Canı yanmış, ihtiyacı ve zorda da olabilir… Ama küfür kıyamet giriştiğiniz hiçbir kapıdan olumlu sonuç alamazsınız. Skandal mı yaşanan? Evet skandal… Haklıyla haksızın birbirine karıştığı bir durum.
Engelli bir baba, seyyar satıcılık yaparak ailesini geçindirmeye, üç çocuğuna bakmaya çalışıyor. Belediyenin koyduğu kurallara uymama ısrarı, cezalandırılınca isyan eden eşi meclisi basıyor.
Belediye kuralları işletmek ve gözetmek zorunda. Diğer yandan bunu yaparken, sorunları skandal boyutuna varmadan çözmesidir esas olan. Çıkan yaygaraya duygusal olarak baktığınızda; gözü yaşlı feryat figan kadına hak verirsiniz. Mantıklı ve kurallar açısından konuya yaklaştığınızda; belediyenin yapması gerekeni yerine getirdiğini görürsünüz.
Hangi bakış açısıyla bakarsanız bakın, karşı tarafla empati kurmayı unutmayın.
Merak ettiğim şu; Fidan Kaya meclisi basıp ortalığı birbirine katana kadar hiçbir yetkili ile görüşmedi mi ve görüştüyse kendisine ne ve nasıl anlatıldı? Belediye başkanının kapısı önünde sekreterler, özel kalemler, güvenlik görevlileri bir sürü insan var, bunlardan hiç biri kadının sorununu nasıl çözemedi veya tepkisini skandala dönüştürmeyi önleyemedi? Olabilecekleri nasıl tahmin etmedi, öngörmedi?
Belediye karşılaştığı sorunları üstte yaşanan örneğin geliştiği gibi çözmeyi esas alamaz.
Meclisi her basıp, bağırıp, çağıran, küfür ile hakaret edene zararının karşılanacağı, yardım veya iş sözü verirseniz başınıza iş alırsınız.
Ve bir şey daha; yasak bölgelerde seyyar satıcılık yasağını herkes için işletin. Bir kişi için tanınan imtiyaz, bir sürüsü için kapı açıyor. Bir şey yasaksa herkes için yasak olsun ki kimse konuşamasın. Oy kaygıları veya başka nedenlerle tanınan iltimaslar ne kadar az olursa olsun çok fazla göze batıyor.
Konuyu değerlendiren birçokları Kandemir’e çatmış ama bence bu konuda haklı. Geri adım atmaması en doğrusu. Seyyar satıcılar Silivri’de çok bile başıboş bırakıldı. Dükkân kirası, vergi vesaire ödeyen esnafı da düşünün. Sonra modern bir kent olmaya çalışan Silivri’yi de aklınıza getirin.
Haberin devamı 05.10.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…
