XXXXX

Tatlı yorgunluklar

Dün çok yoğun bir gündü. Yıllık Basın İlan Kurumu denetimimiz gerçekleşti, sonrasında misafirlerimizi ağırladık.
Hürhaber’in 10. Yılını doldurup 11. Yılına girmesi dolayısıyla çok farklı kutlamalar alıyoruz, hoşumuza da gidiyor. Tebrikler, kutlamalar kimin hoşuna gitmez ki; teşekkür ediyorum tüm Hürhaber ailesi adına.
Neyi başardığımızı, başkalarının başarılarını yazarak, değerlendirerek de görme imkânımız oluyor. Haberlerimizin oluşturduğu teşvik, açtığı kapılar, getirdiği sesle, yorumlarımızın yol gösterici niteliğini görmek gücümüzü tazeliyor.
Dün geçirdiğimiz denetimde gazetenin
içeriğinden sorumlu olan Cenk Kargı bir tespitte bulundu. Günlük gazetenin duvar inşa etmeye benzemediğini, her gün birer tuğla koymanın mümkün olmadığını ifade etti. Yaptığımız işi her gün sil baştan inşa edilen bir duvara benzetti.
Ve tıpkı ağızdan bir kere çıkmış olmakla geri dönüşü olmayan kelimeler gibi, yayınlanan gazetede bir şey değiştirme şansınız yok. Düzeltebilirsiniz, ek açıklama getirebilirsiniz ama öncesinde yaptığınızı değiştiremezsiniz.
Bir kentin hafızasını günü gününe tarihe not geçmenin zevki de sorumluluğu da çok büyük.

KUMLUK, YENİDEN DÜZENLENİYOR
İlkbahar ile birlikte yaza yönelik özlemler de git gide daha çok kendini hissettiriyor. Silivri Belediyesi’nin en çok ses getirecek, çalışmalarından birinin startı verildi hafta içinde.
Kumluk Mevkii’nde 4 km sahil düzenlemesi için belediye kolları sıvadı. Risus’un yanmasından sonra bölgede düzenleme talebi daha da acil şekilde kendini hissettirdi. Günü birlikçi turistlerimizin en çok kullandığı bu alanda yapılacaklar büyük önem taşıyor, etkileri de büyük olacak.

CHP’DE ÖRGÜT TOPLANTISI
12 Nisan 2013 bu akşam saat 20.00’da CHP İlçe Merkezinde Milletvekili Ali Özgündüz ve İl Başkan Yardımcısının katılımıyla örgüt toplantısı gerçekleştirilecek. İlçe Başkanı Mümin Tuğlu tüm partililerini toplantıya katılmaya davet etti.

NEDEN BAĞIRIYORUZ?
Guru, öğrencisine sorar:
- İnsanlar neden birbirine bağırır?
Öğrencisi bir süre düşündükten sonra cevap verir:
- Sakinliğimizi kaybettiğimizde birbirimize bağırırız.
Guru tekrar sorar:
- Ama eğer o kişi tam yanında duruyorsa, bağırmaya ne gerek var ki? Söylemek istediğin şeyi yumuşak bir şekilde de söyleyebilirsin.
Öğrenci başka açıklamalar da getirmeye çalışır ama guru hiçbirinden tatmin olmaz ve sonunda kendi fikrini paylaşır:
- İnsanlar birbirlerine kızdıklarında, kalpleri birbirinden çok uzaklaşır. Bu uzaklıkta seslerini karşılarındakine duyurmak için bağırmaları gerekir.
Ne kadar çok kızgınlarsa o kadar kuvvetli bağırmak durumunda kalırlar. Halbuki iki insan aşık olduğunda ne olur?
Kalpleri yakın olduğu için birbirlerine bağırmazlar, yumuşak bir şekilde konuşurlar. Aralarındaki mesafe yok denecek kadar azdır. Sevgileri arttıkça ne olur?
Konuşmak yerine birbirlerine fısıldamaya başlarlar. Hatta beraber yaşlandıkça, fısıldamaya bile ihtiyaçları kalmaz, iletişim kurabilmek için, birbirlerinin gözlerine bakmaları yeterli olur. Yani kızgın hissettiğimiz zaman, kalplerimizin birbirinden uzaklaşmasına müsaade etmememiz lazım.
Kalplerimizi birbirinden uzaklaştıracak kelimeler kullanmamak lazım, yoksa bir gün gelir ki, kalpler arasındaki mesafe o kadar artmıştır ki, geri dönüş yolunu bulamayız.

YORUM YAP