“Once doktor sonra maneviyat”

“Once doktor sonra maneviyat”

21.11.2013 11:43:37


Yaşar Cengizoğlu hakkındaki iddialara yönelik açıklamada bulundu . Cengizoğlu, ulusal kanallarda Tıp ve Kur’an isimli program sunduğunu kaydederek mücadelesinin insanların çaresizliklerinden yararlanan medyum, üfürükçü, yıldıznameci, tarotçu gibi insanlarla olduğunun altını çizdi. Bu ilmi hakkıyla yapan insanları tenzih eden Cengizoğlu, bu tür kişilerin Allah’a şirk koştuğunu söyledi. Cengizoğlu, psikolojik ve manevi rahatsızlıkları olan hastaların öncelikle bir tıp doktoruna başvurmalarını, alacakları tedavinin en nihayetinde netice vermemesi halinde işinin ehli alimlere danışmaları gerektiğini de vurguladı.

"YILLARDIR MEDYUM VE ÜFÜRÜKÇÜLERE KARŞI SAVAŞIYORUM”

Hakkındaki iddiaların asılsız ve yalan olduğunu söyleyerek itibar edilmemesi gerektiğini ifade eden Cengizoğlu, evinin kapılarını açarak herkesin doğruları görmesini istedi. Cengizoğlu, şu açıklamalarda bulundu: "İsmim Yaşar Cengizoğlu. Aslen Sarıkamışlıyım. Yıllarca Kars’ta kaldıktan sonra babamızın memurluğu nedeniyle Sivas’a geldik. Şu anda İstanbul’dayız. Televizyonlarda Tıp ve Kur’an adlı programı sunuyorum. Tıp ve Kur’an Türkiye’de bir boşluğu dolduran program. Çok büyük ulusal kanallarda bir dönem medyumların kavgası vardı, o kavgada yer alan bir kardeşinizim. Tıp ve Kur’an Türkiye’de mevcut hale gelmiş olan medyum sektörünü, yıldız nameye, tarota bakan, muska yazan insanları ve buna benzer Allah’a şirk koşucu tarzdaki insanları deklare eden de bir program. Ki kabul görmüyoruz ve şiddetle karşıyız. Bu nedenle çok tepkiler alan bir kardeşinizim.

"OSMANLIDAKİ MANEVİ TEDAVİYİ ANLATIYORUZ”

Tıp ve Kur’an aynı zamanda unutulmuş olan ümmetin tedavi şeklini anlatan bir program. Ve yine Batı’nın bugün çok muazzam yapmış olduğu duanın gücü ile insanlara Kur’an’ın çok şiddetli pozitif enerji verdiğini anlatan bir program. Tıp ve Kur’an programı; Resûlullah döneminde hatta Osmanlı Dönemi’nde bir Müslüman manevi boyutta nasıl tedavi edilebilir onu anlatan bir program. Tıp ve Kuran’ın ve benim görüşüm; Kur’an şifadır ve onun için bu yola çıktık.

"BİMARHANEDE UYGULANAN SİSTEMİ BURAYA TAŞIDIK”
Burada unutulmuş olan Bimarhaneleri ilkini inşallah Allahü Teâlâ bize nasip ediyor. Biz burada ilki Edirne’de kurulu olan Bimarhaneleri bir nevi altyapısı demeyeceğim ama birebir olmasa bile orada uygulanmış olan bütün sistemleri olduğu gibi buraya taşımaya kalktık. Başarılı olduk mu? İnşallah olacağız.

"RAHATSIZLIK HİSSEDEN MUTLAK SURETLE ÖNCE DOKTORA GİTMELİ”
Geniş bir bahçemiz var. O bahçenin içinde şelaleler var. Orada hasta adayları su, ney, kuş, Kuran ve Ezan sesi dinlerler. Şunu söylemek istiyorum; bir insan gerek psikolojik boyutta olsun gerek manevi boyutta olsun rahatsızlık hissettiği zaman mutlak suretle önce doktora gitmesi gerekir diyoruz. Bütün tıbbi imkanları kullanması gerekir. Psikolojik ve manevi boyutta hasta olmasına rağmen bu insan kalkar da bizim ve bu konuda ikazcı olan insanların ikaz etmelerine rağmen usulü kabul görmeyen bir medyumdan, muska yazan, yıldız nameye bakan insandan tabir-i caizse bir üfürükçüden (Zaman zaman bize de bunu söylüyorlar. Onları ben Allahü Teala’ya havale ediyorum.) medet ummaya kalkarsa Allah’a ciddi manada şirk koşmuş olur. Dinden çıkar Allah muhafaza.

"KUR’AN ŞİFADIR”
Tamamıyla karşıyız bu işi yapan insanlara ve hatta televizyonlarda bunlaru ben deklare ediyorum. Muska elime geçtiği zaman programını yapmış olduğum yayınımda deklare ediyor hatta ismen konuşuyorum. Ve yine Türkiye’de şu anda Kur’an ile alay eden insana ekranlarda birebir, "Yahudi tohumusun” diyen bir adamım. Korkmuyorum. Çünkü bangır bangır bağırıyoruz. Elimizde ispat var. Ahmet Melih diye bir çocuğumuz var. Kur’an şifadır diyoruz. Kalkıp da ecdadımızın o güzide yerini biz buraya taşıdık dediğimiz zaman herkes bizim üstümüze gülmüştü. Ama her geçen gün çığ gibi de büyüyoruz. Burada net de adres veriyorum Silivri Gazitepe’deyiz. Herkes gelsin görsün. Burada neler oluyor daha doğrusu neler olacak? Her ümmetin yapması gerekeni biz yapıyorsak Kur’an şifadır diyorum. Suçsa suçumu kabul ediyorum.

"ŞİFAYI VEREN ALLAH’TIR VESİLE OLAN İSE KUL”
2 ayrı kanalda yaptığım programda Ahmet Melih isimli çocuğumuzu anlatıyorum. Melih’e tıp çare bulamamış. Ahmet Melih’in tıbbı allak bullak edeceği hareketleri var şu anda. Bize 5 ay önce geldiği zaman su içmeyen, yemek yemeyen, anne-babayı tanımayan, af buyurun pisliğini sağa sola yapan, hiçbir tepki vermeyen bir çocuğumuzdu. Ahmet Melih’e biz o Bimarhanelerdeki uygulanan bütün uygulamaları yapmışız ve şu anda Ahmet Melih "Allah” diyor. Ahmet Melih artık üstünü soyunmuyor. Yemek yiyor artık tepki veriyor. Konuşmaya başladı ve inşallah çok yakın zamanda yürüyecek. Ailesi, yakın tanıyanları Ahmet Melih’i gördükleri zaman size yemin ediyorum ki; annesi-babası ağlıyorlar çünkü inanamıyorlar. Bu şifayı veren Allahü Teala’dır. Kaynağı Kur’an’dır. Bizde hiçbir şey yok ancak kul vesile olur. Kul, "Ben şifacıyım” derse haşa kafir olur. Yani Allah’a şirk koşmuş gibi olur.

"HABER ŞAHSIMI ÜZDÜ”
"Şok eden Cin çıkarma iddiası” haberinde temsili bir resim var. Soyadı yok. Ben de bir basın mensubuyum. Tabi ki iddialar mutlak suretle kamuyu ilgilendiren bir olay olduğu için bu haber yapılmış olabilir. Bir şey demiyorum ama işin doğrusuna bakacak olursak bu habere çok üzüldüm. Aynı zamanda şuna da seviniyorum; Biz de üfürükçülere, muska yazan insanlara karşıyız. Hatta bunu ulusal kanallarda konuşuyoruz. Yıllardır konuşuyorum. Şu anda müthiş bir izleyici kitlemiz var daha da genişleteceğiz inşallah.

"TIBBIN ÇARESİZ KALDIĞI YERDE HODRİ MEYDAN DİYORUM”
Sara (epilepsi) hastası Ahmet Melih tarzı hastalar tıbbi bütün imkânları görmesine rağmen halen rahatsızlıkları devam ediyorsa Hodri Meydan diyorum. Bundan daha açık bir söz var mı? Kur’an şifadır, hodri meydan. Mashar Osman asker kökenli olmasına rağmen bunu yapmış ve Kur’an ile tedavi etmiştir. Kimsenin haberi yok. Şu anda Allah’ın huzurunda olan bir Kur’an düşmanı adam o dönem Kur’an ile tedaviyi yasak kılmış halen süregeliyor.

"BEDEL ALMIYORUM, TEDAVİ SONRASI HASTA VE AİLE MUTLU OLUYORSA TAKDİR ONLARIN”
Türkiye’de İslam’ın kabul görmediği kâhin ve kehanet ile iştigal eden insanlar cirit atıyor. "Kur’an şifadır” dediğimiz zaman da millet bize laf atıyor. Şu da bilinsin; ekranlarda Allah ve Allah Resulünü, Kuran’ın mealini, sahabelerin hayatını anlatan Hocalarımız tabir-i caizse bir ay program yapar dünya parayı götürürler. Televizyonlarda ücretli Kuran okurlar, parayı götürürler. Mezarda Kuran okuyan adama "Sakın ha ücret ödemeyin” derler. Bu işimizle ilgili bize "Hocam ücret alıyor musunuz?” diye sordukları zaman ben de "Almıyorum” diyorum. Ama bu işin ücreti mukabili sorulacak olursa mutlak suretle gören bir göz var. Gelen hastanın buradan tedavi sonrası çıkışı hastayı ve aileyi mutlu ediyorsa takdir karşının diyoruz. Bu suç mu?

"İDDİALAR ASILSIZ”
Kanalım ve yaptığım program sizlere her zaman açık. Haberde ben konu edilmişim (üfürükçü denilen insanlar). Küçük küçük localar belirtilmiş. Burada öyle loca denilen bir yer yok. Siz gelen misafirlerinizi Allah aşkına onları en güzel şekilde ağırlamak için hazırlamış olduğunuz odaya loca mı dersiniz? Tamamıyla asılsız iddialar. Hiçbir şekilde kabul görmüyoruz. Uzaktan yakından hiçbir alakası yok. O açıdan bu haberi tekzip ediyorum. Benim doğal bir hakkım.”

Hazal BAŞARAN

YORUM YAP