Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Silivri'de gerçekleştirdiği mitingde iddialara göre Caner Oruç isimli bir öğretmen Erdoğan’ı protesto etmek istedi. Oruç’un Başbakanın korumaları tarafından bir apartmana sokularak darp edildiği daha sonra İlçe Emniyet Müdürlüğüne teslim edildiği öne sürüldü. Halkların Demokratik Partisi, Ak Parti iktidarının kendi istikballeri için kaba kuvvet uygulamaktan çekinmediğini, hırs ve kaybetme korkusuyla hukuku katlettiklerini basın açıklamasıyla ifade etti.
"6 KORUMA BİR ÖĞRETMENİ TANINMAZ HALE GETİRENE KADAR DÖVDÜ”
Halkların Demokratik Partisi Silivri İlçe Örgütü’nün mesajı aynen şu şekilde: "19 Mart 2014 Çarşamba günü saat 19.00 sularında Başbakanın Silivri mitingi sırasında yakın korumaları tarafından, demokratik tepkisini dile getiren Öğretmen Caner Oruç darp edilmiştir. Başlarında Başbakanın yeğeni Mustafa Erdoğan olduğu halde altı koruma öğretmeni bir apartmanın merdiven boşluğuna sokarak tanınmaz hale getirinceye kadar darp edip ardından yüzünü korumaların birisinin ceketiyle saklayarak ekip arabasına aldıkları ve ekip arabasında da darp etmeye devam ettikleri arından İlçe Emniyet Müdürlüğüne teslim ettikleri bilgisine ulaştık. Öğretmene yapılan bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz.
"İLERİ DEMOKRASİYİ SAVUNANLAR DEMOKRATİK TEPKİLERE TAHAMMÜL EDEMİYOR”
Miting meydanlarında ileri demokrasiden dem vuranlar vatandaşın demokratik tepkisine tahammülsüzlük göstererek Savcı ve Hâkimin görevlerini üstlenip cezayı kendi elleriyle verme yolunu seçmişlerdir.
"GEZİ DİRENİŞİNDE BAŞBAKANIN TALİMATIYLA ÖLDÜLER”
AKP iktidarı döneminde buna benzer olaylara sıkça şahit olduk. Gezi Parkı direnişi sırasında Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz ve Berkin Elvan da Başbakanın vermiş olduğu talimat ile öldürülmüşlerdi.
"YAŞANANLAR İKTİDARIN KAYBETME KORKUSUNDAN KAYNAKLANIYOR”
AKP iktidarı elindeki devlet gücünü iktidarı kaybetme korkusu ile halkın üzerine salmakta ve ülkenin çeşitli yerlerinde benzer olaylar yaşanmaktadır. Aynı korku ÖDP ve TKP parti bina ve bürolarına yapılan saldırıların da kaynağıdır. Buradan parti binalarımızın TKP ve ÖDP’ye açık olduğunu, onlara yapılan saldırıları kendimize ve tüm demokrasi güçlerine yapılmış sayıyor ve şiddetle kınıyoruz.”
Hazal BAŞARAN
