Yurtseverlerin Silivri örgütlenmesinden Hürhaber’e ziyaret

Yurtseverlerin Silivri örgütlenmesinden Hürhaber’e ziyaret


Silivri Milli Merkez Platformu Temsilcileri Hıdır Hokka, Hidayet Tunca, İbrahim Meriç, Hüseyin Noyan ve Murat Toklu Hürhaber Gazetesini ziyaret ederek, kuruluş amaçları ve ilçemizde gerçekleştirmeyi amaçladıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi.

Piri Mehmet Paşa Mahallesi, Ziya Aslan Pasajında açılan merkezlerinde ilçemizdeki faaliyetlerini örgütleyeceklerini belirten Hokka, ulusal bağımsızlık, cumhuriyet ve Atatürkçülük değerleri üzerinde durduklarını aktardı. Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Eğitim İş ile işbirliği içerisinde faaliyetlerde bulunmayı hedeflediklerini, vatan bütünlüğünü savunan, Atatürk ve cumhuriyet değerlerine sadakatle bağlı olan kuruluşlarla çalışmalarını sürdüreceklerini belirtti.

Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili görüşlerini de aktaran Hokka, "Kendi adayımızdan ziyade ortak bir aday üzerinde uzlaşmanın zeminin hazırlamayı önemsiyoruz. MHP ve CHP’nin aynı isim üzerinde anlaşmaları gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

YURTSEVERLER ATATÜRK’TE BİRLEŞTİ!

23 Nisan 2013 günü Ankara'da 20 bin yurttaşın katılımıyla toplanan Milli Merkez Kurultayı'nda sonuç bildirgesi oybirliği ile kabul edildi. "Milli merkez kurultayı" Sonuç Bildirgesinde "Bağımsızlık ve Milli Egemenlikten vazgeçilemez!” denildi.

Milli Merkez Kurultay Bildirisi aynen şu şekilde: "23 Nisan 2013 Kurultayımız, Ülkemizin tehlikeli ve sorunlu bir dönem yaşadığını,

Milli birliğimizin ve toprak bütünlüğümüzün bölünmesini hedef alan sinsi bir baskı, dayatma ve yoğun propaganda ile karşı karşıya bulunduğumuzu,

Tüm halkımızdan temel gerçeklerin, oluşların ve hedefin saklandığını,

İçinde yaşadığımız dönemin en belirgin özelliğinin yürürlükteki anayasanın açıkça çiğnenerek hukukun ortadan kaldırılması olduğunu,

Yeni anayasa adı altında rejim değişikliği niteliğinde bir başkancı ve örtülü diktatörlüğün pazarlandığını,

Milli egemenliğe dayalı, kuvvetler ayrılığı ilkesini amaçlayan cumhuriyet kazanımlarının silinmek istendiğini,

Adil yargılamanın, ceza hukuku disiplininin, savunmanın kutsal haklarının, yargıç ve savcı bağımsızlığının sona erdirildiğini,

Başbakanın tek başına genel af anlamı taşıyan uygulamalara yönlenerek anayasaya aykırı davranmaktan çekinmediğini,

Başta Silivri ve Hasdal cezaevleri olmak üzere pek çok infaz kurumunda haksız, süresiz tutukluluk baskısının siyasal nitelikli sürdürüldüğünü,

Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, aydınlara, yazarlara, gazetecilere, avukatlara başbakan odaklı yargılama baskısı yaşandığını,

Toplantı ve gösteri haklarını kullanmak isteyen sanatçıları, işçileri, memurları, sağlık personelini, gençlerimizi, polisin orantısız güç kullanarak dövdüğü, ıslattığı, biber gazıyla eziyet ettiğini,

Yerel basında ve televizyon yayınlarında görevli sunucu, yorumcu, düşünce adamlarının ifade hak ve özgürlüklerinin başbakan talimatı ile önlendiğini, bir devlet adamına yakışmayacak bir biçimde çapulcular diyerek alenen sövüldüğünü,

İşçi ve emekçilerin, ekonomik, demokratik, politik hak ve özgürlüklerin önündeki tüm engellerin kaldırılmadığını saptıyor.

"SAHTE BİR BARIŞ SÖYLEMİNE KARŞIYIZ”

Kurultayımız; Dış güçlerin desteği ile sivil halkımıza, güvenlik güçlerimize otuz yıl saldıran, silah sıkan, mayın döşeyen, on binlerce evladımızı şehit eden ve gazimizi sakat bırakan, al bayrağımızı yırtan bir terör örgütü ile uzlaşan, bir özür bile dilemeden kurumsallık kazandırtan başbakanın, bilgi vermeden, danışmadan, iznimizi almadan, yasalara ve anayasaya aykırı olup bittisini, akil adamlar aracılığı ile terör örgütü ile sürdürmesini ve barış çığırtkanlığı yaparak bu söylemleriyle daha büyük ve bölgesel bir savaşa malzeme taşımayı amaçlıyorlarsa, böylesi sahte bir barış söylemine karşıdır.

"YURTSEVERLER TÜRK MİLLETİNİ GÖREVE ÇAĞIRMAKTA”

Mecliste, içtüzük hükümleri ihdas ederek kurulan araştırma komisyonu ile terör örgütüne güvence verildiğini, böylece kuvvetler ayrılığı yaptırımının çiğnendiğini bilen, izleyen ve farkında olan, ifade eden, yurdumuzun dört bir köşesinden bu kurultaya koşarak katılan yurtseverler Türk milletini göreve çağırmakta.

"MİLLİ MERKEZ ÇERÇEVESİNDE ATATÜRK’TE BİRLEŞTİRİYORUZ”

Bütün bu olumsuzlukları ancak milletimiz çözebilir. İç barışın yapıcısı, güvencesi, milli iradenin sahibi Türk Milletidir. Bu nedenlerle; Milletin ezici çoğunluğunu Milli Merkez çerçevesinde Atatürk’te birleştiriyoruz.Cumhuriyetimiz, demokratik, laik, tekil bir hukuk devletidir. Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür.Bağımsızlık ve Milli Egemenlikten vazgeçilemez. Türkiye Cumhuriyeti’nin simgesi(TC), devletin dili Türkçedir. Başkenti Ankara’dır. Vatan bir bütündür, bölünemez.

"TÜRK VATANDAŞLARI HER ALANDA VE HER BÖLGEDE HÜR VE EŞİTTİR”

Seçim hukuku, rekabetçi demokrasiyi geçerli kılmak için gerekli düzeneklerle donatılmalı, baraj, ittifak, devlet finansmanı, parti içi demokrasi koşulları anayasal güvencelerle bağlanmalıdır. Anayasanın ilk dört maddesi, 174. Maddesi, Türkçe dili, Türk Milleti, laiklik kavramları tartışılamaz. Bütün Türk vatandaşları her alanda ve her bölgede hür ve eşittir. Din, mezhep, inanç, köken, siyasi ve ekonomik ayrımcılık anayasada, herhangi bir yasada yer alamaz. Adalete hızlı erişme hakkı, özel yetkili mahkeme yasağı, bağımsız tarafsız adil Cumhuriyet yargısı, milletlerarası hukuka uygun ve saygılı, güvenceli bir niteliğe kavuşmalıdır. Meclise dayalı yerleşik başarılı parlamenter sistemin başkanlık macerasına, diktatörlüğüne dönüşmesi kesinlikle önlenmelidir. Halkın refahı için, kamu öncülüğünde planlı karma ekonomi, köylü, memur, işçiyi ezmeyen, hakça gelir dağılımını sağlayan, sendikal hakları güvence altına alan bir milli düzen kurulmalıdır. Komşularımızın iç işlerine karışmayan, bölgemizde yayılmacı izlenim bırakmayan barışçı geleneksel ve bağımsız dış politika yeniden inşa edilmelidir.

"ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELERİN TÜM KARARLARI, YENİDEN DOĞAL YARGILANMAYA SUNULMALIDIR”

Sınırlarımızın güvenliği derhal sağlanmalıdır. Milli hukukumuza katılan Milli üstü hukukun insan haklarına ilişkin kural ve kararları hemen uygulanmalıdır. Özel yetkili mahkemelerin tüm kararları, bu mahkemenin görevlerine son verilerek yeniden doğal yargılanmaya sunulmalıdır. Silivri Cezaevi kapatılarak yerine bir Adalet Üniversitesi açılmalı, bu bölümü ibret için müze olarak düzenlenmelidir.

YÖK kaldırılmalı, üniversitelere bilimsel bağımsızlık verilmelidir. RTÜK yeniden demokratik bir yapıya kavuşmalıdır. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, değerli adalet mensupları tarafından tek dereceli seçimle oluşmalı, bakanın görevine son verilmeli.

Her zaman, her alanda son ve geçerli söz milletimizdir. Bütün bu olumsuzlukları aşma iradesi ile aziz Türk Milleti’ne saygı ile duyurulur.”


YORUM YAP