“Yeni müfredat usulen hatalı, içerik ise skandaldır”

“Yeni müfredat usulen hatalı, içerik ise skandaldır”

24.07.2017 09:43:27

Eğitim İş Sendikası yaptığı yazılı açıklamayla 2017-2018 eğitim-öğretim yılı müfredatını değerlendirdi.

Eğitim İş Sendikası, 2017-2018 eğitim-öğretim yılı müfredatını, kılavuzun Eğitim Bir Sen olduğunu, usulen hatalı, içeriğin ise skandal olduğu, ‘kendin pişir kendin ye' müfredatı sözleriyle özetleyerek değerlendirdi.
Açıklamada yer alan ifadeler şu şekilde: “Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın yaptığı 2017-2018 eğitim dönemi için yeni müfredatı açıklaması, arkasında bir yanlışlar zinciri barındırmaktadır.
Bakan, müfredatın 100 bine yakın öğretmen ve velinin görüşleri alınarak hazırlandığını bir ‘katılımcı çalışma süreci' gibi sunsa da bu 100 bin kişinin kim olduğu, neden bu alandaki eğitim-bilim uzmanlarının, üniversitelerin ve demokratik kitle örgütlerinin tümünün görüşlerinin dikkate alınmadığı, büyük bir soru işaretidir.
Yeni müfredata ilişkin daha önce nokta atışı yapan sendikalar ve yayınevlerine bakıldığında da, bu çalışmanın nasıl bir çevreyle yapıldığı açıkça görülmektedir.

“MÜFREDATIN KLAVUZU: EĞİTİM BİR SEN!
Eğitim İş olarak, Bakanlığın taslak müfredat raporunun, yandaş sendika Eğitim Bir Sen'in “Gecikmiş bir reform müfredatın demokratikleştirilmesi” adı altındaki taslak müfredatla neredeyse aynı olduğunu ortaya çıkarmış ve kamuoyuyla paylaşmıştık.
Müfredatın son örneği de koskoca Bakanlığın yol göstericilerinin değişmediğini, ne yazık ki ortaya koymuştur.
Bu müfredat, usulen de doğru hazırlanmamıştır. Bu kadar köklü bir değişimin, katılımcı bir şekilde hazırlanması gerektiği gerçeği bir yana dursun, daha uzun vadeye yayılması gerektiği ve pilot uygulamalarla test edilmesi gerekmektedir.
Yangından mal kaçırırcasına yeni müfredatı getiren Bakanlık, bu müfredatı hem kısa bir zamanda ve şeffaf olmayan bir süreçte hazırlamış, hem de pilot uygulamaya gitmemiştir.

“15 TEMMUZ VAR, ATATÜRKÇÜLÜK YOK!”
Bakan Yılmaz'ın “Çağın gereklerine uygun hazırlandığı”nı iddia ettiği müfredata genel olarak bakıldığında; çağdaş-bilimsel eğitimden uzaklaşıldığı, Cumhuriyet'in değerlerini ve önemli pozitif bilim derslerinin geriletildiği görülmektedir. Bakan Yılmaz'ın “15 Temmuz, yeni müfredatımızda yer alıyor” açıklaması ile Türkçe dersinden “Atatürkçülük” kavramının çıkarılması bile, müfredatın siyasi niyetini ortaya sermektedir.
İktidarı boyunca müfredatı yapboza çeviren AKP, bu en köklü değişikliğinde de bilimsel değil siyasi hamlelerle bir değişikliğe gitmiş ve çocuklarımızın –dolayısıyla ülkemizin- geleceği ile oynamıştır.
Bakan'ın müfredat değişikliğine gerekçe olarak sunduğu “sadeleştirme” tezi de artık bayatlamıştır. Bugüne kadar her müfredat değişikliğini “sadeleştirme” olarak sunan AKP'nin, şimdiye kadar ki hiçbir değişikliğinde bunu yapamadığı da, aslında bunu hedeflemediği de açıktır. Görünen o ki, artık kamuoyunu kandırmak için yeni bahaneler bulmaya bile lütfedilmemektedir!

“YANDAŞ YAYINEVLERİ ZATEN BİLİYORDU”
Bakan'ın son ana kadar üzerinde ince çalışmalar yapıldığını iddia ettiği müfredatın, içeriğinin sadece yandaş sendikalarca değil, yandaş yayınevleri tarafından bile biliniyor olması da trajikomiktir.
Bir sürpriz gibi açıklanan müfredat, hali hazırda yandaş yayınevleri tarafından incelenmiş, bu alanda kitaplar basılmaya bile başlanmıştır.
Eğitim İş olarak; konunun takipçisi olacağımızı ilan ediyoruz. Birkaç saat içinde müfredatı ana hatlarıyla ayrıntılı biçimde ele alma şansı bulacak ve bunu kamuoyuyla paylaşacağız.”
Haber Merkezi

YORUM YAP