XXXXX

Yeni Yıla Girerken

Yeni Yılın ilk ve en güzel hediyesini Girgin ve Aydar aileleri olarak Lütfü kardeşimizden aldık. Senin kısa bir süre öğretmenin oldum ama bundan gurur duyuyorum. Ağabeyimin mutlu ve buruk sesinin telefonda duyunca şaşırdım. İnternette silivriliyiz.com’a girmemi söylüyordu, çünkü kardeşinin internete girme gibi bir adeti yoktur. Yüreği herkese açık. O yürekte hırs ve kinin zerresini barındırmayan bizim canımız babamızı öyle güzel anlatmışsın ki ne diyebilirim? 28 Şubat onu kaybettiğimiz gün. Onu o gün anlatmayı düşünmüştüm ama senin bu güzel yazın üstüne bir anımı anlatmak istiyorum. 2004 yılı seçimlerinde Selami Başkanımla birlikte geziyorduk. Soğuk bir gecede Murat Çeşme’de bir eve gittik. Kırk, elli erkek bizi karşıladı. Benim için her şey çok yeniydi, çünkü biz ailece babamın siyasi hayatından uzak durmuştuk. Bütün erkekler dizlerinin üstüne oturmuş Selami Başkanla sohbet ediyorlardı. Sözcü olan bey söze şöyle başladı; “Başkan biz bu güne kadar sana oy vermedik, ama bu seçimde sana oy vermeye karar verdik”. Böyle açık ve net konuşması çok hoşuma gitmişti. Selami Başkan da kahkahayı basmıştı. Lafına devam etti, “Onu bunu bilmem Silivri’ye bu güne kadar iki başkan geldi.” Dedi hepimiz bir durduk ağzından ne çıkacak diye “Halim Bey ve Sait baba” dedi ve şöyle devam etti; “Sait Baba’nın ölümünü duyunca memleketten uçağa atlayıp geldik. Öyle adam bir daha gelmez.” Özellikle söylemek istiyorum, benim için bütün başkanlar değerlidir, çünkü hepsinin o günün şartlarına göre şu Silivri’de emeği vardır. Ben sadece beni çok etkileyen bu anımı anlatmak istedim. Birden Selami Başkan bana döndü; “İşte ben de kızını getirdim size” dedi. O bey yerinden fırladı, elimi öpmeye çalıştı. Odada bir ses yükseldi. Bu bende ölene kadar taptaze kalacak bir anıdır. Her yeni yıla girerken onun hindi yapmasını ve torunları için koşuşturmasını özlerim. Sonra da “Hadi siz karı koca gidin eğlenin, kızlarınızı da bize bırakın” demesini özlerim. 2000. yıla girmenin onu ne kadar heyecanlandırdığını düşünürüm, yüzüme bir tebessüm yayılır. Ahmet Beyle (Ahmet Hamoğlu) bir sohbetimizde “Sait ağabey başka bir adamdı” demişti. Biz onu baba, dede olarak çok seviyorduk ama onu tanıyan insanlar da bir başka seviyordu. İşte güzel olan buydu. Sevgili Lütfü bizi nerelere götürdün? Sana tekrar teşekkürler. Evet Yeni yıla pek bir hareketli girdik. Her yer tıka basa doluydu. Klassis de belki de ilk defa bu kadar Silivriliyi bir arada ağırladı. Bence asıl hareket Silivri Belediye Meclisi’ndeydi. Keşke Yeni Yılda ilk mecliste birbirimizi daha bir anlayarak en önemlisi, birbirimizi dinleyerek girebilseydik. Aslında bu köşede hiç siyasetten bahsetmek istemiyorum ve bunu yapmayacağım da. Konulara çok tarafsız bakabildiğimi biliyorum. Burada söylemek istediğim bizlere çocukluğumdan beri öğretilen karşındakini dinleme ve söz verme hakkı. Bu bir meclis terk etme olayı değildi. Meclis kapanmış AK Parti grubuna söz verilmeyeceği söylenmişti. Muhalefetin konuşma yeri meclis değilse neresidir? Bu konuyu karşılıklı görüşmek, tartışmak kadar uygarca bir tutum var mıdır? Keşke Başkanımız bu söz hakkını muhalefete tanısaydı, muhalefet de onu dinleyip kendi söyleyeceklerini anlatabilseydi. Dışarıda her iki taraf da bunu yeterince yapabiliyor. Önemli olan mecliste bu olayın karşılıklı konuşulmasıydı. Doğruyu isterseniz benim gönlüm bunu istedi. Tabi sade benim istememle olmuyor ama yine de yeni yılda insanların birbirine daha uygarca davranmaları dileğiyle.

Hoşçakalın

07 Ocak 2011 tarihli Hürhaber Gazetesi'nde

YORUM YAP