Gecenin en kör saatinde, en sessiz veya en gürültülü hiç fark etmez, bir olay yerine ilk gelen takım elbiseli kişi savcıdır. Nitekim, Riva yolundaki araba kazasında da aynısı oldu. Bir savcı, kazaya dair ilk çağrıdan yarım saat sonra olay yerine teşrif etti.
Bu esnada yanmamış olan araçtan şok halindeki sürücü ilk yardım görevlilerince çıkarılmış, araçları inceleme sonrası düştükleri yerden almak üzere bir araç gelmiş, yolun ters dönen araçlara yakın olan kısmında çöken bariyerler nedeniyle trafik şube polisleri tarafından ikaz için çeşitli trafik materyalleri yola yerleştirilmişti. En sonunda ise, savcı olay yerine gelmişti.
Aracından inen savcının yanına giden Komiser Tahsin, elini uzatıp kendisini tanıttığında ilk dalgınlıkla elini uzatan savcı; sonrasında şaşkınca bakarak konuştu:
- İyi de, bu olayın cinayet olduğu ne malum? Siz niye geldiniz?
Komiser Tahsin omzunu silkip cevapladı:
- Sadece bir his! En kötü ihtimalle uykusuz geçen bir gecemin sebebi olarak gösteririm diye düşündüm sayın savcım…
Savcı, inanamaz bir bakış attıktan sonra gözlerini devirip yanında gelen adama dönüp "Manyak mıdır nedir?” dercesine dudaklarını oynattı. Aşağıya doğru inerlerken, bir kibarlık gösterip dikkatli olacaksa kendisiyle gelmesini rica etti Komiser Tahsin’den.
Arabaların yanına indiklerinde ilk hissettikleri şey tiksinme güdüsüydü. Zira yanan araçtaki talihsiz sürücü, kül olmanın da ötesine geçmişti. Diğer araç ise, yanmamış olsa da tanınamaz bir hale gelmişti. Savcı, şaşkın şaşkın bakarak yanmamış aracın sürücüsünün nasıl olup da canlı çıkabildiğine hayret ettiğini belirtti.
Araçların birbirlerine ve yola olan konumlarına bakan Komiser Tahsin, ilk yoldan sapanın yanmış olan araç olduğunu öne sürdü. Savcı, tecrübeli polise doğru bir kaşı havaya kalkmış bir halde dönerek buna nasıl kanaat getirdiğini sorunca Komiser Tahsin açıklama yaptı:
- Savcım, aracın diğer araca ve yola olan konumuna bakın. Dümdüz gittiğini varsayarsak, ki yanmamış olan aracın konumundan da bu çıkıyor, yoldan sapmış. Direksiyonu bu yöne kırmış, diğer aracı da sürükleyip götürmüş olmalı.
Savcı, Komiser Tahsin’in açıklamasından sonra bir tepedeki yola bir de önlerindeki arabalara bakıp kafasını salladı. Araçlara yaklaşırken istemsizce yüzünü buruşturmuştu. Komiser Tahsin, daha fazla yaklaşıp savcıdan rol çalmak istemediği için uzaktan bakarken bir şeyi fark etti. Önce gördüğüne inanmakta zorlanıp belli etmeden yanmış araca doğru iki adım attı ve olduğu yerde hafif sağa doğru eğilip aracın bagaj kısmına daha dikkatli bakmaya çalıştı.
Onun bu hareketi, savcının ve yanındaki yardımcısının da dikkatini çekmişti. Onlar da Komiser Tahsin’in dikkat kesildiği yere odaklandıklarında hemen hemen aynı tepkiyi verdiler: İnanmakta zorlanıp daha dikkatli bakmak için bagaja doğru yaklaştılar.
Savcıyla Komiser Tahsin aynı anda göz göze geldiler. Savcı, şaşkınlıktan küçük dilini yutacak gibi görünüyordu.
Zira yanarak patlayan Subaru’nun, patlama etkisiyle kapağı açılan bagajında başka bir insanın cesedi de vardı.
[Devam Edecek]
