XXXXX

Yazılanlar Beni Tarif Etmiyor

Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ın son günlerde bazı basın mensuplarıyla yaşadığı anlaşmazlığı anlatırken,  kullandığı cümleler bunlar “Yazılanlar beni tarif etmiyor. Beni farklı biri gibi gösteriyor…”
Beş kişiye sizinle ilgili görüşleri sorulsa her biri farklı şeyler söyleyecektir. Benim sokakta sevmediğim birini görünce yüzüm asılır, görmezden gelirim,  ya da pis pis bakarım. Bu kişinin benimle ilgili görüşü “asık yüzlü, sevimsiz” biri olacak kuşkusuz ne olabilir ki…
Sevdiğim birini görünce yanına koşarım, sarılır, şakalar yaparım, yeri geldiğinde dostlarıma sofralar kurmaya bayılırım… Onlardan birine beni sorsanız “sıcakkanlı, esprili, cana yakın” tarzında şeyler söyler.
Demem şu ki; siz insanlara hangi yüzünüzü, hangi sizi gösterirseniz onlar sizi öyle tanır.
Herkesle iyi olamayız, herkesle dost veya herkesle düşman da olunmaz. Hayatımıza giren iyi ve kötü insanları ayırt etmeyi beceremezsek aralarında ne fark kalır ki?!
Özcan Işıklar’ın yıllardır arka planda olmasını kendi seçimi diye düşünmüştük. Bugün görünen o ki ön plana çıkmak için sırasını beklemiş sadece. Işıklar, için belediye başkanlığı bir fırsat değil hesaplanmış bir hedef. Bir tahmin; bekleme ve hazırlık sürecinde emeklerinin başkaları tarafından sahiplenilmesinin nasıl bir duygu olduğunu çok iyi gördü, öğrendi. Bunun için bugün emek verilmeden yöneltilen her talebe, kendisinden faydalanmak isteyenlere çok sevimsiz bakıyor. Yerini hak etmemiş, işinin hakkını vermeden almaya gelenlere kaşlarını çatıyor. Bugün Işıklar’ı eleştirenlerin önemli bir kısmı beklentilerinin karşılanacağı umudunu yeşertirken, hatta karşılanırken Işıklar ve yaptıklarından ne kadar memnun olduğunu unutmamak gerek. Özel sıkıntısında kapısını çaldıklarını da… İnsan sıkıntıda olunca en yakın gördüğünün kapısını çalar benim bildiğim. Işıklar, yardım ediyor ama kimseyi sırtında taşımaya niyeti yok, kendini kullanmaya kalkanlara, temsil ettiği kurumdan faydalanma girişimlerine karşı ise alerjisi var. Kendi bildiğinden asla şaşmaz, kimsenin aklıyla da hareket etmez. Akıl konusunda kendini herkesten epey üstün gördüğü aşikar. Zaman zaman aşırıya kaçan bu özgüvenin altındaki nedenler şimdiki konumuz değil ama önemli şeyler.
Sıkıntısında çare aradığı veya Işıklar’ın kapısını çalanları suçlamıyorum ama bugün hala kendi ayakları üzerinde duramayışının öfkesini Silivri Belediye Başkanından çıkarmalarının (Bu Işıklar’a has bir durum değil dün Hüseyin Turan’dı gelecekte bir başka isim olur) tarifini inanın yapmak istemiyorum ama durum aynen böyle. Çalışan, üreten ve doğru olan insan her zaman başarır. Ama dedikodu ve iftiradan başka ürettiği bir şey olmayanların beklentilerini hiç kimse karşılayamaz… Kendileri bile… Bunun için bir başkasına kızmaktan vazgeçmeliler. Aslında değişmeyeceklerini hepimiz biliyoruz. Bir insan özünde yanlışsa kimseye doğru bir şey sunamaz. Kendine faydası olmayanların başkalarına yararı asla dokunmaz. Zararı dokunabilir ama… Bu konuda çok iyimser değilim. Şöyle de bir şey var sizi öldürmeyen her kötülük daha da güçlü yapacak…

Haberin devamı 07.12.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…


YORUM YAP