
"MİLLİ MÜCADELEYİ ANLARSAK BUGÜN NELERE TENEZZÜL EDİLDİĞİNİ GÖRÜRÜZ”
Türk milletinin eşsiz mücadelesi sonucunda kurulan Cumhuriyetimizin 92. yıldönümünden bir gün önce hemşerileriyle buluşan Özcan Işıklar, Atatürk ve Milli Mücadeleyi anlamak yönünde dikkatleri içinde bulunduğumuz süreçle çekti. Işıklar, şunları söyledi: "28 Ekim gecesi Atatürk’ün tarihimizin ve bağımsızlığımızın simgesi olmuş Çankaya Köşk’ünde, "Beyler, yarın Cumhuriyeti ilân edeceğiz! Türkiye Devleti'nin hükümet şekli Cumhuriyet’tir. Bunu Anayasa'mıza yarınki Meclis toplantısında koyduracağız.” dediği gün bu akşam. Tarihimizin karanlık günlerinden zaferle sonuçlanan bir mücadelenin içinden yeniden bir devlet kurarak çıkan Atatürk ve milli mücadeleyi anlamamız için çok önemli bir dönemden geçiyoruz. O gün neleri feda ederek, elinin tersiyle ittirerek yaptığını anlarsak bugün nelere tenezzül edildiğini ve yüz sürüldüğünü, ülkenin içte huzurunun dışta onurunun nasıl ayaklar altına alındığını daha iyi anlarız.
"HALİFE OLMA ÖZENTİLERİYLE 92 YIL ÖNCE VEDALAŞTIK”
Hilafet makamı reddedildi. Halife Arapçada Zillullah-ı fi'l-arz yani Allah’ın yeryüzündeki gölgesi demektir. Atatürk bu sıfatı reddediyor. "Din ve devlet işleri birbirinden ayrılmalıdır.” diyor. Allah’la kul arasına girilmedi. 57 İslam ülkesinden sadece Türkiye’de demokrasi, insan hakları, laiklik ve en önemlisi hukuk düzeni üniter yapısında kaynaşmıştır. "Şam’da namaz kılacağım” diyen halife olma özentileriyle 92 sene önce vedalaştık.
"LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI İLE DÜNYA ÖNÜNDE TESCİL EDİLEN SINIRLARIMIZ BUGÜN TEHDİT ALTINDA”
"Yurtta barış, dünyada barış” ilkesini benimseyerek ülkelerin ulus yapılarına karışmamaya, özgürlüğün simgesi haline gelmiş bir olmayı çok öncesinde Atatürk ile tanıdık. Emperyalizm karşısında mazlum milletlerin yanında yer almamız gerektiğini söylemiştir. Şimdi geldiğimiz noktaya bakın; sınırlarımız ortadan kalkmış, ülkemizin üniter yapısı darmadağın olmuş ve bölünme noktasındayız. Lozan’da aldığımız tapu bugün tartışılır hale geldi.
"SEVR’E DÖNÜŞ DAYATMASI ÜLKEYİ TAZİYE EVİNE ÇEVİRDİ”
Devlet otobüsse hükümet şofördür. Devlet camiyse hükümet imamdır. İkisi başka şeydir ama bir parti devlet değildir. Bugün devleti AKP’lileştiren, ayrıştırıcı, düşmanlaştıran bir zihniyet söz konusu. Devletin tarafı olmaz. Ama bugün devlet ceberut anlayışıyla coğrafyayı kan gölüne çeviren bir mekanizma haline dönüşmüş. Ülkenin her tarafı taziye evine döndü. Bunların bir sebebi var; Cumhuriyet döneminden bugüne edindiğimiz bütün kazanımların hepsini yok etmek. Bilinçli yapılıp yapılmadığı merak ediliyor. Bu kadar organizasyona aklı yetecek olmadıklarını biliyorum. "Lozan’ı yırtıp Sevr’e döneceğiz” diyenlerin emellerine oyuncak olduklarını hepimiz görüyoruz. Büyük Atatürk’ün, "Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler.” dediği o günleri yaşıyoruz. Gaflet, dalalet ve hatta ihanet var!
"2 KASIM AYDINLIK TÜRKİYE’NİN KURULUŞ GÜNÜ OLACAK”
CHP insanların devlet için değil devleti insanlar için var eden bir partidir. Siyasi programımızı oluşturan Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Milliyetçilik, Laiklik, Devletçilik ve Devrimcilik (Altı Ok) sonsuza kadar yaşatacağımız amaçlarımız. Sadaka kültürüyle insanların karnını doyurup kafasını boşaltan, biat kültürüyle teslim alan, çocuğu sokağa çıktığında insanlara geri dönecek mi korkusu yaşatan etnik kökene dayalı siyasetin yarattığı dezenformasyonu hepimiz gördük. 2 Kasım’da artık İslamcılıkla Müslümanlığın ayrılacağına, teokratik yönetimin demokrasiye ne kadar zarar verdiğinin anlaşılacağını, parlamenter sistemin değerlerinin ne derece önemli ve güçlü olduğunun anlaşılacağına inancım tam. 2 Kasım sabahı çağdaş, aydınlık, modern bir Türkiye’nin kuruluş günü olacaktır.”
Haber MERKEZİ