XXXXX

Yağmurdan Söz Etme, Yağdır

Son dönemde atılan manşetler ve büyük puntolar ile aktarılan iddialı söylemlerin ardından gelen sessizlik beni düşündürdü. Basının ilgi ve alakasının ne denli dikkatli analiz edilmesi gerektiğini düşündüm. “Ne kadar iddialı laflar edersem o kadar büyük başlığın puntoları” dolayısıyla dikkat çeken şekilde yansır haber. Ve aynı paralellikte o denli çok insanın dikkatini çeker…
Basına malzeme lazım, ne kadar çok verirseniz doymazlar, aksine daha fazlasını isterler. İştahları kabarır ufak tefek malzemelerle dolmalarının imkanı olmaz.
Geçtiğimiz günler üzerinde durduğum bir kıstası daha burada hatırlatmalıyım; Kaybedecek ne kadar az şeyi varsa bir insanın savaşacakları o kadar çok demektir. Kaybedecek bir şeyi olmayan kişi de kazanmak için oldukça iddialı olur. Bir başka atasözümüz var burada anımsamamız gereken; Keskin sirke küpüne zarar!
“Sen kimden yanasın” diyenleriniz çıkacaktır ama 20 yıllık basın geçmişimin ardından insani değerlerimizi korumaktan yanayım. İnsanların üzdüğü kadar üzüldüğünü gördüm defalarca. Ve bundan zevk alanları gördükçe utandım.
Kırdılı, vurdulu, hakaretvari söylemleri kimse kimseye ‘siyaset’ diye yutturamaz. Ama başkalarının acısından, sıkıntısından zevk alacak kadar kötü durumda olanlar var aramızda.
İlkeli duruş iddiasının ön planda tutulduğu, rekabet olarak algılanmamız istenen ‘savaşları’n sevimsizliğini tercih edenlerin kazandığı, kazanacağı bir şey olamaz. Ünlü yazarın dediği gibi “Yağmurdan bahsetme, yağdır!”
Doğruluk, dürüstlük, hak, hukuk diye diye perde arkasında dönen dolaplara bir son verin.
Başkalarını kandırmak isterken, kendi kendinize yaptığınıza bir bakın. Bu işin getirisi ne götürüsü nedir?
Silivri küçük yer diye diye bazı küçük hareket ve düşünceleri kendimize yakıştırdık. Ama artık bu küçüklük psikolojisinden arınmamız gerek. Büyük davranın, öyle düşünün. Yoksa Silivri’ye küçük geleceksiniz!

Haberin devamı 05.01.2012 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…



YORUM YAP