SİLİVRİ Belediyesi tarafından düzenlenen Okullarda Ruşeymli Ekmek Projesi’nin tanıtım toplantısı 7 Mart Çarşamba günü yapıldı. Yoğun ilgi ve katılımla Yelken Restaurant’ta geçen toplantıda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde susturulmuş, korkutulmuş kadınların sesi olmak isteyen Selma Altınsaban, kendi emeği ile yapmış olduğunu pankartları sergiledi. Silivri Belediyesi yetkilileriyle yaptığı görüşmeler sonrasında Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ın desteği ile çalışmalarını sergileme fırsatı bulan Altınsaban, hiç beklemediği bir tepki karşısında da sessiz kalmadı. Bir yerel gazeteci tarafından ünlü olmayı amaçladığıyla itham edilen Altınsaban, o an toplantının tadı kaçmasın diye sustuğunu belirterek yaşadığı gurur kırıcı durumu evine gittiğinde kaleme aldı. Altınsaban içini döktüğü kağıtta duygularını şöyle yazdı: "8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü haftasında beni anlamadığınız, anlamaya çalışmadığınız yapmış olduğum emeğe saygı göstermediğiniz, beni yüreklendirmediğiniz için, gelip görme zahmetinde bile bulunmadığınız için sizi esefle kınıyorum.
Benim amacım, kadın – erkek eşitliğini savunmaktı! İlkokul mezunu bir kadının elinden hiç ama hiç tutulmadığı halde nerelere geldiğini göstermek, örnek olmaktı. Sizin gibi kadının en mutlu gününde bile kalbini kıran erkeklerin mizah yoluyla kulağını çekmek istedim. Söylediklerimin kulağınıza küpe olmasını diledim içimden, onlara emek verirken.
Sizin gibi olmayan, kadına değer veren, onu yüreklendiren erkeklerin de var olduğunu göstermek istedim.
Ahhh ne çok isterdim sizin gibiler var oldukça kadınların hiçbir zaman tam anlamıyla mutlu olamayacağını yüzünüze haykırmayı. Ama terbiyem müsait değil. O anki susmam ezikliğimden, bir sansasyon olur düşüncemden değildi. Susmanın konuşmak kadar güzel bir erdem olduğundandı… Susmam oradaki insanlara saygımdan. Susmam size değil kendime saygımdan. Susmam size şamar gibi vurulan bir tokat.
Amacım ünlü olmak değil, sadece sesimi duyurmak, insanları değiştirme çabasında değilim yargılama zaten benim işim değil. Zaten güzel işleri yapanları alkışlamaktan korkan bir milletiz. Alkışlarız ama neyi alkışladığımızı bilmeyiz. Toplumda konuşma yapan bir kişinin veya kişilerin söylediği çok absürt bir cümleyi de alkışlıyoruz, kayda değer bir cümlesini de. Hep yanlış yapmaya devam edi-yoruz. Uyaranlara kızıyoruz, eleştirilere tahammülümüz yok. Hep birbirimizin ayağını kaydırma çabası, hep çamur at izi kalsın hesabı… neyse ya çenem düştü yine.
Sizden sinirimi alamadım saygıdeğer basın mensubu! Tekrar söylüyorum; amacım ünlü olmak değil!
Recep İvedik hiçbir zaman unutulmayacak… Dip not: herkesin aklına küfür, argo sözler geliyor onu görünce ama o dünyada bir ilki yaptı. Hemcinslerini yerden yere vurdu. Hepsinden bir parça sergiledi. Kadınlardan kendini soğutacak her hareketi gösterdi. Bunu hangi erkek yapma cesareti gösterir? Verdiği mesajlar ne kadar önemli… Oysa kim ne kadar kendine düşeni aldı bu eserden? Ben eser diyorum hatta şaheser. Temizliği vurguladı. Toplumda yapmamamız gerekenleri vurguladı. Gönül gözü açık olanlara yani topluma çok güzel mesajlar verdi.
Hiç kimseye faydam olmasa da kendime faydam var. Kendi kendimi mutlu etmenin yollarını keşfettim, keşfetmeye devam ediyorum, hep daha neler yapabilirim telaşı içindeyim. Bir insanın çok şeyi değiştirebileceğine hiç mi görmediniz, hiç mi şahit olmadınız?
Sayın kalbimi kıran Beyefendi, insan insanın cinneti de olabilir, cenneti de... Hayat beni öyle olgunlaştırdı ki siz bana öyle davrandığınız halde sinirden cinnet geçirmedim. Eve gelip "Sakin ol Selma, sakin ol Selma” diyerek senin cennete çeviremediğin kalbimi ben cennete çevirdim.
Sayın kalbimi kıran Bey, yediğim darbeler, çektiğim acılar beni bir sonraki acıya hazırlıyor, benim daha güçlü ve ayakta kalmamı sağlıyor.
Sayın, doğruyu yanlışı benim gibi hayattan öğrenmemiş, okuduğu okullardan öğrenmiş Bey, düşünün su, taşın şeklini bile değiştirebiliyor. İstikrar, ümit ve sabırla ve varlığıyla siz ve sizin gibiler ne derse desinler bana vız gelir, tırıs geçer. Bir su misali bir insanın bile değişmesine yardımcı olsam bu dünyadan görevimi yapmış da gitmiş insanın mutluluğunu yaşayacağım.”
Esra TATAR
