İlker Bayrak

William Shakespeare

Shakespeare gibi bazı sanatçılar vardır; yalnız yaşadığı çağa değil tüm çağlara damgasını vururlar. Onlar, yalnız yaşadıkları ulusların değil, tüm ulusların sanatçısıdır. Onlar şu ya da bu milletten değildir artık. İşte bu klasik olmaktır. Klasik olmak o kadar zordur ki, yani bugün bir sanatçı klasik olup, olamayacağını bilemez. Yaşarlılığını sürdürmek, tüm insanlığa hitap edebilmek ve yalnız bugünün insanını değil, yarının insanını da kucaklayabilmek... Bütün insanlığı kucaklarken, gerçek insanın gerçek dünyasına inebilmek...
Shakespeare bir klasiktir, çünkü ondaki insan tüm psikolojik alt yapısıyla, tüm gizil yönleriyle gerçek insandır ve insanlar her çağda aslında hep aynıdır. Mitolojik varlıklar, doğa üstü güçler olsa da eserlerinde hep gerçek insan konuşur. Gerçek insanın gerçek doğası... İnsan doğasının tragedyaya kaynaklık eden bastırılmış kinleri, nefreti, ihtirası... Bunu bulup çıkarabilmiştir Shakespeare... Onun trajedide, dramda yaptığını Moliere klasizmin kuralları içinde komedide yapmıştır. İkisi ayrı ayrı iklimlerin şarkısını söylese de aslında insanın aksayan yönlerini hayatın iki ayrı yönüyle tasvir etmişlerdir.
Shakespeare, iyi bir dil işçisidir, çok iyi bir şairdir. İngiliz edebiyatının bu en büyük sanatçısı ne ilginçtir ki, tarihi, mitolojik oyunlarıyla evrenselliğe ulaşabilmeyi başarmıştır. En zor olanı evrensel kalabilmektir ki, Shakespeare konularının insan doğası ile girift yapısı onun evrensel kalmasını da sağlamıştır. Bugün bir Hamlet'i, Bir Yaz Gecesi Rüyası'nı, III. Richard'ı, Hırçın Kız'ı, aynı hislerle okuyor; izliyorsak bu Shakespeare'in yakaladığı gerçek insanın sayesindedir.
Bugünün insanı da çok şey buluyor aslında Shakespeare'den ... Tragedya yaşayan tek tür mü oluyor acaba insanlık için... Hayatta ne sadece komedi, ne sadece trajedi vardır. Hayat bunların karışmasından oluşur, hayat bir dramdır. Bunu daha önce de yazmıştım. Hayat bir dram mıdır? Modern insanın kalabalıklar içindeki yalnızlığı, çökkünlüğü; insanlığın savaş, açlık, yoksulluk gibi değişemeyen dertleri... Bugünün insanı Shakespeare'in kin ve nefret dolu canavarının büyümüş şekli gibi... Shakespeare'in anlattıkları ürküntü verirdi insanlara... Onun trajedisi sarsardı insanı... Düşünüyorum da çağımızın trajedileri karşısında Shakespeare komedi gibi kalıyor. Bugünün insanı modern ferdi dertleriyle, kendi kırılganlıkları ve büyük yalnızlığı ile asırlardır değişmeyen evrensel sorunlarıyla bir büyük canavara mı dönüştü? Bebeğini çöp konteynırına atan anne, hangi Shakespeare karakterinden daha iyi? Ya da çaldığı bebeği apartman boşluğunda ölüme terk eden bir diğeri... Tiyatro hayatın aynasıdır, ama sanırım artık ayna bile çirkinliğimizi göstermekten imtina eder oldu. Artık dünyaca ünlü trajediler bile bugünün insanının insafsız hareketlerinin yanında ne kadar basit kalıyor.

Yaz aylarında klasik eserler okumaya devam...
Bütün insanlığın huzur ve mutluluk içinde yaşaması dileği ile...
Hoşça Kalın.

YORUM YAP