Farkındalığı Programı'nın ilk toplantısını İstanbul'da gerçekleştirdi. Gelecek İçin Yeşil Kalkınma temasıyla 20 Ağustos-30 Eylül 2025 tarihleri arasında, Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadelesinde ve yeşil kalkınma vizyonuna ulaşmasında kritik bir eşik olan İklim Kanunu bütün yönleriyle ele alınacak' denilmektedir.
Bu durumda Silivri Çanta'da yapılacak beton santralleri ve çimento fabrikasının yeşil kalkınmanın neresinde olduğunu Silivri halkına anlatmakla başlanmalıdır.”
“SÖYLEM VE EYLEM TUTARLILIĞINI HALK GÖRMEK İSTİYOR”
Bildiride MHP'ye yönelik de bir hatırlatma yapıldı:“MHP'nin Çanta Mahallesi'ne ve Trakya topraklarına yönelik, ‘vatana ihanet' temasıyla yaptıkları açıklamaların pratikteki karşılığını Silivri halkının görme hakkı vardır.”
TARIM ETKİ İZLEMESİ VE TELAFİ MEKANİZMASI
Ortak basın bildirisinde, çevresel etkilerin izlenmesi ve halkın zararlarının telafi edilmesi için yeni mekanizmalar kurulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:“Rüzgâr yönlerine göre toz çökelimi izleme, hava kalitesi modelleme yaptırılıp halkla paylaşılması için girişimde bulunulmalıdır. Çünkü ‘ÇED Gerekli Değildir' raporu alanlar, nedense bunu yapmamışlar ya da gizlemişler.
Çimento şirketine verilen bu onayda, çevreye vereceği zararlardan dolayı arazi sahiplerine, konut ve diğer yaşam alanlarına, yol, su ve hava kalitesine yönelik zararların tazmin edilmesi yönünde hiçbir şart konmamıştır. Yurttaşın doğrudan ya da dolaylı zarar görmesi halinde bu kayıpları kim karşılayacaktır? Silivri'yi yöneten bütün tarafların, iktidarıyla muhalefetiyle, seçmenin çıkarlarını düşünmesi gerekmez mi?”
“KIRMIZI ÇİZGİ” İÇİN SAHİCİLİK TESTİ
Bildiride, siyasi aktörlerin söylemleri ile eylemlerinin tutarlı olması gerektiği vurgulandı:“Bu koşullarda ‘çevre bizim kırmızı çizgimizdir' diyen herkes için bu durum bir sahicilik testidir.”
ETİK VE ŞEFFAFLIK ÇAĞRISI
STK'lar ayrıca bağış ve hibe süreçlerinin şeffaflıkla açıklanmasını talep etti:“Çevresel etkisi tartışmalı sektörlerden (çimento, maden, enerji vb.) hiçbir bağış, hibe, hizmet ya da lojistik destek kabul edilmeyeceğine dair önergeler verilmelidir. Alınmış bağışlar varsa iadesi sağlanmalıdır.
Son iki yıla ait tüm bağış listesi; bedelleri, veren–alan taraf ve kullanım amaçları tek sayfada açıklanıp kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Bu, hizmet görevleriniz arasında olmasına rağmen bugüne kadar neden yapılmadı?”
HUKUKİ YOL HARİTASI ÇAĞRISI
Ortak basın bildirisinde, iktidar partilerinin Silivri'deki temsilcilerine hukuki adımlar atma çağrısı yapıldı. Açıklamada, sürecin yalnızca siyasi değil aynı zamanda hukuki zeminde de takip edilmesi gerektiği vurgulandı:“İktidarın Silivri'deki temsilcileri olarak, Meclis komisyonu kurularak yürütmenin durdurulması talep edilmelidir. Plan notu değişikliği, ÇED ve inşaat sürecinin durdurulması (moratoryum) sürecinde ‘kamu yararı' ve ‘telafisi güç zarar' gerekçesiyle hukuki girişimler yapılmalıdır.
İdari denetim başvurularını en kolay ve en hızlı şekilde AKP ve MHP olarak sizler yapabilirsiniz. Kaymakamlık, Valilik, İl Çevre Müdürlüğü, Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanlığı ve UKOME nezdinde trafik–güzergâh düzenlemeleri konusunda resmi başvurular yapılmalıdır.”
“SİZİ ENGELLEYEN NEDİR?”
STK'lar, yetkili mercilere başvurulması konusunda iktidar temsilcilerine şu soruları yöneltti:“Bağımsız bilirkişi incelemeleri için mahkeme eliyle PM ve pH izlemeleri başlatmak üzere girişimde bulunmanız için sizi engelleyen nedir?Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı'na başvuru yaptınız mı? Onay verdinizse, hangi gerekçelerle verdiniz? Bu soruların yanıtını Silivri halkının bilmeye hakkı vardır.”
KAMUOYU SKOR TAHTASI
Ortak bildiride, çimento tesisi sürecinde siyasi partilerin ve yerel temsilcilerin tutumlarının kamuoyuyla şeffaf şekilde paylaşılması gerektiği vurgulandı:“Plan notu moratoryumu ile Meclis Denetim/Bilim Kurulu kararlarında kim ‘evet', kim ‘hayır', kim ‘çekimser' diye açıklanmalıdır. Kim sözünün arkasında duruyor, kim oyalıyor; Silivri halkı bunu isim isim bilme hakkına sahiptir.”
YEREL TEMSİLCİLERE AÇIK SORULAR
STK'lar, AK Parti, MHP ve CHP'nin Silivri'deki yerel temsilcilerine şu soruları yöneltti:
“AKP Grup Başkanı, İlçe Başkanı ‘Vatandaş istemezse olmaz' diyor. Belediye Başkanı, çocukların geleceğine ve çevreye zarar verilirse kendini zincirleyeceğini söylüyor. Ancak kimsenin kahramanlık göstermesine gerek yok. Demokrasiye gerçekten inanan herkes bilir ki demokrasilerde her zaman çare vardır.En kolayı millet iradesine başvurmaktır. Hadi, millet iradesi için; üzerinde doğup büyüdüğünüz yurt ve vatan topraklarını, gelecek kuşakları korumanın bir seçeneği olarak buradan tüm taraflara çağrı yapıyoruz. En azından Çanta, Değirmenköy ve Gümüşyaka'da referanduma gidelim. Halk karar versin çimento tozuyla yaşayıp yaşamayacağına. Sandıkları halkın önüne koyun, demokrasi, katılımcılık ve şeffaflık gereğini yerine getirin.”
HODRİ MEYDAN: HALK KARAR VERSİN
Bildiride, çözümün halkın iradesine başvurmak olduğu ifade edildi:“Bu tartışmaların son bulması için halkın isteyip istemediğini görelim. İşte tüm taraflara çözüm önerimiz: Hodri meydan!”
SON SÖZ: YAŞAM HAKKI PAZARLIK KONUSU OLAMAZ
STK'lar, açıklamanın sonunda yaşam hakkının hiçbir şeye kurban edilemeyeceğini vurguladı:
“Bu çağrı, kimseyi köşeye sıkıştırmak için değil; laf–icraat makasını kapatmak içindir. Silivri'nin havası, suyu, toprağı pazarlık konusu yapılamaz.
‘Samimiyet' diyorsanız, kalem–oy–imza burada, takvim burada, koşul–yaptırım burada. Silivri'nin ortak evi için buyurun hep birlikte gereğini yapalım. ‘Silivri'nin geleceğini ilgilendiren bu konuda siyaset üstü bir duruş sergilemek zorundayız' diyen ilçe başkanları, yöneticiler ve meclis üyeleri; sözünüzü söylediniz, şimdi somut adım bekliyoruz.”
STK'LARIN ORTAK MESAJI
Bildirinin sonunda sivil toplum örgütleri şu notu düştü:“Bizler, aşağıda imzası olan kurum ve sivil inisiyatifler olarak, Silivri'de çevre ve yaşam hakkı savunucuları ancak farkındalık yaratabiliriz. Bundan sonrası, halk oyuyla yaptırım gücünü elinde tutan genel ve yerel yöneticilerin seçmene, halka, doğmuş ve doğacak olanlara ve doğal yaşama karşı ahlaki, siyasi ve anayasal görevlerini yerine getirmeleriyle ilgilidir. Hep birlikte bekleyip göreceğiz. Silivri halkına ve ilgililere saygıyla duyururuz.”

Sevginar Sali

YORUM YAP