XXXXX

Sansür Gerçekleri İle Yalanları

Bazı insanlara göre kendileri her şeyin en iyisini hak ederken, başkaları yaşadığı her kötülüğü hak ediyor.
Başkalarının başına gelen kötülükleri ellerini ovuşturarak izlerken, tırnağı kırılsa veryansın ediyor.
Hüseyin Turan’ın Belediye Başkanı iken, Hürhaber’e iki yıl boyunca uyguladığı sansürü bugün basın özgürlüğü diye veryansın eden arkadaşlarımız o zaman hiç dert etmedi. Kaan Göktaş dışında… Silivri’nin Basın İlan Kurumu’na kayıtlı tek gazetesi onlarca dava, çeşit çeşit engel ile mücadele ederken ne kadar mutluydular bir bilseniz!
Hürhaber olarak, ‘komşu ilçelerden basın ihraç etmeyelim Silivri kendi kendine yetecek kadar iletişim organına sahip’ diye biz yazarken, hiç birinin umurunda değildi. Dün de kendilerinden başka kimseyi düşünecek durumda değillerdi, bugün de öyle. Yani yerlerinde saydılar...
Ben kendimi tarif ederken “her devrin adamı” demezdim, adam olanın yanında olurum arkasından da her koşulda yürürüm. Ama olmayanın canını okurum! Ama her devirdeki insanlar beni adam olarak görüp benimle çalışmayı seçiyorsa bundan üzülmem ancak sevinirim.
Bunu en iyi bilen kişi de bugün sansürle suçlanan Özcan Işıklar’dır.
Hürhaber’in matbaası mühürlendiğinde Silivri’de konuyla ilgili içlerinde CHP’li muhalefeti de dahil olmak üzere hiçbir ses yükselmedi. Siyasiler ister iktidar ister muhalefet olsun güçlü basından çekinirler, pek olsun istemezler.
Okuyucularımız ve koruyucularımızın sessiz desteği ve sahiplenmesiyle zor günlerimizi aştık kimseden de bir yardım talep etmedik. Kimsenin kapısına siyah çelenk koymadık, davet ve basın bülteni almıyoruz diye sızlanmadık! Sansür müydü? Alasıydı. Resmi ilanlarımızı mahkeme açarak alabildik. Hakkımızı mahkemeyle kazandık. Kimseye gidip de “3 liralık işi ben sana 9 liraya yaparım” deyip de işi alamayınca tehdit ve karalamaya girişmedik. Biz aslına bakarsanız gazetecilik dışında bir iş yapmadık!
Hühaber mühürlendiğinde bugün siyasette önemli görevlere oynayan isimler Hüseyin Turan’dan korkularına selamı sabahı kesti. Ama Özcan Işıklar, hiçbir siyasi hedefi gündemde yokken geldi, Çorlu Belediye Başkanı’nın danışmanıydı, “Gazetecilik yapmak istiyorsanız size Çorlu’da yardımcı olurum” dedi.
Işıklar’ın eleştiriye tahammülü bazı arkadaşların akıl erdiremeyeceği kadar geniş. Ama bazılarına çok kötü gelen bir huyu var; avantacılara prim vermiyor! Paralı yalaka, alkışçı sahibi olmaktan nefret ediyor!
Bu arada şu meşhur plaket meselesine gelecek olursak; hiç oraya çıkıp da almak niyetinde değildim. Büyük ricalar ile yöneltilen bir davete icap ettim. Ben belediyeden plaket falan istemiyorum, ilan ve abone paralarım ödensin kafi. Bugüne kadar düzenledikleri etkinliklere katılımım bir elin parmaklarını geçmez. Öyle gösteriş budalası, protokol meraklısı değilim. Bulunduğum yer de sahip olduğum dostlarım da yeterli. Daha fazlasında gözüm yok.
Sahip olmak istediklerimi elde etmiş olmam birilerinin canını sıkıyorsa bu duygu onları süründürmeye devam edebilir. Haksız eleştirilerin gizli hayranlık, açık kıskançlık olduğunu bilecek yaştayım.

Haberin devamı 27.07.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…


YORUM YAP